Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/687 E. 2022/762 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/687 Esas
KARAR NO:2022/762

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket nezdinde —— numaralı—–Poliçesi ile —— adına sigortalı,——adresinde —— olarak işletilmekte olan iş yeri bünyesinde kullanılmakta olan——20/11/2019 tarihinde ani voltaj değişimi sebebiyle hasara uğradığını, meydana gelen hasardan, sağlıklı elektrik dağıtımı sağlayamaması nedeniyle davalı konumundaki muteriz borçlu sorumlu olup işbu zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu, yapılan incelemeler neticesinde cihazın bulunduğu bölgeye elektrik dağıtımı gerçekleştiren şirkete rücu edilebileceği sonucuna varıldığını, mevcut poliçe hükümleri gereği tenzili muafiyet uygulanarak——-raporunda hesaplanmış 8.625,08 TL’ den 1.660,80 USD indirim yapılmış ve 29.01.2020 tarihinde 6.964,28 USD sigortalıya ödenmiş olduğunu, müvekkili şirketin, 1.660,80 USD tenzili muafiyet bedeli düşüldükten sonra—– raporunda tespit edilen 6.964,28 USD hasar tazminat bedelini 29.01.2020 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, davalı şirketin ödeme yapmaması üzerine, ——- Esas Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız ve mesnetsiz şekilde icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğun beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalının icra takibine vaki haksız itirazlarının iptali ile takip çıkışı üzerinden; takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olamak koşuluyla icra inkar tazminatı, yasal faizi, yargılama harç ve masrafları eklenerek birlikte devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın, dava dışı sigortalısının —— riziko adresindeki —– işletmesinin risklerinin teminat altına alındığını, dava dışı sigortalıya ait riziko adresinde—- yerine ait ——cihazının 20.11.2019 tarihinde şehir şebeke cereyanında yaşanan ani voltaj değişimleri nedeniyle arızalanması sonucunda hasar meydana geldiğini, müvekkili şirket sorumluluğundaki tesislerde herhangi bir arıza, olumsuzluk tespit edilemediğini, müvekkili şirkete 10 günlük süre içerisinde veya sonrasında hasar tazmini için yapılan bir başvurunun da bulunmadığını beyan ederek 21.12.2012 tarih ve 28504 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Yönetmeliği’ gereği yapılması gereken inceleme ve araştırma sonucunda; davacının adresinde cihaz arızasına sebep olabilecek müvekkili şirketten kaynaklanan bir kesinti / yüksek voltaj / şebeke darbesine sebep olabilecek bir başka olumsuzluk tespit edilmediğinden; dağıtım tesislerinde meydana gelebilecek hasarların, aynı dağıtım tesisinden beslenen çok daha geniş bir bölgede etki göstermesi gerektiğinden, davacı tarafından iddia edilen hasarın dağıtım tesislerinden değil, davacının sigortalısı dava dışı şirketin kendi elektrik tesisatından kaynaklandığının kabulüne, davanın reddine, aksi kabul ile müvekkili şirketin zarardan sorumlu olduğunun değerlendirilmesi halinde; fahiş tazminat taleplerinin gerçekleştirilecek bilirkişi incelemesi neticesinden indirilmesine, karşı delil ve ek delil sunma hakları saklı kalmak üzere delil listelerinin kabulüne, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, dava dışı sigortalısına ait riziko adresindeki iş yerinde —— cihazının 20/11/2019 tarihinde ani voltaj değişimi nedeniyle hasara uğradığı iddiasıyla davacı tarafça ödenen hasar bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 27/10/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 30/04/2021 tarihinde yapılan toplantıya tarafların —— yolu ile katıldığı, 30/04/2021 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz 01/03/2022 tarihli—— no’lu duruşma ara kararı gereği; davaya konu—— cihazındaki arızanın nasıl oluştuğu, (dava dışı sigortalının işyerinin elektrik iç tesisatından mı kaynaklandığı yoksa ani voltaj değişimi sebebiyle mi oluştuğu) ve davalı şirketin bu zarardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluk miktarı ve zararın oluşmasında dava dışı sigortalının müterafik kusurunun olup olmadığı ——- için elektrik iç tesisatının uygun olup olmadığı, sigortalının cihaz için alması gereken önlem olup olmadığı, varsa bu önlemlerin neler olduğu ve tedbirlerle zararı azaltma imkanı olup olmadığı) hususlarında rapor alınmak üzere tüm dosya kapsamının incelenerek tespit edilen uyuşmazlıkta belirtilen hususlarda rapor hazırlanmak üzere bir —— bilirkişisinden oluşan üçlü heyete dosya tevdii edilmiş olup, 13/06/2022 tarihli ara kararda —— bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmiştir.
Bilirkişiler 04/07/2022 tarihli raporunda özetle; 01/07/2022 tarihinde belirtilen adrese dava konusu cihazı incelemek üzere gittiklerinde söz konusu adreste ——- işyerinin bulunmadığını, bu adreste yapılan soruşturma sonucunda ilgili firmanın başka bir adrese taşındığını öğrendiklerini, bu yeni adrese gidildiğinde ise ——-burada işyerinin olduğunu ancak davaya konu cihazın yaklaşık 1 yıl önce satıldığını öğrendiklerini, cihaz bulunmadığından teknik incelemenin yapılamadığını ve bu duruma ilişkin 01/07/2022 tarihli tutanak tutulduğunu belirtmişlerdir. 01/07/2022 tarihli tutanak dosya arasına alınmıştır. Ayrıca raporda sigorta sözleşmesi açısından yapılan değerlendirmede düzenlenen sigorta poliçesinin, sigortalı kıymetlerde voltaj etkilerinin meydana getirdiği zararı temin ettiği ancak herhangi bir teknik inceleme yapılamadığından rücu açısından bir değerlendirme yapılmadığı belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
İtirazın İptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir. “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu olayda davacı tarafından alacaklı sıfatıyla davalı/borçlu tarafa 02/11/2020 tarihli takip talebi ve ödeme emri ile ilamsız takip başlatılmış, bu takibe borçlu tarafından süresi içinde itiraz edilmiş, itiraz dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmemiş ve mahkememizde itirazın iptali davası süresinde açılmıştır.
Öncelikle taraflar arasında hukuki ilişki olup olmadığı, varsa hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple de davacı ve davalının ileri sürmüş olduğu iddialar, vakıalar ve bunları ispat edip etmedikleri ve ispat yükünün kimde olduğu hususuna değinmekte yarar vardır.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. 6100 sayılı HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez.İtirazın iptali davasında da normal bir alacak davasında olduğu gibi tarafların iddia ve savunmaları genel hükümlere göre incelenir ve mahkemece borçlunun borçlu olup olmadığı araştırılır. Alacaklı da alacağının varlığını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre her türlü yasal delille ispatlayabilir.Somut olayda; davacı ve dava dışı sigortalı arasında sigorta sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye binaen—-poliçesi düzenlendiği, bu kapsamda dava dışı sigortalının işyeri adresinde kullanılan—— arıza meydana geldiği ve bu nedenle davacının sigortalısına ödeme yaptığı, bu arızanın ani voltaj değişiminden kaynaklandığını iddia ederek yaptığı bu ödemenin ani voltaj değişiminden sorumlu olduğunu ileri sürdüğü davalı tarafa karşı, sigortalısına ödeme yaparak halefi konumunda bulunduğundan rücu edebilmek için icra takibi başlatmış olduğu anlaşılmış ise de böyle bir borcun bulunup bulunmadığı, arada rücu ilişkisinin doğup doğmadığı ve en nihayetinde davaya konu—— meydana gelen arızanın ani voltaj değişiminden mi kaynaklandığı, söz konusu cihazın bulunmayışı nedeniyle teknik anlamda inceleme yapılamadığından ve bu halde borcun doğup doğmadığı, bir alacağın var olup olmadığı belirsiz olduğundan davacı taraf ileri sürdüğü vakıayı ispatlayamamış sayılmaktadır.
Her ne kadar davacı taraf söz konusu arızalanan cihaz için kendi ——tarafından hazırlanan rapora göre karar verilmesini talep etmiş ise de hazırlanan bu rapor davacı tarafça hazırlatılmış olduğundan yalnızca bu rapor esas alınarak karar verilemeyeceği, bu hususa ilişkin davalı yanın muvafakatının olmadığı, somut olayda uyuşmazlığın kaynaklandığı arızalı cihazın ve elektrik tesisatının ancak Mahkemece seçilen bağımsız ve tarafsız bilirkişilerce oluşturulacak heyet raporunun esas alınabileceği açık olduğundan tüm dosya kapsamı ile sunulan deliller birlikte değerlendirilmiş ve davayı kanıtlar nitelikte yeterli bir delil bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 852,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 771,97‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, kalan miktarın hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen 10.754,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.