Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/683 E. 2022/728 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/683
KARAR NO:2022/728

DAVA:İtrazın İptali (Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/10/2021
KARAR TARİHİ:19/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtrazın İptali (Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili ile davalı şirket arasında sözleşmeler imzalandığını ve ticari krediler kullandırıldığını, davalının krediden kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine ihtarname gönderildiğini, ancak bir sonuç alınamadığını, menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla davalı hakkında — sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu, asıl borçlu durumundaki davalının borçlarının devam ettiğini, taşıt kredisi ve rehin sözleşmesiyle davalının imzaladığı ve imzalayacağı başka sözleşmelerden ve/veya başka bir nedenden doğmuş ve doğacak tüm borçlarının da rehin ile teminat altına alındığının kabul edildiğini, rehin sözleşmesinin 18.maddesinde düzenleme yapıldığını, davalının faiz oranı ve faiz miktarına yönelik itirazlarının yerinde olmadığını belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;icra dairesi ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiğini, imzalanan sözleşmenin kesin yetki kuralına tabi 17.maddesinde — İcra Dairelerinin yetkilendirildiğini, müvekkilinin davacı bankaya borcu bulunmadığını, talep edilen icra inkar tazminatının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; banka kredi sözleşmesinden doğan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır. Davacı banka davalı ile aralarında imzalanan sözleşmeler uyarınca ticari mahiyette kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi nedeniyle gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle davalı hakkında menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu, asıl borçlu durumundaki davalının borçlarının devam ettiğini, taşıt kredisi ve rehin sözleşmesiyle davalının imzaladığı ve imzalayacağı başka sözleşmelerden ve/veya başka bir nedenden doğmuş ve doğacak tüm borçlarının da rehin ile teminat altına alındığının kabul edildiğini, rehin sözleşmesinin 18.maddesinde düzenleme yapıldığını, davalının faiz oranı ve faiz miktarına yönelik itirazlarının yerinde olmadığını belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan davacıya hiçbir borcu olmadığını belirterek davanın reddi ile birlikte davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 09/02/2022 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir—- sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı vekiline 01/06/2021 tarihinde tebliğ olduğu davanın 25/11/2021 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı icra takibine itirazında—İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesinin —-İcra Daireleri olduğunu ileri sürmüş, dosyaya sunulan 15/12/2014 ve 13/03/2017 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerinin yetkili mahkeme ve icra dairelerini düzenleyen 13.4 maddesinde sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer —-Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, ayrıca bu düzenlemenin kanunen yetkili kılınan mahkeme ve icra dairelerinin yetkisini ortadan kaldırmadığının kabul edildiği, bunun dışında da yetkili yerlerin düzenlendiği, taşıt kredi sözleşmesinin 17.maddesinde de aynı yönde düzenleme yapıldığı görülmekle —İcra Dairelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından davalının icra dairelerinin yetkisine yönelik itirazı reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur. Davalı yan aynı zamanda mahkememizin yetkisine de itiraz etmiş olup aynı gerekçelerle mahkememizin yetkisine yönelik itirazı da reddedilmiştir.Dosyaya sunulan delil ve belgelerden davacı ve davalı arasında 13/03/2017 tarih 100.000,00 TL. bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme limitinin 18/05/2017 tarihinde 2.000.000,00 TL.daha yükseltildiği, 15/12/2014 tarihli 7.500,00 TL.bedelli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, yine 15/12/2014 tarih 200.000,00 TL.bedelli taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeler uyarınca davalıya 18/05/2017 tarihinde 2.000.000,00 TL.tutarlı— kefaletli taksitli ticari kredi kullandırıldığı yine ticari kredili mevduat hesabı açıldığı, 15/12/2014 tarihli ilk genel kredi sözleşmesi ile aynı tarihli olarak da ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 11.maddesi ile de bankanın rehin hapis ve mahsup hakkı başlığı altında müşterinin bankaya karşı bu sözleşmeden veya herhangi bir sebebten doğmuş doğacak her türlü borçlarının teminatını oluşturmak üzere rehin hapis ve mahsup hakkının düzenlendiği anlaşılmıştır.Davacı banka ticari mevduat kredilerine ilişkin borcun ödenmediğini belirterek 01/07/2019 tarihi itibariyle hesabı kat edip davalıya —.Noterliğinin 03/07/2019 tarih —- yevmiye no.lu ihtarını göndermiş ve borcun tebliğden itibaren 7 gün içinde ödenmesini talep etmiştir. İş bu ihtarname davalıya 05/07/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı yine 14/11/2019 tarihli olup aynı noterliğe ait bir başka ihtarname ile de taksitli ticari kredi borcunun ödenmediğini bu yüzden hesabın 13/11/2019 tarihinde kat edildiğini belirterek borcun tebliğden itibaren 7 gün içinde ödenmesini talep etmiş bu ihtarnamenin de 18/11/2019 tarihinde tebliğ olduğu anlaşılmıştır.Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı varsa tespiti yönünden bilirkişiden rapor ve davacı vekilinin itirazı üzerine de ek rapor alınmıştır.Bilirkişi kök raporunda taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri, ihtarnameler, banka kayıtları bir arada değerlendirilmiş genel kredi sözleşmelerinin temerrüt faizini düzenleyen 10.5 maddesinde;.—-kredi borcunun muaccel hale geldiği tarihten itibaren Bankaca Borclu Cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında gecikme faizi ödeneceğinin düzenlendiği takibe konu alacağın 2 farklı krediden doğduğu ve faiz konusunda farklı yasal düzenlemelere tabi olduğu, taksitli ticari kredinin 18/05/2017 tarihinde %15,72 akdi faiz oranıyla açılıp 15/02/2019 tarihinde %25.08 akdi faiz oranıyla yapılandırıldığı, bu durumda sözleşme hükmü gereği davacının %50.16 oranında temerrüt faizi talep edebileceği açıklanmış, ek raporda ise aynı görüş korunarak 26/11/2019 tarihinde temerrüde uğrayan borç için 27/11/2020 tarihli düzenlemenin esas alınmayacağı ve davacı tarafça sunulan 01/07/2019 tarihli cari hesap kredisi faiz oranının %33 olup kredi miktarının ise 150.000,00 TL.olması karşısında davaya konu kredi 2.000.000,00 TL.olduğundan bu kredi faiz oranının esas alınamayacağı ifade edilmiştir. Bilirkişinin davalıya kullandırılan ticari kredili mevduat hesapları yönünden ise uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranlarının kredi kartı işlemlerine uygulanacak aylık azami faiz oranlarını geçemeyeceği yönündeki düzenleme uyarınca belirleme yaptığı görülmüştür.
Yapılan yargılama toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile davacı banka ile davalı arasında imzalanan genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri kapsamında taksitli ticari kredi ve ticari kredili mevduat hesabı kredisi kullandırıldığı, aynı zamanda ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme ile davalının bankaya olan herhangi bir sebepten doğan veya doğacak olan borçlarını teminat altına almak üzere taşınır rehni tesis edildiği, davalı tarafça kullanılan krediler karşılığı borcun ödenmemesi nedeniyle hesapların kat edilerek davalıya ihtarnamelerin gönderildiği, davalının ödeme yapmadığı, bu yüzden davacı tarafın taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı nedeniyle de iş bu davanın açıldığı, davalı tarafça borcun tamamının ödendiği ileri sürülmüş ise de buna dair hiçbir delil sunulmadığı ve bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarın belirlendiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve davalının takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu gözününde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ortaya konulamadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının — sayılı takip dosyasında itirazının;
Ticari Kredili Mevduat Borcu Yönünden;
22.526,98 TL. Asıl Alacak
7.429,57 TL. İşlemiş Temerrüt Faizi (%22,68)
371,48 TL. %5 —
Taksitli Ticari Kredi Borcu Yönünden;
1.421.470,17 TL. Asıl Alacak
733.671,25 TL. İşlemiş Temerrüt Faizi (%52,56)
36.683,56 TL. %5 —
20.157,68 TL. Masraf olmak üzere toplam
2.242.310,69 TL.üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına,Takipte talep edilen ticari kredili mevduat borcu yönünden asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %22,68 oranında temerrüt faizi işletilmesine,Taksitli ticari kredi borcu yönünden asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %52,56 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazla talebin reddine,
2-Hükmedilen tutarın %20’si oranında 448.462,13 TL.inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar harcı 153.172,24 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27.240,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 125.931,56 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27.240,68 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 75,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.143,30 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre(%99,41) takdiren tamamının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık oranına göre takdiren tamamının davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından dosyaya yatırılan sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.