Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/673 E. 2023/710 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/673 Esas
KARAR NO: 2023/710 Karar
BİRLEŞEN DAVA DOSYA——— -ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ —- KARAR
DAVA VE BİRLEŞEN DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması), Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ: 21/10/2021
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ: 04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması), Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacılar vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin ortağı olduğu davalı şirketin son ortaklar kurulunun 05/03/2015 tarihinde yapıldığını, davalı şirket tarafından dava dilekçesinde belirtilen mahkemelerde bir kısım davalar açıldığını, davaların şirketi temsil ve ilzam için vekaletname verilen şirketin 3.ortağı —— eşi —– tarafından takip edilmediğini, dosyaları takip eden avukata şirket kayıtları ve ilgili belgelerin verilmediğini, şirket kasasında para olmasına rağmen gider avansı ödenmediği için davaların takip edilmediğini ve HMK 150.maddesine göre davaların düştüğünü, yasal süresi içinde yenilenmeyen davaların açılmamış sayılmalarına karar verildiğini, söz konusu davaların sözleşmeden kaynaklanan alacaklara ilişkin olduğunu ve 10 yıllık zaman aşımı süresinin 30/11/2021 tarihi itibariyle dolacağını, mevcut durumun görüşülmesi, şirketin 3.ortağına verilen vekaletnamenin sonlandırılması ve ortaklar kurulu toplantısı yapılması için müvekkilleri tarafından diğer ortak—– eşine ihtarname keşide edildiğini, ancak bugüne kadar herhangi bir girişimde bulunmadıklarını, ——- imzası olmadan şirket adına herhangi bir işlem yapılamadığını, —- karar almaya yanaşmadığını belirterek şirket alacaklarının zaman aşımına uğrayacağını ve bu kapsamda olmak üzere öncelikle davalı şirkete kayyım atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen ———– Sayılı davada dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirket iş hacminin genişlemesi üzerine —-bünyesinde bulunan bir kısım sanayi ve hizmet tesislerine işgücü destek hizmeti sağlayan —– ticari faaliyete başlandığını, bu şirket koordinatörlüğünde —– fabrika ve tesislerine işgücü destek hizmeti sağlandığını, bu hizmetleri düzenleyen sözleşmenin 31/03/2010 tarihinde sona erdiğini, ——— bulunan şirketler arasındaki koordinasyonu sağlama işinden çekildiğini ve davalı şirketin doğrudan sözleşme yapması gerektiğinin bildirildiğini, sözleşme yapılması için —- tarafından banka teminat mektubu istendiğini, teminat mektuplarının temininin zorlaştığını, davalılardan —- eşi —— eşinin teminat mektup sorununu çözeceğini belirttiğini, —- şirkete ortak yapılması ve içeriğinin—-tarafından belirlenecek bir vekaletname verilmesi taleplerinin kabulü ile müvekkillerinden——– tarihinde—— devredildiğini ve ticaret sicilinde yayınlandığını, aynı tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirketin —- birlikte davacılardan herhangi biri tarafından atılacak müşterek imza ile temsiline karar verildiğini, , hisse devrinden sonra——- vekaletname verdiğini ve şirketin her anlamda temsil ve ilzamının bu şahsa bırakıldığını, davalı—– tarafından vekaletnamenin şirket aleyhine kullanıldığını ve şirketin içini boşaltmaya yönelik eylemlerde bulunduklarını, şirketin————-karşı borçlandırıldığını,sonrasında sermaye arttırım kararı alındığını ve davalının alacaklı olduğu iddia edilen miktardan sermaye borcunu ödemiş gibi gösterildiğini, diğer ortakların ise şirkete sermaye olarak borçlu kalmasının sağlandığını, bankalarda bulunan şirket hesaplarındaki paraların ———- şahsi hesabına aktarıldığını, devirden önce davalı şirketin sosyal güvenlik primi ve vergi borcu bulunmadığını, devirden sonra vergi ve sigortaların ödenmediğini, en son ortaklar kurulunun 05/03/2015 tarihinde yapıldığını,o tarihten beri genel kurul yapılıp şirketin işleyişi hakkında karar alınmadığını, davalı —–eşi birlikte davalı şirketi zarara soktuğunun açık olduğunu ve müdürlük yetkisinin kaldırılması gerektiğini, ——–sayılı dosyası ile davalı şirkete kayyım atanması ve tedbir talepli dava açıldığını, TTK 630/2 m. anlamında bir talepte bulunulmadığından dolayı taleplerinin reddedildiğini, bu nedenle TTK 630/2 m. anlamında taleplerini içeren iş bu davayı açtıklarını, şirket ortaklarından ——– imzası olmadan şirket adına herhangi bir işlem yapılamadığını ve davalının bu noktada karar almaya yanaşmadığını belirterek şirket ortaklarından —— imzası olmadan şirket adına hiçbir işlem yapılamadığını, davalının karar almaya da yanaşmadığını, şirket hakkında açılacak davaların zaman aşımı sürelerinin 30/11/2021 tarihinde dolacağını, bu nedenle öncelikle davacılara şirket adına dava açma yetkisi verilmesini, ortaklar arasında muhtelif dava dosyaları nedeniyle husumet olduğundan şirket yönetimi imkansız hal aldığından davaların açılması ve takibi için şirkete kayyım atanmasını talep etmiştir.Dava ve birleşen davada davalılara usulüne uygun yapılan tebligatlara rağmen davalılar tarafından asıl ve birleşen davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Dava ve birleşen dava, davalı şirkete kayyım tayini ile davalı yöneticinin temsil yetkisinin kaldırılması taleplerine ilişkindir. Birleşen dava dosyasında davacılar ve davalı ——- aynı zamanda davalı şirketin müştereken imza yetkilisi olduklarından şirketin davada temsilinin sağlanması için şirkete temsil kayyımı atanmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 23/02/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.Davalı şirketin sicil dosyası getirtilmiş, şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, ortaklarının davacılar ile davalı —- olduğu aynı zamanda her üçünün müşterek imza yetkilisi olup şirketin — birlikte davacılardan birinin atacağı imza ile müşterek olarak temsil edildiği ,tescil edilen en son ortaklar kurulu kararının da işyeri nakline ilişkin 05/03/2015 tarihli karar olduğu görülmüştür.Davalı şirketin vergi ve —– borçlarının olup olmadığının tespiti için yazılan yazıların cevapları dosyaya alınmış şirketin vergi borçlarının bulunduğu, yine—- da borcunun bulunduğu belirlenmiştir.—- sayılı dosyada davacılardan —–tarafından —- aleyhine yöneticinin azli talebiyle dava açıldığı, mahkemenin yargılama neticesinde—-yönelik davanın pasif husumet yokluğundan ve ———— yönelik davanın da aktif husumet yokluğundan reddine karar verdiği kararın Yargıtay denetiminden geçerek onanmasına karar verildiği anlaşılmış, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı görülmüştür. Davalı şirketin ticari defter ve dayanakları üzerinde mahkememizce de inceleme yapılmasına karar verilmiş ancak aynı zamanda şirket müdür olan davacı ve davalı şahıslarca yapılan ihtara rağmen ticari defter ve dayanakları sunulmamıştır. Davalı —– ticari defter ve belgelerin müvekkili elinde olmadığını beyan eden dilekçesi ekinde ——-tarafından yürütülen— sayıl soruşturma dosyası kapsamında alınan raporu sunmuştur.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporunda daha önce başka dava dosyaları kapsamında düzenlenen raporlar da değerlendirilmiş ve davalı şirket müdürü tarafından şirket menfaatlerinin açık şekilde ihlal edildiği ve özen yükümü kapsamında yürütülmesi gereken süreçlerin yürütülmediği ,bu sebeple TTK m.630/II uyarınca davalı şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması bakımından haklı sebebin oluştuğu sonucuna varıldığı bildirilmiştir.Mahkememizde açılan davalar TTK 630/2 maddesinde düzenlenen limited şirket yöneticisinin haklı sebeple azli ve davalı şirkete bu nedenle kayyım atanması taleplerine ilişkindir. Uyuşmazlık davalı ——– yönünden haklı sebeple azil koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Maddenin sonraki fıkrasında ise yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, her somut olayın özelliğine göre açıklanan biçimde azil için haklı nedenlerin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Gerek mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporunda gerekse taraflar arasında görülüp sonuçlandırılan ————- dosyası içeriği ve bu dosyada alınan bilirkişi raporları, dosyaya gelen cevabi yazılar bir arada incelendiğinde davalı şirketin banka hesaplarından davalı ——– şahsi hesaplarına para gönderildiği bu para aktarımlarının sebeplerine ilişkin açıklama sunulmadığı, şirketin 2015 yılından buyana genel kurul toplantılarının yapılmadığı, davalının genel kurulu toplantıya çağırma görevini yerine getirmediği, şirketin tahsil edilmeyen şüpheli alacak kaydına alınan alacakları yönünden hukuki süreçleri takip etmediği, yöneticinin şirket ana sözleşmesinden doğan yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal ettiği, bağlılık ve özen yükümlülüğüne uymadığı, diğer ortakların zararına yol açtığı sonucuna varılmış davalı ——– yönünden açılan davanın KABULÜNE,———- müdürü olan davalının TTK 630/2 maddesi uyarınca yöneticilik görevinden azline,—– yeni müdür seçimi yapılana kadar olmak kaydıyla kararın kesinleşmesinden itibaren şirket yönetimine kayyım olarak daha önce mahkememizce görevlendirilen——— atanmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Ayrıca 6102 sayılı TTK’nun 630/2.maddesine istinaden açılan limited şirket müdürünün haklı sebeplerin varlığı sebebi ile azli istemine ilişkin davada husumetin azli istenen müdüre yönetilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited ortaklığın dava edilmesi zorunlu olmadığından, birleşen davada davalı şirket hakkında açılan davanın pasif husumet nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1
-ASIL DAVANIN KABULÜNE,
Ortaklar kurulu kararı ile yeni müdür seçimi yapılana kadar olmak kaydıyla kararın kesinleşmesinden itibaren şirket yönetimine kayyım olarak daha önce mahkememizce görevlendirilen ——–atanmasına, göreve başlama tarihinden itibaren kayyıma aylık 2.000,00 TL ücret takdirine, kayyım ücretinin davalı şirket bünyesinden karşılanmasına,
2-Birleşen davada şirket yönünden açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
3-Birleşen davada davalı —- yönünden açılan davanın KABULÜNE, ———- müdürü olan davalının TTK 630/2 maddesi uyarınca yöneticilik görevinden azline,
Hüküm fıkrasının ——- ilanına, kararın bir örneğinin ———- gönderilmesine,
4-Asıl dava yönünden alınması gereken 269,85 TL harçtan davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Asıl dava yönünden davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Asıl davada davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Asıl davada davacı tarafça yapılan 67,80 TL ilk masraf, 730,60 TL müzekkere ve tebligat gideri, 13.000,00 TL kayyım ücreti olmak üzere toplam 13.798,40 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Asıl davada davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
9-Birleşen dava yönünden alınması gereken 269,85 TL harçtan davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalı—— tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Birleşen dava yönünden davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalı —– tahsili ile davacılara verilmesine,
11-Birleşen davada davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı —– tahsili ile davacılara verilmesine,
12-Birleşen davada davacı tarafça yapılan 76,30 TL ilk masraf, 450,00TL müzekkere ve tebligat gideri 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.526,30 TL yargılama giderinin davalı ———- tahsili ile davacılara verilmesine,
13-Birleşen davada davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
14- Dava ve birleşen davada kalması halinde bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin ve kayyımın yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2023