Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/667 E. 2022/845 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/894 Esas
KARAR NO : 2022/808

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2016
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin davalı şirkete aralarındaki yazılı sözleşme kapsamında ——– hizmeti verdiği, bu sözleşme kapsamında davacının sözleşmedeki tüm edimlerinin yerine getirdiği, bu kapsamda davalı adına——— fatura düzenlendiği ve davalı tarafından toplamda—–. ödeme yapıldığı neticede ——— hesabından kalan bakiye borç ————— davalı ile görüşülmüş uzlaşma yoluna gidilmesi konusunda iyi niyet gösterilmiş fakat davacıyı oyaladığı, bunun üzerine davacının davalı ———- yevmiye numaralı ihtarnamesinin göndermiş ve bakiye borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesi ihtar edildiği, ancak bu ihtara rağmen davalının /borçlu şirketin borcunu ödememesi üzerine davacının alacağın tahsili için davalı —– tarihinde ———– dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının ——- tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durduğu beyan edilerek; davanın kabulüne itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile———– davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirketin dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar çerçevesinde dilekçe ekinde sunmuş olduğu sözleşmelerde müvekkil kısınında şirketin temsil ve ilzam yetkililerinin imzalarının bulunmadığı,——– incelemesinde temsil ve ilzam yetkililerinin —————– müşterek imzaların ile yetkili kılındığı, ————– tek başına atacağı imza ile şirketin temsil ve ilzam edemeyeceği ve bu hususta şirketin borçlu olmayacağı, ayrıca davacı ———– kapsamında üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiği, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı şirketin davalıdan almış olduğu hizmet karşılığında tüm ödemelerini yaptığı ve borcunun bulunmadığı beyan edilerek Yukarıdaki nedenlerle haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine, davacının kötü niyet tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz——————duruşmada dosyanın ———bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, ——–İnceleme konusu———— tarihli ——-atılmış imzalar ile davalı şirket yetkilileri ——— karşılaştırma —- arasında ——-unsurları bakımından çok önemli farklılıklar saptandığından,—– ——- imzaların, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davalı şirket yetkilileri ———— ———– atfen atılmış imzalar ile davalı şirket yetkilileri————–karşılaştırma imzaları arasında ———-unsurları bakımından çok önemli uygunluk ve benzerlikler saptandığından, ———-imzaların davalı şirket yetkilileri ——- eli ürünü OLDUĞU kanaatine varıldığını beyan ve mütalaa etmiştir.
Mahkememiz —– tarihli ara karar ile; taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her ——-yasal ticari defterleri üzerinde tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller ve dosya kapsamına göre tüm iddia ve itirazları karşılar şekilde rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup;
Bilirkişi —– tarafından sunulan——raporu ile özetle; Davacı ve davalının tacir oldukları, Dosya kapsamında dava konusuna ticari ilişkiye ———- bulunduğu, Bu sözleşmelerdeki davalı şirketin temsil ve ilzam yetkililerine adına atıldığı izafe edilen imzalarla ilgili yapılan ——incelemesi soncunda dosyada mübrez —– imzanın davalı —– temsil ve ilzam yetkililerine ait olmadığı,—–ile ilgili tespit yapılmadığı —- imzanın davalı şirketin temsil ve ilzam yetkililerine ait olduğunun tespit ve rapor edildiği, Davacı —-ilgili kanun hükümlerine göre yasal süreleri içinden tasdik ettirilen ve tutulan yukarıdaki ibraz edilen ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemede davalıdan ———-. alacağı bulunduğu, Davalı şirkete şerhli tebligat yapılmasına rağmen incelemeye iştirak etmediği, bu nedenle inceleme yapılamadığı, Davacı tarafından davalıya borcun ödenmesine ilişkin olarak ihtarname gönderildiği, Taraflar arasındaki —— yazışmalarında borç tutarına ilişkin bir itirazın olmadığı ve borcun en kısa sürede ödeneceğinin beyan edildiği şeklinde beyan ve mütalaada bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz—– tarihli ara karar ile; dosyanın tüm kapsamı incelenerek tarafların iddia ve itirazlarının ve mevcut bilirkişi raporlarının incelenerek rapor hazırlanmak üzere dosyanın hesap uzmanlarından oluşan heyete tevdine karar verilmiş olup;——— tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Davacının dava konusu alacağının karşılığı hizmeti verdiğini ispat edemediğini, taraflar arasında—– kararlaştırılan üst miktar toplamının üzerinde ödeme yapıldığı, takibe konu faturalardan dolayı alacağının varlığının davacı tarafından ispatlanamadığı sonucuna varıldığını, sonuç olarak: davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmelerde kararlaştırılan ücretleri üst sınırdan tahsil etmiş olduğuna ve takip dayanağı faturalara dayalı alacağını ispat edemediğine dair beyan ve mütalaada bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz ——tarihli ———- ek rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmakla; bilirkişilerce hazırlanan —–tarihli bilirkişi ek raporu ile özetle; ——- yerine sehven 30.000 TL olarak belirlenmesi neticesinde yapılan hesaplamanın hatalı olduğu, İtiraz dilekçesinde belirtilen bu husus düzeltildiğinde, davacı tarafından kesilen faturalarının akışının anlamlı hale geldiği ve böylece sözleşme gereği belirlenen bedel, ——- oranları dikkate alındığında, tüm sözleşme ve faturalar arasında bağlantı kurulabilir hale geldiği, Sözleşme ilişkisi dışında kesilen faturaların hangi amaçla kesildiğinin ve bunlardan dolayı bir hizmet verildiğine dair dosya kapsamında bir bilgi ve belge bulunmadığı, Sözleşme kapsamı dışında kesilen faturalardan arındırıldığında davacının davalıdan — alacağının bulunduğu, Takip öncesi talep edilebilecek faiz miktarının 5,84 TL olacağı, İcra ve inkar tazminatına ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğunu beyan ve mütalaa etmiştir.
Bilirkişiler —— tarafından hazırlanan ——— rapor ile; ek raporda yer alan tespit, değerlendirme ve hesaplamalarda değişiklik olmadığına dair ikinci ek rapor sunmuş oldukları anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde;
Dava;——- sözleşmesine istinaden düzenlenen faturalara ilişkin bakiye alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın İptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir. “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (…) .” şeklinde belirtilmiştir.
İtirazın iptali davasında da normal bir alacak davasında olduğu gibi tarafların iddia ve savunmaları genel hükümlere göre incelenir ve mahkemece borçlunun borçlu olup olmadığı araştırılır. Alacaklı da alacağının varlığını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre her türlü yasal delille ispatlayabilir.
6100 sayılı HMK’da basit yargılama usulünde HMK’nın 318. maddesi uyarınca “Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır” ve —– farklı olarak iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar” (HMK, m.319). hükmü mevcuttur.
Somut olayda; davacı ve davalı taraf arasında 3 ayrı sözleşmeye dayalı olarak davacının talepte bulunduğu, sözleşme gereği düzenlenen faturaların davalı tarafça eksik ödenmesi sonucu oluşan cari hesaba yönelik davaya sunmuş olduğu faturaların ilgili uyuşmazlıkla bilirkişi raporlarında belirtildiği gibi bağlantı bulunduğunu belirtir herhangi bir delil sunmadıkları, dosya muhteviyatından sunulan faturaların hangi iş kapsamında ve hangi sözleşmeye binaen düzenlendiğinin belirli olmayışı nedeniyle net olarak anlaşılamadığı ve bu halde borcun doğup doğmadığı, bir alacağın var olup olmadığı belirsiz olduğundan davacı taraf ileri sürdüğü vakıayı ispatlayamamış sayılmaktadır.
İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnası 6100 sayılı HMK 141/2 fıkrasında düzenlenmiş olup bu ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile sonuç doğurabilir. Eldeki dava dosyasında davacı vekilinin böyle bir ıslahı bulunmadığı gibi davalı taraf da iddianın ve talebin genişletilmesine muvafakatlerinin bulunduğuna dair herhangi bir beyanları yoktur. Ayrıca davalı taraf yargılama sırasında sonradan sunulan belgeleri ve delilleri kabul etmediklerini de belirtmişlerdir.
Bu hususa ilişkin olarak —— Karar sayılı ilamında “…TTK’nın 1521. maddesi uyarınca ———- aleyhine açılacak sorumluluk davalarında basit yargılama usulüne tabi olduğunun düzenlendiği, basit yargılama usulünde iddianın genişletilmesi yasağının HMK’nın 319. maddesi hükmü uyarınca davanın açılması ile başlayacağı, ilk derece mahkemesince ——– davacı vekiline cevaba cevap dilekçesini sunmak üzere süre verilmiş ise de mahkemece verilen bu süre HMK’nın 319. maddesinde öngörülen iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağını ortadan kaldırmayacağı, diğer taraftan davacı vekilinin açıkça davalıların haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkum edilmesini bu tazminatların davacıya verilmesini talep ettiği, bu hususun HMK’nın 183. maddesinde belirtilen maddi hata kapsamında bulunmadığı, cevaba cevap dilekçesindeki “mahkemenin bu hususu maddi hata olarak görmemesi halinde ise bu talebimizin HMK’nın 141. madde kapsamında değerlendirilmesini talep etmekteyiz.” ibaresinin de ıslah talebi olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı,…”—- belirtilerek verilen beyan dilekçelerindeki açıklama olduğu ileri sürülen hususların iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağını ortadan kaldırmayacağı açıkça vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK m.26’da hakimin taleple bağlı olduğu hususu açıkça dile getirilmiştir. Hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Her ne kadar davacı taraf söz konusu faturaların dava konusu edilen sözleşmelere ilişkin olduğunu ileri sürerek delil sunma ve iddia ileri sürme süresi geçtikten sonra yaptığı açıklamalar ve sunduğu belgeler ile yeniden rapor alınmış ise de dava basit yargılama usulüne tabi bir dava olduğundan yalnızca dava açılırken ileri sürülen vakıalar ve deliller esas alınarak değerlendirme yapılmış, sonradan sunulan açıklamalar ve belgeler incelenerek hazırlanan rapor esas alınarak karar verilemeyeceğinden, bu hususa ilişkin davalı yanın da muvafakatının olmadığı açık olduğundan, tüm dosya kapsamı ile sunulan deliller birlikte değerlendirilmiş ve davcının dava konusu alacağının karşılığı hizmeti verdiğine dair davayı kanıtlar nitelikte yeterli bir delil bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 689,05 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭608,35‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan—— yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.