Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/665 E. 2022/201 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/665 Esas
KARAR NO: 2022/201
DAVA: Tazminat (Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/10/2021
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı—- üyeleri tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; —-tarihinde yapılan —— olarak görüşülüp oy çokluğu ile alınan karara göre— üyeliği görevlerini yapmakta iken davalıların görevlerini kötüye kullanarak —- haksız çıkar sağlayıp———tutarında zarara uğrattıklarının tespit edildiğini, davalılar hakkında tazminat davası açmak üzere kooperatif denetim kuruluna yetki verildiğini, şimdilik —- kısmi tazminat davası açıldığını, aynı toplantının —— kendilerinin seçildiğini, davalı —- tarihli istifa bildirimini noter aracılığı ile kooperatife bildirdiğini ve ortaklıktan ayrıldığını, ödediği sermayesini geri almak üzere dava açtığını, kooperatif tarafından bir kısım ödeme yapıldığını, kalan tutarın tahsili için davalı tarafından —- sayılı dosyası ile—– aleyhine başlattığı takip sonucu —- davalıya— borcu olduğunu, diğer davalının da ortaklık payını eşi —- tarafından —aleyhine —- sayılı dosyası ile dava açıldığını ve —— —- tahsilinin talep edildiğini, bu davanın derdest olduğunu ve yargılamasının sürdüğünü belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- tazminatın suç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak —– tüzel kişiliğine verilmesine, lehlerine karar verilmesi halinde yerine getirilmesinin olanaksız hale gelmemesi için davalı —- dosyasındaki alacağı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve icra dosyasında alacaklı lehine tahsil edilecek paranın davalıya ödenmesinin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyaten durdurulmasına, diğer davalının eşi —– dosyasında davalı lehine karar verilmesi halinde karar verilecek tutarın davalıya ödenmesinin bu dava sonuna kadar ihtiyaten durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı —cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin — dolandırdığının iddia edildiğini, buna göre huzurdaki davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili hakkında dava açılmasına sebebiyet gösterilen —- dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, kesinleşmiş bir ceza kararı bulunmadığını, müvekkiline bir kusur yüklenemeyeceğini, senetlerin verilmesinde müvekkilinin imzası bulunmadığını, senet verilmesi işleminin tamamen iyiniyet ve — sorunsuz olarak devamı adına yapıldığını, müvekkilinin suç işleme ve —- zararlandırma kastı ile hareket etmediğini, bir an için müvekkiline atılı suç sabit olsa dahi ortada zararın bulunmadığını, olmayan zararın giderilmesinin de mümkün olmadığını, ibra edilen yöneticiler aleyhine dava açılmasının hukuken kabul göremeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı—- cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı —-üyeliğinden—– tarihindeki —– oyçokluğu ile ibra edilerek ayrıldığını, bu süreden itibaren —- geçmekle hukuki sorumluluğunun da zaman aşımına uğradığını, açılan davanın iyi niyetli olmadığını, ibra edilen yönetim kurulu üyesinin yükleniciye ödenen borçtan kaynaklı olarak sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde somut zararın açıklanmadığını, kısmi dava açmanın hukuka aykırı olduğunu, ceza dosyasındaki hükmün istinaf aşamasında olduğunu ve müvekkili hakkında kesinleşmiş bir ceza kararı bulunmadığını, kooperatif tarafından müvekkiline karşı — dosyası ile açılan davanın reddedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacı kooperatif yöneticisi olan davalılara yönelik açılmış yöneticinin sorumluluğu davasıdır. —– kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir.
Mahkememizdeki dava ——adına — tarafından açılmış daha sonra—– davaya kooperatif temsilcileri huzuruyla devam edileceği bildirilmiştir. Bu dilekçede bahsi geçen——sayılı karar dosyasına ilişkin olduğu bu dosyada davacı —– tarafından yine davalılar yanı sıra başka yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açıldığı, davanın reddine karar verildiği, kararın—- kararıyla kaldırıldığı ve bu kararda “Dava, —–yönetiminde görev alan davalıların —-verdikleri zararların tazminine ilişkindir.
—kanunundan kaynaklanan sorumluluk davası; ortaklar ve —– alacaklıları,—— temsile veya yönetime yetkili olan kimseler tarafından açılabilir.
—– sayılı kararında; ——madde hükmü uyarınca sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
——maddesi gereği işbu davanın davacı ——adına temsilcileri ya da vekili tarafından açılması gerekir.
Somut olayda dava, yine davacı —adına ——-denetçileri tarafından açılmış olup,—– almadığından, mahkemece, davaya davacı—–temsilcilerinin huzuruyla ya da onların vekilleri marifetiyle devam edilmesi gerekir. Davacı—-anasözleşmesinin—-bendinde, yöneticiler hakkında —– dayalı olarak hukuk davası açmak denetçilerin görevleri arasında sayılmış ise de, temyiz dilekçesinde bu maddenin dayanağı olarak gösterilen —- madde hükmünü içermemektedir. ——döneminde açılan davalar için bu tür davaların usûl yönünden dayanağı olduğu ——uygulamasında kabul edilmektedir.
Bu durumda mahkemece, davanın gelindiği aşamada —– temsil ile yetkili olan —- belirlenip, bunlar tarafından davayı açan vekile ya da başka bir vekile yönetici sıfatıyla verdikleri vekaletnamenin ibrazına veya asıl olarak davayı takip etmelerine olanak tanınması için davacı tarafa 6100 sayılı HMK’nın 52, 53, 54, ve 77/1. maddeleri gözetilerek uygun bir kesin süre verilmesi, verilen süre içerisinde vekaletnameler sunulmaz ya da dava yöneticiler tarafından asıl olarak davayı takip edecekleri bildirilmez ve asıl olarak dava takip edilmez ise, davanın HMK’nın 54/son ve 77/1. maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekir…” şeklindedir. Eldeki dosya yönünden de davanın kooperatif adına denetim kurulu üyeleri tarafından açıldığı, vekaletnamenin kooperatif denetim kurulu üyeleri tarafından —– adına verildiği, davanın denetçiler tarafından pay sahibi sıfatıyla açılmadığı anlaşılmakla, mahkemece emsal kararda belirtildiği şekilde eksikliğin giderilmesi, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir “denildiği görülmüştür.
Mahkememizin—- günlü duruşmasına dava dilekçesini sunan —- olduğu anlaşılan —–tarihli dilekçelerini tekrar ederek davaya kendilerinin devam edeceğini bildirmişlerdir. —- geçen kararı gözönünde bulundurularak davaya —– yöneticileri huzurunda devam edilmesine karar verilmiş, kooperatif yöneticileri aynı duruşmada ön incelemeye başlamadan önce —–dosyada verilen karar uyarınca ve zamanaşımı süresini kaçırmamak için her iki davalı aleyhine dava açtıklarını ancak kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile davalı —beraat kararı verildiğini, —- açtıkları davadan feragat ettiklerini, dava açmakta kusurlu olmadıklarından aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istediklerini beyan ve imza etmişlerdir.
HMK 320 maddesi uyarınca yürütülen ön inceleme duruşmasında davalılardan—– mahkememizin görevine yönelik itirazı değerlendirilmiş, Kooperatifler Kanunu 99 m.hükmü uyarınca Kooperatifler Kanununun düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları tarafların tacir olup olmadığına bakılmadan ticari dava sayılacağından, uyuşmazlık Kooperatifler Kanunu 62/3 maddesinde düzenlenen yöneticinin sorumluluğuna ilişkin olduğundan davalının göreve yönelik itirazı reddedilmiştir. Aynı davalı tarafından mahememizin yetkisine de itiraz edilmiş olmakla birlikte yetkili mahkemenin neresi olduğu davalı tarafça açıklanmadığından HMK 19/2 maddesi hükmüne uygun şekilde yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığından ve esasen davacı —— yetki sınırları içinde kaldığından yetki itirazının reddi ile yargılamaya devam olunup uyuşmazlık noktaları belirlenmiş, tahkikat aşamasına geçilmeden önce HMK 142 maddesi uyarınca davalıların zamanaşımı itirazı incelenmiştir. Davalılar —- hakkında da uygulanması gereken TTK 560 maddesi uyarınca talebin zamanaşımına uğradığını madde de kabul edilen — zamanaşımı süresi yanı sıra ceza yasasında kamu görevini kötüye kullanma suçunun ceza zamanaşımı süresinin de — olması karşısında dava konusu zarar iddiası —- zamanaşımının dolduğunu davanın bu nedenle reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davacı kooperatif davalıların yönetim kurulu üyesi oldukları dönemde genel kurul kararı olmadan ve üyelerin onayı alınmaksızın yüklenici—-verdiklerini bu şekilde kooperatifin zarara uğratıldığını iddia ederek —- tarihinde dava açmıştır. Kooperatifler Kanunu 98 maddesinde bu kanunnda aksine hüküm olmayan hallerde TTK.nın anonim şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’da yöneticinin sorumluluğu 553 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup zamanaşımı aynı kanunun 560 maddesinde ” sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkı davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren –ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren –yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Şu kadar ki bu fiil cezayı gerektirip —— göre daha uzun dava zaman aşımına tabi bulunuyorsa tazminat davasına da bu zaman aşımı uygulanır”şeklinde düzenlenmiştir.— zamanaşımı süreleri aynı şekilde kabul edilmiştir.
—- dosyada davalılar hakkında — bulan eylemlerinin bir bütün halinde değerlendirildiğinde —–bir zaman kalmış olmasına rağmen toplantıyı beklemeden,kooperatif üyelerini bu hususta bilgilendirip izinlerini almadan, yüklenici firma yetkilisi — —- tarihli sözleşmeyi imzalayıp aynı tanzim tarihli —- düzenleyerek yükleniciye vermek, sözleşmeye ödemeleri ağırlaştıran muacceliyet şartını eklemek ve daha sonra ilk senet bedelini bile ödemeyerek yüklenicinin kooperatif hakkında icra takibi yapmasına üyelerin hisseleri üzerine haciz konulmasına sebebiyet verdikleri, katılan —– civarında fazladan para ödemiş olduğu, kooperatif üyelerinin zarara uğradıkları belirlenmekle, sanıklardan—– tarihinde genel kurulun aldığı bir karar olmadan ve üyelerin onayını almadan — yüklenici —- haksız çıkar sağlayacak ve kooperatif üyelerini zarara uğratacak şekilde toplam —adet senet vermek şeklindeki eylemlerinin zimmet suçunu oluşturmayıp,—- kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu, sanıkların iştirak halinde yüklenen suçu işlemiş oldukları sonuç ve kanaatine varılmakla — yukarda açıklanan şekilde sabit görülen suçundan dolayı eylemine uyan —– karar verildiği, istinaf başvurusu üzerine dosyada verilen kararın — dosyasında değerlendirildiği ve sonuçta davalılardan— hakkında verilen görevi kötüye kullanmak suçundan mahkumiyete ilişkin kısmın hüküm ve gerekçeden çıkarılarak beraatine dair kesin olarak karar verildiği, davalı — verilen karara karşı yapılan katılan ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının da “Daha önce yapılan — bu yönde bir karar alınmamasına,—- toplantısına bir aydan kısa süre kalmasına rağmen, — vefat etmesi nedeni ile hakkında dava açılmayan —-tarihinde yapılan sözleşmeye ve senetlere imza atması, sözleşme gereği yüklenici firmaya verilen senetlerin toplam bedelinin —- olması, ilk senedin vadesinin bir aydan daha kısa tarihli olup bu senedin ve diğer senetlerin ödenmesi için kooperatifte kaynak bulunmaması, sözleşmede bir senedin vadesinde ödenmemesi halinde diğerlerinin muacceliyet kesbedeceği gibi ağır bir hüküm içermesi hususları gözetilerek sanık müdafiinin görevi kötüye kullanma suçunun işlenmediğine ilişkin yerinde görülmeyen diğer itirazları ile sanığın kendisine ya da başkasına haksız maddi çıkar sağlama kastı ile hareket ettiğine dair delil bulunmadığından zimmet suçunun oluşacağına dair katılan vekilinin itirazlarının reddine,…”gerekçesiyle kesin olarak reddine dair — tarihinde karar verildiği görülmüştür.
Davacı kooperatif—- yılında düzenlenen senetler nedeniyle zarara uğratıldığı iddiasıyla dava açmış olup dava tarihi —TTK’da kabul edilen —- süreler dolmuş eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi halinde uygulanacak ceza zamanışımı süresi ise TCK 66/1-e maddesinde suçun işlendiği tarihten itibaren — yıl olarak kabul edilmiştir. TCK 257/1 maddesinde düzenlenen kamu görevini kötüye kullanmak suçunun ceza zamanaşımı süresi TCK 66/1-e maddesi uyarınca — yıl olup dava tarihi itibariyle bu süre dolduğundan ve arada zamanaşımını kesen, durduran hiçbir sebepte ileri sürülmediğinden davanın davalılardan — yönünden zamanaşımı nedeniyle ve diğer davalı — yönünden ise feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar—- yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davalı — yönünden açılan davanın zaman aşımı nedeniyle reddine,
3-Karar harcı 80,70 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.042,55 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı — kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 7/1 ve 13/4 maddesi hükmü gözönünde bulundurularak 2.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı — kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Davacı ve davalı — tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve bu davalıya iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı kooperatif temsilcileri ile davalı — vekili ve davalı— vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022