Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/62 E. 2022/537 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/62 Esas
KARAR NO: 2022/537
DAVA : Ticari Şirket ( Bağımsız Denetçinin Azli ve Yerine Yenisinin Atanması)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bağımsız Denetçinin Azli ve Yerine Yenisinin Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin davalı şirkette —- oranında pay sahibi ortak olduğunu,— yılına ait olağan genel kurul toplantısında –bağımsız denetçinin seçimi hususunun görüşülerek —- bağımsız denetçi olarak atanmasına karar verildiğini, söz konusu kararın —- yayınlandığını, bağımsız denetçi olarak atanan firmanın davalı şirketin yaklaşık —- raporlarını hazırladığını, ancak firmanın gerçek anlamda davalı şirketi denetlemekten çok şirket çalışanı gibi hareket ederek firmayı yöneten pay sahiplerinin talimatları doğrultusunda işlem yaptığını, müvekkilinin sorduğu sorulara cevap alamadığını, bu şekilde denetçinin görev ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini, —– da bir takım sorular sormak istendiğini, ancak sorulara cevap alamadığı gibi yönetim kurulu tarafından —— müdahale edilerek cevap vermesinin de engellendiğini, toplantı öncesinde taraflarına iletilmesi talep edilen —- düzenlemesi kapsamında belgenin genel kurulda bağımsız denetçi tarafından izah edileceği ifade edilmiş ise de bu konuda tatmin edici cevap alınamadığını, bağımsız denetçinin görev ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini ve tarafsız davranmadığını, —- edildiğini, davalı şirkette denetim ile ilgili birçok kuşku uyandıran işlemlerin yapıldığını, denetçinin ——-hiç katılmadığını, ——–konuyla ilgili kişi ya da kişilere bildirmesi gerektiğini, söz konusu yazıda —- içinde yer almadığını, dolayısıyla davalı şirket ve bağımsız denetçinin söz konusu hatalı ve taraflı işleminin — aykırı olduğunu belirterek —– görevden alınmasına ve Mahkeme tarafından uluslararası standartlarda bağımsız denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı taleplerle ilgili olarak mahkemenin —–esas sayılı dosyasında açtığı davanın derdest olduğunu ve derdestlik itirazında bulunduklarını, davacı iddialarının hukuki dayanaktan yoksun, haksız, mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu, bağımsız denetim raporunun toplantıdan çok uzun bir süre önce davacı tarafa teslim edildiğini, davacı tarafın sorduğu soruların cevaplarının kendilerine iletildiğini, alınan genel kurul kararının usul ve yasanın aradığı bütün şartları taşıdığını, atanan denetim firmasının müvekkiline hizmet verdiğini, işinin ehli ve usul ve yasa çerçevesinde görevini layıkı ile yerine getirdiğini, bağımsız denetim firmasının yasaların kendilerine yüklediği çerçevede yaptıkları incelemeler kapsamında raporlarını verdiğini, ilgili raporun her dönem davacıya tebliğ ve teslim edildiğini, rapor içeriğinde yapılan bütün denetimlerin ayrıntılı bir şekilde yer aldığını ve verilerin işlendiğini, müvekkili şirketin iyi bir şekilde işlediğini, davacının yasada olmayan bir kapsam yaratarak bağımsız denetim firmasına soyut iddiaları araştırma görevi yüklemeye çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; 6102 sayılı TTK.nun 399/5 maddesi uyarınca açılmış davalı anonim şirket için tayin edilen bağımsız denetçinin görevden alınarak yerine yeni bir bağımsız denetçi atanması talebine ilişkindir. TTK 399 maddesi anonim şirkette denetçinin şirket genel kurulunca seçileceğini, seçim sonrasında yönetim kurulunun gecikmeksizin denetim görevini hangi denetçiye verdiğini — ilan edeceğini düzenlemiştir. Aynı maddenin 2 fıkrasında denetçiden denetleme görevinin sadece —fıkrada öngörüldüğü şekilde ve başka bir denetçi atanmış ise geri alınabileceği kabul edilmiştir. — ise —– bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yönetim kurulunun, sermayenin %10’unu halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin — oluşturan pay sahiplerinin istemi üzerine ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı halinde başka bir denetçi atayabileceği kabul edilmiştir. Maddenin 5.fıkrasında görevden alma ve yeni denetçi atama davasının denetçinin seçiminin —- içinde açılacağı, azlığın bu davayı açabilmesi için denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş, karşı oyunu tutanağa geçirtmiş ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısı tarihinden itibaren geriye doğru en az — aydan beri şirketin pay sahibi sıfatını taşıyor olmasının şart olduğu düzenlenmiştir.
Davacı mahkememizde açtığı davada davalı şirketin — oranında pay sahibi ortağı olduğunu,— gündemin —maddesiyle bağımsız denetçinin seçimi hususunun görüşülerek —- bağımsız denetçi olarak atanmasına karar verildiğini, söz konusu kararın —- yayınlandığını, bağımsız denetçi olarak atanan firmanın davalı şirketin yaklaşık —- raporlarını hazırladığını, ancak firmanın gerçek anlamda davalı şirketi denetlemekten çok şirket çalışanı gibi hareket ederek firmayı yöneten pay sahiplerinin talimatları doğrultusunda işlem yaptığını, sorulan sorulara cevap vermekten kaçındığını, kendisinin sorduğu sorulara cevap alamadığını, bu şekilde denetçinin görev ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini, tarafsız davranmadığını,—— genel kurulda da bir takım sorular sormak istendiğini, ancak sorulara cevap alamadığı gibi yönetim kurulu tarafından —— müdahale edilerek cevap vermesinin de engellendiğini, ayrıca denetçinin — kuruluna ise hiç katılmadığını, bununda tarafsızlığı ve güvenilirliği hakkında şüphe uyandırdığını, —— denetçinin bağımsızlığını, tarafsızlığını yitirdiğini, talimatla hareket ettiğini gösterdiğini belirterek bağımsız denetçi olarak atanan şirketin görevden alınıp mahkemece —– atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının hukuki dayanaktan yoksun gerçek dışı ithamlarla doldurulmuş şekilde iddialar ileri sürerek dava açtığını,—– yapılan oylama neticesinde kabul oylarının çoğunluğu sonucu bağımsız denetim firmasının seçildiğini, genel kurul kararının usul ve yasanın aradığı tüm şartları taşıdığını, seçilen bağımsız denetim firmasının müvekkili şirkete hizmet vermekte olup, işinin ehli, usul ve yasa çerçevesinde görevini yerine getiren bir firma olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirketin —- mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin — yılına ilişkin—– davacının da hazır bulunduğu, —–tarafından yerine getirilmesine ilişkin teklifin görüşüldüğü, davacının karşı oyuyla bu firmanın —olarak atandığı ve kararın—- ilan edildiği, mahkememizde —- tarihinde açılan davanın TTK 399/5 maddesinde öngörüldüğü üzere ilan tarihinden itibaren —- hafta içinde açıldığı, davacının azlık olarak——seçimine karşı oy verdiği ve oyunu tutanağa geçirttiği, davacının madde de aranan koşulları taşıdığı dava açma hak ve yetkisine sahip olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça derdestlik itirazında bulunduğu anlaşılmış, derdestlik itirazına konu Mahkememizin — sayılı dosyasının —- tarihli —- atanan bağımsız denetçinin değiştirilmesine ilişkin olduğu, iş bu davanın ise — tarihli olağan genel kurul toplantısında atanan bağımsız denetçinin görevden alınması talebine ilişkin olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin — tarihli — uyarınca davetiye gönderilmiş,— günlü duruşma da dinlenen şirket yetkilileri —- oldukları şirketin yaptığı bağımsız denetimin— standartlarına göre yapıldığını, gerek —— tabi tutulduklarını, işlerini layıkıyla kanun düzenlemelerine uygun olarak yaptıklarını, sunmuş oldukları denetim raporunun son derece detaylı bilgiler içerdiğini, bunun dışında yine genel kurulda gerek davacının gerek sözlü gerekse yazılı sorularına cevap verdiklerini, ancak davacının bu açıklamaları kendince yeterli görmediğini, —- girmesini kural olarak koyduğunu, süreleri dolduğu için davalı şirketin —-olmadıklarını, —- öngörüldüğünü, bu süreye uyduklarını beyan etmişlerdir.
Davalı şirketin —– yılları ticari defter ve dayanak kayıtları, denetçi raporları üzerinde inceleme yapılarak davacının ileri sürdüğü sebeplerin TTK 399/4 maddesi uyarınca haklı sebep teşkil edip etmeyeceği yönünde bilirkişi heyetinden rapor ve itirazlar üzerine ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ve ek raporda bilirkişilerin davacının talepleri ile ilgili olarak gerek davalı şirket yönetim kurulunun gerekse dava dışı denetim firması yetkililerinin bağımsız denetim faaliyetinin içeriğine ilişkin davacıya bilgiler aktardıklarının dosya ve ekleri içeriğinden anlaşıldığını, —– niteliği itibarı ile ilgili şirketin finansal tabloları, diğer finansal bilgileri dahil olmak üzere , şirketin iç kontrol sistemi gibi denetime tabi konuların belirlenmiş kriterlere göre —-çerçevesinde incelendiği bir süreci ifade ettiğini, —- denetiminin temel amacının bu tablolara güvenin artırılması olup, denetçinin bu tabloların gerçeğe uygun biçimde sunulup sunulmadığını görüş olarak belirlemekle sorumlu olduğunu, bu sorumluluğu yerine getirirken, yeterli ve uygun denetim kanıtı elde ederek makul güvence sağlamayı amaçladığını bu amaçla mesleki şüphecilikle hareket etmek ve işletmenin iç kontrollerde dahil olmak üzere, denetim sırasında ki , hata ve hileden kaynaklanan önemli yanlışlık risklerini tanımlayıp çalışmalarının tümünün çerçevesini ise bu konuda — tarafından yayınlanan standartlar ile belirlemesi — tarafından yayınlanan —-hareket etmesi gerektiğini, denetçinin —-, kilit denetim konularının seçiminde standardın denetçiden beklediği mesleki muhakeme kavramı içinde davrandığını bu nedenle hazırladığı raporun tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine aykırı olmadığını ,raporun niteliğine ilişkin kuşku oluşturan bir durumun mevcut bulunmadığını, davacı vekilinin konsolidasyonla ilgili itirazları incelendiğinde dava konusu — davalının iştiraki olduğu anlaşılan —- yapılmamış olmasının denetim firmasının bağımsız ve tarafsız olmadığına ilişkin önemli bir karine olarak sunulduğunun anlaşıldığını bu yaklaşımın nedenlerinin ilgili raporun muhtelif yerlerinde açıklanmış olduğunu, finansal tablo denetiminin temel amacı bu tablolara güvenin artırılması olup denetçinin bu tabloların gerçeğe uygun biçimde sunulup sunulmadığını belirlemekle sorumlu olduğunu, bu sorumluluğu yerine getirirken ilgili standartlara uygun olarak yeterli ve uygun denetim kanıtı elde ederek makul güvence sağlayacağını, bu amaçla mesleki şüphecilikle hareket edip işletmenin iç kontrollerde dahil olmak üzere hata ve hileden kaynaklanan önemli yanlışlık risklerini tanımlayarak —-doğrultusunda tespit yapması gerektiğini, davalı şirketle ilgili rapor incelendiğinde — gerekip gerekmediğine ilişkin denetçi görüşünün gerekçelerinin rapor içeriğinde belirtilen bazı dip notlarla ortaya konduğunu anlaşıldığını raporun açıklayıcı notlarında —— konu olabilecek , davalı şirketin iştiraki konumundaki —-yapılan sermaye artırımına katılınmamış olduğu, bu nedenle iştirak oranın—– düştüğünün ifade edildiğinin görüldüğünü, —açıklayıcı notta ilişkili taraf olan —-yapılan alışların ayrıntılandığını, Raporun ——- tarihi itibarı ile nakit üretmeye başlamadığından ve ana ortaklığın finansal tablolarının bütününü önemli derecede etkilemediğinden konsolide edilmediğinin açıklandığını, bu iştirakin tamamı için — itibarı ile finansal tablolarda değer düşüklüğü karşılığı ayrıldığının belirtildiğini , bir diğer gerekçe olarak da —– de davalı şirkete yapıldığının tespit edildiğini,konsolidasyon yapılsa dahi karşılıklı mahsup gerekliliği nedeni ile tablolarda önemli bir değişiklik yaratmayacağına ilişkin denetçi görüşü olduğunun anlaşıldığını, ayrıca bu şirketin davalı şirketin toplam varlıklarının içinde ki payının da binde —- seviyesinde olduğu bu haliyle önemlilik seviyesinin altında olduğu görüşünün de ifade edildiğini, bu gerekçelerin denetçinin mesleki değerlendirme sınırları içinde yer aldığı değerlendirildiğinde söz konusu bağımsız denetim raporunun içeriği itibarı ile bağımsız denetim yönetmeliği hükümlerine aykırı bir nitelik taşımadığını belirttikleri anlaşılmıştır. Davacının öne sürdüğü nedenlerle bağımsız denetim kuruluşunun bağımsızlığını yitirdiği iddiasının dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu ile birlikte incelenmesinden bağımsız denetim kuruluşunun bağımsızlığını yitirdiğine dair somut bir duruma rastlanmadığından — azli ve yerine yenisinin atanması için gerekli koşulların oluşmadığı mahkememizce de kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022