Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/616 E. 2023/812 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/616 Esas
KARAR NO:2023/812 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)-İstirdat
DAVA TARİHİ:29/09/2021
KARAR TARİHİ:01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)-İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ——- tarihinde ———- yapılması konulu alt yüklenici, —-tarihinde —— yapılması konulu alt yüklenici sözleşmeleri imzalandığını, söz konusu edilen ——- olduğunu, her iki sözleşmede de kesin teminat senedi olarak alt yükleniciden sözleşme bedelleri üzerinden %5 tutarında teminat senetleri alınmasının da kararlaştırılmış olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisi olan —- de kefil olduğu kesin teminat senetlerinden —– kesin teminat senedinin —- tarihinde davalı şirkete teslim edilmiş olduğunu , — tutarlı senette vade tarihi, —— tutarlı senette ise tanzim ve vade tarihinin yazılı olmadığını, davalı şirketin, müvekkiline tebliğ edilen ——- ihtarında kesin teminat olarak verilen teminat senetlerini eksik olan tanzim ve vade tarihlerini müvekkili rıza ve hilafına sonradan doldurarak —— tarihinde ödemesini aksi takdirde icra takibine konu edileceğini bildirmiş olduğunu, müvekkilinin davalıya borcu olmadığı gibi, alacaklarının bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline Temmuz ve Ağustos aylarına ait hak ediş alacağı borcu bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme konusu yapmış olduğu işlerin fesih edilmediğini, davalı işyerinde fiili olarak çalışamaya devam etmekte olduğunu öne sürerek;——- bedelli senetler yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılardan alınan söz konusu senetlerde kesin teminat senedi olduğuna ilişkin bir açıklamanın mevcut olmadığını, taraflar arasında imzalanmış sözleşmelere bir itirazlarının bulunmadığını, — tarihli sözleşmenin—— bentlerinde teminat alınma hususlarının açıklanmış olduğunu, davacının, davalı müvekkilinden alacaklı olduğu iddiasını kabul etmediklerini, bu gün itibarıyla davacıların müvekkili şirkete —- borçlu olduğunu, müvekkilince davacı adına —– yapılmış ve yapılmakta olduğunu, davacı yanın sözleşmeden kaynaklanan edimlerine aykırı harekette bulunmuş olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, icra takibinden önce açılan bonoya dayalı menfi tespit davasıdır. Davacılar vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde davanın açılmasından sonra davaya konu senetlerin —— esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, müvekkili şirketin banka hesaplarına ve taşınır-taşınmaz mal varlığına haciz konulduğu, bu yüzden ——– Esas sayılı dosyası ile borca itiraz davası, ——– Esas sayılı dosyası ile taşkın haciz nedeniyle memur muamelesini şikayet davası, ——— esas sayılı dosyası ile borçlu muvafakati olmadan mahcuzlar alacaklıya yediemin olarak bırakıldığı için memur muamelesini şikayet davası açıldığı, borçlu olunmadığı halde hacizlerin kaldırılıp çalışılabilmesi için müvekkilinin davalı tarafa 603.271,74-TL. ödenmek zorunda kaldığı, bu nedenle davaya istirdat davası olarak devam edileceği bildirilmiştir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir. Davalı tarafça mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ve davaya bakmaya —— yetkili olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında—— tarihli iki ayrı sözleşme imzalanmış olup her iki sözleşmenin 57.maddesinde uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak —- Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiş ise de söz konusu maddede diğer mahkemelerin yetkisi de saklı tutulduğundan ve mahkememizin de yetkili olduğu anlaşıldığından davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.—–Sayılı takip dosyası getirtilerek incelenmiş davalının mahkememizde açılan davadan sonra davacılar hakkında davanın konusunu teşkil eden —— bedelli bono için icra takibine giriştiği, bonolarda davacı şirketin keşideci ve davacı—– avalist olarak imzasının bulunduğu, dosya borcu için davacı tarafın —- ödeme yaptığı anlaşılmıştır—– tarihli duruşmada davalı vekilinden cevap dilekçesinde müvekkilinin davacıdan sözleşmeler nedeniyle ——maaş, yemek ödemesi gibi ödemelerden kaynaklı olarak alacaklı olduğunun beyan edildiği buna göre davaya konu senetlerin davalı tarafça ileri sürülen bu borç nedeniyle takibe konulup konulmadığı, yahut eser sözleşmeleri kapsamında alt yüklenici sıfatıyla davacının üstlendiği işlerin sözleşmede belirtilen zaman ve şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle takibe konulup konulmadığı hususu sorulmuş davalı vekili tarafından ibraz edilen — tarihli dilekçede davaya konu senetlerin —– yansıtma giderleri, yemek firmasına ödemeler , ihtarname giderleri, maaş giderleri vs giderler ile davacı yana ödenen avans bedellerinin iade edilmemesi ve takibe konu edilen tarihten sonrada bu borçların devam etmesi nedenleriyle sözleşmenin maddeleri uyarınca hapis ve bloke ve ek teminat hakkı kapsamında takibe konulduğu, davacı yanın sözleşmelerden kaynaklanan edimlerine aykırılıkları ve eser sözleşmeleri kapsamında alt yüklenici sıfatıyla üstlendiği işlerin sözleşmede belirtilen zaman ve şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zararlara ilişkin alacak talepleri hakkında ise hakları saklı tutulduğundan davaların ikame edilmeye devam edildiği ifade edilmiştir.Tarafların iddia ve savunmaları, davalının açıklamalarını içeren 13/04/2022 tarihli dilekçesi uyarınca her iki tarafın 2021 yılı ticari defter ve dayanak kayıtları ile dosyada toplanan deliller incelenerek taraflar arasında düzenlenen 2 adet sözleşmenin ——— maddesinde kabul edilen kesin teminat senetlerinin aynı zamanda bu davaya konu edilen senetler olduğunun kabulü halinde teminatın nakde çevrilmesi için gerekli koşulların mevcut olup olmadığı, davacının bu senetlerden ötürü sözleşme şartlarına göre davalıya borcunun bulunup bulunmadığı, davacının davalıya cevap dilekçesi ve ——–tarihli dilekçede belirtilen borçlarının olup olmadığı, tarafların alacak borç ilişkisinin değerlendirilerek dava konusu senet bedellerinin ödendiği de göz önünde bulundurmak suretiyle davacının iade talep edip edemeyeceği hususlarında rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş alınan kök ve ek raporlarda sözleşme hükümleri, taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde mali bilirkişi tarafından her iki taraf ticari defter kayıtlarında senetlere ilişkin bir kayıt bulunmadığı, buna karşılık davacı—- kayıtlarında davalı —- yılı muavin kayıtları incelendiğinde;——– yılından 20.316,61 TL borç bakiyesi geldiği,—— yılı içerisinde 12 adet 4.163.689,68 TL hizmet (hakediş) faturası düzenlendiği, bunun dışında —– tarihinde —– İcra dosyasına —- ödeme yapıldığı ve bu tutarın ——— hesabına borç kaydedildiği ayrıca, nakit ödeme ve yansıtma faturalarının toplamının ise, —– olarak kayıtlara yansıdığı ve sonuçta ——-alının —- muavin kayıtları incelendiğinde —- ödemesi yapılmış olup, sözleşmenin ———– gereğince %25 ceza faturası —- dahil edilerek düzenlenip cari hesaba işlendiği, —– borç bakiyesinin — yılına devrettiği ——- hizmet (hakediş) faturası alındığı, fatura tutarlarının her iki firmada da birbirini doğrular nitelikte olduğu ,bu faturalardan toplam ——- tutarındaki 8 adet faturaya davalı tarafından iade faturası düzenlenerek kayıtlara alınıp iade edildiği, iade faturalarının davacı kayıtlarında yer almadığı ,sözleşme gereği——borçlarının ödemelerinden kaynaklanan %25 ceza faturası açıklaması ile 69.070,23 TL tutarında faturanın da düzenlenerek cari hesaba kaydedildiği, ilgili faturaların davacı kayıtlarında yer almadığı,——– tutarında 9 adet yemek faturası düzenlendiği, ancak davacı taraf kayıtlarında yer almadığı, davalının davacı adına alt taşeronlara maaş ödemesi yapıldığı gerekçesi ile toplam 173.772,13 TL tutarında fatura düzenleyerek kayıtlara aldığı bu tutarların davacı kayıtlarında yer almadığı, —— kayıtlarında ——- yansıtma ceza faturaları yer almakta olup toplam tutarı 79.253,36 TL olan bu faturaların davacı kayıtlarında 2 adet toplam 2.157,78 TL olarak yer aldığı, sunulan dekontlar incelendiğinde ;
” 8. ayda ödenmiş olan “maaş ödemesi” açıklamalı dekont toplamı 56.950,12 TL10. ayda ödenmiş olan “maaş ödemesi” açıklamalı dekont toplamı 88.977,03 TL6,7,8,9,10 aylara ilişkin ——- ödemesi açıklamalı dekont toplamı 150.831,12 TL olmak üzere toplam davalı tarafından davacı adına yapılmış 206.758,27 TL ödemenin kayıtlara yansıtılmış olduğu, avans ödemesi olarak kayıtlarda yer alan —– olmak üzere toplam —– avans dekontunun sunulduğu,” Hakediş ödeme dekontları incelendiğinde de;—— no’lu —- ———— tarih ve—-olmak üzere toplam —– hakediş ödemesi yapıldığının bilirkişi tarafından tespit edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce atanan teknik bilirkişi tarafından da sözleşmeler, tarafların birbirine gönderdiği ihtarnameler. D.İş dosyalarında alınan bilirkişi raporları ve mahallinde yapılan inceleme neticesinde davacı şirketin her iki sözleşme kapsamında yaptığı toplam imalat miktarları ve imalat toplam tutarlarının ilk sözleşme için 1.068 .208,18 TL, 2. Sözleşme için 2.537.017,96 TL, olmak üzere toplam 3.605.226,14 TL olduğu, bu bedelden davacıya verilen avanslar ile davacı adına yapılan ödemeler mahsup edildiğinde davacının bakiye alacağının 605.385,54 TL olarak hesaplandığı, bu rakamın ödenen bono bedelleri hariç kalan rakam olduğu belirtilmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; taraflar arasında ——- gün, sözleşme bedeli ———- işin süresi 130 gün, sözleşme bedeli ———— olan iki ayrı eser sözleşmesi imzalandığı hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılmıştır. Sözleşmelerde davacı şirket alt yüklenici davalı şirket ise yüklenici sıfatıyla yer almaktadır. Sözleşmelerin ——– “Teminat, ihtiyat kesintisi ve ödemelerin durdurulması” başlığı ile düzenlenmiş olup —- maddesinde 1 .paragrafta kesin teminat mektubu verilmesine ilişkin düzenleme yapılmış aynı maddenin üçüncü paragrafında ise teminat senedi hususu düzenlenmiştir. Madde ” Alt yükleniciden sözleşme imzası de birlikte, sözleşme bedelinin %5 (Yüzdebeş)i tutarında teminat senedi alınacaktır. Ancak teminat senedinin alınması iş bu teminat senedinin paraya çevrilmesine ve veya icraya konmasına engel teşkil etmeyeceğini teminat senedi ibaresi senette yazılmış ve veya yazılmış ise dahi işlem yapılmasına —– İcra İflas Kanunu anlamında engel teşkil etmeyeceğini kabul ederek ——– teslim edilecektir. Teminat senedinde teminat ibaresi yer alsa bile yüklenici gerek gördüğünde bu senedi işleme alma hakkına sahiptir. Teminat senedi bedelinin yeterli olmaması halinde yüklenici yan, alt yüklenicinin ilk hak edişinden sözleşme bedeline denk gelen orana ulaşıncaya dek bütün hak edişlerden öncelikle bu oran tutarını hapis ve bloke eder. Bu oranın toplanması ile ancak hak edişler ödenecektir. Aksi halde hakkedişler ödenmeyecektir. Alt yüklenici bu durumu kabul ve taahhüt ederek iş bu Sözlşemyi imzalamıştır.” şeklinde düzenlenmiştir. Davacılar davaya konu iki senedin sözleşmelerin 14.2 maddesi uyarınca teminat senedi olarak davalı tarafa teslim edildiğini, davalıdan alacaklı olduklarını buna rağmen davalının senetleri kullandığını, belirterek dava açmışlar, davalı taraf ise bu senetlerin teminat senedi olmadığını, bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nın 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerektiğini, dava konusu senetlerin bir an için teminat senedi olduğu kabul edilse dahi sözleşme hükmü gereği takibe konulmasına engel teşkil etmediğini, davacı şirketin alacaklı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, senetleri dayanak sözleşmeler gereği davacı şirketin ödemekle yükümlü olup ödemediği ——– yansıtma giderleri, yemek firmasına ödemeler , ihtarname giderleri, maaş giderleri———davacı yana ödenen avans bedellerinin iade edilmemesi ve takibe konu edilen tarihten sonrada bu borçların devam etmesi nedenleriyle sözleşmenin maddeleri uyarınca hapis ve bloke ve ek teminat hakkı kapsamında takibe koyduğunu ileri sürmüştür. Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ile(İİK’nın 169/a maddesinde öngörülen ) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerektiği Yargıtay kararlarıyla kabul edilmiştir. Bu kapsamda dosyaya sunulan sözleşmelerde davacı yanın sözleşme bedelinin % 5 ‘i oranında teminat senedi vereceği kabul edilmiş ise de senet içeriklerine ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır Dava konusu senetlerde de sözleşmelere yapılmış bir atıf bulunmamaktadır. Yine senetlerde teminat senedi olarak düzenlendiklerine dair bir ibarede mevcut değildir. Ancak taraflar arasındaki tek ticari ilişkinin bu sözleşmelere dayalı iş olduğu, aralarında başkaca bir ticari ilişki tespit edilemediği gibi bunun iddia da edilmediği, davalı yanın senetlerin teminat senedi olmadığını ileri sürmekle birlikte senetlerin bu sözleşmeler uyarınca verildiğini ve sözleşmeler nedeniyle davacının doğan borçlarının tahsili amacıyla senetleri kulllandığını ifade ettiği, senet bedellerinin sözleşmelerin bedellerinin %5’lik kısmına tekabül ettiği ve aralarındaki başka bir sözleşme kapsamında verildiğinin iddia edilmediği, teminat senedini düzenleyen sözleşmelerin ——– bu senetlerin davacının eksik, ayıplı ifası ———-benzeri hallerde kullanılabileceğinin kabul edildiği, taraflar arasındaki sözleşmelerin ayakta olduğu feshedilmediği, bu sözleşmeler nedeniyle taraflar arasında başka mahkemelerde açılmış yargılaması devam eden davaların bulunduğu, gerek bu dosyalarda alınan raporlar ve gerekse mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi heyeti raporu ile davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalının senetleri işleme koyma nedeni olarak gösterdiği alacak kalemleri düşüldüğünde dahi davacının alacağının icra dosyasına ödediği tutardan fazla olduğu, senetlerin bu açıklamalar ışığında dayanak sözleşmelerin ——- uyarınca düzenlenmiş teminat senedi olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve her ne kadar sözleşmelerde senetlerin teminat olarak verilmesi işleme konulmasına engel değildir şeklinde düzenleme yapılmış ise de taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam ederken davalı tarafça davacıya olan borcundan ödediği miktarları mahsup etmek yerine alınan senetlerin takibe konulması TMK 2. Maddesi gereği iyiniyetli bir davranış olarak görülmemiş davacının davasında haklı olduğunun kabulü ile davanın kabulüne,——- takip dosyasına davacılar tarafından —– tarihinde ödenen —- davalıdan istirdatı ile davacılara ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜNE,
———-sayılı takip dosyasına davacılar tarafından —- tarihinde ödenen ——- davalıdan istirdatı ile davacılara ödenmesine,
2- Karar harcı 41.209,49 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.621,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 32.587,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 8.621,89 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 289,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 10.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 10.357,60 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 90.458,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2023