Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/592 E. 2022/893 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/592 Esas
KARAR NO : 2022/893

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: alacaklı-davacı müvekkilin, ticaret hacmi yüksek bir şirket olduğunu, davalı-borçlu ile ticari faaliyet içerisinde olduğunu, bu süreçte davacı müvekkilinin bir süredir ödemelerini tahsil etmek hususunda sorun yaşadığını, davalı ile müzakarelerde bulunduğunu, davalı tarafından ödeme yapılamadığını, bu sebeple de, takip talebinde belirtmiş olduğumuz faturalara istinaden icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak olan faturaların,——olduğunu davalı tarafından tebellüğ edildiğini, ticari defterlerinde görüldüğünü, aynı zamanda, söz konusu faturalara ilişkin olarak irsaliyelerin mevcut olduğunu, faturanın konusunu oluşturan malların teslimi hususunda ihtilaf bulunmadığını, davalı şirketin, teslim almış olduğu malların bedelini ödemeyerek kötü niyetli davrandığını,——- formlarının celbi halinde de söz konusu durum görüleceğini, davacı müvekkilin göndermiş ve teslim etmiş olduğu malların bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle——İcra Müdürlüğünün—— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirkete karşı ilamsız takip yapıldığını, davalı-borçlu vekilinin süresi içinde borca, ferilerine, faize, faiz oranına itiraz ettiğini, davalının itiraz dilekçesinde borcu olmadığını beyan ettiğini, davalı şirketin, borca itirazında ise hiçbir suretle böyle bir borcu olmadığını belirtmişse de, gönderilmiş olan faturalarda ve davalı şirketin ticari defterlerinde; davacı müvekkile olan borçlarının açıkça yer aldığını, davacı müvekkilin, davalıya teslim etmiş olduğu malların bedelini alamadığını, icra takibine konu edilen faturalar ve teslim edilen ürünlerin, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, yapılacak olan defter incelemesinde davacı müvekkilin alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, davacı alacaklı şirket ile davalı borçlu şirket arasında —— başvuru numaralı ve——- dosya numaralı dava şartı arabuluculuk başvurusu mevcut olduğunu, 28.07.2021 tarihli son oturumunda tarafların anlaşmaya varamadıklarını ve tutanak altına alındığını, borçlu şirket hakkında icra takibi yapıldığı tarihte müvekkilimin alacağı likit olduğunu, davalının haksız itiraz ettiğini, bu sebeple borçlu şirketin haksız yapmış olduğu itiraz nedeni ile alacağın likit olması sebebiyle takip rakamı üzerinden %20 icra inkar tazminatına çarptırılması gerektiğini davalının, almış olduğu malların bedelini ödemediğini başlatılan icra takibine de kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından müvekkili aleyhine ——-.İcra Müdürlüğü’nün——Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, iş bu icra takibinin haksız olması sebebi ile süresi içerisinde borca itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, müvekkilin, davacı şirket ile 1994’ten beri çalıştığını, bu uzun süreli çalışma sebebi ile müvekkili ile davacı şirketin eski yetkilisi/ortağı —— arasında ticari alış-veriş dışında bir arkadaşlık bulunduğunu, bu arkadaşlık sebebi ile davacı şirket ile olan ticari ilişkilerde çoğunlukla sözlü anlaşmalar olduğunu, bu durumun bir süreklilik arz ettiğini aralarında teamül haline geldiğini,——- ilerleyen yıllarda şirket işlerini fiilen kızı ——- bıraktığını, bundan sonraki işler de——-ile irtibat sağlandığını, müvekkili ile davacı şirket arasında bu dönemde bir sorun yaşanmadığını, davacı şirkette ortak/yönetim değişikliği olduğunu, ancak devir döneminde davacı ile olan irtibatta sorunlar yaşandığını, müvekkiline olması gerekenden fazla bir bakiye borcun olduğunun beyan edildiğini, yapılan görüşmelerde farkın sebebi olarak son kullanma tarihi yaklaşmış ve satmakta zorlanılan malların fazla gönderilmiş olduğunu, eski yönetim zamanında davacı şirket tarafından dönem dönem fazla mal gönderildiğini, bunlar kontrol edildikten sonra son kullanma tarihi yakın veya geçmiş, piyasada satılması zor olan ürünlerin kontrol sonrasında iade edildiğini veya yerine göre bedeli kadar ihtiyaç duyulan başka ürünlerle takas edildiğini, davacı şirketin yönetimi ve üst düzey yöneticilerinin değişmesinin, davacı ile irtibatın kopmasına neden olduğunu, müvekkilinin borcun netleştirilmesi konusunda davacı yetkilileri ile görüştüğünü, yeni ürün alınması konusunda veya iadelerin karşılığında yeni ürün gelmesi noktasında anlaşmaya varıldığını, yeni ürünlerin gelmesine rağmen iadeler konusunda müvekkilinin oyalandığını, çeşitli bahanelerle iadelerin alınmadığını, müvekkilin bu durum üzerine iade faturası düzenlediğini, iade ürünlerin fatura tutarlarının eski fiyat olduğu ileri sürülerek iade faturaların iptali müvekkilinden istendiğini, müvekkilin bu konuyu şirkette ——- ile görüşmek istediğini, kendisinin şirketten ayrıldığını iade ürünler konusuna bile girilmeden verilen ürünlerin bedeli müvekkilinden talep edildiğini, müvekkiliin sorunu çözmeye yönelik olan iyi niyetli girişimleri davacı yetkili personeli, şirketin devredildiğini gerekçe gösterilerek iade edilecek ürünlerin bile bedelinin tekrar istendiğini, müvekkilin oyalanıp itiraz süresinin geçirildiğini bir likit alacak söz konusu yokken müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibinin iyi niyetli olmadığını, davanın reddi için itiraz edilmesinin zorunlu olduğunu, usul ve yasaya aykırı davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 20/09/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.—— Esas sayılı dosyası UYAP sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine “Cari Hesap ve fatura ” alacağının tahsili için 25.343,49 TL asıl alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %19,5 avans faizi, icra harç giderleri ile avukatlık ücretinin birlikte tahsili için İlamsız Takip Yoluyla icra takibi başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişiler ——-tarafından hazırlanan kök raporda özetle: Davacı Şirket tarafından ibraz edilen 2020-2021 Yılı ticari defterlerinden yevmiye defteri ve d. kebir defterlerinin ——- sıra no.lu elektronik defter tutulmasına ilişkin tebliğ kapsamında elektronik ortamda tutulmuş oldukları, Kayıt nizamı bakımından V.U.K. Md.215-219 Md. İle Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun, dayanak belgeleriyle uyum içinde ve birbirlerini teyit ettikleri, davacı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtları itibarıyla, takip/dava tarihinde davalı şirketten 5 adet satış faturasına dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklı olarak 25.343,49 TL asıl alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtları itibarıyla, takip/dava tarihinde davacı şirkete 1 adet alış faturasına dayalı olarak 12.364,16 TL borçlu durumda bulunduğu, diğer 4 adet faturanın muhasebe tarafından hiçbir tahsil ve tediye makbuzuna dayanak olmadan peşin ödeme gibi kayıtlara geçtiği, cari hesaba işlenmediği, taraflar arasındaki 2019-2020-2021 yılı cari hesap dökümleri incelendiğinde taraflar arasında iade faturası düzenlenmediği, mahkemece tarafların mükellefi bulundukları vergi dairelerinden dosyaya celp edilmiş bulunan 2020 yılı—– formu beyanlarının tetkiki sonucunda; davacı şirketin ve davalı şirketin —— formu beyanında davaya konu işbu faturaların beyan edildiği, 29.07.2020 fatura ve irsaliye tarihli 6 adet üründen 2 tanesinin son kullanım tarihine 23 ay (06.2022) yaklaşık 2 yıl. 2 tanesine ise 35 ay (06.2023) yaklaşık 3 yıl.,2 tanesinin son kullanım tarihine 22 ay (05.2022) yaklaşık 2 yıl bulunduğu, 18.09.2020 fatura ve irsaliye tarihli 2 adet üründen son kullanım tarihine 23 ay (08.2022) yaklaşık 2 yıl bulunduğu, 31.08.2020 fatura ve irsaliye tarihli 3 adet üründen 1 tanesinin son kullanım tarihine 23 ay (07.22) yaklaşık 2 yıl 2 tanesine ise 35 ay (07.2023) yaklaşık 3 yıl bulunduğu, 25.08.2020 fatura ve irsaliye tarihli 4 adet üründen 4 tanesinin son kullanım tarihine 23 ay (07.2022) yaklaşık 2 yıl bulunduğu, 17.08.2020 irsaliye ve 20.08.2020 fatura tarihli 4 adet üründen 2 tanesinin son kullanım tarihine 22 ay (06.2022) yaklaşık 2 yıl 2 tanesine ise 23 ay(07.2022) yaklaşık 2 yıl bulunduğu, İlaçların raf ömrünün bilimsel çalışmalarla belirlendiği, bu süre de ortalama 2-3 yılı geçmediği, ilacın üreticisinin, —— raf ömrü için süre bildirimini bilimsel araştırmalara dayandırarak sunduğu, bilimsel çalışmanın, ilacın farklı ısı ve basınca maruz kaldığı farklı ortamlarda yürütüldüğü, dava konusu ilaçların davalı şirkete teslim edildiği tarih makul bir tarih olup iade konusu da iade edildiği belirtilen ilaçların tarihi belli olmadığından davalı tarafın iade etmek istemesinin haklı olup olmadığı konusunda anlaşılamadığı, davalı tarafın davacı şirketle arasındaki yazışmaları belge olarak sunduğu dava dosyasına İade faturası sunulmadığından iadeye edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, davacının davalıdan 25.343,49 TL asıl alacaklı olduğu belirtilmiştir.
davalı vekilince dosyaya sunulan 19.04.2022 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; raporunun Mahkemenin araştırılmasını istediği konuları içermediğini, 10.02.2022 tarihli celsenin —— nolu ara kararında “——-taraflar arasında davalının savunmaları kapsamında daha önce bu şekilde bir uygulama olup olmadığının tespiti, ayrıca davalı tarafın beyanına göre ürünlerin davalı şirkette incelenmesi——-” belirtilmesine rağmen raporda bu hususlara değinilmediğini, inceleme yapılmadığını, taraflar arasındaki teamülün yazılı olmadığından ancak eski yetkili/ortak/çalışanların beyanları ile tespit edilebilir nitelikte olduğunu, dosyanın niteliği gereği tanık dinlenmesine olanak olmadığına karar verildiğini, müvekkilince düzenlenen (suretleri dava dilekçesine eklenmiştir) iade faturalarının davacı tarafından çeşitli bahanelerle (ürünlerin fatura tutarlarının eski fiyat olduğu ileri sürülmüş, iade taleplerine cevap verilmemiş, vb) geçiştirilerek iptal ettirildiğini, ürünlerin iade girişimlerine dair yazışmaların dosyaya sunulduğunu, müvekkilinin borcun netleştirilmesi konusunda davacının yeni yetkilileri ile görüştüğünü, yeni ürün alınması konusunda veya iadelerin karşılığında yeni ürün gelmesi noktasında tekrar anlaşmaya varıldığını, yeni ürünlerin gelmesine rağmen iadelerin alınmadığını, icra takibine konu olan faturalardaki ürünlerin aslen eski ürünlerin yerine gönderildiğini, ancak yeni ürünlerin bedelinin eski ürünlerin bedelinden mahsup edilmediğini, tarafların arasındaki mevcut olan sözlü teamülün eski yıllara dayalı ticari kayıtlarla tespit/ispat edilebilir nitelikte olduğunu, bu sebeple bilirkişi heyetince eski yılların ticari kayıtlarının da incelenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi ve varsa iade faturalarının ve taraflar arasında davalı tarafın iddia ettiği şekilde bir teamül olup olmadığı hususunda inceleme yapılması amacıyla ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda; taraflar arasındaki ticari ilişkinin Kasım-2017 yılında başlamış olup, 2017-2021 yılı cari hesap dökümleri incelendiğinde taraflar arasında iade faturası düzenlenmediği, davacı firma ile mal değişimi veya iadesinde bulunması Ticari tespitinin mümkün olmadığı, davalı firmanın incelemede sunduğu raporda dökümü yapılan iade faturalarının tanzim edildiği, sonradan üstü çizilerek iptal edildiğinin anlaşıldığı, inceleme sırasında davalı firma yetkilisine; “Bu fatura muhteviyatı malların satıcı firmaya gönderdiniz mi veya gelip aldılar mı ” şeklindeki soruya şirket yetkilisi —— Bey hayır cevabı verdiği, Faturaları kargoya verip gönderdiniz mi? soruna da hayır cevabını verdiği, satıcının gelip mallarla birlikte alacağını ifade ettiği, iade faturalarının davacı şirket kayıtlarında ve davalı şirketin kayıtlarında da yer almadığı ve iptal edildiği, davacı şirketin davalı şirketten satış faturasına dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklı olarak talebi gibi 25.343,49 TL asıl alacağı bulunduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın davacı şirketin davalı şirket aleyhine başlatmış olduğu icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkin olduğu, davaya konu ihtilafın; davacı şirketin davalı şirketten takip konusu yaparak talep ettiği faturalara dayalı cari hesap alacağının varlığı ve varsa alacağın miktarı hususlarında toplandığı, davacı şirketçe davalı şirket adına yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın, e-faturalar düzenlemek suretiyle imza ve/veya isim/imza ——mal teslimlerinin yapılmış ve bu kapsamda düzenlenen ve de toplam tutarı KDV dahil 25.343,49 TL olan 5 adet faturayı ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydetmiş bulunduğu, davacı şirketin incelenen ve usul/yasaya uygun tutulduğu tespit olunan ticari defter ve kayıtlarında, davalı şirket adına borç kaydı yapılmış bulunan işbu 25.343,49 TL Toplam tutarlı 5 adet faturaya ilişkin olarak davalı şirketçe yapılmış herhangi bir tahsilat kaydına rastlanılmamıştır.Davalı taraf cevap dilekçesinde; taraflarca yapılan görüşmelerde son kullanma tarihi yaklaşmış ve satmakta zorlanılan malların fazla gönderildiğini, ayrıca da davacı şirket tarafından dönem dönem fazla mal gönderildiğini, bunlar kontrol edildikten sonra son kullanma tarihi yakın veya geçmiş piyasada satılması zor olan ürünlerin kontrol sonrası iade edilmekte veya yerine göre bedeli kadar ihtiyaç duyulan başka ürünler gönderildiğini, taraflar arasında bu şekilde bir ticari teamaül olduğu, dava konusu edilen faturalara konu malların da daha önce davalı tarafça iade edilen malların yerine gönderilen mallar olduğu, bu nedenle faturaya konu olmaması gerektiği, bu ilişkinin davacı şirketin eski yöneticileriyle yürütüldüğü, yeni yetkili geldikten sonra bu malların iadesinin kabul edilmek istenmediği beyan edilmiştir.
Davalı taraf bu savunmasının ispatı amacıyla tanık dinletmek istemişse de davanın satım ilişkisinden kaynaklı alacak talebine ilişkin olduğu, miktar itibariyle senetle ispat kuralına tabi olduğu anlaşılmakla davanın niteliği gereği tanıkla ispatlanabilecek bir husus olmadığından davalı tarafın tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce —– bilirkişi de atanarak davalının savunmaları kapsamında ürünlerin son kullanma tarihleri açısından inceleme yaptırılmış, raporda ürünlerin son kullanma tarihlerinin geçmediği ve henüz bir hayli sürenin de mevcut olduğu görülmüştür.
Taraf defterleri incelendiğinde davalı tarafça davalıya düzenlenen bir iade faturasının defterlerde kayıtlı olmadığı, daha önce iade edilen malların yerine gönderildiği iddia olunan malların da davacı tarafa iade edilmediği, iade edilmesi için herhangi bir yazılı talepte bulunulmadığı anlaşılmıştır. Davalının, İade ve tarihi geçmiş mallar ile ilgili hiçbir belge sunamadığı, Kullanma sürelerinin alım tarihlerine göre dolmadığı yasal süreleri içinde olduğu tespit edilmiş bu kapsamda davalı tarafın savunmalarını ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Davalı taraf yemin deliline dayanmış ve savunmalarını ispat açısından davacı tarafa yemin teklifinde bulunmuştur. Davacı şirket yetkilisi yemine icabet etmiştir.
Davacı şirket yetkilisi yemin beyanında; “ben davacı firmanın 2020 yılından bu yana yetkilisiyim, ben hisse devrini satın aldığımdan eski yöneticilerle şirketin tüm alacak ve borçları hakkında kalem kalem görüşerek değerlendirdik, şirketi devralmadan öncede davalı firmanın satamadığı veya elinde kalan ya da fazlaca gönderilen ürünleri davacı şirkete iade etmesi ve bu şekilde bizim tarafımızdan düzenlenen fatura bedelinden mahsup edilmesi gibi bir uygulama yoktur, davacı şirketle ticari iade politikası yoktur, biz yalnızca Bakanlık nezdinde toplama kararı çıkarılmış ürünleri iade alıyoruz, onun dışında iade kabul etmiyoruz, bu nedenle ne benim yetkili olduğum dönemde ne de daha önceki dönemde iade kabul ettiğimiz herhangi bir mal veya uygulama yoktur, bu nedenle davalı tarafın beyanlarını kabul etmek mümkün değildir, bizim faturadan kaynaklı alacağımız vardır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yemin kesin delillerden olup, davacı taraf fazla gönderilen malların iadesi gibi bir uygulama olmadığına ilişkin yemin ettiğinden davalının savunmalarını ispat edemediği, davalı tarafın söz konusu malların daha önce kendileri tarafından davacı tarafa iade edilen mallara karşılık olarak gönderilen mallar olduğu hususunu ispatlayamadığı, davacı şirketin davalı şirketten 5 adet satış faturasına dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklı olarak talebi gibi 25.343,49 TL asıl alacağı bulunduğu, takibe yönelik itirazın iptaline ve alacak cari hesap alacağı olup likit olduğundan hükmedilen alacağın takdiren % 20 si oranında inkar tazminatına, her ne kadar davalı tarafa kötüniyet tazminat talebinde bulunmuşsa da davacı takip başlatmakta haksız olmadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 25.343,48 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 25.343,48 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 1.731,21 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 306,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.425,12 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 306,09 TL peşin harç olmak üzere toplam 365,39 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 42,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti (2 farklı bilirkişi kök ve ek rapor ücreti) olmak üzere toplam 2.542,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 32,50 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı şirket yetkilisi ve vekili ve davalı şirket yetkilisi ve vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.