Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2022/690 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/578 Esas
KARAR NO:2022/690

DAVA :İtirazın İptali (Hizmet SözleşmesindenKaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/09/2021
KARAR TARİHİ:06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı Borçlunun, Müvekkili Şirketten ekli—ekstresinden de görüleceği üzere toplamda 50.939,35 TL tutarında Faturalı Ürün teslim almış, 37.967,76 TL ödeme yaptığını fakat kalan 12.971,75 TL borcunu ödememiş olduğunu, borcun tahsili amacıyla faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından herhangi bir borcunun bulunmadığı ileri sürülerek haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, faturalarda yer alan Ürünlerin Davalıya teslim edilmiş olduğunun tartışmasız olduğunu ve davalı borçlunun teslim aldığı ürünlerin bedelini mutlaka yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, davalı ile yapılan Arabuluculuk müzakereleri sonucunda Anlaşma sağlanamadığını ve anlaşamama tutanağının dosyaya sunulduğunu beyan ve iddia ederek, davalı Borçlunun Vaki İtirazının İptali ve Takibin Devamına, davalı borçlunun en az %20 icra inkâr tazminatına mahkümiyetine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişler,
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı alacaklının— sayılı icra takibinde dayanak olarak kendisi tarafından düzenlenen 23/09/2019 T. bir adet fatura nüshasını dosyaya sunulduğunu, davalı borçlunun süresinde yapılan itirazı neticesinde takip durdurulmuş olup davacı alacaklı tarafından huzurdaki itirazın iptali davasının açılmış olduğunu, davacı her ne kadar icra dosyasında sunmuş olduğu 23/09/2019 tarihli fatura nüshasına dayanarak davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş olsa da davalının davacı ile bu faturada belirtilen şekilde bir alışverişi olmamış, Davalı, davacıdan faturada belirtilen 50 kg “——” — almamış olduğundan davalının böyle bir borcu bulunmamakta olduğunu, davacının dosyaya sunmuş olduğu 23/09/2019 tarihli 13.761,25 tl bedelli fatura davalıya tebliğ edilmemekle beraber davalının bu fatura hakkında herhangi bir bilgisi de bulunmamakta olup, Davalı bu faturanın varlığından kendisine açılan icra takibi neticesinde haberdar olmuş olduğunu, Davalının ticari defterlerinde böyle bir ticari kayıt bulunmamakta olup, bu durumun davalının ticari defterlerinden de anlaşılacağını, Davalı ile davacı arasında davacının iddia ettiği gibi bir alışveriş gerçekleşmemiştir ve davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmamakla beraber dava konusu icra takibi ve huzurdaki itirazın iptali davası haksız olarak açılmış olduğunu savunarak, Davalı aleyhine açılmış işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklının takip konusu alacağın 9620’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 15/09/221 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 10/03/2021 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 10/03/2021 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.—-Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; Davacı Şirket, Davalı aleyhine, 17.02.2020 tarihinde dayanağı 23.09.2019 Tarihli 13.761,25 TL tutarlı Fatura Bakiye Alacağı” olan 12.971,75 TL asıl ve 402,92 TL İşlemiş Faiz olmak üzere Toplamda 13.374,67 TL Alacaklarının, Takip tarihinden itibaren Asıl Alacaklarına İşletilecek %13,75 ve —Faiziyle birlikte tahsili amacıyla İlamsız Takip yoluyla İcra Takibi başlatmış olduğu, Davalı Takip Borçlusunun 27.03.2020 Öğrenme Tarihi ve—nedeniyle durdurulan süreyi Müteakip 15.06.2020 Tarihinde dosyaya sunmuş olduğu İtiraz Dilekçesinde; borca ve takibe itiraz ederek, takibin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır. Dosyanın tüm kapsamı itibari ile incelenerek ve taraflara 2017-20018-2019-2020 yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtları incelenerek davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı varsa alacak miktarının tespiti için dosyanın mahkememizce resen seçilecek— bilirkişisine tevdi ile rapor alınmasına karar verilmekle, mali müşavir —ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davacı Şirketin Usul ve Yasaya uygun tutulmuş Ticari Defterlerindeki kayıtları ile dayanak belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı Şirketin 12.971,75 ASIL ve 402,92 TL İşlemiş Faiz olmak üzere TOPLAM 13.374,67 TL ALACAK Talebi üzerinden İtirazın İptali istemi ile Davalı yan aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin Davalı Firmadan Takip Tarihi itibarıyla Takip dayanağı yapılan faturanın Bakiyesinden kaynaklı olarak talebi gibi 12.971,75 TL ASIL ALACAKLI olduğu, Davacının 402,92 TL İşlemiş Faize yönelik taleplerinin Sayın Mahkemece Değerlendirilebileceğini beyan ve mütalaa etmiştir .
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir.2004 sayılı İcra İflas Kanununun “itirazın iptali” başlıklı 67.maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
” şeklinde belirtilmiştir.
İtirazın iptali davası, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Eldeki davada alacaklı davacı tarafından —- icra sayılı dosyasında takip başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ettiği ve itiraz dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.İtirazın iptali davası, icra hukukuna özgü bir dava türü olması nedeniyle icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle yargılama yalnızca ilgili takip dosyası temel alınarak ve tarafların iddia ve savunmaları genel hükümlere göre incelenerek borçlunun borçlu olup olmadığı araştırılır ve tarafların haklılık durumları takip tarihi esas alınarak belirlenir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Ticari Defterlerin İbrazı ve delil olması” başlıklı 222.maddesinde “…Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz….” şeklinde belirtilerek ticari defterlerin usulüne uygun tutuldukları halde sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesinin şartları belirtilmiştir. Bu hususta —-Karar sayılı ilamında da ticari defterlerin sahibi lehine ve aleyhine delil teşkil ettiği durumlar belirtilmiştir.Somut olayda; dava itirazın iptali davası olup taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve cari hesabı oluşturan faturalara konu malların teslimi ve fatura bedellerine yönelik alacaklı olduğu hususunun ispatı davacı üzerindedir. Mahkememizce alınan, hükme ve denetime elverişli 16/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın defterlerinin kanuna ve usulüne uygun olduğu, davalının kayıtlarının ve oluşan muavin defter hesap hareketleri ve bakiyesinin, davacının kayıtlarıyla ve muavin defter bakiyesi ile örtüşüp örtüşmediğinin davalının bilirkişi incelemesinin yapılacağı gün ticari defter ve kayıtlarını sunmaması sebebiyle tespit edilemediği, tarafların mükellefi bulundukları—müdürlüklerine beyanda bulundukları —-beyanlarının birbirleriyle ve —celp ettirilen beyanlarla da örtüştüğünün tespiti karşısında, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını ve davalının cari hesabın dayanağı olan fatura bedeli nedeniyle alacaklı olduğunu ispat ettiği mahkememizce kabul edilerek davalının ödeme iddiası ve ispatı da dosya kapsamında olmadığı görülmekle bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne, davalının—- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 12.971,75 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan 12.971,75 TL nin %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 12.971,75 TL asıl alacak ve 402,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.374,67 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 13.374,67 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 939,03 TL karar harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 161,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 777,49 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 161,54 TL peşin harç olmak üzere toplam 220,84 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 66,65 TL posta, tebligat ve müzekkere gideri ile 800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 866,65 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.