Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/550 E. 2021/961 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/550 Esas
KARAR NO: 2021/961
DAVA: Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ: 03/09/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında —- tarihli ticari işletme devir sözleşmesi yapıldığını, ticari işletme devir sözleşmesinin konusunun—- olduğunu, bu ticari işletme devir sözleşmesiyle, davalı satıcı şirketin işlettiği eğitim öğretim kurumu işletmelerinin, davacı alıcı müvekkili şirkete — devir bedeli karşılığında devredildiğini, ticari işletme devir sözleşmesinin geçersiz ve kesin hükümsüz olduğunu, bu hususta,———-olup bu yazarların işletme devir sözleşmesinde sadece aktiflerin devredileceğinin fakat borçların devralana geçmeyeceğinin kabul edilmesi halinde işletme devir sözleşmesinin tamamının geçersiz olduğunu kabul ettiklerini, davacı müvekkili ——- tarihli işletme devir sözleşmesinin kesin hükümsüzlük sebebi ile geçersizliğine ve işbu geçersizliğin tespitini ve yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; davacı ile davalı şirket arasında——- İşletme Devir Sözleşmesinin geçersiz olduğundan bahisle sözleşmenin geçersizliğinin tespiti talebine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dosyadaki tüm deliller davacı tarafın iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan devir sözleşmesi birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmenin iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla meydana gelen iki taraflı hukuki işlem olduğu, sözleşmelerde asıl olanın şekil serbestliği olduğu, yasada açıkça belirtilmediği sürece sözleşmenin hiç bir şekle tabi olmayıp tarafların sözleşme yapımında serbest olduğu ancak bir şekle tabi ise kanuni geçerlilik şartı olarak şeklin aradığı durumlarda yazılı ve resmi şekilden bahsetmek gerekeceği, resmi şeklin işletmenin yetkili bir makam veya şahıs önünde yasaların aradığı usul ve koşullara uyularak yapılması olup somut olayda işletme devri söz konusu olduğu ve bu tür sözleşmelerin şekil serbestisi kuralına tabi olduğu, yine tarafların bu tür bir sözleşmeyi noter vasıtasıyla yapmak isteseler dahi noterin hazırlayacağı sözleşme içeriğine bakıldığında genel unsurları içeren bir sözleşme olduğu bu tür sözleşmelerin noterde yapılması zorunlu olmayıp sadece imzaların geçerliliğine itirazı ortadan kaldırma amacına yönelik olduğu, somut olaya konu sözleşmenin noter huzurunda yapıldığı, dava dilekçesinde yada duruşmada sözleşme altındaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı yönünde bir beyanın olmadığı, taraflar arasında imzalanan devir sözleşmesinde de ticari işletmenin devrinin taahhüt edildiği, devir sözleşmesi uyarınca —- adlı işletmenin ve bu işletmeye ait işletme haklarının——– bedel karşılığında devir ve teslim edildiği, işletme bedelinin nakden ve tamamen ödendiği, işletmenin devir öncesi oluşan tüm borç ve alacaklarının satıcı şirkete ait olacağı, devir sonrası oluşacak tüm borç ve alacakların alıcı şirkete ait olacağının kararlaştırıldığı, hukukumuzda asıl olanın sözleşme serbestisi olduğu, tarafların özgür iradeleriyle sözleşmeni koşullarını belirleyebilecekleri, kaldı ki davalının sözleşmenin şartlarından ötürü aldatıldığına, kandırıldığına yada hile ile iradesinin sakatlandığına ilişkin bir beyanı olmadığı gibi, her hangi bir zarar iddiasının da olmadığı, salt sözleşmede aktiflerin devredilip borçların devredilmeyeceği şeklinde madde konulmuş olmasının sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı gibi davamıza konu sözleşmede salt aktiflerin devredilip borçların satıcı üzerinde bırakıldığına ilişkin bir madde olmadığı, sözleşmede işletmenin devir öncesi oluşan tüm borç ve alacaklarının satıcı şirkete ait olacağı, devir sonrası oluşacak tüm borç ve alacakların alıcı şirkete ait olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. ——maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Yani bir hak sahibi hakkını kullanırken ve borçlu borcunu öderken objektif iyi niyet kurallarına uymak, dürüst davranmak, başkalarını zarara uğratmamak zorundadır. Hak sahibi başkasına zarar vermek amacını taşımasa bile hareketi açıkça iyi niyet kurallarına aykırı ise ve başkasını zarara uğratıyorsa veya hak sahibine sağladığı yarar ile başkasına verdiği zarar arasında aşırı dengesizlik varsa bu durumu hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirebiliriz. — başta olmak üzere,—- sahibinin hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralları içinde hareket etmesini emretmiş aksi davranışın hukuk düzeni tarafından korunamayacağını belirtmiştir.——– Davamıza konu olayda sözleşme geçerli olarak kurulmuş olduğundan davacının iddiası yerinde olmadığı gibi davacının özgür iradesi ile imzaladığı sözleşmenin geçersizliğine ilişkin talebinin MK 2 maddesine de aykırı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 59,30 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzene karşı ve davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 16/12/2021