Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/521 E. 2023/351 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/521 Esas
KARAR NO: 2023/351
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/08/2021
KARAR TARİHİ: 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —– adına Yönetici—– davalı —– arasında —- tarihinde imzalanan—— gereğince gerçekleşen ticari ilişki neticesinde davalı tarafın hizmet vermediğini, gibi müvekkili tarafından ödenen bedeli iade etmediğini, müvekkili tarafından davalı şirket hesabına —–bedeli olarak ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme nedeniyle iadesini, firma nezdinde cari hesaptan kaynaklı alacağı oluşturduğunu, iade edilmeyen bedelin tahsili amacıyla ——- sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine takip başlattıklarını, borçlu sadece borca, faizlere ve ferilerine itiraz ettiğini, arabuluculuk sürecini başlattıklarını, tarafların 3 kez bir araya geldiğini, davalı tarafça bir ödeme taahhüdü verilmediğini, sürecin anlaşmazlık ile sonuçlandığını, davalı borçlunun ———– sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamını, davalı borçlunun takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin ————-olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, dosyanın yetkili—– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, başlatılan takibin hukuka ve gerçeğe aykırı, mesnetsiz, haksız ve kötüniyetli olduğunu, takip konusu alacağın hiç bir hukuki mesnedi olmadığını, müvekkili şirketin borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket———— tarafından ruhsat verilmiş bir yapı denetim şirketi olduğunu, şirketin tek ortağı ve temsil ve ilzama yetkilisi—- olduğunu,—–arasında ———— şirketteki hisselerinin satışı hususunda bir anlaşmaya varılmış ve adi bir sözleşme imzalandığını, ————— müvekkili şirketteki—— halledilmesi için 2 adet sınırlı yetkili vekaletname verildiğini, ———konusu vekaletnameleri ve güveni kötüye kullanmak suretiyle ve yetkisini de aşarak telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zararlara müvekkili şirketi ve ——– zararlara uğrattığını, dava konusu alacağın dayanağı olduğu iddia edilen —— sahte olduğunu, davacı tarafın bu hususları bildiğini, davacı taraf ve —– şahıs sahte sözleşmeyi birlikte hukuka aykırı bir amaç için oluşturduklarını, davacı tarafından gönderildiği iddia olunan ödemelerin şirket kasasında bulunmadığını, davacının anlaşarak birlikte sahte sözleşme tanzim ettikleri ————– kişi müvekkili şirket tarafından verilen vekaletnameyi kötüye kullanarak müvekkili şirketin içini boşalttığını, davacıdan geldiği iddia olunan ödemeleri gerek annesi ———- hesabına göndermek gerekse şirket hesabından nakden ya da şirket kredi kartı yoluyla şahsi harcamaları için çıkarttığını, davacı tarafından talep olunan ödemelerin iadesine ilişkin sebepsiz zenginleşme şartları müvekkili şirket bakımından oluşmadığını, müvekkili şirketin kasasında böyle bir paranın bulunmadığını, söz konusu ödemelerin iadesinin tek muhatapları iş bu davanın ihbarını talep ettikleri——- olduğunu, hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeyin geri istenemeyeceğini, davanın————ihbarını, mesnetsiz, haksız, hukuka aykırı olarak başlatılan——— dosyası nezdinde yapmış oldukları itirazın haklılığının tespitini, davacının itirazının iptaline ilişkin talebinin reddini, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava sebebiyle uğramış oldukları zararların yasa gereği alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava davalı tarafın talebi doğrultusunda —- ihbar edilmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava,——-adına yönetici—— ile davalı şirket arasında imzalanan ——–tarihli ——— gereği davalı şirket tarafından hizmetin yerine getirilmediğinden bahisle davalı şirkete ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 21/08/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmış, tanıklar dinlenilmiştir.
————Esas sayılı dosyası ——— sisteminden alınmış, dosyamız arasına alınmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi iken 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Mezkur Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda davalı tacir ise de, davacı yönetimin tacir sıfatı bulunmamaktadır————– Eldeki dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davacı iş merkezi yönetiminin tacir sıfatı olmadığından her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nisbi ticari dava) niteliğinde de bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava ticari dava niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli değildir. Öte yandan, bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı yada müteşebbis olması gerekir. Oysa somut dosyada, tarafların tüketici sıfatı da bulunmamaktadır. Zira davalı tacir olup davacı iş merkezi yönetimi de mesleki veya ticari amaçla hareket eden konumunda olup tüketici konumunda olmadığından mahkememizin görevsizliği ile asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanısına varılacak görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.————

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Görevli mahkemeninin ———–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı şirket müdürünün ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023