Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2021/596 K. 20.08.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/504 Esas
KARAR NO: 2021/596
DAVA: Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2021
KARAR TARİHİ: 20/08/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili bakanlık aleyhine —— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından borcun dayanağının tespit edilemediğini, müvekkili kayıtlarında—– tarihli olay tespit tutanağına istinaden borcun dayanağının tahmin ettiklerini, bu tutanağa göre—-plakalı aracın——– çarptığını ve aracın ön tamponunda hafif eğrilme olduğunu, icra takibine dayanak yapılan borcun kaynağının bilinmediğini, —— davalı şirkete borcunun bulunmadığının tespitini, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. Maddesi uyarınca haksız ve kötü niyetli davalının %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Görev hususu dava şartı olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen değerlendirilmesi gerektiğinden dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Görev kamu düzeninden olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi mahkeme tarafından resen dikkate alınmalıdır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; her ne kadar davalı bir ticaret şirketi olup tacir ise de, davacı kamu kurumu olup tacir değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiği anlaşılmakla, HMK’nun 114/1-c ve 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.——–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin ——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı şirketin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme ile kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/08/2021