Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/50 E. 2023/674 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/50 Esas
KARAR NO: 2023/674
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat), Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN ——Karar sayılı dosyasında:
BİRLEŞEN —- Karar sayılı dosyasında:
DAVA TARİHİ:25/01/2021
KARAR TARİHİ:19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat), Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacılar vekili mahkememiz dosyasının dava dilekçesinde özetle: 29.09.2020 günü saat 23.45 sularında sürücü —— kendi sevk ve idaresinde bulunan —– plakalı araç ile —- yolu istikametindeyken —–karşısına geldiği esnada hatalı sollama yaptığı sırada kontrolünü kaybederek önce aracın sağ kısımlarıyla yolun sağ tarafında bulunan bariyerlere çarptığını, çarpmanın etkisi ile aracın dönerek kontrolsüzce yolun sol taraftaki bariyerlere çarptığını ve sol şeritte bulunan müvekkili —-sevk ve idaresindeki —- plakalı motosiklet kazaya sebebiyet veren —- sevk ve idaresindeki—— plakalı araca çarptığını ve çarpmanın etkisi ile motosiklet savrularak orta refüjün içerisinde takla attığını ve kazada sürücü —- ve yolcu ——- ağır yaralandığı ve maddi hasarın da oluştuğu trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası m.107 uyarınca, toplanacak delillere göre tazminat hesabı yaptırılarak temerrüt tarihinden işletilecek faizi, sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre yargılamanın son aşamasında miktarı bildirilecek maddi tazminatın, manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili mahkememiz dosyası ile birleşen ——– dosyasının dava dilekçesinde özetle; 29/09/2020 tarihinde —- plakalı aracın asli kusurulu olarak müvekkilinin kullandığı —— plakalı motosiklete çarpışması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, ayrıca müvekkilinin kaskı ile ——- kırıldığını ileri sürerek, kırılan eşya bedeli olarak şimdilik 5.000-TL kısmi alacağın olay tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalıolardan alınarak müvekkiline verilmesine, davanın ———-sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili mahkememiz dosyası ile birleşen ——-Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle açılmış ve derdest olan ——- Sayılı dosyasına konu trafik kazası dolayısıyla müvekkilinin aracında ve müvekkiline ait eşyalarda oluşan maddi zararın, müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunan davalılardan, maddi zararın kapsamına göre yargılamanın son aşamasında miktarı bildirilecek maddi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, huzurdaki davanın ——- Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı —- vekili mahkememiz dosyası cevap dilekçesinde özetle: —-plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkete ———- tarihleri arasında geçerli olmak üzere ———– sigortalı olduğunu, işbu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalısının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 410.000 TL ile sınırlı olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekâlet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanların sigortacıya dava açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvurmak zorunda olduklarını, dava açabilmeleri için mevcut zararın tespiti açısından gerekli belgelerin ibraz edilmesi sureti ile usulüne uygun yazılı başvurusundan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerektiğini, yazılı başvuru ve başvurudan itibaren 15 günün geçmiş olması ——- tazminat davası açılmasının ön şartı olduğunu, huzurdaki davanın öncelikle “dava şartı eksikliği” sebebiye usulden reddini, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu hususta sorumluluğun ——-ait olduğunu, bu nedenle hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatına itiraz ettiklerini, müvekkili sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu başvurunun reddini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.Davalı —- vekili mahkememiz dosyası ile birleşen ——- sayılı dosyasının cevap dilekçesinde özetle; davaya konu dolaylı zararların poliçe teminatı dışında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ——- vekili mahkememiz dosyası cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın talepleri zamanaşımı süresine tabi olup, olayda zamanaşımının mevcut olduğunu, zamanaşımı itirazları nedeniyle haksız davanın reddini talep ettiklerini, olay tarihinde, davacı—- şoför olarak davacı——- yolcu olarak, mezkur kazaya karıştığı ve davacıların kullanmış oldukları ———— düşerek yaralandığı, davalıya ait otomobilin davacı tarafa ait —– doğrudan çarpmadığı, olayın bu şekilde vuku bulduğu vakıa olduğunu, olay tarihi olan 29.09.2020 günü davalı müvekkilinin kullanmakta olduğu ——–Plaka sayılı gri renkli ————-istikametine sol şeritten ilerlediği sırada ——— takip ettiği yolda 1. kilometre sonra sağa dönme uyarısı aldığını, bunun üzerine orta şeride geçtiğini, orta şeritte ilerlemekte olan araç aniden yavaşlayınca, davalı da araca çarpmamak için sağ şeridi kontrol edip, boş olduğunu görünce sağ şeride doğru manevra yaptığında aracın hakimiyetini kaybetttiğini, önce sağ bariyerlere, sonra sol bariyerlere çarptığını ve araç yol istikametine tam ters ön tarafı — istikametine bakar şekilde durduğunu, kaza sonrası davalı ve araçtaki diğer şahıslar araçtan çıkmaya çalışırken davacı tarafa ait motosiklet, davalıya ait araca gelip çarptığını, olay hakkında ———soruşturma sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, kaza tespit tutanağını ve tarafların kusur durumuna ilişkin rapor ve tespitleri kabul etmediklerini, tarafların kusur durumuna ilişkin heyetten rapor aldırılmasını, müvekkilinin tüm yaşananlardan dolayı son derece üzgün olup, davacı taraf ile sürekli ilgilenmeye çalıştığını, olaydan sonra hemen polis ve ambulans arandığını ve olaydan sonra da görüşülmeye çalışıldığını, davalı tarafa atfı kabil kusur olmadığını, müvekkilinin kullandığı araca ait hem zorunlu trafik sigortası, hem de kasko sigortası mevcut olup,bu taleplerin davalı sigorta şirketinden talep edilmesi iktiza ettiğini, bu nedenle davada müvekkiline husumetin yöneltilmesinin yanlış olduğunu, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin de haksız zenginleşmeye yönelik olup manevi tazminat taleplerinin de reddinin gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın , husumet ve zamanaşımından reddini, şartları oluşmayan davanın esastan da reddi ile yargılama masrafları ile ücreti vekaletinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.Davalı —— vekili mahkememiz dosyası ile birleşen —— sayılı dosyasının cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, ——– tarihinde meydana gelen kazada yaralanan davacıların maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 25/01/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 24/11/2020 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 25.12.2020 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Taraf vekilleri tarafından 19/09/2013 tarihli duruşma ednasında sunulan sulh protokolü ve ibraname ile dava konusu maddi tazminat taleplerinin ve ferileri yönünden ve manevi tazminat talepleri yönünden sulh olunduğunu, yapılan sulh sözleşmesi gereğince tüm talep ve alacak kalemleri ile vekalet ücreti talepleri yönünden anlaşıldığını, herhangi bir alacak, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, bu nedenle davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini ve beyan ve talepleri doğrultusunda gereğinin yapılmasını talep etmişlerdir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu 315. maddesinde sulhun davayı sona erdireceği, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiş olup, yine aynı maddede “Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü yer almaktadır.Taraf vekillerinin sunmuş oldukları sulh protokolü, ibraname ile sulh olunduğuna ve davanın konusuz kaldığına ve ayrıca vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığına yönelik beyanları, taraf vekillerinin vekaletnamesinde sulh olma yetkilerinin bulunduğu hususları dikkate alındığında tarafların sulh oldukları ve böylece sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmamıştır.492 sayılı Harçlar Kanununun “Davadan feragat, davayı kabul veya sulh” başlıklı 22. Maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereği eldeki davada alınması gerekli harcın 2/3’ünün alınmasına karar verilmiştir.Açıklanan nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava ve birleşen dava da tarafların sulh olması nedeniyle asıl ve birleşen dava yönünden davanın esası hakkında sulh protokolleri uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 22. Maddesine göre davada ön inceleme yapıldıktan sonra tarafların sulh anlaşılmakla; davanın reddi halinde alınması gerekli maktu harcın (269,85TL) üçte ikisi (2/3) olan 179,9‬0 TL harcın peşin alınan 699,16 TL harçtan mahsubu ‭ile bakiye 519,26‬ TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin, yargılama gideri talebi olmadığı anlaşıldığından yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla, bu hususta ara karar kurulmasına yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin taraflar arasında imzalanan 01/03/2022 tarihli sulh protokolü de dikkate alınarak; davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/09/2023