Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/495 Esas
KARAR NO : 2022/397
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davasında özetle; müvekkili ile davalı arasında ——- belirsiz süreli hizmet sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmenin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle davalı tarafından yapılan 16.01.2019 tarihli feshe kadar devam ettiğini, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinin 9.2. Maddesinde sözleşmenin feshedilmesinden sonra (iş akdi sona erdikten sonraki yükümlülük) rekabet yasağının düzenlediğini, sözleşmenin feshinden sonraki bir yıl süre boyunca belirlenen rekabet yasağına aykırı davranılmaması sonucunda müvekkilinin bu yasağa uyması karşılığında davacının son bürüt aylığının oniki katı iş ilişkisinin bitimi ile ödeneceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin fesih tarihi olan — tarihine kadar rekabet edici işle iştigal etmediğini böylece kendisine düşen edimleri yerine getirdiğini,müvekkilinin 16.01.2019 tarihli fesihle sözleşmedeki rekabet etmeme maddesinin tek taraflı olarak davalı tarafça kaldırıldığını, — rekabet yasağı sözleşmesinin/hükmünün tek taraflı olarak kaldırılamayacağını bildirerek müvekkilinin 2.598.659,41 TL’lik alacağının şimdilik 250.000,00TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; karşı taraf dava dilekçesinde, iş sözleşmesi sona erdikten sonra yürürlüğe giren rekabet etmeme sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğunu iddia etmiş ise de davanın talebi açık bir şekilde iş sözleşmesine dayandığını, somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin 9.2. maddesine göre davacı rekabet etmeme tazminatını talep ettiğini, bu talep ise iş sözleşmesine dayandığını, bu sebeple görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, 01/01/2019 tarihi itibariyle ticari uyuşmazlıklar bakımından dava şartı olarak arabuluculuk başvurusunda bulunma zorunluluğunun getirildiğini, arabulucuya başvurmadan dava açılması durumunda dava usulden reddedilmesini, somut olayda davacı davasını ikame ederken her ne kadar alacağının mutlak ticari uyuşmazlıktan kaynaklandığını iddia ederek davasını asliye ticaret mahkemeleri nezdinde ikame etmişse de alacağın konusunu açıkça işçilik alacakları olarak belirlemiş ve akabinde iş bu alacakların tahsili amacıyla iş hukuku alanında arabulucuya başvurduğunu, dava şartı olan arabulculuk süreci iş hukuk arabulucusu eşliğinde ve işçilik alacaklarının tahsili talebi olarak görüldüğünden —– süreci eksik olarak tamamlandığını, bu nedenlerle dava şartı yokluğundan usulden reddini, sözleşmenin 9.2. maddesine göre davacı rekabet etmeme tazminatından feragat ettiğini, davacının gelen teklifler olmasına rağmen alacağı tazminata duyduğu güvenle 1 yıl boyunca çalışmadığını ve kötü niyetli hareket ettiğini, haksız menfaat sağlamak ve müvekkil şirket üzerindeki—– tavırlarını sürdürdüğünü, amacının müvekkil şirketi zor duruma düşürmek olduğunu belirterek, davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddini, mesnetsiz ve kötü niyetli davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak TBK’nın 446. maddesi uyarınca ceza koşulu alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili —- tarihli beyan dilekçesi ile; Tarafların sulh olması sebebiyle dava konusu dosyada, dava konusu olan hak alacak ve taleplerinden, koşulsuz ve şartsız olarak feragat ettiklerini, bu sebeple feragat beyanları doğrultusunda hüküm kurulmasını, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili 21/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ile; davacı ile anlaşmaya varıldığını, anlaşma uyarınca davacının davadan feragatini kabul ettiklerini, davacının davadan feragat etmesi üzerine herhangi bir suretle vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin mevcut olmadığını, feragat uyarınca karar verilmesini talep ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı vekilinin davadan feragat ettiği, vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etme yetkisinin olduğu anlaşılmakla, feragat davayı sona erdiren taraf işlemi olduğundan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça başlangıçta yatırılan 4.269,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.188,68 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça vekalet ücreti talebi olmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6- 7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.