Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/470 E. 2023/201 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/470 Esas
KARAR NO : 2023/201
DAVA: Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ: 29/07/2021
KARAR TARİHİ:14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı firmanın 02.06.2010 tarihinde Firmanın 02/06/2010 tarihinde kurulduğunu, ambalaj sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı firmanın 12/01/2021 tarihinde kurulduğunu, davalının müvekkile ait ticaret unvanına tecavüz ettiğini, davacının ticaret ünvanının —– olduğunu, —- yönetim sistemi standartlarına sahip olduklarını, devamla yine aynı yıl—– derecesini aldıklarını, davacının bugün 100.000.000 TL’yi aşan cirosu ve 200 çalışanı ile sektöründe lider kuruluşlardan biri olduğunu, —– maliki olduğunu, Davacının ——– sahibi olduğunu, davanın yalnızca ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet iddiası nedeniyle açıldığını, dava kesinleşinceye kadar davalının ———şeklindeki ticaret unvanını kullanmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine . davalının ———- şeklindeki ticaret unvanının müvekkilin ticaret unvanına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalının ticaret unvanındaki——-ibaresinin silinmesine, tecavüz sonucu doğan durumun ortadan kaldırılması için, davalının ——ibaresini içeren her türlü ————- amaçlı araç ve gereçler, makine, kalıp ve cihazlardaki bu ibarenin silinmesine, silinmesi mümkün olmayanlara ise bulundukların yerden sökülerek el konulmasına, devamla el konulan bu ürünlerin imha edilmesine, giderleri davalıya ait olmak üzere, kararın türkiye çapında yayın yapan ve tirajı ilk 5 içerisinde olan ulusal bir gazete ile yayımlanmasına, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davalı şirketin——-ürünlerin bir ücret veya sözleşmeye dayalı olarak toptan satışını yapan aracı firma olduğunu, şirketin ——-kayıt yaptırdığını ve gerek unvanı gerekse çalışma konu ile ilgili hiçbir itiraz ve red ile karşı karşıya kalmadan ilanlarının yapıldığını, şirketin adının çocukların isminden kaynaklı olarak bu şekilde konulduğunu, Davacı şirketin —— karıştırılması mümkün olmadığını, Davacı şirketin ——- tanınan bir firma olmadığını, Fatura gibi——— ile tanınan bir matbaa olduğunu, Ambalaj üreticisi olan firmamızın tanınırlığı ile —– olan davacı —–karıştırılması ve haksız rekabetin olası olmadığını, —— unvanlı şirketin, şirketimizle karışması halinde, ambalaj üretimi ve satışı yapmakta olan ve piyasada bu şekilde tanınan şirketimize haksız bir rekabet oluşturmaya çalıştığı ve şirketimizin güvenilirliliğini kullanmaya çalıştığını, davacının davasının reddine karar verilmesini, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; Davalının ticaret unvanında kullandığı ——- ibaresinin davacının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği iddiasıyla haksız rekabetin tespiti, meni, —- ibaresinin davalının ticaret unvanından silinmesi ve ——-içeren davalı tarafın kullandığı ürünlerden silinmesine ve bulundukları yerden sökülerek el konulmasına ve el konulan ürünlerin imha edilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
TTK 43. maddesi uyarınca anonim ve limited şirketler işletme konusu gösterilmek ve 46. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla ticaret unvanlarını serbestçe seçebilir.
TTK 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına —— herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer unvandan ayırdedilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır.
Aynı Yasanın 50. vd. maddelerinde, ticaret unvanının korunması düzenlenmiştir. Eldeki dava, TTK 52. maddesi uyarınca ticaret unvanına vaki tecavüzün önlenmesi, silinmesi istemine ilişkindir.
Ticaret ünvanı, tacirin ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı addır. Bu tanımdan hareketle ticaret ünvanının işlevi, taciri tanıtma ve onu diğer tacirlerden ayırt etme olduğu söylenebilir.
Ticaret unvanı, ana unsur ve ek unsur olmak üzere iki unsurdan meydana gelir. Ana unsur, ticaret unvanının zorunlu unsurudur; ek unsur ise kural olarak zorunlu değildir. Ticaret unvanı ana unsur yanında ek unsur içeriyorsa bir bütün olarak korunur.
Anonim ve limited şirketlerde ana unsur, işletme konuları ile birlikte şirketin türünü gösteren “limited şirket” “anonim şirket” ibarelerinden oluşur. Ek ise, ticaret unvanının ikincil (yan) unsurudur. Zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır. TTK 46/1. maddesi uyarınca, kullanılan eklerin yanıltıcı olmaması gerekir. Ticaret unvanları, eklerle birlikte bir bütün olarak korumaya tabidir.
Anonim Şirketlerde ticaret unvanının çekirdek kısmı “işletme konusu” ile “şirketin türünü” gösteren kelimelerden oluşur (TTK madde 43). Ticaret unvanı tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken kullandığı isimdir. Bu yönüyle ticaret unvanı taciri tanıtmaya ve onu diğer tacirlerden ayırt etmeye yarar ———– Ticaret unvanı iki unsurdan oluşur. Bunlar çekirdek ve ektir. Ticaret unvanının asli unsurunu çekirdek oluşturur, ek kullanılması kural olarak zorunlu değildir. Ancak bir unvanda ek kullanılmışsa ticaret unvanı eki de kapsayacak şekilde bir bütün oluşturur ve bu şekliyle korunur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 46/1. maddesi uyarınca; “Tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla; her ticaret unvanına, işletmenin özelliklerini belirten veya unvanda yer alan kişilerin kimliklerini gösteren ya da hayalî adlardan ibaret olan ekler yapılabilir”.
Türk Ticaret Kanunu’nun 32/3. maddesi uyarınca; “Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır”.
TTK 52. maddesi uyarınca, ticaret unvanının bir başkası tarafından ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanılması halinde koruma talebinde bulunabilirler.
Kanuna uygun olarak seçilmiş ve kullanılan bir ticaret unvanının kullanılması, sahibi tacir için hem bir hak hem de kanuni bir yükümlülüktür (TTK. m. 50). Gerçekten de kanuna uygun olarak seçilmiş bir ticaret unvanının, Türkiye’nin başka bir yerinde başka bir şirket tarafından seçilmesi ve kullanılması yasaktır. Nitekim, TTK. m. 52/1 bu hakkı açıkça ortaya koymuştur. Buna göre, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde, bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir, maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
14.02.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Ticaret Unvanları Hakkında Tebliğ’in “Ticaret Unvanı” başlıklı 4 üncü maddesinin 2 inci bendi uyarınca; “Ticaret unvanında yer alacak ibareler, tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte ve gerçeğe aykırı olamaz. Aynı maddenin 7 inci bendi uyarınca; Kamu kurum ve kuruluşları ile ulusal ve uluslararası diğer kuruluşların adları ya da bunları tanımlayan kısaltılmış adları ticaret unvanlarında ek olarak kullanılamaz.
Mahkememiz ara kararı gereği; dosyada bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup; Bilirkişi gerekçeli raporunda özetle; Tarafların ticaret unvanlarındaki ayırt edici unsurun ——–ibaresi olduğu, davalının ortak ayırt edici ibareyi ticaret unvanında kullanmasının benzer sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin ticaret unvanları arasında karıştırılma ihtimaline neden olabileceği ve bu haliyle ticari dürüstlüğe uygun bir kullanım olarak nitelendirilemeyebileceği, Davacı şirket ticaret unvanının tescil tarihinin —- olduğu ve davalı ticaret unvanının tescil tarihinin ise ——-olduğu, bu itibarla ticaret unvanının kullanımı noktasında hak sahibinin davacı şirket olarak belirlenebileceği, Davalı tarafın ticaret unvanının tescilli olması ve tescilli olan ticaret unvanlarının sicilden terkin edilinceye kadar kullanımının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmaması nedeniyle somut olayda ticaret unvanına tecavüzün ve haksız rekabetin olmadığını beyan ve mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarakdeğerlendirildiğinde; davacı şirket unvanının tescil tarihinin 02.06.2010 olduğu ve davalı ticaret unvanının tescil tarihinin 12.01.2021 olduğu , yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ticaret unvanının ayırt edici unsuru olan—– ibaresini davacı şirketin davalı şirketten daha önce tescil ettirdiği, iki şirketin de faaliyet alanlarının aynı olduğu,—– ibaresinin anlamlı bir kelime olmayıp ayırt ediciliğinin yüksek olduğu ve aynı faaliyet alanında kullanımında karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, sonraki bir tescil ile birlikte kullanılmasının TTK 52’de ifade edilen ticari dürüstlükle bağdaşmayacağı anlaşılmış olup davacının talebi doğrultusunda davalının ticaret unvanındaki —– ibaresinin ticaret sicilden silinmesine karar vermek gerekmiş, ayrıca kullanılan ibarenin haksız rekabet teşkil ettiği hususunda ise tarafların tescilli şekilde kullandıkları ticaret unvanları arasında karıştırılma varlığı her ne kadar tespit edilmiş ise de TTK m. 50’de bahsi geçen ” usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.” hükmü uyarınca ——kararlarıyla da sabit olduğu üzere usulünce tescil edilmiş bir ticaret unvanı terkin edilinceye kadar haksız rekabet oluşturmayacağından ve davalının ticaret unvanı hakkında da henüz terkin kararı verilmediğinden haksız rekabet oluşmadığı anlaşılmakla ticaret unvanının —– ibaresinin haksız rekabet oluşturduğu hususundaki talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının ticaret unvanındaki —– ibaresinin ticaret sicilden SİLİNMESİNE,
2-Davalının ——- ibaresini içeren her türlü tabela, duvar yazısı, afiş, pano, kartvizit, broşür, katalog, antetli evrak, kalem defter ve benzeri reklam ve tanıtım amaçlı araç ve gereçler, makine, kalıp ve cihazlardaki bu ibarenin silinmesine, silinmesi mümkün olmayanlara ise bulundukların yerden sökülerek el konulmasına, el konulan bu ürünlerin imha edilmesine,
3-Giderleri davalıya ait olmak üzere, kararın —— çapında yayın yapan Ve tirajı ilk 5 içerisinde olan ulusal bir gazete ile yayımlanmasına,
4-Davalının —– şeklindeki ticaret unvanının haksız rekabet teşkil ettiğine dair talebin REDDİNE,
5-Karar harcı 179,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.00,00 TL bilirkişi ücreti ile 47,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.047,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile ——— Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023