Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/458 E. 2021/680 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/458
KARAR NO : 2021/680
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 26/07/2021
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihyasını talep ettikleri ——-yetkilisi olduğunu, her iki—–olduklarını, şirketlerin tüzel kişiliklerinin ——– sona erdiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, bu işlemlerin eksik kalması halinde tüzel kişilik —- silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğunu, müvekkil adına kurulan her iki şirketin kurulumunun usulsüz olduğunu, re’sen terkinden müvekkilinin haberdar olmadığını, —– bu şirketlerin fesih ve tasfiyesi için dava açtıklarını, mahkemenin şirketlerin terkin edilmiş olması nedeniyle ihya davası açmak üzere kendilerine kesin süre verdiğini belirterek—— ihyasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin —– işlem yaptığını, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık olmadığını, her iki şirketin adresinin tespit edilememesi nedeniyle ——– kayıtlarının re’sen terkin edildiğini, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını,—— kaydı silinen şirketler için hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren — yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebileceklerini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım konumunda olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile —-açılmış ihya davasıdır. ——– terkin edilen —–ihyasına karar verilmesi talep edilmektedir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin —- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiştir.
—— dosyaları getirtilmiş, her iki —– yetki sınırları içinde kaldığı, şirketlerin —- uyarınca adreslerinin tespit edilememesi nedeniyle madde kapsamına alındığı, —- tarihinde re’sen terkin işlemlerinin yapıldığı görülmüştür.
—onanmasına karar verilen—- benzer bir olayda verilen karar aynen —— kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, ——- için —– ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
—- Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş —— göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili —-askıya alınan ve —— eden yılbaşından itibaren iki yıl —— silinerek,—– bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
—–tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen ——– kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi —- uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki —- dışındaki durumlarda geçici —- ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddede ki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne—- tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici —- taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. ——
Davalı—– ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, davalı —–öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi —— re’sen terkin etmesinden ötürü davanın kabulü gerekmektedir. Bu nedenle —–istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının farklı gerekçe ile kaldırılmasına, davanın kabulüne ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde olup mahkememiz dosyasında da ihyası talep edilen şirketlerin —-aynı sebeple resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda şirketlerin —– kapsamına alınarak terkin işleminin usulsüz olduğu mahkememizce de kabul edilmiştir.
—– fıkrasının son cümlesi uyarınca—- kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren —- yıllık süre içinde mahkemeye başvurmak suretiyle şirketin ihyasını talep edebilirler. Mahkememizdeki davanın ihyası istenen şirketlerin sicilden re’sen terkin edildiği — itibaren — yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra—- tarihinde açıldığı görülmüştür. Davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuş ise de, davalı —– yaptığı terkin işlemi usulsüz olup, yasada öngörülen — yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna varılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı, ortağı olduğu şirketlerin fesih ve tasfiyesi için —— dosyada dava açtığını, taraf teşkilinin sağlanması için her iki şirketin ihyası için dava açmak üzere kendisine süre verildiğini belirterek dava açmıştır. Bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
———Dava, ———terkin edilen şirketin ihyasına karar verilmesi istemine ilişkin olup, anılan madde uyarınca —– tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen ——– usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre ——— öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, ——- girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun —— tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. —— kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler——— bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen—- bildirmeyen şirketlerin unvanı ise —– re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya ——- isteyebilirler.
Somut uyuşmazlıkta, şirketin —- uyarınca resen — silindiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu dava dosyalarının kesinleşmediği, böylece davacının taraf olduğu davalar var iken şirketin ticaret sicil kaydının silinmesi —– aykırı olup, yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından mahkemece sadece ihya kararı vermekle yetinmek gerekirken —— da atamak doğru olmayacaktır.
Bu suretle, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru atanması yönünde bir karar verilmesi gerekmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile—– bendinin kaldırılmasına, —-numaralı bent olarak düzeltilmesine, yine bozma ilamının—- ibarelerinin ilamdan çıkartılmasına karar vermek gerekmiştir. “denilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda bahsi geçen —— kararları uyarınca davacının talebi haklı görülerek davanın kabulüne,——– tarihinde ——- resen terkin edildikleri anlaşılmakla her iki şirketin —- yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyalarına, her iki şirketin—- tesciline, kararın —- tescil ve ilanına, karar verilmiş, usulüne uygun şekilde terkin işlemi yapmayan—- yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
——- tarihinde sicilden resen terkin edildikleri anlaşılmakla her iki şirketin ——-sayılı dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyalarına,
Her iki şirketin—— tesciline,
Kararın —– tescil ve ilanına,
2-Karar harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan— davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan —- yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davacı asilin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 29/09/2021