Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/455 E. 2021/983 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/455 Esas
KARAR NO: 2021/983
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2021
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı — dava dışı ve dava konusu icra takibinin diğer borçlusu —–farklı tüzel kişi tacir olmalarına karşın —- incelendiğinde anlaşılacağı üzere, sahiplerinin ve yetkililerinin aynı olduğu iki firma olduğu, şirketler arasında hukuki ve organik bağ bulunduğunu, davalının müvekkili firmadan geniş kapsamlı yangın paket katılım sigorta poliçesi tanzim edilmesini istediklerini beyan ettiklerini, detaylı görüşmeler yapılarak — tarihinde müvekkili firmanın resmi mail hesabından, davalı firma yetkililerine mail ekinde teklifname sunulduğunu, başka sigorta şirketlerinin poliçeleri ile fiyat teklifi hazırlanarak — tarihinde yenilenmiş fiyat teklifinin davalı firmaya iletildiğini, müvekkili firmaya poliçe tanzim edilmesi amacı ile gönderildiğini, —- tarihinde ise davalı firma yetkililerinin, müvekkili firmaya yine mail atarak kesilen poliçenin taraflarına ulaşmadığını bildirdiğini, müvekkili firma tarafından gönderilen cevabi yazıda ise mail ekinde poliçenin gönderildiğini bildirdiklerini, —- prim bedeli ile tanzim edildiğini, ancak firma yetkilileri bugün yarın ödeyeceğiz diyerek müvekkili firmayı sürekli oyaladıklarını, poliçe prim bedelini ödemediklerini, hal böyle olunca dava konusu sigorta poliçesinin prim bedeli — müvekkilinin, firmaları nezdindeki hakedişinden kesilerek müvekkili firmanın mağdur edildiğini, müvekkili firmanın, — tarihinde ilgili sigorta poliçesini, sigorta ücretinin ödenmemesi nedeniyle iptal ettiğini, — zarara uğrayan müvekkilinin, poliçede sigortalılar olarak yer alan davalı borçlu —– dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, borçlu vekillerinin ayrı ayrı yetki ve borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davanın kabulü ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ——dosyaya davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, alacak likit olduğundan alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hissedarlarının ve şirket yetkililerinin —– olduğu, şirket bünyesinde adı geçenler dışında şirketi temsil ve ilzama yetkili kimse bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında kurulmuş geçerli bir sigorta sözleşmesi veya başkaca her ne ad altında olursa olsun başkaca bir ilişki olmadığını, davacıya, müvekkili şirketten her ne ad altında olursa olsun yapılmış bir ödeme dahi bulunmadığını, müvekkili adına sözde poliçe düzenlendiği ve sonrasında bu poliçenin iptal edildiği iddiasıyla zarara uğradığı iddiasının dinlenebilirliğinin olmadığını, davacının dava dilekçesinde atıfta bulunduğu belgelerin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin uğradığı ve uğrayacağı tüm zararlarını ve başkaca hak ve taleplerini ileri sürme hak ve yetkisi saklı kalmak kaydıyla, kötü niyetli ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, davacının kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava — tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, ——tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
HMK 114. maddesinde dava şartları sayılmış olup maddenin 2.fıkrasında diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir. Usulüne uygun şekilde başlatılmış bir takibin varlığı itirazın iptali davasına özel dava şartıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Dava, itirazın iptali davasıdır. —- sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; takibin önce —-başlatıldığı, davalı borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı sonucu dosya yetkisizlik sonucu —– gönderildiği, icra dosyasında ödeme emrinin davalı borçluya tebliğine dair mazbata ve davalı borçlunun itirazına ilişkin itiraz dilekçesi bulunmadığı, icra dosyasından söz konusu mazbatanın ve itiraz dilekçesinin istenildiği, ancak ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmediğinin bildirildiği, davacı vekilinin buna ilişkin beyanda bulunduğu ve tebligatın yapıldığını beyan ettiği ancak davacı vekilinin mahkememizce icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasından sonra başvuruda bulunularak ödeme emrinin davalıya tebliğe çıkarılmasını sağladığı, sonuç olarak icra dosyası — İcra Müdürlüğünden yetkisizlik sonucu ——- geldikten sonra ve davadan önce ödeme emrinin davalı borçluya tebliğe çıkarılmadığı ve dolayısıyla davalının da itirazının olmadığı, sonuç olarak dava tarihinde itiraz edilmeyen bir ödeme emrine karşı itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davalarında, dava şartlarından biri de usulüne uygun ödeme emrinin tebliği üzerine borca itiraz edilmesidir. Somut olayda yetkisizlik itirazı ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın geldiği —– davalı borçluya davadan önce ödeme emri çıkarılmamıştır. İtirazın iptali davalarında HMK 114/2 gereği usulüne uygun gönderilmiş ödeme emri ve bu ödeme emrine karşı süresinde itiraz edilmiş olması dava şartıdır ve bu dava şartı giderilebilir bir dava şartı değildir. İncelenen davada açıklanan sebeplerle dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan usulünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 282,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 222,96 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’ deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021