Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/43 E. 2021/233 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2021/43 Esas
KARAR NO : 2021/233

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı ———-. arasında—- sözleşmesi gereği davalı tarafından müvekkile ait araçlar kiralandığını, davalı şirket müvekkili şirketten alınan hizmet gereği fatura bedellerini müvekkili şirkete ödemediğini, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ——İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlu süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu,———nolu fatura —alacağımız olduğunun sabit olduğunu, borçlu ödenmeyen fatura bedellerinden ve ferilerinden sorumlu olduğunu, ——nolu —— — —- ile —— kiralandığını, taraflar arasında —— imzalandığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak İstanbul Anadolu ——.İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali için davayı açtıklarını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptalini, davayı açmadan önce arabuluculuk yoluna başvuru yaptıklarını, davalı taraf ile uzlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasına haksız ve hukuka aykırı olarak yaptıkları itirazların iptalini, takip konusu asıl alacağa fatura muacceliyet tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını, asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında bir ticari ilişki olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının vermiş olduğunu iddia ettiği ticari ilişkinin konusu olan mal/hizmet, davacı tarafından müvekkile tam olarak ifa edilmediğini, davacı tarafından fatura edilen mal ve hizmetlerin ayıplı olarak ifa edildiğini, ayıbın giderilmesi noktasında davacıya müvekkili tarafından bildirimde bulunulduğunu, davacı taraf herhangi bir eylemde bulunmadığını, satıcı olarak ayıptan doğan sorumluluklarını yerine getirmediğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, bu nedenle davacının asıl alacak, faiz, faiz oranı ve tazminat talebine itiraz ettiklerini, müvekkili şirket ile davacı firmadan, düzenli bir ticari ilişkiyi kabul anlamına gelmemekle beraber, bir kaç defa araç kiralaması yaptığını, buna karşılık ödemesi gereken tutarları ödediğini, müvekkilinin en son 2020 Mart ayında araçları teslim ettiğini, kendisine kesilen son faturayla beraber de toplamda 14.500,00 TL kadar bir ödeme yaptığını, Mayıs ayında borcunu kapattığını, araçları 2020 Mart ayında teslim ettikten sonra bildirilen borcu ödediğini, bakiyesini sıfırladığını, müvekkili şirketin borcu kapattığını, aracı teslim ettiğini ve kendisinden talep edilen tutarların kendisine ait olan kullanımlardan kaynaklanmadığını ifade etmesine karşın davacı taraf müvekkili aleyhinde takibe geçtiğini,davacı tarafın sunduğu belgelerde bakiyenin sıfırlandığını, geriye dönük yeni faturalar kesildiğini, mevcut mal ve hizmetlerin sonlanması sonucunda ödemenin yerine getirilebilmesi için kalan bakiye davacı tarafından bizzat tespit edildiğini, bu bakiye müvekkili tarafından ödendiğini, ticari kayıtlar ve defterler incelendiğinde de tek seferde yapılan ödemenin var olduğunu, bununla mevcut olan borcun kapandığını, müvekkilinin doğan tüm borçlarını ödediğini, müvekkili tarafından ticari kayıtlara da işlendiğini, araçlar da davacı tarafa teslim edildiğini, davacı tarafın sunmuş olduğu faturalara ait kullanımlar ve cezaların müvekkile ait olması mümkün olmadığını, müvekkile ait olduğu iddia edilen dönemlerde araçlar müvekkilin kullanımında dahi olmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, mümkün olmaması halinde davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilin herhangi bir borcu olmadığından davanın esastan reddini, alacaklının icra takibinin iptalini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 5 adet faturaya dayalı toplam 21.190,16 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı taraf arabuluculuğa başvurmuş ve arabuluculuk son tutanak evrak aslını dosyaya sunmuştur.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında HMK nun 4/1.a maddesi uyarınca, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere, —– doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalara bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemelerine aittir.
Somut olayda, dava fatura alacağından kaynaklı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davacı tarafın taraflar arasında———- sözleşmesi ile araçların davalıya kiralandığını, taraflar arasında kira sözleşmesi imzalandığını, bu kira sözleşmesinden kaynaklı alacağının olduğunu ileri sürerek davalı hakkında takip başlattığı, davalı tarafın ise davacı taraftan bir kaç defa araç kiralandığını, ancak bu araç kiralama bedellerinin ödendiğini, davacı tarafından verilen hizmetin ayıplı olduğunu savunduğu, —– — kapsamında davacı tarafından davalıya — her iki tarafında kabulünde olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme gereği sunulan hizmet bedeli ve araçların kullanımından doğan giderlerin davalı tarafından ödenip ödenmediği, davacının takip tarihinde araç — kaynaklı davalıdan alacaklı olup olmadığı hususlarına dayandığı, davacının alacak taleplerinin — kaynaklandığının anlaşıldığı, dolayısıyla — kaynaklanan bu davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Görevli mahkemeninin —- Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli — — Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı