Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/39 E. 2022/333 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/39 Esas
KARAR NO : 2022/333

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/04/2015
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizden verilen —–sayılı kararı —-Karar sayılı ilamıyla mahkememize gönderildiği, mahkememizin—- esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla, Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/09/2014 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde —– poliçesi ile sigortalı — plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru sebebiyeyle trafik kazası meydana geldiğini, aynı araçta yolcu olarak bulunan çocukları — vefat ettiğini, …— müteveffanın annesi, … ise babası olduğunu, oğullarının vefatı ile onun desteğinden mahrum kaldıklarını, dava konusu trafik kazası sebebiyle davalı — müraccat üzerine açılan hasar dosyasından müvekkillerine bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, müteveffanın dava konusu trafik kazasından önce — Bölümünde “okuduğunu, müteveffanın yaşı, dava konusu trafik kazasında kusur durumu ve davacı anne ve babanın bakiye hayat süresi ile müteveffanın gelirinden anne ve babasına ayıracağı paylar dikkate alındığı yapılacak yargılama sonucunda müvekkillerinin uğramış olduğu maddi zararın miktarı tam olarak belirleneceğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı anne … için 2.500,00 TL ve baba … için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan trafik sigortası poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu —plaka sayılı araç müvekkili şirket nezdinde —- Karayolları Trafik Kanunu—- tarihleri arasında sigortalı olduğunu,—- dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, masraf ve vekalet ücreti sorumluluğu bu miktara isabet oranlarda olacağını, ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, TKT 86.madde gereğince araç işletenin ve sürücüsünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağını, — sayılı kararı bu yönde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müteveffanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğinin maddi olgularla ispat edilmesi gerektiğini, olayda hatır taşımasının olup olmadığının araştırılması gerektiği, davacı tarafın müvekkili şirketten avans faizi talebi haksız olduğunu, kabul edilebilir nitelikte olmadığını, usul ve yasaya aykırı davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Kazaya sebep olan aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
Kaza tespit tutanağı incelendiğinde; kazanın tek taraflı olduğu görülmüştür.
Kazaya sebebiyet veren aracın hususi otomobil olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davadan önce davacılara ödeme yapmıştır.
Ceza dosyasının — dosyamız arasındadır. Yapılan incelemesinde; sürücü sanık —–olay anında —- kazaya sebebiyet vermesi ve müteveffanın ölümüne sebep olması nedeniyle cezalandırıldığı, dosyanın——– verdiği ifadede; araçta bulunan yolcuların arkadaşları olduğunu, olay günü arkadaşları ile birlikte alkol aldıklarını beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, davacı anne … yönünden—- davacı baba ….—- —destekten yoksun kalma tazminatının ödeme tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
—– kararının; “Dosya kapsamından, —- tarihinde davalı —-dava dışı sürücü ——– yaptığı sırada meydana gelen trafik kazasında —-araçta yolcu olan davacıların oğlu olan —-vefat ettiği, olay nedeniyle vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davalı sigorta şirketinin kazaya konu aracın —-poliçesini düzenleyen —– olması nedeniyle işletenin sigortacısı sıfatıyla araçta yolcu olan müteveffanın mirasçılarına karşı destekten yoksun kalma tazminatı ödemekle yükümlü olduğundan sorumluluğa; Davacı sigorta şirketinin bir miktar ödeme yapmış olması nedeniyle ödeme yaptığı tarihin hükmedilen bakiye tazminat için faiz başlangıç tarihi yapılmasında hata bulunmadığından faiz başlangıç tarihine —– davalı istinaf talepleri yerinde değildir…
Somut olayda, müteveffanın olay tarihinden———bölümünde öğrenci olduğu belirtilmiş ancak okulundan müteveffanın öğrenci olduğuna ilişkin belgeler getirtilmemiş, muhtemel mezuniyet tarihi sorulmamış, mezun olduktan sonra ne kadar gelir elde edebileceği hususunun sadece —- olması eksik incelemeye dayalı olmuştur.
Yukarıda ifade olunan hususlar karşısında, davacının uğradığı zararın hesaplanmasından sonra; hesaplanan bu bedel üzerinden, davalı borçluya ait indirim sebebi olan hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle yapılacak indirimlerin uygulanması ve bu surette sonuç tazminatın belirlenmesi gerektiği açıktır. Oysa mahkeme tarafından hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin davalı ödemesinin tenzilinden sonra yapılması gerekirken önce yapıldığı, yine hatır taşıması ve müterafik kusur indirimlerinin ilgili bozma ilamında belirtildiği şekilde ayrı ayrı yapılması gerekirken, toplam olarak %40 oranı üzerinden yapılarak davacılar aleyhine durum yaratıldığı anlaşılmaktadır” —
Somut uyuşmazlıkta; dosya kapsamından müteveffa ile aracı kullanan dava dışı sürücünün yakın arkadaş oldukları birlikte eğlenmek için araca bindikleri, sürücünün, müteveffadan taşıma için herhangi bir menfaatinin olmadığı anlaşılmakta olup bu durum karşısında desteğin sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeni ile mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmasında; Yine müteveffa destek ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları birlikte gezip eğlenmek amacı ile araca bindikleri ve bu esnada kazanın meydana geldiği anlaşıldığına göre desteğin yolcu olarak taşınmasının hatır taşımacılığı kapsamında olduğu kabulü ile hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasında da bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Ne var ki —— yerleşik kararları dikkate alındığında belirlenen tazminat miktarına müterafik kusur ve hasar indiriminin ayrı ayrı ve sıraya göre yapılması gerekirken toplam %40 oranında indirim yapılarak tazminatın belirlenmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken; kaza tarihinde desteğin öğrenim gördüğü okula yazı yazılarak —- öğrencisi olup olmadığı ve mezun olacağı tarihin sorulması,– dışında başka illerdeki ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirinin ne kadar olacağı gibi hususların sorulması, bu tespitlerden sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek tazminat hesabının yapılması; davacılar için hesaplanan destek tazminatı miktarından öncelikle davalı tarafından yapılan ödeme miktarlarının güncellenmiş tutarının mahsup edilmesi, daha sonra belirlenen bedeller üzerinden sırasıyla ayrı ayrı olarak %20 oranında hatır taşıması indirimi ve %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi için aktürya bilirkişisinden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi olmalıdır. ” şeklinde kaldırılmıştır.
İstinaf kararı sonrası; mahkememizce iş bu dosya esasının alınarak taraflara duruşma günü tebliğ edildiği ve –destek ——— olmadığı, hangi yıllar içerisinde okuduğu ve muhtemel mezun olacağı tarihin sorulduğu, gelen yazı cevabında destek— — tarihinde —-öğrencilik süresini doldurması nedeniyle kaydının silindiğinin ve ilgilinin programdan ön görülen öğrenim süresinde mezun olması ——– öğretim sonunda mezun olabileceğinin belirtildiği, davacı vekilinin — gelir araştırmasının yapılması için ilgili meslek kuruluşlarını bildirdiği, bu kapsamda desteğin gelir araştırmasının yapıldığı, gelen yazı cevaplarından sonra —yapılmak üzere hesap bilirkişisinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi — alınan ek raporda özetle: müteveffanın ve davacıların muhtemel—belirlenecek: ancak; davacıların maddi zararı %10 artış, %10— yapıldığı, müteveffanın——- göre müteveffanın 15.06.2015 tarihinde eğitimini tamamlayacağı; yaklaşık —-aylık iş arama dönemi sonrasında 01.01.2016 tarihinde işe başlayacağı ve 24.09.2015 tarihinden itibaren de ailesine destek olmaya başlayacağı kabul edilecek ve buna göre değerlendirme yapılacağı— kuruluşlarca verilen müzekkere cevaplarında tespit edilmiş bir emsal ücret bulunmadığı, bu nedenle —– muhasabe elemanlarının ——- veri tabanından emsal ücret verilerine ulaşılmış olup, —-itibarı ile emsal ücretin brüt—- olduğunun tespit edildiği,—-net asgari ücret olan —- —-olsa da kök raporda —-asgari ücretin 1,5 katı tutar emsal ücret olarak hesaba esas alındığından usulü kazanılmış haklar nazara alınarak iş bu ek raporda da—-asgari ücretin 1,5 katı net ücret hesaba esas alındığı, — tarafından davacılara ödeme yapılmadığı, davalı —- tarafından 15.12.2014 tarihinde davacı … için —– ve davacı … için 22.739,21 TL tazminat ödemesi yapıldığı, ödemenin güncellenmiş halinin hesaplanan tazminattan mahsup edildiği, mahsup sonrası kalan tutarlar üzerinden her bir davacı yönünden %20 müterafik kusur, %20 hatır taşıması indirimi yapıldığı; —kararında; hatır taşıması ve müterafik kusur indirim oranlarının Kaldırma kararı kapsamı dışında bırakıldığı, ancak indirimlerin sıralamasının Kaldırma gerekçesi gösterildiği, davacıların ödeme tarihindeki verilere göre yapılan zarar hesabında davacılara yapılan ödemenin yetersiz olduğu, ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre maddi zarar arasında açık nispetsizlik olduğu, bu ilkeler gözetilerek yapılan hesaplama sonucunda davacı ..—-bakiye maddi zararının 81.917,30 TL, davacı ..—- bakiye maddi zararının 51.359,08 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin ek rapora yönelik itiraz dilekçesinde; meslek kuruluşlarından gelen yazı cevaplarında herhangi bir emsal ücret bilgisi bulunmadığını, raporda asgari ücretin baz alındığını, muhasebecinin asgari ücret düzeyince maaş almasının mümkün olmadığını, müteveffanın gerçek ücretinin tespiti için———- yer alan —— sonuçlarının dosyaya kazandırılmasını, gerekirse emsal ücret için yeniden ilgili sendikalardan araştırma yapılmasını, emsal ücret tespitinden sonra yeniden ek rapor alınmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili ek rapora yönelik itiraz dilekçesinde; kusur raporları arasında çelişki bulunduğunu, hesaplanan tazminatın fahiş olup, —- hesaplama yöntemi ve pay oranlarına açıkça itiraz ettiklerini, ——-ve % 1,8 teknik faiz yöntemiyle hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Davacılar vekili istinaftan önce yapılan yargılama sırasında sunduğu —– tarihli dilekçesi ve harç makbuzu uyarınca dava değerini bilirkişi raporuyla belirlenen toplam — olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; 24/09/2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde araçta yolcu olan davacılar murisi — yaşamını yitirdiği, kazanın oluşumunda sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu, olay anında sürücü dava dışı —– promil alkollü olduğu, ceza dosyasında bu durumun sabit olduğu, araç sürücüsü — soruşturma aşamasındaki beyanı ve davacılar vekilinin son celse beyanlarından müteveffa ve sürücünün arkadaş oldukları ve olay günü hep birlikte alkol aldıkları, daha sonra araca bindikleri, dolayısıyla müteveffanın sürücü — olduğunu binerek araca bindiği,— içtihatlarına göre davacıların murisinin şöforün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi sebebiyle müterafik kusur indirimi, sürücünün arkadaşı olması sebebiyle de hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda, 6098 sayılı TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunduğu, mahkememizce takdiren % 20 müterafik kusur indirimi, % 20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, istinaf kararı doğrultusunda davacılar için hesaplanan destek tazminatı miktarından öncelikle davalı tarafından yapılan ödeme miktarlarının güncellenmiş tutarının mahsup edildiği, daha sonra belirlenen bedeller üzerinden sırasıyla ayrı ayrı olarak %20 oranında müterafik kusur indirimi ve %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığı, her ne kadar davacı vekili müteveffanın gelirinin asgari ücret düzeyinden yüksek olduğunu ve — verilerine göre hesaplama yapılması gerektiğine yönelik itirazda bulunmuşsa da ek raporda zaten bu şekilde hesaplama yapıldığı, müteveffanın gelirinin asgari ücretin 1,5 katı fazlası oranında hesaplandığı, kaldı ki davacı vekili 21/03/2022 tarihli son celsede; ek rapora yönelik itirazlarından vazgeçtiklerini, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan ettiği, davalı vekili kusura yönelik itirazda bulunmuşsa da istinaf kararında kusura yönelik kaldırma kararı olmadığı, davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu, davalı vekili hesaplama yönetimine yönelik itirazda bulunmuşsa da; tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde —-yukarıda bahsedilen kararı sonrasında —tablosunun uygulanması gerektiği, ancak — yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerektiği —-, ek raporda bu yöntem kullanıldığından davalı vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı, sonuç olarak davacı ….— bakiye maddi zararının 81.917,30 TL, davacı ….— maddi zararının 51.359,08 TL bulunduğu anlaşılmakla ıslah dilekçesi de gözetilerek davacıların tazminat taleplerinin bu bedeller yönünden kabulüne, bakiye talebin reddine karar vermek gerektiği, dosyadaki belgelerden ihtarname ile birlikte gerekli tüm belgelerin hangi tarihte davalı — teslim edildiğinin davacı tarafça sunulamadığı, davalı sigorta şirketince ödeme gerçekleştirildiğine göre; ödeme tarihi olan 15.12.2014 tarihinde davalının temerrüde düştüğünün kabul edildiği, yine her ne kadar davacı taraf ticari faiz talep etmişse de sigortalı aracın tescil belgesinde kullanım tarzının hususi olduğu belirtildiğinden tazminatlara ödeme tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce hükmedilen tazminattan %20 müterafik kusur indirimi, % 20 hatır taşıması indirimi yapılmış davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan ve hakimin takdirine dayalı hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyecek olması sebebiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.—
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı anne … yönünden —-
Davacı baba … yönünden 51.359,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının ödeme tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Karar harcı 9.104,11 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL peşin harç ve 476,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 503,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.600,41 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 nispi harç ve 476,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 531,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 291,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00 TL bilirkişi masrafı (2 farklı bilirkişi kök ve ek rapor ücreti) olmak üzere toplam 1.691,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—– esaslara göre belirlenen 16.611,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı