Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/386 E. 2021/876 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/386 Esas
KARAR NO : 2021/876

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

—— Karar sayılı —– verildiği, mahkememizin ——- kaydının yapıldığı, mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili borçlu—- dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçluya ödeme emri tebliğ edildiğini, borçlunun süresi içerisinde itiraz ettiğini, takibin durmasına neden olduğunu, borçlunun itirazının haksız mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili, davalı ile yapmış olduğu ——kapsamında ödemesi gereken bedeli ödediğini, ancak bunun karşılığında istediği ürünleri eksiksiz biçimde teslim alamadığını, takip konusu alacağın likit olması ve davalı şirketin itirazının tamamen müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya yönelik olması sebebiyle kötüniyetli olduğunu, bu itibarla %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve 23.150,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine, bu miktar üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla davalı şirketin icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın müvekkiline karşı başlatmış —–haksız takibe karşı süresi içerisinde itiraz edildiğini, davacı yanın dava dilekçesi —- müvekkilinin ikamet adresinin—– içerisinde olduğunu, işbu davada yetkili mahkemelerin —-olduğunu, bu sebeple yetki itirazları doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı yanın bahsetmiş olduğu ticari ilişkinin, yine davacı yanın sunmuş olduğu delillerle de sabit olduğu üzere müvekkilinin taraf olduğu bir ilişki olmadığını,—— sonrasında müvekkilinin hesap numarasını kullandığını, bu sebeple müvekkilinin ticari ilişkiden kaynaklı bir borcu olamayacağını, müvekkiline karşı başlatılan icra takibi de bu çerçevede borcun nispiliği ilkesine de aykırı olduğunu, bu sebepler ile husumet itirazında bulunduklarını, bu nedenlerle öncelikle yetki itirazları doğrultusunda davanın reddine, davacı yanın —– göstermemesi sebebi ile teminata hükmedilmesine, husumet itirazları ve dava dilekçesine karşı itirazları doğrultusunda davanın reddine, davacı yan aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile hizmet sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Tarafların tacir olup olmadığının tespiti amacıyla —-verilen cevapta davacının ve davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, — verilen cevapta davalının vergi kaydının bulunmadığı, davacının ise kendine —- bildirildiği ve—- beyannamesinin gönderildiği, beyannamenin incelenmesinde gelirinin —- görüldü.
Somut olayda tarafların——- müzekkerelere verilen cevaplar ile tacir olmadıklarının anlaşıldığı, bu hali ile söz konusu davanın mutlak ticari dava olmadığı, taraflar tacir olmadığından mahkememizin söz konusu davaya bakmakta görevli olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla, HMK’nun 114/1-c ve 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. —–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin —– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın —Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.