Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/372 E. 2022/257 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/372 Esas
KARAR NO: 2022/257
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —- alacağın tahsili talebi ile müvekkili —- dosyası ile icra takibi başlattığını, icra takibine konu senetler müvekkili — cirantadır, takibe konu senetler arasında —- senetler için ödememe protestosu çekilmediğini, — asıl alacak ve ferileri açısından müvekkilin ödeme yükümlülüğü olmadığını, müvekkili ile —- herhangi bir ticari ilişki ve borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin—— senetler için kambiyo hukuku uyarınca sorumluluğu da bulunmadığını, icra takibine konu senetlerde zamanaşımı süresi dolduğunu, zamanaşımı itirazlarının kabulüne karar verilmesini, müvekkili —- sayılı dosyasına —- dosyasından haciz konulduğunu, dosyadaki para sıra cetveli yapılmak üzere —– sayılı dosyasına gönderildiğini, gönderilecek paranın davalı yana ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, —– senetler ve ferileri bakımından müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, — senetler ve ferileri bakımından borçlu olmadığının tespitini, zamanaşımı itirazımızın kabulünü, takibin tedbiren durdurulmasını, davalıdan %20 kötü niyet tazminatının tahsilini, masrafların ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, reddinin gerektiğini, takibe konu bonolar davacı tarafından ciro yolu ile müvekkile verildiğini,vadelerinde ödenmemesi üzerine davacı aleyhine —– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri ve bono suretleri borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini takiplerin kesinleştiğini, kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren İİK 168/5 ve 170 maddesi uyarınca —– gün içinde icra mahkemesine itiraz edilmesinin gerektiğini, davacı süresi içerisinde takibe itiraz etmediğini, ne alacaklının takip hakkı bulunmadığı ne de zamanaşımı itirazında bulunduğunu, süresi içerisinde itiraz edilmediğini, takibin kesinleştiğini, davacı iddiaları dinlenemediğini, kesinleşen hususlarda menfi tespit davasına dayanak yapılması yasaya ve usule aykırı olduğunu, bonoların vadelerinde ödenmediğini, müvekkili bugün-yarın diyerek oyalaması neticesinde bir kısım bonolar protesto edilmediğini, ödemelerin yapılmaması neticesinde takip yapılmak zorunda kalındığını, davacının borca ve takibe itiraz etmediğini, aradan geçen—— sonunda satış işlemlerini durdurmak ve müvekkilinin alacağını temin etmesini engellemek için huzurdaki davayı ikame ettiği ve bu hususta kötü niyetli olduğunu, kötüniyet ile alacağın tahsilini geciktirmek için ikame edilen bu davanın reddini, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 72. Maddesi uyarınca açılmış menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, icra dosyası, takip konusu senet ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—–sayılı icra dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; mahkememiz davalısı tarafından mahkememiz davacısı— dava dışı ——alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği ve takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Takipte — adet senet olmasına rağmen dava — senet yönünden açılmıştır.
Dava konusu bonoların;
1-Vade tarihinin —- bedelli olduğu, senet üzerinde malen kaydının bulunduğu, senedin dava dışı—- tarafından keşide edildiği, lehtarın —- senedin arka yüzünde lehdarın cirosundan sonra —- cirosunun bulunduğu görülmüştür.
2-Vade tarihinin —- bedelli olduğu, senet üzerinde malen kaydının bulunduğu, senedin dava dışı —-tarafından keşide edildiği, lehtarın —olup, senedin arka yüzünde lehdarın cirosundan sonra —- cirosunun bulunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, takibe konu —- nedeniyle davalı yana borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, senedin süresinde protesto edilmediğinden kendisine müracaat hakkının yitirildiğini ve davalı ile aralarından herhangi bir ilişki olmadığını iddia etmekte; davalı yan ise, takip ve dava konusu senetlerin yapılacak ortak iş karşılığında davacı tarafından ciro edilerek kendisine verildiğini savunmaktadır.
TTK’nun 778. Maddesi yollaması ile aynı yasanın 714. Ve 730. Maddeleri uyarınca hamilin ciranta aleyhine takip başlatabilmesi için keşideciye karşı süresi içinde ödememe protestosu çekmesi gerektiği, anılan hükmün emredici nitelikte olduğu, süresi içinde ödememe protestosu çekilmemesi halinde hamilin cirantalara karşı müracaat hakkını yitirdiği, dava konusu senetlerde davacının ciranta olduğu, davalının isim ve imzasının tespit edilemediği, davacı taraf davalıyla herhangi bir ticari bir ilişkisinin veya borç ilişkisinin bulunmadığını ileri sürdüğü, davalı tarafın ise dava konusu senetlerin davacıyla yapılacak ortak iş karşılığında davacıya elden verilen paraların karşılığı olarak senetlerin alındığını, davacının kendisini oyalaması nedeniyle protesto çekilmediğini beyan ettiği, dava konusu senetlerin protesto edilmediği, bu hali ile davalının anılan madde hükümlerine göre cirantaya karşı başvuru hakkını yitirdiği, ancak davalının davacı ile aralarındaki temel ilişkiye dayalı olarak talep hakkının bulunduğu —–, bu durumda davalı yanın davacı ile arasındaki temel ilişkiyi ispat etmesi gerektiği, davaya konu —- adet senedin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, bu hali ile davalının temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delil ile ispat edebileceği, ancak davalı tarafça aradaki temel ilişkiyi ispata yarayacak tanık delili haricinde başkaca herhangi bir delilin gösterilmediği, davalı vekiline tanıklarını bildirmek üzere ihtaratlı olarak kesin süre verilmiş ise de, davalı vekilince verilen kesin süreye rağmen tanıklarının bildirilmediği, davalı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı, bu hali ile davalının davacı ile olan temel ilişkiyi ispat edemediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça icra dosyasına herhangi bir ödeme yapılmadığının belirtildiği anlaşılmakla yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davacının —-dosyasına konu takip nedeniyle davalıya —- bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği, dava borçlu lehine sonuçlanmışsa da davalı alacaklının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine, dava kabul olduğundan davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
—– ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olsa da menfi tespit davalarında davadan önce arabuluculuğa başvuru zorunlu olmadığı zorunlu olmadığı, ancak davacının buna rağmen davadan önce arabuluculuk yoluna başvurmuş olsa da dava şartı olmayan arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk masrafının davalıya yüklenemeyeceği anlaşıldığından davacı üzerinde bırakılmıştır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacının —- sayılı dosyasına konu takip nedeniyle davalıya —– bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 2.390,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 597,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.793,13 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 597,72 TL peşin harç olmak üzere toplam 657,02 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.250,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2022