Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/360 E. 2022/474 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/360 Esas
KARAR NO: 2022/474
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —-olduğu —aracın davalının ilgili olduğu — plakalı çekiciye ait—– plakalı —- dökülen hafriyat malzemeleri sebebiyle hasara uğramış olduğunu, bu olay sebebiyle müvekkili şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak hasar ilgililerine sigorta tazminatı ödediğini, müvekkili —- TTK. Md. 1472 gereğince sigortalısının haklarına halef olduğundan davalıların kusur / kusursuz sorumluluğunu karşılayan alacak için rücu hakkı doğduğunu ayrıca işbu ödeme ile sigortalısından dava, alacak, talep haklarını temellük ettiğini, davalılar hakkında yasal takibe geçilmeden önce, davalıların ilgili olduğu araç sigortacısı tarafından müvekkili şirkete—- ödeme yapıldığını, ödeme yapılmayan bakiye alacak bakımından yasal takibe geçildiğini, davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, —- başvuru numarası ile arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak olumsuz sonuçlandığını, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla — hasar bedelinin, ödeme tarihi olan—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile karar kesinleşinceye davalılar adına kayıtlı kazanın oluşumuna sebebiyet veren —- teminatsız ihtiyati tedbir-ihtiyati haciz konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üstüne bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ olduğu, davalıların cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —- tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, davacının —- plakalı aracın kasko poliçesini düzenlediği, poliçenin kaza tarihini içine aldığı, poliçede sigortalı olarak dava dışı —-adının yer aldığı görülmüştür.
Davaya konu araçlara ait tescil kayıtları getirtilmiş, —- araçların kaza tarihi olan — tarihinde davalı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan ödeme belgelerine göre davacının kaza nedeniyle —- plakalı araç için dava dışı zarar görene — tarihinde —– ödeme yaptığı görülmüş, davacı —– şirketi tarafından düzenlenen hasar dosyası mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
Mahkememizde açılan rücuen tazminat davasında davacıya —– poliçesi ile sigortalı araçta, davalı tarafa ait aracın sebep olduğu kaza nedeniyle meydana gelen hasar bedelini ödediğini beyan ederek davalı sürücünün kusurlu olması nedeniyle dava dışı zarar görene ödenen tazminatın davalı işleten ve davalı sürücüden talep ve dava etmiş, davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkememizce meydana gelen kazada kusur oranları, meydana gelen zararın tespiti ve davacı sigortanın davalılardan zararı talep edip edemeyeceği hususlarının tespiti için bilirkişi raporu alınmıştır.
Makine mühendisi ve sigortacı bilirkişi tarafından hazırlanan kök raporda özetle;—– plakalı araç sürücüsü —- %75 oranında kusurlu olduğu, —- plakalı araç sürücüsü —–oranında kusurlu olduğu, araçta meydana gelen gerçek zarar tutarının, kaza tarihi itibariyle —- olduğu, bu tutarın davacı —–tarafından sigortalı ——– yapmış olduğu ve rücu hakkının doğduğu, davalılar hakkında yasal takibe geçilmeden önce, davalıların ilgili olduğu araç sigortacısı tarafından davacı şirkete — ödeme yapılmış olmakla, ödeme yapılmayan bakiye alacak bakımından yasal takibe geçilmiş olduğu, kusur durumuna göre davacının sigortalısına ait —– plakalı araç sürücünün kusuru %25 olarak tespit edilmiş olduğundan davacı tarafından ödenmiş olduğu beyan edilen —- hasar tazminatının %75’inin karşı tarafa rücu edilebileceği bu tutarın —-olabileceği ve bu tutarın davalının —- olarak ödenmiş olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişinin tespit ettiği kusur oranlarına itiraz etmesi ve ekrapor alınması talebi üzerine mahkememizce itirazlar değerlendirilmek üzere ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Makine mühendisi ve sigortacı bilirkişi tarafından hazırlanan ek raporda özetle;—– aracın sürücüsü —- %100 oranında asli kusurlu olduğu, araçta meydana gelen gerçek zarar tutarının, kaza tarihi itibariyle — olduğu, bu tutarın davacı —- tarihli dekont ile ödeme yapmış olduğunun görüldüğü ve rücu hakkının doğduğu, davalılar hakkında yasal takibe geçilmeden önce, davalıların — davacı şirkete –ödeme yapılmış olmakla, ödeme yapılmayan bakiye alacak bakımından yasal takibe geçilmiş olduğu, davacı—– ödeme yapılmayan bakiye alacak —-davalılar—— müteselsilen sorumlu oldukları tespit edilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar ek rapora karşı itirazında dosyaya giren yeni bir delil veya belge olmamasına rağmen bilirkişinin kusur oranları yönünden kanaatinin değişmiş olmasını raporlar arasında çelişki oluştuğunu belirterek itiraz etmiş ve yeni bir rapor alınmasını talep etmiş ise de; bilirkişinin ek rapora itirazları değerlendirirken olay yerinde yaptığı inceleme ile; kazanın olduğu – yeterince aydınlatma direği/ lambasının olduğu, —–şeritli olduğu, ancak —-nedeniyle tek şeride düştüğü, bu daralma nedeniyle — kazanın kaçınılmaz olduğu, önünde giden taşlı hafriyat malzemelerinin yola düştüğü anda aracın hızına bağlı olarak yol yüzeyinde ters yönde hareketi ve yolun daralması nedeni ile arkadan gelen araçların sağa / sola manevra yaparak kazayı önleme olasılığının çok az olduğu, bu gerekçelerle kusur yönünden görüş ve kanaatinin —–kapsamında değiştiğini belirttiği, tespitin mahkememizce yerinde görülmesi ve açıklama itibariyle raporlar arasında çelişki oluşmadığından davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile; davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü —— %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacı tarafa sigortalı dava dışı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, davacının kaza tarihi itibariyle dava dışı şirketin kasko sigortacısı olduğu, kaza esnasında iki taraf araç sürücülerinin de alkollü olmadığı, davacının dava konusu sigorta hasarını, —– poliçesi kapsamında sigortalısına ödediği, ödenen hasar bedelinin kadri marufu olduğu, mahkememizce alınan ek bilirkişi raporunun gerek kusur oranlarının tespiti gerekse de hasar bedelinin tespiti yönünden gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce hükme esas alındığı, bilirkişi raporunda aracın gerçek zarar tutarının — olarak tespit edildiği, davadan önce davalıların—- davacı tarafa —- ödeme yapıldığı, davacı —– şirketinin ise— tarihinde sigortalısına — hasar bedeli ödediği, bu durumda davacı —– ödenmeyen bakiye zarar bedelinin —-olduğu, davalıların ödenmeyen hasar bedelinden müşterek müteselsilen sorumlu olduğu, davacı —, dava konusu — hasar bedelini, alacağın temerrüde düşmesi nedeniyle, —– hasar ödeme tarihinden itibaren, yasal faizi ile birlikte, davalılardan müşterek ve müteselsilen, talep etme hakkının olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE
1—- hasar bedelinin ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 398,25 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 99,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 298,68 TL harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 99,57 TL peşin harç olmak üzere toplam 158,87 TL harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 147,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.747,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2022