Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/352 E. 2022/867 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/352 Esas
KARAR NO : 2022/867

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/06/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: alıcısına eksik teslim edildiği belirlenen ürünlerin yerine tekrar gönderildiği beyan edilen ürün bedelinden doğan zararın (ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) davalı —-şirketinden tahsili istemiyle ikame edilen işbu davada sayın davacı vekili — tarihinde harçlandırdığı dava dilekçesinde (müvekkilinin fatura bedeli —- numaralı —- olarak davalı şirket aracılığıyla —-gönderdiğini, ancak gönderilen ürünlerin eksiksiz olarak alıcısına ulaştırılamadığını, her ne kadar davalının —- takip sisteminde müvekkilinin —–gönderdiği —- —– teslim edildiğine dair bilgi bulunmakta ise de müvekkilinin —- tam teslim edilmediğini, ürünlerin çekilen fotoğraflarda izlenen şekilde —– halinde teslim edildiğini bildirdiğini, —– tarihinde de davalının eksik teslim ettiği ürünlerin; – müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin de davalıya —tarihinde ihbar yazısı göndermek suretiyle zararının telafisini istediğini, ancak netice alınamadığını, dağınık vaziyette olan ürünler içinden eksikliği belirlemek zor olsa da tekrarlanan tespit sonucuna göre müvekkilinin noksan olduğu kesinleşen ürünler —— tarihinde sevk irsaliyesi düzenlediğini ve muhteviyatındaki ürünleri müşterisine yeniden gönderdiğini, bu yüzden müvekkilinin uğradığı —- tutarındaki zararın tazmininden; üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallarla,—- üyelik sözleşmesinin 2.2.6. maddesinde ve TTK. Md.875 ve Md.893 arasında yer alan düzenlemelere göre davalı sorumlu olduğu halde müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, tahsilini teminen ilk —- başlatılan —- sürecinden de netice alınamadığını, davayı açtıklarını, davanın kabulü ile — tutarındaki zararın, ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini ve talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin —- olduğunu ve somut olayda da kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni eksiksiz yerine getirdiğini ve taşıma sorumluluğunu üstlendiği dava konusu kargoyu da hiçbir ihtirazı kayıt olmaksızın alıcısına teslim ettiğini, daha sonra sunacakları teslim nüshalarının bu durumu yani taşınan ———alıcısına hasarsız ve noksansız olarak teslim edildiğini teyit edeceğini, davacının çekincesiz teslim gerçekleştikten sonra hasarın —–sürecinde oluştuğuna yönelik iddialarını kanıtlamadan tazminat talebi yöneltemeyeceğini, dava konusu ürünlerin nakliye sürecinde zarar gördüğünü gösteren herhangi bir tutanak olmadığını, delil olarak sunulan ancak ne zaman çekildiği belli olmayan fotoğraflarda izlenen ——– düzenlenmeden neden teslim alındığının ise anlaşılamadığını, davacının dava konusu gönderisinin içeriği, miktarı ve niteliği ile diğer önemli bilgileri hakkında KTK 8. Maddesinde ve TTK Md.864’de öngörülen şekilde müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunmadığı için derdest davaya konu ettiği miktarın kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, delil olarak sunulan fotoğraflardan hareketle teslimatın eksik gerçekleştirilebildiği sonucuna da ulaşılamayacağını, TTK md.886 nazarından taşıyıcının ağır kusurtu olduğu, kasıtlı ve pervasız bir davranışının hasara neden olduğu ispat edilmeden iddia olunan hasar için tam tazminat da istenemeyeceğini, taşıyıcının tazminat bağlamında sorumluluğunun TTK. Md.882 hükmü uyarınca zayi olan veya hasar gören malın her bir kilogramı için—- Hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğunu, derdest davada davacının, eksik ürünlerin bedelini —– olduğunu belirtmek suretiyle bu miktarı müvekkilinden talep ettiğini, davacının müvekkiline —-gönderdiği yazıda ise alıcısına eksik teslim edilen ürün bedeli —- olarak bildirildiğinden çelişkili bir durumun da söz konusu olduğunu, somut olayda TTK md.889’da öngörülen şekilde derdest davaya konu edilen hasarla ilgili olarak herhangi bir bildirimin ise yapılmadığını, somut olay için müvekkilinin tazminat bağlamında davacıya karşı sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili aleyhine ikame edilen haksız davanın reddine yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
İhbar olunan—– cevap dilekçesinde özetle: yapılan ihbarın hukuka aykırı olduğunu, ara karardan rücu edilmesinin gerektiğini, somut olayda, davacı ile müvekkili şirket arasında bir ——kurulduğunu, müvekkili şirket yalnızca bu sözleşmenin tarafı olduğunu, davalı şirket ile kurulmuş sözleşme bakımından hiçbir borç ilişkisinin bulunmadığını, davacı, müvekkili şirkete —- Sözleşmesi kapsamındaki borçlarını yerine getirmekle yükümlü olduğunu, ihbara itiraz ettiklerini, Satım Sözleşmesine konu ekipmanın davalı —– tarafından müvekkili şirkete eksik teslim edildiğini, davacı, davalı şirket ile akdettiği —- doğrultusunda ekipmanın müvekkili şirketin ——– gönderilmesinin sağlandığını, söz konusu ekipman davalı —— tarihinde müvekkil şirkete uygun olmayan —– içerisinde ve eksik olarak teslim edildiğini, ekipmanın eksik teslim edildiğinin davacıya bildirildiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun “borcun gereği gibi ifa edilmemesi” başlıklı 112. maddesi uyarınca ekipmanın tamamının gönderilerek borcun ifası istendiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında kurulan iletişimden de takdir edileceği üzere davacı tarafından öncelikle davalı şirket ile irtibat kurulmuş ve teslim edilmeyen ekipmanın akıbeti sorulduğunu, davalı şirket tarafından ekipmanın durumuna ilişkin olarak —-gönderinin—-tarihinde teslim edildiği iddia edildiğini, müvekkili şirkete—— halinde yapılmadığını, —- tarihinde de yapılmadığını, yalnızca—- edildiğini, davacı tarafından beyan edildiği gibi gerçekleşen ve davalı —- tarafından — zayi edildiğini, teslim edilen ——kontrolü davalı———– çalışanları tarafından engellendiğini, teslim adresi kontrol ya da itiraz beklenmeden davalı —– çalışanları tarafından terk edildiğini, davalı ——- gerek taşıma sözleşmesi gerekse TTK kapsamında ekipmanın ziyaınından sorumlu olduğunu beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından dava dışı——- firmasına davalı —- aracılığıyla gönderilmek isteyen—- tamamının eksiksiz olarak dava dışı ulaştırılamadığından bahisle eksik teslim edildiği iddia olunan ürünlerin bedelinin KDV’si ile birlikte tahsili talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ——— açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin —- son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Bilirkişi —— alınan raporda özetle: dava dosyasına delil olarak sunulan ancak içeriğinde ne tür ürün olduğu, ne zaman ve nerede çekildiği belli olmayan fotoğraflardan hareketle, “dava dışı alıcının tek taraflı beyanına göre, dava konusu —– gönderi numaralı —— alındığı haliyle değil de iddia edildiği gibi “——— edilebildiğini; bu şekilde alıcısına teslim edilen ürünler içerisinden noksan olduğunun saptandığı “beyan edilenler” yerine davacının dava dışı ——— kayden tekrar gönderdiğini belirttiği ürünlerin bedelinden davalı — davacıya karşı mesul tutulabileceğini “denetime elverişli bir şekilde dosya münderecatı üzerinden söyleyebilmek mümkün görünmediği, Mahkemece aksi yönde kanaat oluşması ve davalının alıcısı emrine çekincesiz teslim edebildiğini kanıtlayamadığı ve bu durumun sebebine dair makul ve kabul edilebilir bir açıklama da getiremediği için ağır kusurlu olduğuna hükmetmesi halinde ise; davacının derdest dayaya konu ettiği alacağını davaya konu ettiği miktar üzerinden —– olarak (davalıya dava tarihinden önce bu miktarı belirtmek suretiyle ihtarname keşide etmediğinden ve hasar yansıtma faturası da düzenlemediğinden “%18 KDV” dışında kalan kısmını davalı —— talep edebileceği belirtilmiştir.
Davanın, davacı tarafından davalı —-ile alıcısına eksik teslim edildiği belirlenen ürünlerin yerine tekrar gönderildiği beyan edilen ürün bedelinden doğan zararın davalı —– tahsili talebine ilişkin olduğu,
Davacı vekilinin,—– numaralı —- olarak davalı şirket aracılığıyla—-firmasına gönderdiğini, ancak gönderilen ürünlerin eksiksiz olarak alıcısına ulaştırılamadığını, her ne kadar davalının —- ——— adına —– edildiği 1 parçasının da —— teslim edildiğine dair bilgi bulunmakta ise de müvekkilinin —– firmasının kesinlikle malzemenin tam teslim edilmediğini, ürünlerin çekilen fotoğraflarda——- teslim edildiğini bildirdiğini,—- tarihinde de davalının eksik teslim ettiği ürünlerin; ——–ürün olduğunu—– müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin de davalıya —- tarihinde ihbar yazısı göndermek suretiyle zararının telafisini istediğini, ancak netice alınamadığını, dağınık vaziyette olan ürünler içinden eksikliği belirlemek zor olsa da tekrarlanan tespit sonucuna göre müvekkilinin noksan olduğu kesinleşen ürünler için —- tarihinde sevk irsaliyesi düzenlediğini ve muhteviyatındaki ürünleri müşterisine yeniden gönderdiğini, bu yüzden müvekkilinin uğradığı —- tutarındaki zararın tazmininden; üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallarla, —– sözleşmesinin 2.2.6. maddesinde ve TTK. Md.875 ve Md.893 arasında yer alan düzenlemelere göre davalı sorumlu olduğu halde müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını ileri sürdüğü,
Davalı tarafın ise; kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni eksiksiz yerine getirdiğini ve taşıma sorumluluğunu üstlendiği dava konusu kargoyu da hiçbir ihtirazı kayıt olmaksızın alıcısına teslim ettiğini, daha sonra sunacakları teslim nüshalarının bu durumu yani taşınan ——- alıcısına hasarsız ve noksansız olarak teslim edildiğini teyit edeceğini, davacının çekincesiz teslim gerçekleştikten sonra hasarın nakliye sürecinde oluştuğuna yönelik iddialarını kanıtlamadan tazminat talebi yöneltemeyeceğini, dava konusu ürünlerin nakliye sürecinde zarar gördüğünü gösteren herhangi bir tutanak olmadığını, delil olarak sunulan ancak ne zaman çekildiği belli olmayan fotoğraflarda izlenen ——–veya tutanak düzenlenmeden neden teslim alındığının ise anlaşılamadığını, davacının dava konusu gönderisinin içeriği, miktarı ve niteliği ile diğer önemli bilgileri hakkında KTK 8. Maddesinde ve TTK Md.864’de öngörülen şekilde müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunmadığı için derdest davaya konu ettiği miktarın kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, delil olarak sunulan fotoğraflardan hareketle teslimatın eksik gerçekleştirilebildiği sonucuna da ulaşılamayacağını, TTK md.886 nazarından taşıyıcının ağır kusurlu olduğu, kasıtlı ve pervasız bir davranışının hasara neden olduğu ispat edilmeden iddia olunan hasar için tam tazminat da istenemeyeceğini, taşıyıcının tazminat bağlamında sorumluluğunun TTK. Md.882 hükmü uyarınca zayi olan veya hasar gören malın her bir kilogramı için —- karşılayan tutar ile sınırlı olduğunu, derdest davada davacının, eksik ürünlerin bedelini —– olduğunu belirtmek suretiyle bu miktarı müvekkilinden talep ettiğini, davacının müvekkiline —–gönderdiği yazıda ise alıcısına eksik teslim edilen ürün bedeli —- olarak bildirildiğinden çelişkili bir durumun da söz konusu olduğunu, somut olayda TTK md.889’da öngörülen şekilde derdest davaya konu edilen hasarla ilgili olarak herhangi bir bildirimin ise yapılmadığını, somut olay için müvekkilinin sorumlu olmadığını beyan etmiştir.
Taşıyıcı, taraflar arasında yazılı bir anlaşma bulunmasa bile, malı ister kendisi taşısın ister başka bir ———- taşıma sorumluluğunu üstlendiği emtiayı/gönderiyi varma yerinde gönderilene veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiğinden, taşıma süresi içerisinde naklini üstlendiği eşyayı/gönderiyi gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak bu süreçte taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan mesuldür; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, yerine geçen taşıyıcıların kusurundan, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur (6102 Sayılı TTK. Md. 856, 875, Md.879, Md.888, Md.929).
Hal böyle olmakla birlikte “zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa”, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğunun dikkate alınması da gerekir. (6102 Sayılı TTK.Md. 875/2).
Her ne kadar taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten, alıcıya teslim edildiği tarihe kadar geçen süreçte kural olarak oluşan hasardan/zarardan/kayıptan sorumlu ise de; 6102 Sayılı TTK. Md. 878 hükmü uyarınca; “gönderenin yaptığı kifayetsiz ambalajdan” (Md.878/ı-b) ya da “eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılmasından” (Md.878/ı-c) yahut da eşyanın; ———- kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliğinden” (Md. 878/1-d) ya da üstü açık bir aracın kullanılmış olmasından (878/1-a) veya —- sürecinde oluşan hasarın / zararın taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir nedene bağlı olarak meydana gelmesi halinde (Md.876 hükmünden istifade edip) taşıyıcının kendisini mesuliyetten kurtarabilecek olan beyyinelerden yararlanabilmesi mümkündür.
6102 Sayılı TTK’nun 876.maddesi, 6762 Sayılı E.TTK Md.781/1 deki “taşıyıcının kusurundan doğmayan sebep” olarak belirlediği taşıyıcının sorumsuzluk halini, “taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği hal” olarak değiştirmiş; böylelikle de taşıyıcı ya da taşıyan ayrımı olmaksızın (veya onların çalışanları için) “——” kriteri 6102 sayılı TTK ile hukukumuza girmiştir.
Bu bağlamda taşıyıcının eşyanın ziya ve/veya hasara uğraması ile taşıma süresinin aşılması sebebiyle sorumluluğu 6102 Sayılı TTK. Md.875 ve devamındaki maddelerde “kusursuz sorumluluk” ilkelerinden hareket ile düzenlendiğinden, bu düzenlemelere göre kendisine sorumluluk izafe edilen taşıyıcı kusursuzluğunu değil “sorumluluğu mucip zararın Md.876 ve/veya Md.878’de yer alan hallerden birinden doğduğunu” ispat edebilir ise ancak o zaman tazminat bağlamında sorumluluktan kurtulabilir.
Taşıyıcının kendisini mesuliyetten kurtarabilecek —— istifade edemeyeceği durumlarda tam hasar veya kayıptan doğan tazminatın miktarı ise 6102 Sayılı TTK- Md.880/1-3~e göre “eşyanın taşınmak üzere —- teslim edildiği yer ve zamandaki piyasa fiyatına” göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşınmak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının (olayımızda davacının) faturasında (eğer navlun ücreti fatura tutarına dâhii edilmiş ise, taşıma giderleri mahsup edilerek) gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu kabul edilir (Md.880/3).
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafın davalıya ——– gönderdiği yazılı talebi ile “dava dışı alıcıya—- parça —————- tarihinde teslim edildiği bildirildiği halde alıcı dava dışı——- firmasının kendilerine—- halinde—–yapıldığını ve eksik olarak belirlenen ürünlerin bedelinin —- olduğunu beyan ettiği ve alıcı —-firmasına gönderilen ürünler için düzenlenen fatura bedeli olan—– davalıdan talep ettiği,
Her ne kadar davalı taraf ürünlerin alıcısı emrine çekincesiz teslim edildiğini öne sürmekte ve “daha sonra sunacakları ——-nüshalarının dava konusu —— alıcısı emrine hasarsız ve noksansız olarak teslim edildiğini tevsik edeceğini” beyan etmekte ise de; davalı———– (davaya cevap dilekçesi ekinde dava dosyasına intikal eden) kendi aralarında —–yazışmalarından; “—teslim edilip edilmediği hakkında çok —-verilmesinin ve teslim belgesinin iletilmesinin” istendiği, cevaben —- teslimatının sağlandığının,—– sekreterlik birimine teslimatının yapıldığı” bilgisinin verildiği, ancak “herhangi bir belgenin gönderilmediği, dava konusu —–alıcısı emrine —– “çekincesiz” olarak teslim edildiğini gösteren bir belgeye rastlanmadığı gibi 6102 Sayılı TTK. Md.889’da ver alan: “(1)Eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır. (2)Birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde biidirilmemesi hâlinde de geçerlidir. (3)Gönderilen, taşıyıcıya, teslim süresinin aşıldığını, teslimden itibaren yirmibir gün içinde bildirmezse, gecikmeden kaynaklanan hakları sona erer. (4)Teslimden sonra yapılan bildirimin yazılı olması şarttır. Bildirim,——- araçları yardımıyla da yapılabilir. Bildirimde bulunanın kim olduğu herhangi bir şekilde anlaşılıyorsa, imzaya gerek yoktur. Sürenin korunması için bildirimin zamanında gönderilmiş olması yeterlidir. (5)Zıya, hasar veya gecikme teslim sırasında bildirilirse, bu bildirimin yukarıdaki hükümlere uygun olarak eşyayı teslim edene yapılması yeterlidir.” seklindeki düzenlemelere göre ve öngörülen sürede “davalı —— dava konusu gönderinin teslim alındığı haliyle alıcısına teslim edilemediğine;—-önce bildirim yapıldığına ilişkin her hangi bir bilgi, belge bulunmadığı, davacı tarafın da zaten bu yönde bir iddiasının olmadığı, davacı vekili cevap dilekçesine karşı sunduğu —- tarihli beyan dilekçesinde; —- alıcının eksiklikler olduğunu bildirdiğine”—- davacıya; — alıcı adına — teslim edildiği —— teslim edildiğine” dair geri dönüş sağladığını beyan ettiği, nakliye sürecinde oluştuğu öne sürülen hasar/kayıp/zarar için taşıyıcıya çekince bildirilmesinin somut etkisi, malların teslim edildiği şekilde teslim alındığı yönündeki karinenin ortadan kaldırılması ve taşıyıcının zarardan sorumlu olduğunun beyan edilmesi olmakla birlikte; taşıyıcıdan tazminat talep edilebilmesi, sevk edilen emtianın kısmen veya tamamen nakliye sürecinde (taşıyıcının malı gönderenden testim aldığı an ile alıcısı emrine teslim ettiği an arasında) kaybolduğunun ya da hasar gördüğünün sübuta ermesi halinde mümkün olabileceği, ancak somut olayda dava dışı alıcı kargoları teslim alırken herhangi bir çekince ileri sürmediğinden bir kayıt tutulmadığından ve hasar varsa ile hasar bedelinin yalnızca dava dışı alıcı———- firmasının beyanlarına itibar edilerek yapılamayacağı, davacı tarafın davalının ağır kusurlu olduğu yönündeki iddialarını ispatlayamadığı,
Bilirkişi raporunda davalı——– tarafından eksik gönderildiği iddia olunan eşyaların ağırlığına yönelik herhangi bir bilgi olmadığından — hesabının somut olaya göre yapılamadığı belirtildiğinden, davacı vekiline eksik gönderildiği iddia olunan eşyaların ağırlığına ve desisine göre bilgi ve belgeleri sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin bu bilgilere ulaşamadıklarını beyan ettiği,
6102 Sayılı TTK. Md. 886 nazarından “taşıyıcının sorumluluğuna sınırlama getiren hakkını kaybetmediği, ağır kusurlu olmadığı sürece gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için —- “toplam ağırlığı” —— olarak belirtilmiş ise de alıcısına eksik teslim edildiği için tekrar gönderildiği “beyan edilen” ürünlerin ————belirtilmediğinden ve irsaliye kapsamındaki toplam —- ürünün yeniden gönderilmesine ilişkin —— bilgileri de delil olarak sunulmadığından, bu şekilde de hesaplama yapılamamış ve açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 524,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 443,90 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından ve ihbar olunan tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.