Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/340 E. 2022/110 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/340 Esas
KARAR NO : 2022/110

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine —- Sayılı dosyasında dava açıldığı, —–. Sayılı ilamı ile — kararı verildiği ve dosyanın Mahkememize tevdi edildiği anlaşılmış olmakla dosya incelendi.
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ——– plakalı araçta hasar meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsünün kaza esnasında alkollü olması sebebiyle müvekkili sigorta şirketi tarafından ödenen hasar tazminatının Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca rücuen tahsili amacıyla davalı/borçlu sigortalı aleyhine— üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının (borçlunun) süresi içerisinde borçlu olmadığı iddiası ile borca,takibe ve tüm işlemlere itiraz ederek takibi durdurduğunu, alkollü içki almak suretiyle araç kullanılması sırasında meydana gelen zararlarda rücu durumu bulunmakta olup, sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı doğduğunu, arabuluculuk tutanağından da görüleceği üzere davalının/borçlunun kendisine bildirim yapılmasına rağmen toplantıya mazeretsiz katılmadığını, davalının (borçlunun) haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle müvekkili —- dava dışı —– iken kaza yaptığını, kazanın oluşumunda alkolün etkisinin olmadığını, taraflar arasındaki poliçenin genel şartlarına göre sigortacının rücu hakkının doğumu için kazanın salt (münhasıran) alkolün etkisiyle meydana gelmiş olması gerektiğini; tek başına sürücünün alkollü olması sigortacıya rücu hakkı vermediğini, kazaya neden olan aracın —- kazanın oluşumunda kusurun diğer araçta olduğunu ve bu yönde inceleme yapılmasını, kazaya maruz kalan araçtaki hasarların abartılı fiyatlarla fiyatlandırılmış miktarda olduğunu, TTK gereği davacının araç sahibine rücu hakkı olmadığını, davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —- açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya————— ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Davalı vekili mahkememize hitaben sunduğu —— sayılı dosya da açılan dava ile mahkememizde açılan davanın tarafları ve konusunun aynı olduğunu belirterek her iki dosya arasındaki bağlantı ve usul ekonomisi gereği birleştirilmesini talep etmiştir.
——–esas sayılı dosyası ilgili mahkemeden istenmiş, davacının davalı aleyhine her iki dosyayı 24/03/2021 tarihinde açtığı, mahkememiz dosyasının daha sonra açıldığı, davacının her iki davada aynı kazaya ilişkin hasar bedeli talebinde bulunduğu,—- tarihinde davanın reddine karar verdiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. İşte bu durumda davacının aynı taleplerle davalı şirket aleyhine açtığı mahkememizde görülen davanın — dosya ile taraf ve konusunun aynı olduğu mahkememizdeki davanın derdest olarak açıldığı sonucuna varılmıştır.
HMK 114/1-ı maddesinde aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartı olarak düzenlenmiş olup, dava şartlarının mevcut olup olmadığı, davanın her aşamasında incelenebilir. Taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Bu da HMK 115 m.gereğidir. HMK 138 maddesinde de dava şartlarının mevcudiyetinin dosya üzerinden değerlendirilebileceği düzenlenmiştir.
Açıklanan gerekçelerle mahkememizde açılan dava—— daha önce açılmış ve halen derdest olan davanın aynı olduğu anlaşıldığından davanın derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 269,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 188,90 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından başvuru harcı mükerrer yatırıldığından 59,30 TL başvuru harcının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —- göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —– uyarınca Hazine tarafından karşılanan —- ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.