Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/3 E. 2022/837 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/3 Esas
KARAR NO: 2022/837
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/01/2021
KARAR TARİHİ: 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bulunan ticari ilişkiye istinaden ——tarihli sözleşme düzenlenerek——– ilçesi 2996 ada 54 parselde yapılacak olan konut inşaatına istinaden malzemeli ve işçilikli olarak yapım ve uygulama işlerinin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmesi karşılığında davalı şirket ile sözleşme bedelinin müvekkili şirkete ödenmesine ilişkin anlaşmaya varıldığını, davalı tarafın sözleşmenin Ödeme ve Tapu başlıklı —— aykırı hareket etmesi ve bu kapsamda müvekkilinin edimlerini yerine getirmesini zorlaştırması, müvekkili çalışanlarına kötü muamelede bulunması ve yine bu maddede bahsi geçen malzemelerin müvekkili şirketçe şantiyeye indirilmiş olmasına rağmen davalı tarafın üstlendiği ödemeleri gerçekleştirmemiş olması sebebi ile müvekkili tarafından—— yevmiye no.lu ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, ihtarname kapsamında şantiyeye indirilen malların aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin ve zararların müvekkiline ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafın ödemeleri yapmadığını, davalıya teslim edilmiş olan —– bedelli ——-bedelli —– bedelli faturalar kapsamında davalı şirketin, müvekkili şirkete—— borcu bulunduğunu, söz konusu alacağın tüm uyanlara rağmen davalı tarafından ödenmemiş olduğundan, bu alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine icra takibine geçildiğini, davalı tarafından takip dosyasındaki borca itiraz edilip takip durduğundan işbu davanın açıldığını, müvekkilinin davalıdan alacağının bulunduğunu, takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin işbu kötü niyetli itiraz nedeniyle telafisi imkansız zararına engel olmak adına davalı şirketin taşınır taşınmaz mallan ile hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması gerektiğini, taraflar arasında arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirildiğini, ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin taşınır taşınmaz mallan ile hak ve alacaklarına ihtiyat) haciz konulmasına, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili ile davacı şirket arasında —– tarihinde bir sözleşme imzalandığını ve yapı müteahhitliğini müvekkilinin üstlenmiş olduğu —- mahallesinde inşası deva eden binanın dış ——-, —– doğrama işleri ve tüm detayı sözleşmede yazılı işlerin yapımı tarafların anlaştığını,—— davacı taşeron şirketin sözleşmede tüm detayı yazılı işleri sözleşmede belirtilen kalitede yaparak teslim etmeyi taahhüt ettiğini, davacı şirketin sözleşmenin ——- aykırı hareket edilmesi iddiası ile dava açtığım, açılan davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının işe zamanında başlamadığını, —– tarihinde işe başlaması gerekirken bu tarihte işe başlamadığını, işe—- ayında başladığını, müvekkilinin —- tarihinde davacı şirkete — ödeyerek sözleşmenin—– maddede yazılı olan ön ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, buna karşılık davacı tarafından teminat senedi verilmesi gerekirken verilmediğini, sözleşmeye aykırı davrandığını, ikinci ödeme ise davacının malzemeleri şantiyeye indirmesini müteakip taşeron tarafından teminat senedi verilmesi şartı ile 210.000,00 TL olarak yapılacağını, ancak davacı tarafından ne malzeme indirildiğini ne de teminat senedi verildiğini, davacı taraf sözleşmeye uygun davranmadığından ikinci ödeme olan—— ödenmediğini, uygulama başladıktan sonra davacının sözleşmeye aykırı hareket ederek işini sözleşmede yazıldığı şekilde yerine getirmediğini, sözleşmede belirlenen standartların altında iş yapmaya başladığını, sözleşmede iş güvenliği ile ilgili yazılı hiçbir maddeye uyulmadığını, sözleşme gereği yapılması gereken işçilerin —– ile ilgili hiçbir belgenin müvekkili şirkete iletilmediğini, müvekkili şirkete teslim edilmiş hiçbir malzeme bulunmadığını, bundan dolayı ikinci ödeme yapılmadığını, davacı şirket —- sonuna doğru şantiyeden ayrılınca müvekkili şirketin delil tespiti yapılması amacı ile ———dosyasından başvuruda bulunduğunu, mahkeme tarafından yüksek bilirkişi ücreti belirlenmiş olması sebebi ile müvekkilinin bu zararı tahsil edebileceğini öngörmediğinden delil tespiti yaptırmadığını, —— yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davacıya ihtar gönderildiğini, ihtarname sonucunda hiçbir değişiklik olmadığını, bunun üzerine sanki işe yapmış gibi müvekkili şirkete —– tarihli üç adet fatura kestiklerini—- tarihinde tebellüğ edilen faturalara müvekkili tarafından ——– yevmiye no.lu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini ve faturaların davacı şirkete iade edildiğini, davacı tarafından kesilen üç adet fatura içeriğindeki malzemeleri müvekkili şirket şantiyede hiçbir zaman görmediğini, işe başlandığı zaman bir kısım malzemelerin getirilip kendi işçilerine teslim edip işe başlarımışsa da yaşanan anlaşmazlık sonucu getirdiği malzemeleri toplayarak götürdüğünü, ancak bunlann kesinlikle faturadaki ürünler ve işlemler kadar olmadığını, müvekkiline teslim edilmemiş, zimmet edilmemiş hiçbir malzemeden ötürü müvekkili şirketin sorumluluk kabul etmediğini, müvekkili şirketin fatura içeriklerini asla kabul etmediğini, davacının müvekkili şirketi oyaladığını, —- zaman kaybına uğrattığını, bunun yanı sıra müvekkilinin yeni firma bulması, işleri yaptırmaya başlaması sürecinde malzeme maliyetlerinin yükselmesi sebebi ile zararının arttığını, davacının sözleşmenin —– maddesine göre ödemesi gereken işçilerin—– primleri dahi ödemediğini, bir kısmım müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, davacının ihtiyati tedbir talebinin hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacının tamamen haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki —- tarihli sözleşme uyarınca —- davalı tarafından gerçekleştireceği inşaatın davacının dış cephe ısı izolasyonu, kaba sıva, mantolama, boya işleri,—–konusunda anlaştıkları, davacı tarafça davalı şirketin sözleşmenin ——-maddesine aykırı davrandığından bahisle sözleşmenin feshedildiği, bu kapsamda şantiyeye indirilen malların bedellerinin davalı şirketçe ödenmediğinden bahisle 3 adet fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava——-tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—-sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından —– tarihinde davalı borçlu aleyhine —- adet faturadan kaynaklandığını ileri sürerek——- alacağı için takip başlatıldığı, takip borçlu vekilinin süresi içinde; “Müvekkilin takip alacaklısı olarak görünen firmaya böyle bir borcu bulunmamaktadır, işbu nedenle takibe itiraz dilekçemizin dosya içine alınmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ederiz’ şeklindeki itirazı üzerine takibin durduğu, davacı alacaklı tarafından hak düşürücü süre içinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın, taraflar arasındaki —– tarihli sözleşme uyarınca —–ilçesi 54 nolu parselde yapılacak konut inşaatına istinaden malzeme ve işçilikli yapım ve uygulama işlerinin davacı tarafından gerçekleştirileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin “ödeme ve tapu ” başlıklı —— Maddesine aykırı davranıldığı ve bu kapsamda davacının edimlerini yerine getirmesinin zorlaştırılması, davacı çalışanlarına kötü muamelede bulunulması ve maddede bahsi geçen malzemelerin davacı şirketçe şantiyeye indirilmiş olmasına rağmen davalı tarafın üstlendiği ödemelerin gerçekleştirilmemiş olması sebebi ile sözleşmenin —– tarihinde davacı tarafça feshedildiği, davalıya teslim edilmiş olan —— adet fatura kapsamında davalıdan 367.958,17 TL alacaklı olunduğundan bahisle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptalini talep ettikleri,
Davalı tarafın ise; sözleşme gereği 29/05/2020 tarihinde davacı şirkete 50.000,00 TL ön ödeme yapıldığını, buna karşılık davacı tarafça kendilerine teminat senedi verilmediğini, ikinci ödemenin ise malzemelerin şantiyeye indirilmesine müteakip taşeron tarafından teminat senedi verilmesi şartıyla 210.000,00 TL olarak yapılacağını, ancak davacı tarafından malzemelerin teslim edilmemesi nedeni ile 210.000,00 TL ödemenin yapılmadığını, davacı şirketin ayıplı iş yaptığını, taraflarına teslim edilen bir malzeme olmadığını, sulh hukuk mahkemesinde delil tespiti yaptırmak istediklerini ancak mahkemece belirlenen bilirkişi ücretlerinin yüksek olması nedeni ile vazgeçtiklerini, davacı şirkete 02/10/2020 tarihinde eksik ve hatalı işler nedeniyle uğranılan zararların tazmin edileceğine ilişkin ihtarname gönderdiklerini, bunun üzerine davacı şirketin 20/10/2020 tarihli dava konusu 3 adet faturayı düzenlediğini, 26/10/2020 tarihinde dava konusu bu 3 adet faturaya ihtarname ile itiraz ettiklerini, dava dilekçesinde belirtilen 07/10/2020 tarihli ihtarnamenin kendilerine tebliğ edilmediğini, ayrıca davacı şirketin fatura bedelleri kadar mal teslim etmediğini, işin başlangıcında bir kısım malzemeleri getirildiğini ancak kalan malzemenin davacı tarafça götürüldüğünü, daha sonra işin yapımı için başka bir firmayla anlaştıklarını, davacı şirketin sözleşmenin —— Maddesine göre ödemesi gerekmesine rağmen işçilerin primlerini dahi ödemediğini bu nedenle bir kısmını davalı tarafın ödemek zorunda kaldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki 20.05.2020 tarihli sözleşmeye göre; işverenin davalı şirket, taşeronun davacı şirket olduğu, sözleşmenin konusunun; dış cephe ısı izolasyonunu —— işleri, —— küpeşte işleri, ——– değişik ölçülü alüminyum menfez işlerinin, malzemeli ve işçilikli olarak yapım ve uygulama işi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre; işin sonunda şantiye şefi mimarın yazılı onayının alınacağı, taşeronun sözleşmede yazılı işlemlerin yapılabilmesi için gereken tüm malzemeyi kendisinin karşılayacağı, işin toplam süresinin 150 gün olduğu, taşeronun çalıştıracağı işçilerinin —– Kurumu işlemlerinin taşeronun sorumluluğunda olduğu, tüm işlerin toplam bedelinin —– dahil 800.000 TL olduğu, taşeronun —— İlçesi, —- Mevkii, —— Mahallesi, —–Sokak, —-adresinde bulunan—– giriş dubleks ve l.normal kattaki 4 nolu 2+1 arka cephedeki daireyi toplamda 540.000 TL bedelle almayı kabul etmiş olduğu, 540.000 TL’lik işin sorunsuz bir şekilde yapılıp teslim edildikten ve faturası kesildikten sonra, İşverenin —– nolu dairenin devrini yapacağı, tüm işler bitirilip sorunsuz bir şekilde yapılıp yazılı bir tutanakla teslim edildikten sonra, işverenin —– nolu dairenin devrini yapacağı, 50.000 TL ‘nin sözleşmenin imzalanıp, karşılığı olan miktar kadarki teminat senedinin Taşeron tarafından verilmesinden sonra İşverenin nakit ödeme yapacağı, 210.000 TL’nin malzemelerin şantiyeye indirilmesi ve işe başlanılmasını müteakip, karşılığı olan miktar kadarki teminat senedinin Taşeron tarafından verilmesinden sonra İşverenin nakit ödeme yapacağı hususlarının kabul edilmiş olduğu, alacağa konu edilen faturaların; —–olmak üzere toplam 367.957,19 TL olduğu, faturaların açıklama/mal hizmeti kısmına, taraflar arasında imzalanmış olan 20.05.2020 tarihli sözleşme kapsamındaki işlere ait malzemelerin adlarının detaylı şekilde, miktar ve birim fiyatların yazılmış olduğu, sadece ——– faturanın Açıklama/Mal Hizmeti kısmına; Taş yünün montaj bedeli, ——–montaj bedeli, membran montaj bedeli ve——montaj bedeli yazmakta olduğu, faturaların aynı zamanda İrsaliye yerine geçerli olduğunun belirtilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı şirketin bağlı bulunduğu —- davacının —- davalı şirkete —–mal ve hizmet sattığını vergi dairesine doğru bir şekilde beyan ettiği, davalı şirketin bağlı bulunduğu ——– dosyaya yollamış olup, söz konusu ——- davalının davacı ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraf ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
SMMM ——– tarafından dosyaya sunulmuş olan 26.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2020-2021 yılı ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirketin defterlerine göre; taraflar arasındaki ilk ticari ilişkinin 29/05/2020 tarihinde davalının 50.000,00 TL ödemesi ile başladığı, davacının 20/11/2020 tarihli 3 adet faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 50.000,00 TL ödemesinin mahsubuyla davacının davalıdan 317.958,19 TL alacaklı olduğu, davalının —— yılı ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının defterlerinde takip ve dava konusu 3 adet faturanın kayıtlı olmadığı, davalının defterlerinde kendileri tarafından yapılan 50,000,00 TL nakit ödemenin ve ödenen —– ait prim borcu olarak 5.375,01 TL’nin kayıtlı olduğu, davalının defterlerine göre davalının davacıdan 55,375,01 TL alacaklı olduğu, getirtilen —- formlarına göre; davacının 3 adet faturasını —– Formunda bildirdiği, takip ve dava konusu faturaların davalı tarafından ——– bildirilmediği, takip ve dava konusu faturaların sevk irsaliyelerinin—- tarafından davacı —- adına düzenlenmiş olduğu, sevk adresinin—–olduğu ve teslim alan kısımlarında ——- adlı şahsın isim ve imzasının bulunduğu, sonuç olarak davacı —- davalı İşverenin şantiyesine teslim ettiği 3 adet fatura içeriği malzemenin davalı İşverenin—— şantiyesinde imalatlara kullanıldığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre, davalı İşverenden 3 malzeme faturası tutarında 50.000,00 TL ödemenin mahsubu ve 5.375,01 TL —– prim ödemesi sonrası 312.583,18 TL alacaklı olduğu ve bu tutarı davalı İşverenden talep edebileceği belirtilmiştir.
26.05.2021 tarihli mali müşavir bilirkişi raporuna yönelik davalı vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesinde özetle; bilirkişinin, ihtarname içeriğinden, malzemelerin teslim edildiği ve müvekkili uhdesinde bırakıldığı sonucuna nasıl vardığının anlayamadıklarını, (…) video ve fotoğraflarla davacının ne kadar iş yaptığının görülebildiğini, davacının şantiyede müvekkiline hiçbir malzeme bırakmamış olduğunu, sözleşme gereği malzeme sorumluluğunun taşeronda olduğunu, sevk irsaliyelerinde teslim alan olarak imzası bulunan —–isimli kişiyi müvekkilinin tanımadığını, davacının bu kadar malzemeyi şirketin şantiyesinde bırakmış ya da imalat yaptırmış olsa, delil tespiti yaptırmış olacağını, müvekkilinin fatura konusu mallardan sorumlu tutulamayacağını beyan etmiştir.
Davacı tarafından talep edilen 3 adet fatura ve sevk irsaliyesinde belirtilen malzemelerin davacı tarafından yapılan imalatta kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldı ise hangi malzemelerin kullanıldığı ve bu malzemelerin bedeli, davacı tarafından kullanılmayan kısmın 3. bir şahıs tarafından tamamlanıp tamamlanmadığı davacı tarafından sahada bırakıldığı belirtilen talebe konu malzemelerin inşaat sahasında olup olmadığı hususlarının yerinde inceleme yapılmak suretiyle değerlendirilmesi amacıyla inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
İnşaat Mühendisi bilirkişi ——— tarafından düzenlenen 21.04.2022 tarihli kök raporda özetle; “…davacı tarafın şantiyeyi terk ettiği tarih itibariyle, ne davacı ne de davalı tarafından, şantiyede yapılmış imalatın toplam miktarını / tamamlanma yüzdesini belirleyen bir tespit yapılmamış / yaptırılmamıştır. Mevcut fotoğraf ve video görüntüleri inşaattın tamamına ilişkin olmayıp, parça parça olan bu verilerden yola çıkarak, “Davacı tarafından talep edilen 3 adet fatura ve sevk irsaliyesinde belirtilen malzemelerin davacı tarafından yapılan imalatta kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldı ise hangi malzemelerin kullanıldığı ve bu malzemelerin bedeli, davacı tarafından kullanılmayan kısmın 3. Bir şahıs tarafından tamamlanıp tamamlanmadığı” hususu tespit edilememiştir. Sadece, yukarıdaki paragrafta da belirtmiş olduğum gibi, davacı tarafın, toplam 324.362,09 TL tutarındaki malzemeyi şantiyeye getirmiş olduğu ve geri alamadığı kabul edilse dahi, yapmış olduğu imalatların ayıplı —— olması, sökülüp, elden geçirilip, yeniden başka bir firmaya yaptırılması, uygulamadaki bazı adımları ise eksik yaparak imalat yapmış olması sebebiyle, 43.595,10 TL bedelindeki işçilik faturası bedelini talepte haklı olmadığı kanaatine varılmıştır… Mahkemenizin; “davacı tarafından sahada bırakıldığı belirtilen talebe konu malzemelerin inşaat sahasında olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi” talebi hususunda ise, inceleme günü itibariyle inşaatın tamamlanmış, şantiye ortamının artık mevcut olmadığı görüldüğünden, bu tespit yapılamamıştır. Tarafların inceleme günü beyanlarından ve dosyadaki beyanlardan; davacı tarafça 324.362,09 TL tutarındaki malzemenin şantiyeye getirilmiş olduğu iddia edilirken, davalı tarafça malzemelerin teslim edildiği iddia edilen——– tanımadıkları ve malzemeleri kendi adamlarının teslim almadıkları yönünde olduğu, her ne kadar, şantiyede davacı tarafından yapılmış imalatın toplam miktarı tespiti yapılamamışsa da, tüm imalatların tamamlandığı takdirde, sözleşme bedeli olan—– (malzeme ve işçilik dahil) olduğu dikkate alındığında, talep edilen 3 fatura bedeli olan (malzeme ve işçilik dahil) 367.957,19 TL ‘nin, yapılacak işin %46 ‘sına denk geldiği, davalı tarafın cevap dilekçesinde geçen; “İnşaatta 4 cephe bulunmakta olup, sözleşme gereği 1 cephede mantolama, 3 cephede ise mantolamaya ek seramik kaplama yapılacakken sadece 1 cephenin yarısında başlangıç aşamasında işin yarım bırakılmış olduğu” beyanı doğru kabul edildiğinde, davacı tarafından toplam işin yaklaşık %12,5 ‘unun yapılmış olduğunun kabulünün gerektiği, bunun da sözleşme tutarı üzerinden, -malzeme ve işçilik dahil- —–olduğu, şantiyeye getirilen malzeme miktarı tam olarak yapılmış işe yetecek kadar olmayacak daha fazla olacağı, devam eden bir işe her gün yapılacak imalat miktarı kadar malzeme getirilmez. Yapılacak imalat sırasına göre, örneğin mantolama ise bu işe dahil tüm malzemeler şantiyeye getirilir. Özetle, davacı tarafın, işin %12,5 ‘luk kısmını bile tamamlamış olsa, %46 ‘sına denk gelecek kadar malzemeyi şantiyeye getirmiş olabilir, ancak bahsedilen sebeplerden, net olarak şu miktar malzeme, şu kadar bedelli malzeme şantiyeye getirilmiştir ‘in tespiti tarafımca yapılamamıştır. Davacı tarafın sadece 50.000 TL aldığı göz önünde bulundurulduğunda, her halükarda, davacı tarafın alacaklı olduğu görülmektedir. Davacı taşeron ——— tarafından, irsaliyeli faturalardaki malzemelerin şantiyeye getirilmiş olduğunun ve tekrar şantiyeden geri alınamamış olduğunun Mahkemece kabulü halinde, 43.595,10 TL bedelindeki işçilik faturası bedelini talepte haklı olmadığı, davacının ancak 324.362,09 TL tutarındaki fatura bedeli talep edebileceği” belirtilmiştir.
Davacı vekili kök rapora yönelik itiraz dilekçesinde; davalı şirket tarafından 3 adet fatura içeriği malzemeyi almadığını iddia etmiş ise de ——- yevmiye numaralı ihtarnamesinin içeriğinden davalı şirketin şantiyesinde yapılan imalatlarda faturalar içeriği malzemelerin kullanıldığının tespit edildiği” kanaatine varıldığını, nitekim davaya konu faturaların içeriği malzemelerin müvekkili şirket tarafından davalı şirketin şantiyesine teslim ettiğini, bu malzemelerin davalı şirketin ——–adresindeki şantiyesindeki imalatlarda kullanıldığını, müvekkili şirketin ticari defter kayıtları incelendiğinde davalı şirketten bu faturalar kapsamında alacaklı olduğunu, bilirkişinin müvekkilin 43.595,10 TL bedelindeki işçilik faturasına hak kazanamadığına ilişkin kanaatine katılmanın mümkün olmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu imalatların ayıplı olduğuna dair dosyada tek bir somut delil bulunmadığını, bilirkişinin davalı şirketin dosyaya sunduğu fotoğraf ve video görüntüleri inşaatın tamamına ilişkin olmadığını ve bu verilerle bir tespit yapılamadığını beyan etmesine rağmen bu fotoğraf ve görüntülerle şantiyede yapılmış imalatın toplam miktarını / tamamlanma yüzdesini belirleyen bir tespit yapamamış olmasına rağmen işçiliğin ayıplı olduğuna kanaat getirdiğini, davalı tarafın cevap dilekçesinde yer alan “İnşaatta 4 cephe bulunmakta olup, sözleşme gereği bir cephede mantolama, 3 cephede ise mantolamaya ek seramik kaplama yapılabilecekken sadece 1 cephenin yarısında başlangıç aşamasında işin yarım bırakılmış olduğu” şeklinde gerçeği yansıtmayan beyanları kabul edildiğinde dahi müvekkilin inşaatın yarısına denk gelecek kadar malzemeyi şantiyeye getirmiş olduğu ve fatura bedellerine hak kazandığı, nitekim bilirkişi de raporunda bu hususu ” Davacı tarafın, işin %12,5’luk kısmını bile tamamlamış olsa, %46’sına denk gelecek malzemeyi şantiyeye getirmiş olabilir.” ve ” Her halükarda davacı tarafın alacaklı olduğu” şeklinde bir beyan ile açıklayarak beyanlarını ispat ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekilinin 10.05.2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişinin her iki tarafın da delil tespiti yaptırmaması ve inşaatın hali hazırda bitmiş olması nedeni ile dava konusu faturaların içeriğindeki malzemelerin sahada bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilemediğini belirttiği, faturaların içeriğindeki malzemeleri teslim alan isim olarak yazılı bulunan şahsın müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, fatura içeriğindeki malların, toplam işin %46 sına denk geldiğinin hesapladığını, daha işin başında, inşaatta kullanılacak toplam malzemenin yarısının getirilip inşaata bırakıldığı iddiasının akla yatkın olmadığı, fatura konusu malların şantiyeye indirildiğini davacının kanıtlaması gerektiği, müvekkilin şantiyede sorun çıkarmış olması ihtimali düşünüldüğünde dahi, davacı tarafın getirdiği malzemeleri şantiyede bırakıp şantiyeyi terk etmesi ve sonrasında bir tespit de yaptırmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sözleşmenin ——- Maddesinde malzemelerin sorumluluğunun taşeronda yani davacıda olduğu, davacının şantiyedeki işçilerini sigortasız çalıştırdığı ve herhangi bir kaza yaşanması ihtimaline karşı işçilerin müvekkili tarafından sigorta ettirdiği belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin inşaat mühendisi tarafından düzenlen rapora itiraz ettikleri görülmekle itirazların değerlendirilmesi amacıyla inşaat mühendisi bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
İnşaat mühendisi bilirkişi ——- tarihli ek raporunda; tarafların itirazlarını değerlendirerek kök rapordaki görüş ve kanaati değiştirecek yeni bir bilgi belge bulunmadığını belirtmiştir.
Taraflar arasındaki ilişkinin gidişatı incelendiğinde;
20/05/2020 tarihinde; taraflar arasında taşeron sözleşmesi imzalandığı,
02.10.2020 tarihinde; davalı firma tarafından davacı şirkete —– İhtarnamesinin keşide edildiği ve; daha önce uyarılmış olmalarına rağmen eksikliklerin giderilmediği, yapılan imalatların sözleşmeye aykırı olduğu, hem malzeme kalitesi hem de işçilik konusunda sözleşmede belirlenen standartların çok altında iş yapılması nedeni ile davalı şirketçe bir çok tutanak tutulmuş olduğu, dış cephe ısı———–sözleşmede yazan malzeme markaları kullanılmadan direkt kaba sıva uygulaması yapıldığı, taş yünü mantolamanın hiç yapılmadığı, akabinde yanlış ve eksik yapılan işlerin sayıldığı, bu işler nedeniyle kendilerinin zarara uğratıldığı, yeni bir firma arayışında olduklarının ihtar edildiği,
Buna karşılık 07.10.2020 tarihinde davacı firma tarafından ——- keşide edildiği ve; taraflar arasındaki sözleşmenin —— hareket edildiği ve davacı tarafın sözleşme gereği edim ve yükümlülüklerini yerine getirmesi zorlaştırıldığı, şantiyedeki ustalara kötü muamele yapılarak işleri güçleştirici talimatlarda bulunulması nedeni ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, müvekkili şirketin şantiyeye malzemeleri indirdiği, işe başlanarak sözleşmede belirtilen işin müvekkili şirket tarafından 150.000 TL ‘lik kısmı tamamlandığı, işe başlanmasından itibaren 15 günlük süre geçmesine rağmen davalı şirketçe herhangi bir ödeme yapılmadığı, ekte sunulan listedeki şantiyeye indirilen malların müvekkili şirkete 3 gün içinde aynen iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde, 324.024,92 TL ‘nin ödenmesi gerektiği hususunun ihtar edildiği,20/10/2020 tarihinde; davacı tarafından dava konusu 3 adet faturanın düzenlendiği, 26/10/2020 tarihinde; 3 adet faturanın davalı tarafça iade edildiği görülmüştür.Sonuç olarak; taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesi uyarınca davacı tarafın işe başladığı, ancak inşaat mühendisi tarafından düzenlenen raporda belirtiği üzere daha işin çok başında, pek çok ayıplı imalat yapmış olduğu, bu imalatların fotoğraf ve video görüntüleri ile şantiye şefi ——- tarafından imzalanmış tutanaklardan anlaşıldığı, bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapıldığı, ancak inşaatın tamamlanmış olması ve davacı tarafından yapımına başlanılmış ama sözleşmenin feshi ile yarım bırakılmış imalatların üzerleri kapatılması, imalatların tamamlanması nedeni ile inceleme yapılamadığı, bu nedenle davalı tarafından sunulan fotoğraf ve görüntülerden, şantiyede yapılmış imalatın toplam miktarını / tamamlanma yüzdesinin belirlenemediği, ancak davacı tarafından yapılan işlerin açık ayıplı olduğu hususunun fotoğraf ve video görüntülerinden ve şantiyede düzenlenmiş tutanaklardan anlaşıldığı, davacı tarafın yapmış olduğu imalatların ayıplı ”açık ayıplı” olması, sökülüp, elden geçirilip, yeniden başka bir firmaya yaptırılması, uygulamadaki bazı adımları ise eksik yaparak imalat yapmış olması sebebiyle, 43.595,10 TL bedelindeki işçilik faturası bedelini talepte haklı olmadığı haklı olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle davacı tarafın —– bedelli fatura bedelini davalıdan talep edemeyeceği,
Diğer 2 adet faturaya yönelik sevk irsaliyelerinin——- adına düzenlenmiş olduğu, sevk adresinin —– şantiyesi olduğu, dava dışı ——tarafından davacı adına davalı firmanın —– şantiyesine gönderilen malzemelerin sevk irsaliyesi ile —- isimli kişinin imza karşılığı teslim aldığının görüldüğü, davalı vekilinin 22.04.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında, sevk irsaliyelerinde teslim alan kısmında ——- adlı şahsın müvekkili şirket çalışanı olmadığını, davacı çalışanı olduğunu, sevk irsaliyelerini kabul etmediklerini beyan ettiği, mahkememizce ——— kayıtları celbedilmiş yapılan incelemesinde —- davalı çalışanı olmadığını görüldüğü, yine —– tarihli cevabında—— çalışan listesine rastlanılmadığı” hususunun belirtildiği, her ne kadar sevk irsaliyelerinde imzası bulunan———-davalı çalışanı olmasa da davacı tarafından ayıplı veya eksik de olsa bir kısım imalatların yapıldığı, az yukarıda bahsedildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmeye göre malzemelerin davacı tarafça karşılanacağı hususunun sabit olduğu, mahkememizce; davacı tarafından talep edilen fatura ve sevk irsaliyesinde belirtilen malzemelerin davacı tarafından yapılan imalatta kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldı ise hangi malzemelerin kullanıldığı ve bu malzemelerin bedelinin hesaplanmasına yönelik ara kararına rağmen inşaat mühendisi bilirkişi tarafından davacı tarafın şantiyeyi terk ettiği tarih itibariyle, ne davacı ne de davalı tarafından, şantiyede yapılmış imalatın toplam miktarını / tamamlanma yüzdesini belirleyen bir tespit yapılmadığı, inşaatın tamamlandığı ve dosyaya sunulan mevcut fotoğraf ve video görüntülerinin inşaatın tamamına ilişkin olmayıp, parça parça olan bu verilerden yola çıkarak bu hususun tespit edilemediği belirtilmişse de yine raporda belirtildiği ve mahkememizce de kabul edildiği üzere; davacı tarafça yapılması gereken tüm imalatların tamamlandığı takdirde, sözleşme bedeli olan ——— olduğu dikkate alındığında, talep edilen 3 fatura bedeli olan (malzeme ve işçilik dahil) 367.957,19 TL ‘nin, yapılacak işin %46 ‘sına denk geldiği, davalı tarafın cevap dilekçesinde geçen; ———- cephede mantolama, 3 cephede ise mantolamaya ek seramik kaplama yapılacakken sadece 1 cephenin yarısında başlangıç aşamasında işin yarım bırakılmış olduğu” beyanı doğru kabul edildiğinde, davacı tarafından toplam işin yaklaşık %12,5 ‘unun yapılmış olduğunun kabulünün gerektiği, davacı tarafın bir miktar işi yaptığına öre malzemeleri şantiyeye getirmiş olduğu ve sevk irsaliyelerinin tamamında ——– isim ve imzası olduğundan artık 2 adet malzemeye yönelik faturalardaki malların şantiyeye getirilmiş olduğunun kabulünün gerekeceği ve irsaliyeli faturalardaki malzemelerin şantiyeden geri alındığına yönelik bir delil sunulmadığından davacının ——— bedelli fatura bedellerini davalıdan talep edebileceği, davacının davalıdan bu iki fatura toplamı olan 324.362,09 TL alacağının bulunduğu, davalı şirketin başlanıçta davacı tarafa 50.000,00 TL ödeme yaptığı, yine davacı adına 5.371,01 TL——— ödemesi yaptığı (toplam prim ödemesi; 5.191,05 TL + 183,96 TL = 5.371,01 TL) anlaşılmakla bu miktarların davacı alacağından mahsubunun gerektiği (324.362,09 TL – (50.000,00 TL + 5.371,01 TL) = 268.991,08 TL), davacının bakiye 268.991,08 TL alacağının kaldığı anlaşılmakla davalının bu miktar üzerinden itirazının iptalinin gerektiği, davanın kısmen kabulü ile davalının ——– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 268.991,08 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacının talebi doğrultusunda yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine, alacak fatura alacağı olmasına rağmen davalı tarafın faturalara itiraz ederek faturaları iade ettiği ve davacı tarafın davalıya teslim ettiği malzeme miktarı ve yapılan iş bedelleri taraflar arasında ihtilaflı olduğundan ve yargılama sonucu alacak miktarı belirlendiğinden davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN iptali ile takibin 268.991,08 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 18.374,78 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.382,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.991,85 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvuru, 4.382,93 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 4.442,23 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00 TL bilirkişi (2 farklı bilirkişi) masrafı olmak üzere toplam 1.731,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.265,29 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 24,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı gözetilerek 6,45 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 40.658,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 15.849,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 355,27 TL’sinin davacı taraftan, 964,73 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
15/11/2022