Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/299 E. 2023/184 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/299
KARAR NO: 2023/184
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/03/2021
KARAR TARİHİ: 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında——- dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri müvekkiline 08/01/2021 tarihinde tebliğ edilmişse de müvekkilinin zorda kalması, dolandırılması ve 65 yaş üstü olduğundan sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olduğundan ve işitme kaybının bulunması sebebiyle tebligat memurunun ne dediğini anlamadan tebligat zarfına imza attığından ödeme emrine itiraz süresini kaçırdığını, müvekkilinin alacaklı görünen kişiyi tanımadığı gibi icra tebligatı müvekkiline ulaşmadan önce müvekkilini telefonla arayarak kendisini icra müdürü olarak tanıtan profil resminde ———– bulunan ve adının —– olduğunu söyleyen kişinin gönderilen tebligatın memur hatası sonucunda yanlışlıkla gönderildiğini —-tarihinde randevu ayarlandığını ve istenirse kendilerine temiz kağıdı verileceğini, herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığını söylemesi üzerine müvekkilinin —– tarihini beklediğini, müvekkilinin ilgili ödeme evrakının tebliğinden ——– tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin alacaklıyı hayatı boyunca görmediğini, müvekkilinin bu kadar yüklü bir miktarda paraya ihtiyacı da bulunmadığını, senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmayıp imzasının taklit edildiğini, ayrıca müvekkiline ilgili tebligatın ulaşmasına müteakip aranıp yanlışlık olduğunun bildirilmesinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin organize olarak kandırıldığını, alacaklının —— adresinin araştırıldığını ve ilgili apartman yöneticisi ile yapılan görüşmede daha önce de ilgili kişinin sorulduğunu, kendisinin ilgili adreste hiç oturmadığını beyan ettiğini, dosyada iki adet ödeme emri bulunduğunu, birinin el yazısı ile diğerinin ise sistemden düzenlendiğini ve iki farklı ödeme emri olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek öncelikle takibin tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin borçlu olmadığının ve imzanın müvekkiline ait olmadığının tespitine, kambiyo senedine dayanan takip ile usul ve yasaya aykırı tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline, haksız takip nedeniyle davalının % 40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ve ailesi ile aynı muhitte oturduklarını, davacıyı—– senedir tanıdığını, davaya konu borcun davacının şu anda oturduğu —- katlı arsa vasıflı binanın satımından kaynaklandığını, davacının bu taşınmazı satacağını, oğlunun işlediği bir suçtan dolayı—- gideceklerini söylediğini, kendisinin birikmiş olan altın, dolar ve TL.sini kullanarak bu taşınmazı 800.000,00 TL.bedelle davacıdan satın aldığını, davacıyı güvenilir ve dürüst biri olarak tanıdığını, kendi aralarında üzerinde 4 katlı müstakil bir bina olan arsanın satışı konusunda detaylı bir sözleşme yaptıklarını, —– ayında — bu sözleşmeye istinaden verdiğini, davacının —- taşınmazı kendisine vereceğinin sözleşmede yazılı olduğunu ve fakat taşınmazın kendisine devrinin yapılmadığını, bu nedenle parasını geri istediğini, davacının oğlunun tutuklandığını, onu cezaevinden çıkarmak için çok fazla avukat masrafı yaptığını söyleyerek kendisinden biraz süre istediğini, davacıya istediği süreyi verdiğini, 3-4 ay sonra yanına gittiğinde davacının parasının olmadığını söyleyip kendisinden tekrar uzun bir süre istediğini ve hakkını yemeyeceğini söylediğini, davacıya güvenerek aralarındaki sözleşmeyi imha edip davaya konu —–bedelli senedi düzenlediklerini, kendisinin senette hiçbir yazı veya beyanı olmadığını, davacının senedi yeğenim dediği bir kişiye doldurtup imzaladığını, ödeme günü geldiğinde davacının yüklü bir alacağı olduğunu fakat alamadığını söylediğini, kendisini oyalama yoluna gittiğini, kendisinin ailevi ve sağlık durumu nedeniyle yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını, döndüğünde tekrar davacıya gittiğini ve kendisini oyalamaya devam ettiğini bu nedenle icra takibi başlatmak zorunda kaldığını, davacının haciz koyma süresinin dolmasına 1 gün kala ismini bilmediği bir kişiye taşınmazı sattığını, kendisinden mal kaçırdığını, imzanın ve borcun davacıya ait olduğu karinesinin ve borç ilişkisinin haklılığının doğduğunu, davacının vekiline dahi yalan söylediğini, delillerini oluşturarak kendisine karşı iftira suçu işlediğini, kendisinin suç duyurusunda bulunduğunu, davacının icra hukuk mahkemesinde açtığı davanın da reddolduğunu belirterek haksız açılan davanın reddini, davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesini savunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 72.maddesinde düzenlenen menfi tespit davasıdır. Davacı, davalı tarafından——- takip dosyası üzerinden hakkında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, kendisinin takip alacaklısını tanımadığını, bu şahıstan ——gibi bir miktarı borç almasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mal varlığında bu tarih öncesi ve sonrasında bir artış olmadığını, senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmayıp taklit edildiğini, yazıların da başka bir kişi tarafından doldurulduğunu belirterek, senetten ötürü borçlu olmadığının tespitine, takibin ve usulsüz olarak tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline, davalının %40 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı ise davacıyı ve ailesini —–yıldır tanıdığını, aynı muhitte oturdukları için tanıştıklarını, davacının hali hazırda ikamet ettiği 4 katlı binayı arsa vasıflı olarak satacağını söylediğini, kendisinin de yatırım amaçlı olarak dolar ve altın bazında birikmiş parası bulunduğunu, söz konusu arsayı 800.000,00 TL.ye almak istediğini söylediğini, davacının dürüst bir insan olduğuna güvenerek—–ayında aralarında arsanın satışı için sözleşme yapıldığını ve 800.000,00 TL.nı da bu tarih itibariyle davacıya verdiğini, ancak davacının devir işlemini yapmadığını, bu yüzden parasını geri istediğini, davacının süre talebinde bulunduğunu ancak aradan geçen sürede yine devir işlemi yapılmadığını, davacının sözleşmeyi imha edip aldığı para karşılığı dava konusu senedi yanında bulunan yeğenim dediği kişiye doldurtup kendisine verdiğini, ancak imzanın davacıya ait olduğunu, ödeme gününde senet bedelinin ödenmemesi üzerine icra takibine geçtiğini, bunun üzerine davacının taşınmazı satıp mal kaçırdığını, davacının iftira suçu işlediğini belirterek davanın reddini savunmuş aynı zamanda %20’i oranında tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir. —— sayılı takip dosyası getirtilmiş davalının davacı hakkında toplam ——tutar üzerinden kambiyo şirketlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığı, takibin konusunun—–bedelli, keşidecisi davacı ve lehdarı davalı olan nakden düzenlenmiş kambiyo senedi olduğu görülmüştür.
Davacı yan icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkememizin —— tarihli kararı ile icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbiren takibin durdurulması mümkün olmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça senetteki yazı ve imzalar inkar edildiğinden davacının tatbik imza ve yazı örnekleri alınmış, —- tarihinden önce düzenlendiği ıslak imzasını taşıyan belge asılları ile senet aslı temin edilerek ——- rapor alınmıştır. —– tarihli rapor ile dava ve takip konusu senetteki imzaların davacının eli ürünü olduğu belirlenmiştir.
Davacı yan davalıyı hiç tanımadığını, bu şahıstan senet bedeli kadar borç almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, senetteki imzanın kendisine ait olmayıp taklit edildiğini, yazıların da başkası tarafından doldurulduğunu belirterek dolandırıcılık ve sahtecilikten ötürü suç duyurunda bulunmuş olup ——-soruşturma dosyasından alınan —— tarihli rapor ile senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun belirlenmesi üzerine takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan dava davacının davalı tarafça takibe konu edilen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davacı yan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş ise de gerek—–soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu ve gerekse mahkememizce —– alınan rapor ile senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu sonucuna varılmıştır. İmzası davacıya ait olan senet yönünden borçlu olmadığını ispat yükünden bu iddiayı ileri süren davacıya düşmekte olup, davacı bu iddiasını yazılı delil ile ispat külfeti altındadır. Kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senet niteliğinde olduğundan davalının alacağının varlığını ispat etmesi zorunlu değildir. Somut olayda da davacı davalıyı tanımadığını, davalıdan para almadığını ileri sürmüş davalı ise aksini iddia ederek davacı ile davacının evinin bulunduğu arsanın satın alınması konusunda anlaştıklarını, davacıya para verdiğini ancak tapu devri yapılmadığı gibi parasını da iade etmediğini, bu yüzden senedin düzenlendiğini savunmuştur. Senet nakden düzenlenmiş olup ispat yükü davacıya aittir. Davacının —— davalı hakkında yaptığı şikayet takipsizlik ile sonuçlanmıştır. Bu durumda davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmediği ancak delil listesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmış, sorulması üzerine davacı vekili yemin teklif etme hakkını kullanacaklarını bildirmiştir. Davalı asıl —– günlü duruşmada yeminli beyanında ——— bedelli, keşidecisi davacı, lehtarı ben olan nakden düzenlenmiş senet nedeniyle davacıdan alacaklıyım. —- alacaklıyım. Senedin düzenlenme nedeni davacının oturduğu binanın bulunduğu yeri arsa vasıflı olarak bana satacağını söylemesidir. —– alacağım olduğuna dair yemin ediyorum.”şeklinde beyanda bulunmuş, davacının davasının kesin deliller ile ispat edemediği sonucuna varılarak davanın reddine, ihtiyati tedbir yolu ile icra takibi durdurulmadığından davalının alacağına kavuşması yönünden bir gecikme söz konusu olmadığından tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
İcra takibi durdurulmadığından davalının tazminat talebinin reddine,
2-Karar harcı 179,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 15.445,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.265,65 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili, davacı asil ile davalı asilin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2023