Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/283 E. 2022/147 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/283 Esas
KARAR NO: 2022/147
DAVA: İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket aleyhine —— dosyasından faturalı alacağa dayanarak takip başlatıldığını, borçlu şirketin hiçbir gerekçe göstermeksizin haksız olarak takibe itiraz ettiğini, itirazdan sonra zorunlu arabuluculuk kurumuna başvuru yapıldığını, ancak karşı tarafın görüşmede anlaşmaya yanaşmadığını, bunun üzerine bu davanın açıldığını, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, taraflar arasında —— akdedildiğini, bu sözleşmeye bağlı olarak davalı şirketin elektrik kullandığını, davalı şirket ile imzalanan —–İşbu sözleşme elektrik satışı başlama tarihinden itibaren — süre ile geçerlidir, taraflardan herhangi biri sözleşme hitam tarihinden—-öncesine kadar sözleşmenin fesih edileceğine dair yazılı bildirimde bulunmadığı sürece, işbu sözleşme aynı şartlarla birer yıl kendiliğinden uzatılmış olur’ hükmünde olduğunu, davalıya elektrik satışının — başladığını, işbu sözleşmenin hitam tarihinin — olduğunu, davalı tarafça—- fesih bildiriminde bulunmamış olması sebebiyle sözleşmenin yenilendiğini ve sözleşmenin yeni ——– olduğunu, davalının sözleşme yenilendikten ve sözleşmenin ——-tarihi olduktan sonra —- yevmiye no’lu ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini ve gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettiğini, mevzuat gereği tedarik çıkışları her ayın —- tarihinde abonenin müvekkili şirketten—– nezdinde bildiriminin gerçekleştirildiğini ve abonenin tedarikinin —- tarihi itibariyle sona erdiğini, bu sebeplerden dolayı davalı şirketin yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekilinin —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında — tarihinde imzalanan —- müvekkili şirket tarafından hukuka uygun bir şekilde feshedildiğini, müvekkili şirketin satış sözleşmesini —- yevmiye no’lu ihtarnamesi ile feshettiğini, ihtarname içeriğinde belirtildiği üzere—— herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve ceza koşulu ödemeksizin istediği zaman —- amaçlı bağlantılar için yapılan—- olmak üzere perakende satış sözleşmesinde süre sınırı bulunmaz——– — sona erdirilmesi talep edildiği hallerde ise—-şeklinde amir hükümler yer aldığını, diğer yükümlülükler—- fıkrasının ise; ‘Belirli süreli abonelik sözleşmelerine sözleşmenin belirlenen süre kadar uzayacağına ilişkin hükümler konulamaz, ancak abonelik sözleşmesinin kurulmasından sonra sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar tüketicinin talepte bulunması veya onay vermesi halinde abonelik sözleşmesi uzatılabilir’ denildiğini, bu sebeplerle yönetmelik hükümleri doğrultusunda —- tarihinde imzalanan sözleşmenin yasaya uygun şekilde feshedildiğini, sözleşme müvekkili tarafından yasalara uygun şekilde feshedilmesine rağmen davacı tarafın —— bedelli e-faturayı sistem üzerinden müvekkiline tebliğ ettiğini, davacı tarafından haksız bir şekilde müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilinin borcu bulunmaması nedeniyle takibe itiraz edildiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa kesinlikle borcu bulunmamakla birlikte davacı tarafından genel işlem koşullarını içeren sözleşmeye dayanılarak müvekkili şirketten cezai şart bedeli talep edilmesinin yasaya aykırı oluğunu, bu sebeplerle usule ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, bir adet cezai şart fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava—- tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, — tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, —– tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Her ne kadar davalı vekili Tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürmüşse de uyuşmazlığın abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı, mutlak ticari dava olmadığı, nispi ticari dava olduğu, her iki tarafın tacir olduğu, dolayısıyla ticaret mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görev itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—-sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı takip alacaklısı borcun elektrik faturasından kaynaklandığını ileri sürerek, takip borçlusu aleyhine —- tarihinde—– alacağı için takip başlattığı, ödeme emrinin tebliğ ile davalı vekilinin süresi içinde; takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, , itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinin de incelenmesi suretiyle taraflar arasında sözleşme, sözleşmenin feshi tarihi, iddia ve savunma kapsamında davacı tarafın davalı taraftan cezai şart talep edip edemeyeceği, talep edebilir ise cezai şart tutarının değerlendirilmesi, ayrıca söz konusu cezai şart tutan davalı tarafın mahfına yol açıp açamayacağı hususunun değerlendirilmesi açısından elektrik elektronik mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi —– tarihinde alınan Bilirkişi Raporunda özetle; taraf defterlerinin incelendiği, davacının son iki faturasının her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak takip ve dava konu cezai şart faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı davacı tedarikçi ile davalı abone arasında —tarihinde— imzalandığı, sözleşmenin —ay süre ile geçerli olduğu, davalı aboneye — tarihinde elektrik satışının başlandığı, davalının sözleşme sonu olan — tarihinden — gün öncesine kadar fesih bildiriminde bulunmadığından sözleşmenin yenilendiği, davalının sözleşmenin yeni bitim tarihi—- tarihli noter ihtarı ile sözleşmeyi feshettiği, taraflar arasında akdedilen —- göre davalının sözleşmede belirtilen şartlar dışında sebepsiz yere sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğinden sözleşmeye göre davalı alıcı/aboneye —– toplamı kadar ceza bedeli faturası kesildiği, dava konusu ceza miktarının taraflar arasındaki ikili anlaşma ile belirlendiği, —yönetmeliğine göre ceza koşulunun uygulanmasına engel bir hususun oluşmadığı, taraflar arasındaki ikili anlaşmanın — istinaden fatura tutarına— göre belirlenen aylık — gecikme zammı uygulanabileceği, davacının talebinin kabulü halinde, davacının — asıl alacağına son ödeme tarihi olan — icra takip tarihine kadar talep edebileceği gecikme zammı tutarının —olarak hesaplandığı, davalı şirketin son —– olduğunun tespit edildiği, bu duruma göre cezai şart tutarının davalının mahfına sebep olabileceği, —– olarak belirlendiğinden, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren aylık —- gecikme zammı yürütülebileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında——- akdedildiği, davacının, sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı olarak erken feshedildiğinden bahisle sözleşmeye göre davalı alıcı/aboneye son iki aylık elektrik fatura bedelleri toplamı kadar ceza bedeli faturası kesildiği, davanın işte bu cezai şart fatura tutarlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu,
taraflar arasındaki —– maddesine göre; “İşbu sözleşme elektrik satışı başlama tarihinden itibaren —– süre ile geçerlidir, taraflardan herhangi biri sözleşme hitam tarihinden—– öncesine kadar sözleşmenin fesih edileceğine dair yazılı bildirimde bulunmadığı sürece, işbu sözleşme aynı şartlarla birer yıl kendiliğinden uzatılmış olur’ şeklinde olduğu, davalıya elektrik satışının — tarihinde başlamış olup, buna göre işbu sözleşmenin sona erme tarihinin —- fesih bildiriminde bulunmamış olması sebebiyle sözleşmenin davacı satıcı tarafından yenilenmiş ve sözleşmenin yeni sona erme tarihinin— olacağı, sözleşme yenilenmiş sayıldıktan sonra davalı tarafın —- yevmiye no.lu ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini ve gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettiği, davacı şirketin beyanına göre, mevzuat gereği tedarik çıkışları her ayın —- tarihinde abonenin müvekkili şirketten elektriğinin kesilmesi için — bildiriminin gerçekleştirildiğini ve abonenin tedarikinin —– göre; ‘Şayet işbu sözleşme hitam tarihinden önce üst paragrafta ve/veya işbu sözleşmede belirtilen şartlar dışında bir sebep gösterilerek veya sebepsiz yere alıcı tarafından tek taraflı olarak feshedilirse veya tedarikçi değişikliği yapılır ise alıcı satıcıya son iki aylık elektrik fatura bedelleri toplamını ceza bedeli olarak kendisine yapılan bildirimin ulaşmasından itibaren —- işgünü içerisinde nakden veya defaten ödeyeceğini beyan, ikrar ve kabul eder’ şeklinde olduğu, davalının sözleşmenin sona erme tarihinden önce sözleşmeyi sona erdirmesi nedeniyle sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca davalıya cezai şart faturası tanzim edilip gönderildiği, davacının davalı tarafa tanzim ettiği son iki fatura — olduğu, davacının davalı yana tanzim ettiği—– tutarında olduğu, cezai şart faturasının son ödeme tarihinin —-olduğu, davacının son iki faturasının her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak takip ve dava konu cezai şart faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı uzayan sözleşmeyi tek taraflı olarak ve haklı bir gerekçeye dayanmadan sona erdirdiği için sözleşmeye göre son — fatura tutarı toplamındaki cezai şart faturasını ödemesi gerektiği, her ne kadar davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde; davacı şirketin müvekkilini sözleşmenin sona ereceği tarih konusunda —– önce bilgilendirmediğini ileri sürmüşse de sözleşme hükümleri incelendiğinde davacı tarafın böyle bir yükümlülüğünün olmadığı, ayrıca davalı şirketin tüketici olmadığı, dolayısıyla —-olmayan davalıya uygulanmayacağı, yine her ne kadar davalı taraf sözleşme hükümlerinin müzakere edilemeden tek taraflı olarak davacı tarafça belirlendiğini ileri sürmüşse de davalının tacir olup basiretli bir tacir gibi sözleşme hükümlerini incelemesi gerektiği, bu nedenle bu yöndeki ve sözleşmenin genel işlem koşullarına aykırı olduğuna yönelik itirazına itibar edilmediği, raporda davacının cezai şart faturasının davalı tarafın mahfına sebep olabileceğinin belirlendiği, davacının son iki fatura tutarı toplamının —olduğu, —- üzerinden hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Taraflar arasında — tarihinde imzalanan sözleşmenin —-Alıcının tanzim edilen faturada belirtilen son ödeme tarihine kadar fatura bedelini ödememesi halinde, satıcı son ödeme tarihinden sonraki her gün için ödenmeyen fatura tutarına— göre belirlenecek oranda gecikme zammı uygulanacaktır’ şeklinde olduğu,—- belirlendiğinden, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren aylık — gecikme zammı yürütülebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —–oranında faiz işletilmesine, bakiye talebinin reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı taraf inkar tazminat talebinde bulunmuş olsa da cezai şart tutarı taraflar arasındaki sözleşmeye göre belirlenecek olup, cezai şart tutarında indirim yapılabilecek olması ve alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötü niyet talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının, —–maddesi uyarınca tenkis edilen cezai şart tutarını önceden takdir ve tespit etmesi de mümkün değildir. Bu nedenle sözleşme ile belirlenen cezai şartın tahsilini talep hakkına sahip davacının, açtığı dava neticesinde cezai şartın dairemizce fahiş görülerek tenkisi nedeniyle, tenkis edilen miktardan dolayı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği açıktır. Diğer bir ifadeyle, hakimin takdir hakkını kullanarak TBK’nın 182/son maddesini uygulamak suretiyle yapmış olduğu indirim miktarı vekalet ücretinin hesabında dikkate alınamayacağından, reddolunan kısım üzerinden davalı lehine karşı vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmeyerek hüküm kurulması gerekecektir ——
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının—– dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 24 oranında faiz işletilmesine, bakiye talebinin reddine,
2-Davacı tarafın inkar talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötü niyet talebinin reddine,
4-Karar harcı 13.021,86 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.357,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.664,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvuru, 3.357,16 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 3.416,46 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 41,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00 TL bilirkişi masrafı (2 bilirkişi) olmak üzere toplam 1.441,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 27,50 TL yargılama giderinin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 21.794,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2022