Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/281 E. 2022/922 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/281 Esas
KARAR NO : 2022/922

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket;—–sıra numaralı fatura ile 475.530,25 TL bedel karşılığında satın alındığını, müvekkili şirket tarafından ilgili araç —– Noterliği’nin 06.08.2020 tarih, —–yevmiye no.lu Araç Satış Sözleşmesi ile dava dışı—— satıldığını, araç “sıfır” olduğu için ilk satışta —–incelemesi yapılmadığını, dava dışı —— aracı satılacakken alıcı tarafından—–incelemesi yapılması istendiğini, bunun üzerine alınan —— raporunda aracın ön kaputunun değiştiği tespit edildiğini, yaşanılan olaylar üzerine müvekkili şirket tarafından davalı firmaya başvurulmuş ancak davalı firma 05.01.2021 tarihli yazısı ile kaputun orjinal olduğunu, değiştiği hususunu kabul etmediğini bildirdiğini, müvekkili şirket aracın ön kaputunun değişmesinden dolayı —– Noterliği’nin 06.01.2021 tarih, —— yevmiye no.lu Araç Satış Sözleşmesi ile dava dışı —– iade aldığını, —- 22.01.2021 tarih, —– yevmiye no.lu ihtarnamesi ile de davalı firma tekrar ihtar edilmiş ancak, davalı firma tarafından geri dönüş yapılmadığını,—– Değişik iş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talep edildiğini, 15.02.2021 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır. Anılan raporda ” tespit konusu —— plakalı aracın motor kaputunun değişmiş olduğu, mevcut hasar özelliği nedeniyle gizli ayıp olduğu, araçtaki hasar nedeniyle 22.800-TL bedelle değer kaybı oluştuğu” açıkça ifade edildiğini, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve alınan bilirkişi raporu uyarınca “sıfır” olarak alınan aracın ön kaputunun değişmesi gizli ayıplı olup, davalı firma bu durumdan dolayı ağır kusurludur. Tüm iyiniyetli yaklaşımlara rağmen, davalı firma müvekkili şirketin zararını tazmin etmemiş, arabuluculuk aşaması olumsuz sonuçlandığını, müvekkili şirketin uğradığı zararın tazmini için işbu davayı açmak zorunluluğumuz hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, 22.800,00 TL araç değer kaybının 24.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu araçta davacının iddia ettiğinin aksine gizli bir ayıp bulunmadığını, müvekkili şirket —–marka araçların yetkili satıcısı ve servis sağlayıcısıdır. —– marka araçların —– distribütörlüğünü —— yaptığını, müvekkili şirket gerek aracın satış işlemleri gerek servis işlemlerinin gerçekleştirilmesi noktasında yetkili satıcı ve servis sağlayıcı bayi olarak üzerine düşeni eksiksiz yerine getirtiğini, aracın müvekkil şirkette aldığı servis hizmetlerinin 24.10.2020 tarihinde ve ——adına kayıtlı ilgili araç bakım ve arka fren servisi uyarısı ile —– gelmiştir. Bakım işlemi ve balata değişimi aynı gün tamamlandığını, bununla birlikte arka fren kaliperleri Teknik Bülten kapsamında ——siparişi olduğunu 17.11.2020 tarihinde ve —— değiştirildiğini, garanti kapsamında faturası kesildiğini, müvekkili şirketi yetkili servisi tarafından araç üzerinde bahsi geçen işlemler dışında başkaca bir işlem gerçekleştirilmemiş olup, servis tarihçesi incelendiği takdirde de motor kaputu ile ilgili de bir işlemin gerçekleştirilmediği görüleceğini, bahse konu araç 25.07.2020 tarihinde trafiğe çıkmış olsa da satışından bugüne dek geçen kısa süre zarfında 3 veya 4 kez el değiştirdiğini, tüm bu süreç içerisinde, değişen kullanıcıların aracı nasıl kullandığı, hangi kazalara karıştığı, bu kazaların ardından yetkisiz servisler tarafından ön kaputa işlem yapılıp yapılmadığı tam olarak bilinmediğini, araçta üretimden kaynaklı bir ayıbın var olduğu, bu ayıptan da yetkili satıcı müvekkil şirketin sorumlu olduğu iddialarının sadece altı boş iddialar olduğu açık olduğunu, aracın daha önceki sahiplerinin elinde hangi servislerde ne gibi işlemlere tabi tutulduğunu, araç üzerinde daha önceki sahiplerinde iken merdiven altı diye tabir edilen yerlerde kayıtsız işlemlerin de yapılmış ihtimali bulunduğunu, ön kaput değişimine bağlı olarak araçta meydana geldiği iddia edilen değer kaybından müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, aracın satış tarihinden son el değiştirdiği tarihe kadar yetkisiz servislerde işlem görüp görmediği, ruhsat sahipleri tarafından kazaya karışıp karışmadığı hususları birer muamma olduğunu, müvekkili şirketin delil tespiti aşamasında takdir edilen 22.800,00 TL tutarındaki değer kaybından sorumlu tutulamayacağı sabit olduğunu, her ne kadar değer kaybından müvekkili şirketin sorumlu olmadığı ortada olsa da bahse konu araç için tespit edilen değer kaybı tutarının fahiş olduğunu, davanın davacı tarafın hak düşürücü süre ve zaman aşımı süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmamış olması nedeniyle reddini, davanın esasına girişilmesi durumunda esas yönünden haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde: dava konusu herhangi bir ayıp bulunmadığını, davacının “ayıp” olarak nitelendirdiği hususlar kullanım hatasına ve/veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını, davacı tarafın iddialarına dayanak aldığı tespit raporu yüzeysel bir incelemeye dayalı olup, varsayıma dayalı olarak sonuca varıldığını, haliyle hukuki bir geçerliliği bulunmadığını, öncelikle ve önemle beyan etmek gerekir ki tespit konusu araç üzerinde, yeterli ve teknik nitelikte bir inceleme yapılmadığını, zira delil tespiti dosyasına konu bilirkişi incelemesi laboratuvar ortamında yapılması gerekirken —— bir otoparkta yapıldığını, bu bağlamda salt aracın yüzeysel dıştan incelenmesi ile yetinilmiş ve salt davacının iddiaları doğrultusunda bir takım değerlendirme ve yargılarda bulunulduğunu, öte yandan sayın bilirkişi, ulaşmış olduğu sonuca ilişkin yeterli, somut ve denetime elverişli teknik bir gerekçe de göstermemiş, devamında herhangi bilimsel ve teknik gerekçeye dayanmadan, varsayıma dayalı olarak direkt aracın ayıplı olduğu ve 22.800 TL değer kaybı sonucuna ulaşılması dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, delil tespiti raporunda yer verilen değer kaybına ilişkin hesaplama da gerekçe ihtiva etmemektedir. Raporda aracın satın alındığı tarihten itibaren kullanıldığı hususu nazara alınmamış, salt davacı tarafın beyan ve talepleri ile rapor hazırlandığını, hak düşürücü nitelikteki ayıp ihbar yükümlülüğüne uyulmadığı, davanın reddini, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini, davacının değer kaybı ve değer kaybına 24.07.2020 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesi taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı şirketten sıfır olarak alınan aracın ön kaputunun değişmiş olduğunun öğrenildiği ve söz konusu değişikliğin gizli ayıp olduğundan bahisle araçta değer kaybı meydana geldiği iddiasıyla değer kaybı alacağının tahsili talebine ilişkin olduğu anlaşıldı. 7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 04.05.2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Aracın daha önce kazasının bulunmadığının tespiti açısından getirilen —– kayıtları, değişik iş delil tespit dosyası, aracın tescil kayıtları, araç satış sözleşmesi, ihbar olunan —— servis kayıtları, davalı şirket kayıtları dosyamız arasındadır.
Mahkememizce taraf iddia ve savunmaları, müzekkere cevapları değerlendirilmek suretiyle davaya konu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise söz konusu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, ayıbın değer kaybı oluşturup oluşturmadığı, ayıp ihbar sürelerinin değerlendirilmesi ve varsa değer kaybı miktarının tespiti açısından makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Makine mühendisi —– tarafından hazırlanan raporda özetle; Aracın periyodik bakım ve arızası için düzenli olarak yetkili servislere götürüldüğü,—— kayıtlarına göre davaya konu plakaların tüm kayıtları çıkarılarak gönderildiği, gönderilen bilgilerde hatalı bir durum olmadığı, sadace araca verilen plakaların, davaya konu aracın trafiğe girmesinden önceki araç bilgilerini de kapsayacak geniş şekilde gönderildiği, ——kayıtları incelendiğinde davaya konu aracın karıştığı herhangi bir kazanın görünmediği, herhangi bir kayda rastlanmadığı, davaya konu aracın davacıya satılmadan önce herhangi bir nedenle kaputunun hasarlandığı ve değiştirilmek zorunda kaldığının anlaşıldığı, alıcının araçtan beklentilerini karşılamadığı, satılan aracın satın alma süreci öncesinde hasarlanarak onarılmış olması nedeniyle sonradan ortaya çıkan gizli ayıplı olduğu, gizli ayıplı malı teslim alan alıcının tek yükümlülüğünün gizli ayıp ortaya çıkar çıkmaz hemen bildirimde bulunması gerektiği, aracın motor kaputunun hasarlanmış ve onarılmış olduğu hususunun 29.12.2020 tarihinde ortaya çıktığı, davacının bu durumu hemen alıcıya bildirdiği, bu durumun alıcının 05.01.2021 tarihli cevap yazısından anlaşılmakta olup ayıp ihbarının makul yasada belirtilen makul zaman içinde bildiriminin yapıldığı, davaya konu kaput hasarının davalı ve ihbar olunan arasındaki süreçte meydana gelen bir hasar olduğu, ancak hasarın aracın kimin uhdesinde iken meydana geldiğinin dosya kapsamında açık olmadığı, davalı satıcının bu durumu bilmese bile ayıptan sorumlu olduğu, davaya konu olaydaki gizli ayıptan davalı satıcının %100 kusurlu olduğu, 09/10/2020 tarihli Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve——sayılı Kararı dikkate alınmak suretiyle değer kaybı hesabı yapıldığı, aarcın devir tarihi 24.07.2020 itibarı ile kaza öncesi 475.000 TL rayiç değeri olan emsal aracın tespit edilen hasarlarının onarılmış şekildeki 2.el rayiç değerinin 455.000 TL olacağı, böylece araçta 20.000 TL değer kaybı olacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, dava konusu —– plakalı, —— marka—— tipi hususi araç, davacı tarafından 24.07.2020 tarihinde sıfır olarak 475.530,25TL bedelle davalı şirketten satın alınmıştır.
Aracın kronolojisi şu şekildedir.
29.12.2020 tarihinde,——tarafından yetkilendirilmiş, gerekli olan “yetkili belgesine” sahip —– firması —— yapılan bir kontrolde; aracın motor kaputunun değişen olarak tespit edildiği görülmektedir.
——- Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— değişik iş sayılı tespit dosyasında atanan makine mühendisi —— tarafından hazırlanan raporda; araç üzerinde fiili inceleme yapıldığı, aracın kaputunun değişmiş olduğu, bağlantı civatalarında ezilme ve boya artıkları tespit edildiği belirtilmiştir.Dava konusu aracın davalıdan sıfır olarak alınmış olmasına rağmen aracın satış yapılacağı sırada yapılan —— sonucu ve daha sonra delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda aracın kaputunun değişmiş olduğunun tespit edildiği, mahkememizce araç üzerinde inceleme yaptırılmadığı, davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin aracın labaratuvar ortamında incelemesini talep etmişse de araç üzerinde daha önce yapılan incelemelerin yeterli olduğu kanaatine varılmakla zaman, emek ve masraflar düşünüldüğünde yeniden inceleme yapılması talebinin reddine karar verildiği, aracın davalıdan sıfır olarak alındığı esnada kaputunun değişmiş olduğunun anlaşıldığı, söz konusu ayıbın gizli ayıp olduğu, her ne kadar davalı vekili zamanaşımı ve hak düşürücü süre defi ve itirazında bulunmuş olsa da davacı tarafın sıfır olan araçta —— incelemesi yaptırmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, daha onra aracın satışı sırasında —— incelemesi yapıldığından ilk kez durumu öğrendikleri ve öğrenme tarihi olan 29.12.2020 tarihinden hemen sonra bu durumu davalı satıcıya bildirdiği, davalı satıcının 05.01.2021 tarihli cevap yazısından ayıp hususunun davalıya bildirildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla ayıp ihbarının makul sürede yapıldığı anlaşıldığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazının reddine karar vermek gerektiği, raporda davacı tüketici olarak değerlendirilip bu hususta birtakım açıklamalar yapıldığı, davacının tüketici vasfında olmadığından rapordaki bu hususların dikkate alınmadığı, ancak davaya konu kaput hasarının davalı ve ihbar olunan arasındaki süreçte meydana gelen bir hasar olduğundan, davalı satıcının bu durumu bilmese bile ayıptan sorumlu olduğu, her ne kadar davalı vekili, aracın kısa zamanda birden fazla el değiştirmesi nedeniyle hasarın bu aşamalarda meydana gelmiş olabileceğini ileri sürmüş olsa da aracın—– kayıtlarında daha önce kazasının olmadığı, ayrıca davacı şirketin kaputun değişmiş olduğu durumunu davalı şirkete bildirdikten sonra, davalı şirketin 05/01/2021 tarihli yazısında; aracın kaput boyasının orijinal ve üretici standartları dahilinde olduğunun bildirildiği, ancak o sırada kaputun değişmiş olması nedeniyle davalı tarafın söz konusu savunmasına itibar edilmediği, sonuç olarak aracın ayıplı olduğuna dair tespit içeren bilirkişi raporuna itibar edildiği, davalının araçta meydana gelen değer kaybı zararını karşılamak zorunda olduğu, trafik kazalarında Yargıtay’ın uygulamış olduğu aracın kaza öncesi
2. el değeri ile kaza sonrası onarılmış aracın 2.el değeri arasındaki farkın değer kaybına eşit olacağı kriterine göre hesaplama yapılan raporda değer kaybının 20.000,00 TL olarak tespit edildiği, raporun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle davacının tüketici olarak nitelendirilmesi dışındaki diğer tespitlerin hükme esas alındığı, araçta 20.000,00 TL değer kaybı oluştuğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, davacının davalıya davadan önce başvurduğu, davalının 05/01/2021 tarihli yazı cevabından bu hususun anlaşıldığı, dolayısıyla davalının bu tarihte temerrüde düştüğü anlaşılmakla 20.000,00 TL değer kaybı alacağına 05/01/2021 tarihinden itibaren avans faiz işletmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-20.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/01/2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Karar harcı 1.366,20 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 389,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 976,83 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 389,37 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 448,67 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 134,45 TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.034,45 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 907,41 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından ve ihbar olunan tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 162,11 TL’sinin davacı taraftan, 1.157,89 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin, davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.