Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/279 E. 2022/416 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/279 Esas
KARAR NO : 2022/416

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/05/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ‘—- sahası———tarafından yapılan/yaptırılan çalışma esnasında şirketlerine ait —— hasar verildiğini, verilen hasar nedeniyle şirket elemanlarınca hasar tespit edildiğini, hasar keşif tutarı formu ve malzeme işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde ——— tarafından iletişimin aksamaması amacıyla —- tarafından zarar giderildiğini, Bu zararın tazmini için alacaklarının tahsili amacıyla —-nolu dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı taraf borcun tamamına ( aslında——- ) itiraz ettiklerini, ——– kapsamında yapılan müracaatın da anlaşmazlıkla sonuçlandığını, davalının meydana gelen hasardan müteselsilen sorumlu olduğunun açık olduğunu, bu nedenle davalının alacağın aslına ve ferilerine yönelik tüm itirazlarının haksız , mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan bahisle, itirazın iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretin karşı taraftan tahmilini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı şirket kayıtlarında gerçekleştirilen inceleme neticesinde dava dilekçesinde hasar adresi olarak belirtilen adreste ve ve belirtilen tarihte davalı şirketin davaya konu hasara sebebiyet verdiğine dair herhangi bir bilgi / belgeye rastlanılmadığını, davacı tarafın iddia ettiği hasar müvekkilim şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, davacı tarafından belirtilen tarih ve adreste dava—— çalışma yapılmıştır. Müvekkilim şirket tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığı ve davacı şirket varlıklarına zarar verilmediği tespit edildiğini, Yöneltilen davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiğini, Davalı şirketin dava dışı ——– 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale usulü ile çalışmaktadır. Bir işin tamamının bir üstleniciye bırakıldığı durumlarda, üstlenici; asıl işveren sıfatını haiz olacak ve —-üstleniciye devreden şirket, iş sahibi ise —olarak kabul edileceğini, davalı şirketin davaya konu ilişkide— sıfatını haiz olduğu ve davaya konu işin anahtar teslim şeklinde diğer davalı —- bırakıldığı, müvekkilim davalı şirketin yapılan işin üzerinde emir, talimat veya kontrol yükümlülüğü / sorumluluğu bulunmadığı hususları sözleşme ile sabit olduğunu, davalı şirketin eldeki davada belirtilen hasar tarihlerinde ve belirtilen adreste çalışma yapıldığı sırada herhangi bir zarar verilmediğinden; Tarafımızca, davacı veya teknik elemanlarınca tek taraflı olarak tanzim edilen ve müvekkilim davalı şirketin “bahse konu hasardan sorumlu olduğunu gösteren” hiçbir belge ve tutanak kabul edilmediğini bahse konu hasarın, müvekkilim şirketle ilişkilendirilebilecek gerçek veya tüzel 3. Kişi tarafından meydana getirildiğinin tespiti halinde bu zararı meydana getiren şahıs / şirketlere karşı rücu haklarının saklı olduğunu belirterek, davanın reddini , yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını, vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—– sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine —-işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dosyanın tüm kapsamının incelenerek hasar bedelinin tespiti, davaya konu olan hasar sebebiyle oluşan zararda davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise takip tarihi itibariyle davalının sorumlu olduğu miktarın yani davacının alacak miktarının tespiti hususlarında rapor hazırlamak üzere mahkememizce resen seçilen elektrik elektronik mühendisi ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle;Dosya içeriğindeki belgeler ve davacı çalışanlarınca tutulan tutanaklar —– hattına Davalı ——- davalı———anlaşmada belirtilen —— davacıya —— zarar verdiği tutulan hasar tutanakları ile sabit olduğu yine hasar tutanağı ekinde yer alan ve yine davacı tarafından ——unvanlı firmaya yaptırıldığının sabit olduğu,
Tüm bu değerlendirmeler ışığında ilgili zararın dahili davalı —- Davalı ——- sözleşme kapsamında yapılan iş esnasında meydana geldiği anlaşıldığı, davalının sözleşme kapsamında——– firmanın çalışmaları esnasında —- yapmadığı; kazı işi yapılacak alanlarda—- tarafından yapılacak işlerde, —— kurulmasını sağlamadığının değerlendirildiği,
Anılan sözleşme hükümleri (madde 4, 8.1, 8.18, 9, 10, 12 gibi) de incelendiğinde sözleşme konusu işin davalının —- yapıldığı, davalının alt yüklenici dava dışı şirket üzerinde de —- yetkisinin bulunduğunun görüldüğü, bu durumda değerlendirilmesi gereken hususun, dava dışı şirketin kusurlu davranışı sebebiyle meydana gelen zarardan davalının —– sıfatıyla sorumlu olup olmadığı olduğu, —-sorumluluğu bir kusursuz sorumluluk hali olup, özen sorumluluğu başlığı altında düzenlenmiştir. TBK m. 66’ya göre, ———— kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.——— seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, ———- bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmayacağı, bu hüküm gereği davalı şirketin sorumlu olduğundan bahsedilebilmesi için kusurunun aranmayacağı, burada bir kusursuz sorumluluk halinin söz konusu olduğu, davalı şirketin, zararın doğmasına kusurlu davranışı ile sebebiyet veren çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, — bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceği,
TBK m. 66 uyarınca sorumluluğun gerçekleştiğinden bahsedilebilmesi için, zararı veren kişinin, sorumlu tutulmak istenen kimsenin işe aldığı elamanı olabileceği, bir kimsenin diğer kişinin işe aldığı kimse —- olduğunu kabul edebilmek için, çalışanın çalıştırana tabi olması, onun emri altında çalışması gerekir. —- yükümlülüğü yükletilmesi, bu bağımlılık ilişkisi —–verme yetkisi ile ilgili olduğu, bağlı olarak çalışmanın bir sözleşme bağına ——- dayanmasının şart olmadığı, ——işyerinde ——– emrinde onun işini gören oğlu da, hizmet sözleşmesi bir sebepten geçersiz olmasına rağmen işverenin işinde çalışmakta olan işçi de —— sayılacağı,
Buna karşılık kural eser (istisna) sözleşmesi, vekalet sözleşmesi ve ortaklık sözleşmesi uyarınca çalışanlar ile hiçbir sözleşmeye dayanmaksızın sadece bir konuda yardımcı olmak için başkasının işini gören kişiler, bağımlı çalışma şartı gerçekleşmediğinden, işini gördükleri kişilerim TBK m. 66 uyarınca sorumlu olmasına yol açmazlar —— İstisnai olarak, vekilin ya da yüklenicinin gözetimi altında ve talimatları doğrultusunda iş görmesi halinde, vekalet verenin veya iş sahibinin adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu tutulabilmesi öğretide kabul edilmektedir (——-TBK. m. 61 uyarınca “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu tutuldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır”.
Dava konusu zarardan da birden ————- sorumluluğu (—— sorumluluğu – sorumluluğu söz konusudur. Bu tür müteselsil sorumluluğun varlığı için faillerin birbirinin davranışından haberdar olması veya davranışlardan birinin diğerine bağımlı olmasının şart olmadığı, müteselsil sorumlulukta borçluların sorumluluğunu düzenleyen TBK m. 163 uyarınca “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.
Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.” Bu madde uyarınca davacı yan dilediği müteselsil borçludan alacağını talep edebileceği,
Hasar gören mahaldeki —— ve kıymetleri değerlendirildiğinde, —- tarafından yapılan işler ve fatura birlikte değerlendirilmiş ve talep edilen tutarın piyasa araştırması ile uyumlu olduğunun değerlendirildiği, toplamda —– olduğu,——- Hizmetler)(%30,00) olan 320,04TL olmak üzere toplam —— olduğu belirtildiği, davacı yanın hesaplanan bu tutar dışında kalan vasıta gideri ve işletme gideri taleplerinin kabule şayan görülmemiş, vasıta giderinin söz konusu işle ilgili olarak yapıldığının ispatı halinde kabul edilebileceği;—– ise ——— kararları çerçevesinde verilmeyen hizmet bedeline ilişkin olmasından dolayı gerçek zararla ilişkili bulunmadığından talep edilemeyeceği sonucuna varıldığı,
Davacı yan takip talebinde işlemiş faiz talebinde bulunduğu, TBK m. 117’ye göre, haksız fiilin işlendiği takdirde borçlu temerrüde düşmekte; alacaklı da bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edebileceği, somut olayda haksız fiilin— tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında davacı— kadar—— faizi talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda;Dava, davalı şirketin ——– yapılan kazı çalışması sırasında davacıya ait —– verildiği iddiasıyla oluşan hasar zararının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Hükme ve denetime elverişli olan bilirkişi raporunda yapılan tespitler ve hesaplamalar mahkememizce kabul edilmiş olup hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne, davalının ——– takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 6.673,44 TL asıl alacak; 2.120,97 TL işlemiş faiz olmak üzere 8.794,41 TL toplam alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının ——- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 6.673,44 TL asıl alacak; 2.120,97 TL işlemiş faiz olmak üzere 8.794,41 TL toplam alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine,
Fazla talebin reddine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 600,75 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 123,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 477,01TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvuru, 123,74TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 183,04 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan . 165,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.765,75TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.515,76 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ———- esaslara göre belirlenen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 1.450,46TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk—- arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 184,80 TL’sinin davacı taraftan, 1.135,20TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi..