Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/263 E. 2022/251 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/263 Esas
KARAR NO : 2022/251

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin, davalı ——- ithalatçısı ve ——- markalı araç satın almış olduğunu, fatura bedelinin —- olduğunu. araçta——-hatasının ortaya çıktığını,—— tarihinde, dava dışı ————- olarak ve —– —–kapsamında başvurulduğunu, daha sonra sürekli görüşmeler————— davalının teklifi çok az olduğundan taraflar anlaşamadığını, davalılardan asıl yetkili —aynı teklifinin de çok az olduğunu, davalıların müteselsilen birlikte sorumlu olduklarını, asıl üreticinin dava dış—–olduğunu, müvekkilinin adına kayıtlı ——- — alınan aracın tavanında — sorunu olduğunu, bunun sonucunda gizli ayıbın ortaya çıktığını, gizli ayıp ilk fark edildiğinde aynı gün —- bayisinde kayıt altına aldırıldığını, bu sorunu düzeltmek adına —- ödeneceği bilgisi verildiğini, daha sonra davalı ——- değer kaybının çok daha fazla olduğu ve yapılması gerekenin aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi olduğunu belirterek hakkını mahkeme yoluyla arayacağını karşı tarafa bildirdiklerini, yapılan — tekliflerini yinelediklerini, müvekkili —-bu arada aracın ikinci el değerini öğrenmek adına piyasada yer alan — firmalarından teklif almak istediğinde —- araca— gerekçesi ile sitelerinde fiyat dahi vermediklerini, bunun dışında –anlamda hem sıfır, hemde ikinci el araç alım satımı yapan birçok firma—aracı ya hiç almadıkları ya da değerinin — aracı almak istemediklerini, dava konusu— bu araca özgü— olmadığını, — tavan bölgesinde görülen ortalama ——atması bütün araçlarda genel bir olay olduğunu, —aynı sebeple çok sayıda mağdurları olduğunu, dava konusu— plaka numaralı aracın davalılara iadesi ile — aracın davalılarca müteselsilen Ayıpsız misliyle değiştirilmesine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılara müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı—–üretimin — yapılarak diğer davalı ——- edilen araçların —– kalite anlayışıyla tüm kontrolleri yapılarak satışa arz edildiğini, satışa arzda önce bu türden bir hatanın fark edilmemesinin mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği tavan — üretimle ilgili olmadığını, özellikle yüksek—– kaynaklandığının düşünüldüğünü, — özellikle araçların ağaç veya binaların saçak altına bırakılması ve uygun koşullarla temizlenmeden uzun süre kalması halinde boyanın harabiyetine sebep olduğunu, dolayısıyla davacının ayıp olarak iddia ettiği boya atması olarak nitelediği hususların kendi kusurundan kaynaklandığını, her ne kadar dava konusu aracın ayıplı olmadığını, olası arızanın da son kullanıcı kaynaklı olduğunu ifade etmişlersede bir malın ayıplı kabul edilebilmesi için kullanıcının maldan beklediği faydayı yahut yararlanmayı azaltması gerektiğini, davacı tarafından ayıp olarak nitelenen boya probleminin bu sayılan hususları karşılamadığını, davacının “aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 300,00 TL bedel indirimi, kalan değer kaybından 500,00 TL, aracın tamirinden 100,00 TL ve araçtan yoksunluk bedelinden 100,00 TL’nin tahsili” şeklindeki taleplerinin makul olmadığını, bunun davacı lehine ve davalılar aleyhine durum yaratacağını, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi yönündeki talebin davacı lehine aşırı yararlanma yaratacağını, bu nedenlerle yargılamada ortaya çıkacak diğer sebeplerle; davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle: her ne kadar davacı yanın dava dilekçesinde —-Kanun Hükümlerinden bahsetmişse de huzurdaki davada tarafların tacir olması nedeniyle, Türk Ticaret Kanununun 23.maddesinin göndermesiyle, ayıptan kaynaklanan sorumluluğa ilişkin iddialar hakkında Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağını, dolayısıyla davacı yanın iddialarını ve davayı hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, davacı yanın hukuka ve hakkaniyete aykırı bir şekilde ve terditli olarak öncelikle dava konusu aracın misli ile değişimini istediğini, bunun mümkün olmaması halinde ise, belirsiz alacak davası olarak şimdilik— aracın tamirinden 100,00 TL ve araçtan yoksunluk bedelinden 100,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş olduğunu, söz konusu talep sonucu usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı yanın talep sonucunun net olmadığını, bu nedenle davacı yana, talep sonucunu açıklaması için süre verilmesini, davacı yan aracını hali hazırda sorunsuz bir şekilde kullanmaya devam ettiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığını, bu nedenlerle huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının müvekkili şirketin tarafı olmadığı bir sözleşmeden ötürü sözleşme konusu malın bedelinden indirim yapılması hakkında müvekkili şirketten talepte bulunulmasının imkanı olmadığını, müvekkili şirket bakımından bedel indirimi talebinin reddini, —– veren ve dış etken olarak nitelendirilebilecek olgulardan birinin de —–olduğunu, bu nedenlerle hukuka, usule ve Yargıtay kararlarına aykırı olarak ikame edilmiş olan huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davanın, davacı şirketin davalılardan —- aracın tavandan başlayan boya atması sonucu ayıp olduğundan bahisle aracın misliyle değiştirilmesi, bu mümkün değilse satılanın ücretsiz tamiri, araç yoksunluk bedeli ve ayıp oranında indirim/değer kaybı talebine ilişkindir.
Mahkememizce ön inceleme duruşması yapılarak dava şartları ve yetki ilk itirazlar değerlendirilmiş, uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tarafların sulh olmayacakları anlaşılmış ve tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —–dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin —– son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce araç üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulmuştur.
Davacı vekili tarafından sunulan dilekçesi ile; davanın konusunun kalmadığını, tarafların mutabakat ve sulh sözleşmesi imzaladıklarını, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı —sunmuş olduğu— tarihli dilekçesinde; yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmeksizin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- tarihli dilekçesinde; yokluklarında karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; taraf beyanlarından tarafların Mutabakat ve Sulh Sözleşmesi imzalayarak anlaştıkları ve davacı vekilinin dilekçesinde davanın konusuz kaldığını beyan ettiği dolayısıyla davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacı tarafından alınarak Hazine’ye verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan bir yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — ücretinin sulh nedeniyle davacıdan tahsili ile—–irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin, davalı— davalı —– vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.