Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/259 E. 2023/657 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/376 Esas
KARAR NO:2023/663
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/06/2021
KARAR TARİHİ:14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında ürün alış ve satışından doğan ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin satış sözleşmesinden doğan ürünleri teslim etme borcunu ifa etmiş olduğunu ancak; davalı taraf aldığı mallara karşılık ödeme borcunu yerine getirmemiş olduğunu, alacaklı müvekkilinin ——– dosyası ile davalı/borçlu tarafa toplam alacağı olan 176.764,91 TL için ilamsız icra takibi başlatmış olduğunu, dava konusu icra takibi 25.02.2021 tarihinde başlatılmış olup 30.04.2021 tarihinde davalı/borçlu dava konusu borcu olmadığı gerekçesiyle kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından, faiz ve masraflar hariç asıl alacak 176.764,91 TL’nin tahsiline yönelik başlatılan ——- sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini, davalı tarafın itirazı nedeniyle duran icra takibinin devamını, söz konusu itirazın kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olması nedeniyle alacağın asgari %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Dava dilekçesinin davalı tarafa T.K 35’e göre tebliğ olduğu, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 17/06/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 15/04/2021 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 24/05/2021 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.——– yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 176.764,91 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Taraflar tacir olduğundan her iki tarafın dava konusu talebi kapsayacak şekilde ilişkin tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi tarafından defterlerin inceleme yapılmasına karar verildiği, inceleme gün ve saatinde davalı tarafların hazır bulunmadığı ve mazeret dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın ticari defterleri talimat mahkemesinde incelenmiş buna ilişkin mali müşavir bilirkişi raporu dosya içerisine sunulmuştur. 10.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı firmaya ait defterlerin açılış-kapanış onaylarının yapılmış olduğu, tarafların ticari ilişkilerinin 2013 yılında başlamış olup icra takibinden sonra da devam ettiği, davacı firmanın defterine göre 31.12.2020 tarihinde davacı firmanın davalı şirketten 172,864,91 TL alacaklı gözüktüğü, davacı tarafından davalı şirkete 15.02.2021 tarihinde 3.900,00 TL fatura düzenlemiş olduğu, böylece davacı firmanın takip tarihinde davalı firmadan 176.764,91 TL alacaklı gözüktüğü belirtilmiştir. Davalı tarafa ise ticari defterlerini sunması için ihtaratlı kesin süre verilmiş olup inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini ibraz etmediği ve mazeret sunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun ve davacının talep ettiği alacağının varlığını ispatladığı mahkememizce kabul edilerek davanın kabulüne, davalının———-dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına, alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ———- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit olmakla, asıl alacağın (176.764,91 TL) % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 12.074,81 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.018,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.056,10 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 3.018,71 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.078,01‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 380,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.180,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 27.514,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2023