Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/241 E. 2022/307 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/241 Esas
KARAR NO : 2022/307

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı tarafından— tarihinde dava dışı — çarptığını, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda araç sahibi hasar kaybı tazminat bedelini davacı müvekkili —temlik ettiğini, hasar bedeli bağımsız — olarak tespit edildiğini, davalıya — tarihinde ihtarname gönderildiğini, 15 gün içinde yazılı cevap verilmesi veya ihtarnamedeki belirtilen hesap numarasına yatırılması talep ettiklerini, davalı — tarihinde tebliğ edildiğini, hasar bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, bu sebeple kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedelinin davalı — kaza tarihinden, kabul görmez ise ihtar tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, bu kazanın meydana gelmesinde müvekkili — — herhangi bir kusuru bulunmadığını, dava konusu kazaya karıştığı ifade — plakalı araç müvekkili — ile sigortalı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili — bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumluluklarının bulunmadığını,— alacağı temlik edilemeyeceğini, davacının hak sahibi — ile temlik ilişkisi olduğunu, — tarihinde 7251 sayılı Kanun ile getirilen “Tazminat alacağı, sadece hak sahibine veya —ödenir ve birinci fıkrada belirtilen kişiler de dâhil olmak üzere hiç kimseye devredilemez.” hükmü gereğinde davacının müvekkili — talep edebileceği hak ve alacağı bulunmadığını, ilgili hüküm nedeniyle davanın reddini, — hak sahibi— tarihinde tazminat ödemesi yaptığını, yapılan bu ödeme ile bu kazaya ilişkin sorumluluğu sona erdiğini, dava konusu alacak zamanaşımına uğradığını, KTK’nın 109/1-a maddesinde “– kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmü olduğunu, söz konusu madde hükmü uyarınca, dava konusu olayın gerçekleşme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğunu davanın reddi gerektiğini, HMK 6.madde gereği yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı—bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili — Asliye Ticaret Mahkemesî’ne gönderilmesini talep ettiğini, kazaya ilişkin olarak davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapıldığını, dava şartı olan ——-şartı yerine getirilmediğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmediğini, davacının talep etmiş olduğu maddi hasar tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesinin gerektiğini, — tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada — —esas alındığını, müvekkili —- plaka sayılı aracın kazanın meydana geldiğini, herhangi bir kusuru bulunmadığını, davanın reddini gerektiğini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, araç hasarına ilişkin talep hakkını temlik ettiğini ileri süren davacının, aracın — karşı açmış olduğu araç hasar bedelinin tahsili isteğine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda — dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki —– tarihinde açılmakla davacının dava — koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava — başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların — tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına——– tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Davalı —alacaklarının temlik yasağı bulunduğundan aktif husumet itirazında bulunmuştur.
— tarih ve — sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 57. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na eklenen Ek 6.maddede;
“ (1) Bu Kanun uyarınca — kurum veya kuruluşlardan ya da Hesaptan talep edilecek tazminat alacağı ancak;
a) Alacaklı tarafından bizzat,
b) Alacaklının kanuni temsilcisi veya kanuni temsilcinin bizzat vekâlet verdiği avukat vasıtasıyla,
c) Alacaklının bizzat vekâlet verdiği — — vasıtasıyla, takip edilebilir. ——Hesap nezdinde yapılacak işlemleri kapsar.
(2)Tazminat alacağı, sadece hak sahibine veya ——- ödenir, diye birinci fıkrada belirtilen kişilerde dahil olmak üzere hiç kimseye devredilemez.
(3)Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar — belirlenir.” denilmektedir.
Yasal bu düzenleme gözetildiğinde, —- alacağının sadece yukarıdaki maddede belirtilen kişilere temlik edilebileceği, bunun dışındaki temliklere, temlik yasağı getirildiği ve davalının da temlik yasağına tabi olan kişilerden bulunduğu ayrıca davanın yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır.
Kanunların geriye—– birliği — yürürlüğe giren yeni kuralın, yürürlük tarihinden önceki dönemde meydana gelen olaylar bakımından hukuki sonuçlar doğurmasını engelleyen ve ancak yürürlüğe giren yeni kuralın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylara uygulanmasını gerektiren genel bir hukuk prensibidir.
—- — sayılı kararlarında — kanunların yürürlüğe girmeden önceki olayları etkilemeyeceği,yani geriye yürümeyeceği kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca, sözü edilen yasal değişikliğin geriye yürütüleceğine ilişkin olarak özel bir düzenleme bulunmadığına ve kamu düzeni veya genel ahlaka ilişkin bir düzenleme niteliğinde de olmadığına göre; yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yapıldığı anlaşılan temlik sözleşmesinin, yasanın getirdiği temlik yasağını etkileyemeyeceği dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu anlaşıldığından davalı tarafın bu yöndeki itirazına itibar edilmeyerek davaya devam edilmiştir.—–
Davalı vekili süresinde yetki itirazında bulunarak— Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüşse de davalı– yeri dahi mahkememiz yetki sınırları içinde bulunduğundan yetki itirazının reddine karar verildiği, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Her ne kadar davalı vekili zamanşımı defi ni ileri sürmüşse de dava 2 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığından zamanaşıma yönelik defi nin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davaya —– dosyası, hasar dosyaları celbedilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; —sürücüsü —- sevk ve idaresindeki —- araç,——cadde üzerinde seyir halinde olan sürücüsü — sevk ve idaresindeki —- aracın — kısımları ile kendi aracının — neden olmuştur.—- çarpışmanın etkisi ile savrularak sol ön yan kısımları ile bariyerlere çarptığı, kaza sonrası taraflar arası tutulan ve imzalanan maddi hasarlı kaza tutanağına— araç sürücüsü —-beyanı: Soldan yan yola çıkarken hızla gelen araç bana sol kapıdan ve sol — plakalı aracın sürücüsü —beyanı: Yukarı doğru sol şeritte devam ederken sağ yoldan ana yola çıkan araç şeridini koruyamadı,— diğer aracın sol önüne çarpıştık. Çarpmanın etkisi ile sol ön bariyere vurdu.” şeklinde olduğu,
Mahkememizce —alınan raporda özetle: Tali yolda seyreden — araç sürücüsü tali yoldan ana yola girerken süratini yeterince azaltması ve —girerken girerken gerekli kontrolü yapması, ana yoldan gelen araca ilk geçiş hakkını vermesi ve müsait olduğunda — girmesi gerekirken, —- yaklaşırken hızını yeterince azaltmamış, ana yoldan gelen araca ilk geçiş hakkını vermemiş, gelen vasıtanın hız ve yakınlık durumunu dikkate almamış, — kontrolsüz giriş yapmış, trafik özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmediği —- —Karayolları Trafik Kanunu’nun ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin yukarıda verilen ilgili maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, ——- gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermediği, nedenleri ile—- çarpmasında asli ve % 100 kusurlu olduğu,——-plakalı aracın sürücüsü—kendi şeridinde nizami olarak seyri esnasında, —-plakalı aracın tali yoldan ana kontrolsüz girmesi ile meydana gelen çarpışmada alabileceği bir tedbir olamayacağı bu nedenle atfı kabil kusurunun olmadığı, Hasar zarar bedelinin — olduğu, değişen parçalarının sovtaj değerinin olmadığının belirtildiği, davacı vekili 02/04/2022 tarihli sunduğu talep artırım dilekçesinde—değer kaybı taleplerini 5.880,76 TL’ye çıkarttıklarını belirtmişse de söz konusu davanın değer kaybı talebine ilişkin değil hasar bedeline yönelik olduğu, bu —- davacı vekilince düzeltildiği ve talep artırım dilekçesi doğrultusunda davanın kabulünün talep edildiği, alınan bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, davadan önce — yapılan başvurunun —- tebliğ edildiği, davalı —-temerrüde düştüğü anlaşılmakla talep artırım dilekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile—- hasar bedelinin temerrüt tarihi olan —tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kabulüne,
1—- hasar bedelinin temerrüt tarihi olan —tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 401,71 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harç, 100,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam — harcın mahsubu ile bakiye 242,41 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 peşin harç, 100,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 218,60 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 39,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 839,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- göre belirlenen — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —— ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.