Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/234 E. 2022/712 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/234 Esas
KARAR NO : 2022/712

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: haksız alacak iddiasında bulunan davalı banka mezkur takip dosyasının dayanağı olan çek üzerinde ne lehtar ne de ciranta olarak ciro silsilesine imzası bulunmakta olup, bu nedenle yetkili hamil olmadığı dikkate alınarak müvekkilinin davalı bankaya karşı borçlarının olmadığını, mezkur çek incelendiğinden sadece çekin son cirantasının—– Olduğunu, yetkili hamilin iş bu şirket olduğunu, şikayete konu çekin takas sistemi kapsamında haksız alacak iddiasında bulunan davalı bankaya ibraz edildiğini, müvekkilinin davalı bankaya —-Sayılı takip dosyasından kaynaklı olarak borcunun olmadığının tespitini, davanın kabulünü, müvekkili hakkında haksız icra takibi nedeniyle 130.611.60 TL alacak üzerinden %20 kötü niyet tazminatının müvekkili lehine tahsiline karar verilmesini arz ve talep edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: hamiline yazılı çekin devri konusunda, açıkça hamiline yazılı olarak düzenlenen ya da TK 785/2-3 kapsamında kanunen hamiline yazılı sayılan bir çekin devri için, hamiline yazılı kıymetli evrakın devrine ilişkin kurallar uyarınca sadece çek üzerindeki zilyetliğin geçirilmesi yeterli olduğunu, borca yönelik olarak düzenlenen 31.07.2019 tarihinde borçlu-keşideci tarafından düzenlenen çekin, müvekkili banka tarafından ibraz edilmiş olduğunu ve iş bu çekin karşılıksız çıkarak arkası yazıldığını, bedellerinin tahsilinde bankanın dileğini borcuna mahsubu için bankaya temliken ciro ve teslim ediyorum/ediyoruz dendiğini, yargıtay kararlarından bahisle davanın ve davacı tarafın tazminat talebinin reddini , davacı tarafından kötü niyeti olarak açılması nedeniyle iş bu davanın reddedilmesi durumunda %20 den az olmayacak miktarda tazminata hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı banka tarafından davacı ve dava dışı lehtardan tahsili amacıyla icra takibine konu edilen çek üzerinde davalının lehtar yada ciranta olarak ciro silsilesinde cirosunun bulunmadığı ve yetkili hamil olmadığından bahisle davacıya karşı alacak iddiasında bulunamayacağı iddiası ile davalıya karşı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.Mahkememizce ön inceleme duruşması yapılarak dava şartları ve yetki ilk itirazlar değerlendirilmiş, uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tarafların sulh olmayacakları anlaşılmış ve tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmıştır.
Banka kayıtları ve defterleri bizzat banka şubesinde incelenmek süretiyle davacı bankanın kredi sözleşmesinden dava dışı şirketten bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, dava konusu çekin bankaya teminat/tahsil cirosu amacıyla verilip verilmediği, teminat cirosuyla verilmiş ise bu hususun banka kayıtlarında tespiti için bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.Davaya konu çekin —- tarafından kullanılan kredinin teminatı olarak 10/08/2018 tarihinde davalı—-tevdii edildiği, çekin davalı banka tarafından takas merkezine sunulduğu ve karşılıksız kaşesi basıldığı, davalı bankanın dava konusu çeki kredi teminatı olarak, temlik alındığı açıkça belirtildiği anlaşılmıştır.Dava konusu çekin hamiline düzenlendiği, dava dışı—- tarafından davalı bankaya devredildiği, dolayısıyla davalının meşru hamil olduğu, ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı görülmektedir. Böylece cironun temlik cirosu olduğunun kabulü gerekir. 6102 sayılı TTK’nun 659 maddesi uyarınca keşideci alacaklıya karşı şahsi def’ilerini ileri sürülebilmesi ancak senedin geçersizliğine veya senedin metninden anlaşılan defilerine bağlıdır. Senedin, borçlunun rızası olmaksızın tedavüle çıkarıldığı yolunda bir def’i ise ileri sürülemeyecektir. Dosya kapsamında da durum ispatlanamadığından davanın reddine, davalının icra inkar tazminatı talebinin ise şartları oluşmaması nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.230,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.149,82 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 869,60 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.