Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/232 Esas
KARAR NO : 2022/435
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacıya ait olduğu iddia edilen senetlerle davacıya ———-numaralı dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, ancak söz konusu alacakların hukuka aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerdeki konu senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin takibe konu bonolardaki imza kendisine ait olmadığı gibi imza yetki almadan ve böyle bir yetki verilmeden —- art niyetli olarak doldurulduğunu, —-olmadan kötü niyetli olarak doldurulan senetten kaynaklı bu hususta savcılığa da şikayette bulunulduğunu, senet sonradan doldurulmuş olup bununla ilgili daha önceden senedi doldurup işleme yollayacağım şeklinde müvekkiline haber gönderildiğini, bunun üzerine müvekkilinin,——- iş akdini sonlandırdığını,—–site hesaplarından—- ödeyeceğim diyerek —— gittiğini, ödeme için yetki aldığını —-ödemelerini yapmadığı gibi kendi oğlu ve kendine —- olarak bilinen firmaya ödeme yaptığını, belirtilen tarihte ihtar çekip belgeler istenmesine rağmen herhangi bir belge ve evrak teslim etmediği gibi etmekten de kaçındığını, sonuç olarak —-bir borcunun olmadığını, —— —, İş Kanununa aykırı işçi çalıştırması, ödemelerinin resmi olmaması, hukuka aykırı olarak işçi çalıştırması,———- kurumlara bilgi ve belge vermeyi ihmal etmeleri nedeniyle iş akdine haklı nedenle son verildiğini, ——- İhtarname ile taraflarına bildirildiğini, davalının İcra Mahkemesindeki beyanlarında … ile … arasında — tarihinde imzalanan —- dayanarak sözleşmenin erken feshedilmesi nedeniyle alacak haklarının doğduğunu iddia etmiş olsalar da sözleşme dava dilekçesinin ekinde de sunmuş olduğumuz ihtarname ile haklı olarak feshedildiğinden davalı tarafın alacak hakkının bulunmadığını, ihtarnamelerinde de belirtildiği üzere hesap ve bilgi verme yükümlülüğü gereğince ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri iletmeleri gerekirken herhangi bir bildirimde bulunmadıklarını, davalı her ne kadar senetlerin hizmet sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürse de takibe konu diğer senetler de göz önüne alındığında senetlerin sıralı olarak düzenlenmediğinin görüldüğünü, bu sebeple senetlerin aylık hizmet bedeline ilişkin toplu olarak düzenlenmediğinin açık olduğunu, takibe konu senetlerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesinde güvence altına alınmış olan dürüstlük kuralına aykırı olarak sonradan düzenlendiğini, bu durumun ekte sunulan savcılığa verilen şikayet dilekçesinden de anlaşıldığını, —- Toplantısında verilen yetkileri aşarak, 6098 sayılı kanunun 28. Maddesine göre de aşırı yararlandığını, kendisine verilen yetkileri kötü niyetle kullandığının açık olduğunu, belirtilen hususlara ek olarak —tarihinde yapılan senetin geçerli olmadığını, senede imza atan —- hem kendisinin sahibi olduğu şirket ——- adına hem de — adına imza attığını, hal böyle olunca işveren ve borçlu aynı kişide birleştiği için menfaat çatışması olduğunu, —- senette alacaklı olarak kendi şirketini göstermiş borçlu olarak da site yönetimini göstererek boş senedi doldurup dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, bu hususun —- tarihinde çekilen—- numaralı ihtarname ile tarafına bildirildiğini, davalı taraf İcra Mahkemesine vermiş oldukları beyan dilekçesinde ” Her iki tarafı temsil yetkisi —- uygun olarak verilmiştir.” diyerek —- şirketinde yetkilisi olduğunu— ettiğini, site yönetimi tarafından —- davalı şirketin de yetkilisi olduğu —- olağanüstü —- verilen yetkilerin çok sonrasında öğrenildiğini, davalı tarafında beyan dilekçesinde ikrar edildiği üzere, alacaklı ve borçlu aynı sıfatta birleşmesi nedeniyle söz konusu senedin hukuk aykırı olduğunu, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 9. maddesine göre “kat mülkiyetine veya kat irtifakına — arasındaki sözleşmede veya — planında veya bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, kat mülkiyetinden doğan anlaşmazlıklar, Medeni Kanun ve ilgili diğer kanunlar hükümlerine göre karara bağlanır.” dolayısıyla vekalete ilişkin olarak 6908 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 504.maddesine göre “Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar. Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve — talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz.”—– verilmiş olan yetkinin de senet bedeli belirlenmediğinden ve Yargıtayın da vermiş olduğu kararlarından anlaşılacağı üzere senet vermeye yetkilendirmenin özel yetki olarak değerlendirilemeyeceğini, “Takip dayanağı bononun düzenlendiği tarih itibariyle yönetici, kat maliklerini temsil ederken Borçlar Kanunu’nun 388. madde hükmü uygulanacağından —- tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi (bono düzenleme yetkisi) verildiği ispat edilmedikçe, yöneticiliğin bu bonodan dolayı sorumluluğunun söz konusu olmadığını, TTK’nun 590. maddesi gereğince senedi imzalayanlar şahsen sorumlu olduğunu, — yapıldığı zaman yönetici —–müdürü olduğunu, dolayısıyla 634 sayılı kanuna göre oy çokluğuyla da olsa yetkilendirilmesinin mümkün olmadığını, davalı —yetkilisinin — olarak gözüktüğünü,—sorumlusu ise denetçi —- — gözüktüğünü, davalı taraf kısmi senetleri — — üzerinden doldurmuş kalan sepetleri ise — doldurmaya devam ettiğini, davalı şirket olarak —gözüken davada icra Mahkemesinde yaptığı beyanlarda “Alacaklı şirket —değildir. Alacaklı ve borçlu birleşmesi söz konusu değildir.” şeklinde olduğunu, Sayın Mahkemece de açıkça takdir edileceği üzere— şirketinden iki yıl sonra aynı isimle kurulan şirketin iyi niyetli olarak ——— üzerine kurulmasının tesadüf olarak nitelendirilemeyeceğinin açık olduğunu, iki firma arasında—– açık olduğunu, — olarak iki şirketi de yönettiği açık olmakla birlikte kaldı ki kısmi olarak senetleri — üzerinden açtığını, davalının önceki beyanlarında şirket — ait değildir iddiasının iyi niyetli olmadığını ve TMK 2 uyarınca dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, belirterek öncelikli olarak kambiyodan kaynaklı icra takiplerinin durdurulmasını ve davalının haksız ve kötü niyetli olduğu açık olduğundan dolayı davalının fazlaya dair talep, dava ve sair hukuksal haklar saklı kalmak kaydıyla bono miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere takdir olunacak tazminata mahkum edilmesini ve dava konusu bononun hükümsüzlüğüne karar verilerek tarafımıza iadesine karar verilmesini ve tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: — Toplantısında “—— bankalarda adına hesap/hesaplar açmaya, hesapları kapatmaya, para yatırmaya, ———-yapılan hesap ——-, senet yapmaya, ödemeleri yapmaya, mukavele ve sözleşmeleri yazmaya, imzalamaya, —- etmeye, icra davaları için avukata vekalet vermeye bankadan —- almaya, firmalarla sözleşme — çokluğuyla karar verilmiştir.” ifadesine yer verilen gündemin 8.maddesi ile — site yönetimi adına sözleşme yapma ve senet düzenleme yetkisini de içeren yetki verildiğini,— bu yetkiye istinaden; müvekkili şirket ile — tarihinde— Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin konusunun — alandaki —— tedbirlerinin alınması ve — hizmeti verilmesi olduğunu, bu hizmetin verilmesi adına proje adresinde — gece 1 (bir) izinli günlerde (1) değiştirici olmak kaydıyla toplam—- Sözleşmesi’nde yer alan aylık hizmet bedeli tutarındaki senetlerin davacı taraf ile yapılan anlaşma neticesinde sözleşmenin de imza tarihi olan 01/07/2019 tarihinde toplu olarak düzenlendiğini, senetler incelendiğinde de senetlerin düzenleme tarihi — tarihi ve ödeme gününün ise sözleşme süresindeki sıralı aylar olduğunu, hizmet verilip fatura tanzim edildikten sonra ise aylık hizmet bedelinin ödenmesi karşılığında senetlerin teslim edildiğini, akdedilen— tarihli sözleşmeye istinaden, sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak feshedildiği tarihe kadar ———— verildiğini, yaklaşık 7 ay boyunca davacı —— verildiğini ve herhangi bir problem yaşanmadığını, ancak 18/01/2021 tarihinde yönetimin değiştiğini ve değişen yönetimin müvekkili şirkete karşı aslı olmayan iddialar ileri sürerek sözleşmeyi feshettiğini, davacı tarafa karşı başlatılan — esas sayılı icra takibine konu edilen senette yer alan borç bakiyesinin 16.992,00 TL olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca bu meblağın — — davacı … yönetimine—- —- hizmet bedeli olduğunu, söz konusu tutarlara ilişkin olarak usulüne uygun düzenlenen faturaların ekte sunulduğunu, — sayılı icra takibine konu edilen senette yer alan borç bakiyesi 16.992,00 TL bu tutarın aynı şekilde danışmanlık hizmeti ve — kapsadığını, sözleşme uyarınca sağlanan — her ay sonunda olmak üzere fatura düzenlendiğini ve davacı tarafa tebliğ edildiğini, ancak davacı … tarafından dava konusu faturalara Türk Ticaret Kanunu’nun 23/2.maddesinde öngörülen 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini, itiraza uğramamış faturaların kesinleştiğini ve davacı tarafından ödenmemesi sebebiyle söz konusu faturaların icra takibine konu edildiğini, — takibine davacı tarafça itiraz edildiğini, — dava dosyası sonucunda davacı tarafça açılan davanın reddedildiğini, mahkemece davanın reddinin gerekçesinin; “Dar yetkili Mahkememizde davalı yanca sunulan — tanzim tarihi itibariyle senedi imzalayan — kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Yine takip dayanağı boronun tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Tamamen doldurulmamış bononun tedavüle çıkarılırken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihler gerçekliğini ve varlığını korur — Takip dayanağı senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu yazılı bir belge ile ispatlanamadığından davanın reddine…” şeklinde olduğunu, — Esas icra takibine davacı tarafça itiraz edildiğini, —Esas sayılı dava dosyası sonucunda davacı tarafça açılan davanın reddedildiğini, taraflarınca başlatılan bir kısım icra takiplerinin ise taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 14. Maddesine istinaden başlatıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 14.maddesinin ” İş Sahibi, Sözleşme bitimi tarihinden 30 gün öncesinde yazılı olarak sözleşmeyi fesih edebilir bildirim yapılmadığı takdirde sözleşme tekrar uzamış olur yüklenici gerekli değişikleri yapar ve sözleşme (1) yıl daha uzamış ve sözleşme öncesinde fesih edildiği takdirde (1) yıllık hizmet sözleşmesini İş Sahibi Yükleniciye ödemekle yükümlü olur. YÜKLENİCİ hizmet döneminde başka şirket veya ikinci şahıslarla hizmet akdini ve alacaklarını devir edebilir ve sözleşmeyi etkilemez ve sözleşme fesih edilemez” şeklinde olduğunu, davacı—– numaralı ihtarname ile –iş akdini sonlandırdığını ifade etse de,—- herhangi bir iş akdine dayalı olarak çalışmadığını, herhangi bir ücret almadığını veyahut davacı … tarafından — kaydı yapılmadığını, her ne kadar sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiği iddia edilse de, iddiaların ispatına ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunulmadığını, davacının müvekkili şirketin hesap ve bilgi verme yükümlülüğü gereğince ellerinde bulunan bilgi ve belgelerin taraflarına iletilmediğini, herhangi bir bildirimde bulunulmadığını iddia ederek sözleşmenin bu nedenle feshedildiğini beyan ettiğini, — yevmiye numaralı ihtarnameye cevaben müvekkili şirketin — ihtarnamesini gönderdiğini, ihtarnamede — içerisinde tarafınıza şirket adresimizde imza karşılığı teslim edileceği teslim alınmadığı takdirde bir sorumluluğumuzun bulunmayacağı” ihtarının yapıldığını, ancak davacı … tarafından herhangi bir belge teslim alınmadığını, davacının müvekkili şirketin belgeleri teslim etmediği iddiasının işbu nedenle gerçeği yansıtmadığını, davacı diğer fesih nedenlerine ilişkin iddialarını ispatlar herhangi bir delil sunmadığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddialarını ispatlayamadığını, gerçeği yansıtmayan iddialar ile sözleşmeyi 26/02/2020 tarihinde haksız ve tek taraflı olarak feshettiğini, işbu nedenle sözleşme tarihinde toplu olarak düzenlenen —- senetlerin, bedelleri ödenmediği için sözleşmenin 14. Maddesi uyarınca işleme konulduğunu, davacının dava dilekçesinde ——tarihinde yapılan senedin geçerli olmadığını, senede imza atan —- hem kendisinin sahibi olduğu şirket adına hem de site yönetimi adına imza attığını, işveren ve borçlunun ayanı kişide birleştiği için menfaat çalışması olduğunu,— senette alacaklı olarak kendi şirketini gösterdiğini beyan ettiğini, yine davacının dava dilekçesinde “— davalı şirketin de yetkilisi olduğu — — verilen yetkilerin çok sonrasında öğrenilmiştir. ” şeklinde beyanda bulunduğunu, hem— yetkisiz olarak senet tanzim ettiğinin, hem de —- şirketin yetkilisi olduğunun —sonra öğrenildiğini iddia ettiklerini, davacının bu beyanları ile — verildiğini kabul ettiğini, davacının bu çelişkili beyanları sorumlu olduğu borcu ödemekten kaçınma çabasından ibaret olduğunu, —-temsilen imzaladığını, sözleşme kapsamında verilmesi gereken hizmeti de ..— verdiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının iddia edildiği gibi davalı şirketlerin arasında ——-iddiası kabul edilse dahi Türk Borçlar Kanunu’nda temsilcinin sözleşmeyi kendisiyle yapmasını yasaklayan bir hüküm bulunmadığını, temsilcinin sözleşmeyi kendisi ile yapmasının da —– kapsamında değerlendirildiğini, ——– verilen sözleşme yapma ve senet tanzim etme yetkilerine istinaden müvekkili şirket ile 01/07/2019 tarihinde sözleşme akdedildiğini ve aynı tarihli sözleşmede belirlenen hizmet bedeli kadar senet tanzim edildiğini, İcra takiplerine konu senetler incelendiğinde —- ve ödeme günü olduğunun görüleceğini, bu ayların ise taraflar arasında sözleşmeye istinaden müvekkili şirket tarafından hizmet verilecek aylar olduğunu, Türk Ticaret Kanunu hükümleri —- üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihler aksi yazılı bir belge ile ispatlanmadığı sürece geçerliliğini koruduğunu, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarını ispatlar nitelikte herhangi bir yazılı belge sunulmadığını belirterek müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla açılmış bulunan işbu davanın ve davacının haksız tazminat talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, — konu senetler nedeniyle davacı … yönetiminin davalı şirketlere borçlu olmadığının tespiti ve bonoların davacıya iadesi talebine ilişkindir.
Davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davanın —- menfi tespit talebine ilişkin olduğu anlaşıldığından, davacı tarafa toplam senet miktarı üzerinden eksik harç tamamlattırılmıştır.
—–yapılan incelemesinde; davalılardan ….—- — vade tarihli senet alacağının tahsili amacıyla davacı … aleyhine——başlattığı görülmüştür.
—– İcra Dosya aslının yapılan incelemesinde; davalılardan … tarafından —– vade tarihli senet alacağının tahsili amacıyla davacı … aleyhine —– icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
—- İcra Dosya Suretinin yapılan incelemesinde; davalılardan — —- tarihinde,—– vade tarihli senet alacağının tahsili amacıyla davacı … aleyhine——başlatıldığı görülmüştür.
—– Suretinin yapılan incelemesinde; davalılardan … tarafından —– vade tarihli senet alacağının tahsili amacıyla davacı … aleyhine ——başlatıldığı görülmüştür.
——Esas sayılı İcra Dosya Suretinin yapılan incelemesinde; davalılardan … tarafından—— vade tarihli senet alacağının tahsili amacıyla davacı … aleyhine —- Ödeme Emri ile icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
—. sayılı kararının yapılan incelemesinde; “—- yönetici yardımcılığına seçildiği, 8.maddesinde ise “…kablolu kablosuz abonelikleri açtırmaya, senet yapmaya kapatmaya ödemeleri yapmaya.firmalarla sözleşme yapma ———– müdürü olarak —- verilmiştir” şeklinde ——– karar verildiğinden, —— kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmediği gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, —– esas sayılı icra takip dosyasında davacı borçlu — takibinin iptaline…” karar verildiği, kararın istinaf aşamasında olduğu görülmüştür.
Aynı gerekçelerle —-. sayılı kararında da “…Davacının davasının kabulüne, —-Esas sayılı icra takip dosyasında davacı borçlu …ne yönelik icra takibinin iptaline…” karar verildiği, kararın istinaf aşamasında olduğu görülmüştür.
— sayılı kararının yapılan incelemesinde; davacı … tarafından— iptali talebiyle ikame edilen davanın; “… dayanak bono üzerinde borçlu imzası ile ———mevcuttur. Bu durumda borçlu kambiyo senedinin (bononun) düzenlendiği tarih itibariyle kat maliklerini temsil ederken B.K.’nın 388. maddesi hükmü uygulanır. Bononun düzenlendiği tarih itibariyle kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin verilmemesi halinde senedi imzalayan—- mesul olur. O tarih itibariyle anılan yetkinin verilmesi halinde ise kat malikleri borçtan sorumlu olur. Dar yetkili Mahkememizde davalı yanca sunulan —– ile bononun tanzim tarihi itibariyle senedi imzalayan yönetici —kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Yine takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nin 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Tamamen doldurulmamış bononun tedavüle çıkarılırken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihler gerçekliğini ve varlığını korur —– takip dayanağı senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu yazılı bir belge ile ispatlanamadığı gerekçesiyle…” reddine karar verildiği görülmüştür.
—- ve karar defteri, taraf iddia ve savunmaları değerlendirilmek suretiyle sözleşmenin haklı nedenle fesih edilip edilmediği, sözleşme hükümleri değerlendirilmek suretiyle sözleşme fesih tarihinden sonra davacı sitenin ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, davacı sitenin senetlerden sorumlu olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi ve davalıların defterlerinin incelenmesi amacıyla bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi —- alınan bilirkişi raporunda özetle: Davalı şirketin yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; —— defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında alındığı, kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, davalı —– defterlerinde, davacı … yönetimine ait ——— incelenmesinde, davalı şirketin kendi defterlerinde —- bakiyesinin —- gözüktüğü, davaya konu 5 adet icra takip alacağını oluşturan senetlerin, sözleşme doğrultusunda verilmiş olduğunun kabul edilmesi halinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin —- ihtarname ile fesih edilmiş olması, bu tarihe kadar davalı —-sözleşme konusu hizmetin ifa edilmediğine veya ayıplı olduğuna ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olması nedeniyle—– ödenmesi gerektiği, bu sebeple davacının —– sayılı dosyasına konu —– sayılı dosyasına —— ispat edemediği, dava konusu diğer —- takiplerinin sözleşmenin feshi sonrası, sözleşmenin 14.maddesi doğrultusunda sözleşme bitiş tarihine kadar muaccel olan bedellere ilişkin olması nedeniyle, bu takipler yönünden davacının borcunun bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapılabilmesi taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediğinin tespit edilmesine bağlı olduğu, bunun tespiti amacıyla takdiri Mahkemeye ait olmak üzere heyete Sözleşme Uzmanı bilirkişinin dahil edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
—- davacı …’——- toplantı tutanağının yapılan incelemesinde, 8.maddesinde: —— adına hesap, hesaplar açmaya, hesapları kapatmaya,—- yapılan hesap ve işlemleri düzeltmeye,—– ödemeleri yapmaya, mukavele ve sözleşmeleri yazmaya, imzalamaya, site yönetimi hukuk işleri için — etmeye icra davaları için avukata vekalet vermeye bankadan internet şifresi almaya firmalarla —– karar verilmiştir.” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
Dosyada bulunan—– sahibinin …, sözleşmenin amaç ve konusunun İşbu sözleşmenin, 1.3 maddesinde belirtilen——– tedbirlerinin alınması ve —hizmeti verilmesine ilişkin olduğu, sözleşmenin 8.maddesinde ücretin kararlaştırıldığı,— ayrıca fatura edileceği, —- fatura site yönetimine kesileceği, sözleşmenin 01/07/2019 tarihinde imza tarihi itibari ile yürürlüğe girmiş olup 01/07/2020 tarihinde kendiliğinden sona ereceği, sözleşme bitim tarihinden 30 gün öncesinde yazılı olarak iş sahibi sözleşmeyi fesih edebileceği, bildirim yapılmadığı taktirde sözleşmenin uzamış sayılacağı, sözleşmenin süresinden önce fesih edildiği taktirde (1) yıllık hizmet sözleşmesini iş sahibi yükleniciye ödemekle yükümlü olacağı,
—-davacı —- yazılan yazının incelenmesinde; —- itibariyle asgari ücrete %10 zam gelmiş olup, sözleşmemizin 8.maddesinde belirtildiği üzere———- arttığından dolayı ekonomik şartlar göz önüne alınarak——-. tarafından imzalanmış olduğu görülmüştür.
Davalılar vekili tarafından dava dosyasına sunulan —- vekaletnamesinin incelenmesinde; davacı —- verilen vekaletnameye ilişkin olduğu, vekaletnamede; “…çek taahhütnamesi imzalamaya, ciro etmeye, ilgili banka ve —— veya bilcümle özel ve tüzel makam ve —- veznelerinden tahsil ve ahzu kabza…tam yetkilidir…” şeklinde düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 38. Maddesi uyarınca yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur, yönetici, kat maliklerini temsil ederken TBK’nun 504. Maddesi hükmü uygulanacağından, kat — tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediği ispat edilmedikçe, bu tür bonolar nedeni ile yöneticiliğin sorumluluğu söz konusu olmayıp, TTK’nun 778. Maddesi yollaması ile bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 678. Maddesi gereğince bonoyu imzalayan bonodan şahsen sorumlu olur.
Tüm dosya kapsamından; davanın 5 adet takibe konu senetler nedeniyle davacı … yönetiminin davalı şirketlere borçlu olmadığının tespiti ve bonoların davacıya iadesi talebine ilişkin olduğu,
davanın konusu, dava dışı — imzalandığı ihtilafsız olan senetler ve işbu senetler kapsamında başlatılan takipler kapsamında davacının davalı şirketlere borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıya ait olduğu iddia edilen senetlerle davacı aleyhine, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplere konu senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin takibe konu bonolardaki imza kendisine ait olmadığı gibi imza yetki almadan ve böyle bir yetki verilmeden — art niyetli olarak doldurulduğunu, —- olmadan kötü niyetli olarak doldurulan senetten kaynaklı bu hususta savcılığa da şikayette bulunulduğunu, müvekkili sitenin böyle bir borcunun olmadığını, senetlerin haksız yere, sonradan boş senedi doldurduklarını, —- İş Kanununa aykırı işçi çalıştırması, ödemelerinin resmi olmaması, hukuka aykırı olarak işçi çalıştırması, ——- ihmal etmeleri nedeniyle iş akdine haklı nedenle son verildiğini, davalının İcra Mahkemesindeki beyanlarında … ile … arasında —- dayanarak sözleşmenin erken feshedilmesi nedeniyle alacak haklarının doğduğunu iddia etmiş olsalar da sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinden davalı tarafın alacak hakkının bulunmadığını belirtmiş olup, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği,
Davalılar vekili ise, davacı … tarafından verilen yetki ile dava dışı —– ile sözleşme yapıldığını, bu sözleşme kapsamında — verileceğinin kararlaştırıldığını, senetlerin sözleşme imza tarihinde toplu olarak tanzim edildiğini, senetlerin site yönetimi ile yapılan sözleşmeler kapsamında verilecek hizmetlere ilişkin olarak alındığını, davacı … yönetiminin sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, bu yüzden senetlerin işleme konulduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunduğu,
Davaya konu icra dosyalarının incelenmesinde, davalı şirketler tarafından davacı aleyhine, senetlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine ilişkin olduğu,
Her ne kadar davalı taraf taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı siteye hizmet verildiğinden bahisle düzenlenen faturalara karşılık davacıdan alınan senetlerin tahsili amacıyla takip başlatmış olsa da;—– tarihli—– tutanağının yapılan incelemesinde, 8.maddesinde: “…senet yapmaya kapatmaya ödemeleri yapmaya, —- imzalamaya, site yönetimi hukuk işleri için —– davaları için avukata vekalet vermeye bankadan ——— yapma yetkisi—– çokluğuyla karar verilmiştir.” şeklinde belirtildiğinin görüldüğü, davacı … ——- verilen yetki incelendiğinde; dava dışı —yetkide açıkça kambiyo senedi düzenlemeye yetkilidir şeklinde bir yetki verilmediği, “senet yapmaya” şeklinde düzenleme yapıldığı, söz konusu ifadenin açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisi şeklinde anlaşılamayacağı, bu nedenle dava dışı — verilen yetkide açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmediğinden dava dışı—- senetlerin davacı … yönetimini bağlamayacağı, takiplerin kambiyo senedine özgü takip şeklinde başlatıldığı, bu nedenle mahkememizce yalnızca senetlere yönelik inceleme yapılmış olup, senet düzenleme yetkisi bulunmayan dava dışı — tarafından düzenlenen senetlerin davacı … yönetimini bağlayıp bağlamayacağı hususu gözetilmiş olup, davacı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davalı şirketlerin sözleşmeden kaynaklı davacı … yönetiminden alacaklı olup olmadığı hususların değerlendirilmesine gerek görülmediği, zira davanın da yalnızca kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla başlatılan icra takiplerine konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, bu nedenle alınan bilirkişi raporuna itibar edilmediği, açıklanan nedenlerle davacının dava konusu icra takiplerine konu senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine ve bonoların davacıya iadesine karar vermek gerektiği, her ne kadar davacı taraf kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş olsa da takip haksız olsa da davalı tarafın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine, davacı taraf dava açmakta haklı olduğundan davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur—
Menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvuru hususu dava şartı olmamasına rağmen davacı tarafça arabuluculuğa başvurulduğundan arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davaya ve aşağıda belirtilen takip dosyalarına konu;
a) —-esas sayılı takibe konu keşidecisi … —– vade tarihli ——- bedelli bono,
b)—– esas sayılı takibe konu keşidecisi … olan —- vade tarihli 16.992,00 TL bedelli bono,
c)—— esas sayılı takibe konu keşidecisi …——- vade tarihli 16.992,00 TL bedelli bono,
d)——esas sayılı takibe konu keşidecisi … olan——- vade tarihli —– bedelli bono,
e)—– esas sayılı takibe konu keşidecisi … olan —– tarihli 16.992,00 TL bedelli bono
Nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, bonoların davacıya iadesine,
2-Davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,
4-Karar harcı 5.803,62 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 290,19 TL peşin harç ve 1.161.27 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.451,46 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.352,16 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 290,19 TL peşin nispi harç ve 1.161.27 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam——davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 123,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.123,25 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan 13,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen 11.844,80 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.