Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/211 E. 2023/45 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/211 Esas
KARAR NO : 2023/45

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ:24/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete ait——- plakalı çekici ve——-plakalı dorsenin 22.04.2019 tarihinde, araç şoförünün —— önü adresindeki teslimat noktasına elinde olmayan sebeplerle girememesi nedeniyle beklemeye çekildiği esnada kilitli araç içerisinden kısmi miktarda mal çalındığını, söz konusu taşıma hizmetinin —— bulunan ——-verildiğini, olay esnasında dorse içerisinde ——adına düzenlenen 1427 koli/8793 adet ——- muhtelif sıvı yağ bulunduğunu, teslimatın——adına sipariş edilse de ara tedarikçi vasıtası ile yapıldığını, teslimatın yapılacağı ambarın 7.30 da açılması sebebi ile saat 5.30 da ——Nakliye Ambarına varan şoför teslimatı gerçekleştiremediğinden, zorunlu olarak ambarın tam önüne park ederek aracını ve dorsesini kilitli bir şekilde muhafaza altına alarak beklemeye başladığını, bu esnada aracın dorsesinin kilidinin kırılmak sureti ile içerisinden 255 koli farklı çeşit —–marka sıvı yağ çalındığını, olay akabinde kolluk görevlilerine şikayetin bildirildiğini, Müvekkilinin Davalı—— ile ——poliçe numaralı ——Mali Mesuliyet Sigortası poliçesi imzaladığını, hırsızlık olayı sonrası—– başvurularak ——- numaralı hasar dosyasının açıldığını, poliçede belirtilen teminatlar kapsamı dışında kaldığı gerekçesi ile zararın karşılanmadığını, davalı sigorta şirketi ile müvekkili arasında düzenlenen poliçenin Madde 16 hükmünde “Aracın 24 saat güvenlikli veya bekçili, emniyetli ve daimi gözetim altında tutulan park mahallerine bırakılması” gerektiği belirtildiğini, Şoförün ise teslimata konu ambarın tam önüne çektiğini, davalı şirketin söz konusu bedeli bu gerekçe ile ödemediğini, ayrıca malların—–teslim edileceğinden teslimat adresinin de bu şirkete ait depo olarak değerlendirildiğini, müvekkil şirketin poliçe dahilinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiğinden, teminat dahilinde gerçekleşen hasar bedelinin davalı sigorta şirketince karşılanmamasınm yasa ve poliçe hükümlerine aykırı olduğunu, müşteri ——- tarafından sigortalı müvekkile yansıtılan 47.311,69 TL bedelin hırsızlık olayının gerçekleştiği 22.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile sigorta şirketinden poliçe kapsamında tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının dava dilekçesinde üstlenmiş olduğu taşıma işleminin dava dışı alt taşıyıcı tarafından ifa edildiğini ve başka kişilerce çalındığını belirttiğinden, davanın üçünce şahıslara ihbar edilmesini, davalı müvekkili şirketin merkezinin —–olması sebebi ile davaya bakmaya yetkili mahkemenin——-Mahkemeleri olduğunu, 22.04.2019 tarihinde meydana gelen hadiseye istinaden 01.04.2021 tarihinde ikame edilen işbu davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiği, poliçe gereği dava konusu hasarın/hadisenin mücbir sebep kapsamında olmadığı, aracın güvenliksiz, umuma açık, korunaksız , açık alan yol kenarında olduğu, bekçi güvenlik bulunmadığı, yani poliçe teminat şartlarına aykırı olan sokak/yol kenarında park edildiği, poliçede belirtilen emniyetli park yeri şartlarını taşımadığının tespit edildiği, aracın alıcı depo adresine yakın benzin istasyonları ve 24 saat açık tır parkı olmasına rağmen bu alanlara park edilmediğinin tespiti ile davacı taşıyıcı sigortalının ağır kusurlu olduğu, müvekkil şirket nezdinde tanzim edilen poliçe teminat şartlarına aykırı olarak yapılan taşıma işi nedeniyle müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı bu nedenle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. 
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, 22/04/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine —–Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan davacıya ait ——plakalı çekici cinsi aracın ——- plakalı dorsesinin kilidi kırılmak suretiyle gerçekleştirilen hırsızlık olayında uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 01/04/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiştir. 22.04.2019 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin 01.04.2021 tarihinde ikame edilen işbu davanın zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. Tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.Mahkememizce taraf iddia ve savunmaları, hasar dosyası, davacı vekili tarafından sunulan CD dikkate alınarak söz konusu hırsızlık olayının poliçe kapsamında olup olmadığı, davacı şirketin poliçe kapsamında üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirip getirmediği, davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olup olmadığı, zarar bedeli, zarar bedelinin tespiti bu kapsamda sevkiyata ait mal satış faturalarının vb. hususların değerlendirilmesine, yine KDV’nin dahil edilip edilmeyeceği hususunun tartışılmasına, makine mühendisi ve sigortacı/taşıma hususunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişilerden alınan kök raporda özetle; Davacının meydana gelen ziyadan dolayı TTK 875., 888.madde kapsamında sorumlu- olacağı, meydana gelen zararın 45.637,06TL olduğu, davacının ödemiş olduğu zararın 45.637,06TL’nı sahibi olduğunu belirttiği —- nolu poliçe şartları çerçevesinde davalıdan talep edebileceği, davalı Sigorta şirketi tarafından——– nolu poliçe sunulmadığı için davalının sorumluluğu ve poliçe açısından bir değerlendirme yapılamayacağı belirtilmiştir.
taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazlarının, ayrıca poliçenin değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.Bilirkişilerden alınan ek raporda özetle: taraf vekillerinin itirazları değerlendirilmek suretiyle kök rapordaki görüşlerin değişmediği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın 22/04/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine —– Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan davacıya ait —–plakalı çekici cinsi aracın —— plakalı dorsesinin kilidi kırılmak suretiyle gerçekleştirilen hırsızlık olayında uğranılan zararın tahsili talebine ilişkin olduğu,
Ekspertiz Raporunda; Davalı—— nolu hasar dosyasına——tarafından hazırlanıp sunulan, 28.02.2020 tarih, ——-nolu ekspertiz raporunun sonuç kısmında; “Çalınan 167 koli muhtelif sıvı yağın halen bulunmadığı, hırsızlık hadisesinin, ibraz edilen tutanaklara, tarafımızdan yapılan tespitlere göre sigortalı emtia yüklü——-plakalı TIRın korunaksız -emniyetsiz -bekçisiz alan olan sokak üzeri yol kenarında park halindeyken arabalı bilinmeyen kişilerce dorse kapısının zorlanarak açılması ve emtianın kısmen çalınması şeklinde sigortalı ve alt taşıyıcı ——sorumluluğunda meydana geldiği’ Şeklinde hasar nedeni hakkında tespit yapıldıktan sonra, zayi olan toplam emtia tutarının 45.637,06TL hesaplandığı, poliçe muafiyeti olarak 600,00TL düşüldükten sonra 45.037,06TL toplam hasar tutarının olduğu, meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamında olmadığı kanaatinde olduğunun belirtildiği,Dava dışı —– tarafından davacı kooperatife 08.10.2019 düzenleme tarihli —— nolu e arşiv fatura ile Kayıp/hırsızlık açıklamasıyla 2 kalemde 44.705,62TL + 1.665,32TL KDV olmak üzere toplam 46.370,94TL; 08.10.2019 düzenleme tarihli ——- nolu e arşiv fatura ile Kayıp/hırsızlık açıklamasıyla 1 kalemde 931,44 + 9,31TL KDV olmak üzere toplam 940,75TL tutarında iki adet faturanın düzenlendiği, toplamda 45.637,06TL KDV hariç olduğu, yansıtma faturası tutarının ekspertiz raporundaki tespit edilen hasar miktarı ile örtüştüğü,Davacı kooperatif tarafından 19.04.2019 tarihli, —— nolu taşıma irsaliyesi ile —— cinsi toplam 22.892 kg ağırlığındaki emtianın, —– adresine, sürücü —– idaresinde ——plakalı araç ile sevkinin yapıldığı, nakliye ücretinin 2.581,00 TL olduğu,
——- nolu soruşturma dosyasının incelenmesi sonucunda, 22.04.2019 tarihinde, müşteki ——- beyanı üzerine inceleme yapıldığı, güvenlik kamera görüntülerinin incelenmesi sonrasında, kapalı kasa bir panelvanın araca yaklaştığı, aracın dorse kapaklarını açtıkları ve bir miktar emtiayı dorseden boşalttıktan sonra uzaklaştıkları, plakanın tespit edilemediği ve şu ana kadar zayi olan emtianın ve şüphelilerin bulunamadığının belirtildiği,Davaya konu olayın, davacının alt taşıyıcı olarak taşımak üzere teslim aldığı emtiayı, teslim yeri olarak belirttiği adrese erken vardığında, adres önünde beklediği sırada aracın dorsesi kilitli olduğu halde hırsızlık marifeti ile araçtan bir kısım emtianın çalındığı, çalınmak sureti ile zayi olan emtianın miktar ve tutarı konusunda taraflar arasında bir ihtilafın olmadığı, davacıya düzenlenen yansıtma faturası incelendiğinde zayi olan emtia tutarının 45.637,06TL (KDV hariç) olduğu bunun da ekspertiz raporunda yer alan aynı hasar tutarı olduğu, emtianın taşıma sırasında zayi olmasından davalı taşıyıcının sorumlu olacağı,Emtianın zayi oluşunda, taşıyıcıya yüklenebilecek sorumluluktan kurtulabilmesi için, karayolu ile eşya taşımasını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 875’inci maddesi Taşımacının Sorumluluğunu; ‘(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.’ şeklinde düzenlendiğinden davacı sigortalı taşıyıcı eşyanın ziyasından sorumlu olacağı, taşıyıcının bu sorumluluktan kurtulma hallerinin aynı Kanunun 876’ncı maddesinde: (1) Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.’ şeklinde olduğu, bu durumda irdelenmesi gereken taşıyıcının dava konusu olayda yüksek özeni gösterip göstermediğinin incelenmesi gerektiği, Yerleşik olan Yüksek Yargı kararlarında, taşıyıcının belli sürelerde dinlenmek için veya bir başka nedenle seyrine ara verdiği durumlarda, güvenliği sağlanmış bir alana aracını park etmesi gerektiği takdirde böyle bir alan da güvenlik kameraları ile donatılmış, belli bir giriş ve çıkışı olan ve bu giriş-çıkışların kontrol altında tutulduğu alanlar olarak belirlendiği, dava dosyasına sunulu olan, CBS soruşturma evrakından ve taşıyıcının sürücüsünün polis tutanaklarına geçen ifadesinden, sürücünün teslim yeri olarak belirttiği adres önünde, güvenlik kameralarının bulunduğu bir mevkide, araç kapıları kilitli olarak istirahate çekildiği, güvenli park alanının; giriş ve çıkışı belli olan, güvenlik kameraları olan, ya da şehirlerarası yol güzergahlarındaki benzin istasyonları ve 24 saat açık lokanta önleri olduğu belirtilmekle, davalının sürücüsünün böyle bir alana aracı park etmediği, araç içerisindeki emtiayı emniyet altına alacak bir çalışma yapmadığının anlaşıldığı, bu nedenle, taşıyıcının eşyanın taşınmasında gerekli özeni göstermediği için, sorumluluktan kurtulamayacağı, nitekim TTK 888/1. fıkrasında; Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur’ hükmü gereğince fiili taşıyıcı olan sigortalı tarafından meydana gelen zarar tazmin edildiği, davacı taşıyıcının bu noktadaki sorumluluğu olmakla birlikte, aracını park ettiği noktanın yerleşim alanı olması, güvenlik kameralarının bulunması, hırsızlığın ve zorla dorseye girilmenin tespit edilmesi göz önüne alındığında, davacının pervasız bir davranışı olduğunun öne sürülemeyeceği, ödemiş olduğu tazminat tutarını sahibi olduğu mali mesuliyet sigorta poliçesi şartları dahilinde sigortacısından talep edebileceği, Dosyaya dilekçeye ek olarak sunulan poliçe incelendiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından davacı firma adına, 13.07.2018-2019 tarihleri arası geçerli —— numaralı, —— Mesuliyet Sigorta Poliçesinin 16.07.2018 tarihinde tanzim edildiği, toplam 40.000.000,00TL sigorta bedeli ile——olarak, beher araç başına azami 300.000,00TL teminat verildiği, her bir hasar ve olayda 600,00TL tenzili muafiyetin olduğu, dava konusu çalınan emtianın istisna kapsamında olmadığı tespit edilmiştir.
Poliçe Özel Şartları 16.maddede; ‘Taşıyıcı aracın, konaklama ve/veya herhangi bir amaçla kısa süreli beklemeleri esnasında konaklama yerinin otoparkı; 24 saat güvenlikli veya bekçili, emniyetli ve daimi gözetim altında bulunan kontrollü park mahalleri, benzin istasyonları, haricinde herhangi başka bir alana park edilmesi halinde oluşabilecek ziya ve hasarlar teminat haricidir’ şeklinde konu ile ilgili madde incelendiğinde; kök raporda da açıklandığı üzere; olay anına ait görüntülerin sunulduğu kamera görüntülerinden, olay mahallinin teslim adresi olan deponun önü olduğu, 24 saat çalışan güvenlik kameralarının mevcut olduğu, bu durumda, meydana gelen rizikonun poliçede yer alan söz konusu maddedeki şartlarla çelişmediği, davacının sürücüsünün aracını gözetim altında olmayan bir yere park ettiğinin ileri sürülemeyeceği, meydana gelen zararın, davalı tarafından düzenlenen ve sunulan poliçe ile teminat altında olduğu, Poliçede beher olay başına 600TL tenzili muafiyet şartı olduğu, bu durumda davacının gerçek zarar tutarından 600,00TL tenzili muafiyet sonrası kalan tutarı talep edebileceği,
Sonuç itibariyle davacının davalı sigorta şirketinden 45.037,06 TL’ talep edebileceği, davacı tarafından davalı sigorta şirketine 29/04/2019 tarihinde ihbarda bulunulduğu, davalı sigorta şirketinin 8 iş günü sonrası 09/05/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talep edebileceği, bakiye talebin reddine karar vermek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
24/01/2023
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-45.037,06 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Karar harcı 3.076,48 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 807.97 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.268,51 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 807,97 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 867,27 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 92,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.592,80 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.516,22 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 2.274,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 63,46 TL’sinin davacı taraftan, 1.256,54 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, e-duruşma yolu ile duruşmaya katılan davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.