Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/204 E. 2022/449 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/204 Esas
KARAR NO: 2022/449
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişkiye bağlı taşıma işlemi ifa edilmişse de tanzim edilen —– adet faturanın davalı firma kayıtlarına işlenip —- içinde itiraz edilmeden kabul edildiği halde söz konusu faturalara ilişkin bakiye —cari hesap fatura alacağının ödenmediğini, —–tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı firmanın söz konusu takibe hiçbir gerekçe sunmadan haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davalı firmanın —sonra icra takibi sürecini başlatmış olmaları nedeniyle iade faturası keserek iade yoluna gittiklerini, bunun üzerine ——– numaralı iade faturalarının iade edildiğini ve kabul edilmediğini, dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde de anlaşma sağlanamadığını, vaki haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ve %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için işbu davanın yöneltilmesi zaruretinin hasıl olduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını, borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri, noter iade ihtar masrafları, arabuluculuk taraf vekili maktu vekalet ücreti ve ilam vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf ile müvekkili şirket arasında bir kiralama sözleşmesi tanzim edildiğini, tanzim edilme sebebinin —— belgesine sahip olmayan ve bundan dolayı ticari faaliyetini gerçekleştiremeyen —– davacı şirketin, müvekkili şirket üzerinden ticari faaliyetini gerçekleştirmesine hukuki zemin oluşturmak amacına dayanmakta olduğunu, davacı tarafın doğrudan müvekkiline gördüğü bir iş ya da sunduğu bir hizmet bulunmadığını, müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu kira sözleşmesi gereği kara taşıma sektöründe faaliyet sergileme yeterliliğini elde eden davacı şirketin, piyasa şartlarında edindiği kendi müşterilerinin mallarını, kira sözleşmesi gereği edindiği yeterlilik ile taşımakta olduğunu, bu şartlar altında davacı tarafça tanzim edilen, ——–sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu edilen faturalar, taraflar arasındaki mevcut ve gerçek ticari ilişkiye aykırı olduğundan gerçek bir alacağı yansıtmadığını, davacı tarafın ——- belgesini haiz olup olmadığının —– davacı şirketin başkaca şirketler ile akdetmiş olduğu kiralama sözleşmelerinin olup olmadığının sorulmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin, taraflar arasındaki hukuki ilişki nedeni ile davacı taraftan alacaklı olduğunu, karşı tarafın alacağının varlığını kabul manasına gelmemek kaydı ile aksi kanaate ulaşılması halinde, söz konusu ihtilafta ———-hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını belirttiklerini, itirazlarının kabulü sureti ile haksız ve hukuka aykırı vaziyette açılmış bulunan işbu davanın reddini, takas mahsup taleplerinin kabulünü, davacı tarafın alacağının varlığını kabulü manasına gelmemek kaydı ile aksi kanaate ulaşılması halinde, müvekkili tarafın alacaklı olduğu fatura bedelleri de dikkate alınarak bu yönlü hüküm tesis edilmesini talep ettiklerini, yargılama gideri ile yasal vekalet ücretinin davacı taraf üzerine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —— tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu—— tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—– sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı tarafça davalı aleyhine ——– asıl alacağın tahsili için ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatılmış olduğu, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe, yetkiye borca, işlemiş faize ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterler ve taraflarca sunulan deliller üzerinde inceleme ile davacının alacağının olup olmadığının tespiti için inceleme yaptırılmak üzere rapor alınmıştır.
Mali müşavir ve taşıma uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; tarafların ——–defterlerinin incelendiği, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerinin ise usulüne uygun olmadığı, davacı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan — alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacı tarafa —- borçlu durumda bulunduğu, davacı —-davalıya yaptığı aylık satışlarını mükellefi bulunduğu —— olarak beyan ettiği, davalı —– davacıdan yaptığı aylık satışlarını mükellefi bulunduğu —–olarak beyan ettiği, davalı —— ticari defterlerinde davacının düzenlediği faturaların kısmen kayıt görmüş oldukları, davacı tarafa yapılan ödemelerin ise kayıt altına alınmadığının tespit edildiği, davacı—- ticari defter kayıtlarına göre —- tarihi itibariyle davalıdan —- alacağı olduğu tespitinden sonra; davalı—- davacı adına —- adet iade faturası düzenlediği ——tutarlı iade faturalarının davacı tarafından noter ihtarnamesi ile iade edildiği, davalının düzenlediği —adet iade faturasının davacı tarafından geriye iade edilmesinden sonra, davalının bu kez — tarihinde davacı adına —– tutarda faturalar düzenlediği, bu faturaların da davacı tarafından kayıtlarına alınmayarak geriye iade edildiğinin tespit edildiği, davalı —- ise söz konusu —– yılı ticari defterlerine kaydettiğinin tespit edildiği, davalı —- yetki belgesi sahibi bir taşıma şirketi, davacı —–yetki belgesine bağlı olarak taşıma işi yapan bir şirket olduğu, davalı————- tarafından —-kapsamında davacı ile davalı arasında yapılan kiralık araç sözleşmesinin dosyaya sunulduğu, taraflar arasında imzalanan —– tarafından onaylanan sözleşmeye göre davacı ve davalı tarafların çalışma şekli —- dayanılarak hazırlanan —- göre uygun olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın, davacı tarafa düzenlediği —– ———- tutarlı faturaların sözleşmeye uygun olduğu, davalı tarafın davacı taraftan istemiş olduğu davaya konu —- belgelerini istemesinin sektörel uygulama konusunda haklı bir talep olduğu, taşıma işleminin tam ve sağlıklı tamamlandığının ispatlanmasının—– belgeleriyle mümkün olduğu, bu nedenle yük sahiplerinin ödemeyi yapmak için —- senetlerini düzenlenen navlun faturası ekinde görmek istemesinin tabii olduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davanın, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı şirketin davalı tarafa düzenlendiği faturalardan kalan bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı taşıt kira ———– sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşmeye dayalı olarak—– yılı içinde gerçekleştiği görülen taşıma hizmetine dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığının tespiti amacıyla mali müşavir ve taşıma uzmanı bilirkişiden rapor alındığı, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen faturaların ve davacı şirkete yapılan ödemelerin davacı şirketin ticari defterlerinde eksiksiz kayıt altına alınmış olduğu, davalı——ticari defterlerinde ise davacının düzenlediği faturaların kısmen kayıt görmüş oldukları, davacıya yapılan ödemelerin ise kayıt altına alınmadığı, tarafların —- beyanlarının örtüşmediği, davacı beyanlarının ticari defterlerinde kayıt görmüş faturalar ile örtüştüğü, davalının ise eksik kayıt nedeniyle beyanlarının davacı beyanlarıyla örtüşmediği, davacı şirketin — yılında davalıyla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı kayıt ve beyanlarından anlaşıldığı, buna karşın davalı şirketin —- ——– tutarlı faturalar düzenlediği, faturaların sözleşmeye uygun olduğu ve faturaların davalının —— yılı ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğu, davacı ve davalı taraf arasında imzalanan—- dayanılarak hazırlanan —- göre uygun olduğu, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen ve dava konusu olan—–taşımaya ait faturaların davacıya ödenmesi gerektiği, dava dosyasına davalı tarafından sunulan ——- Sözleşmesine göre davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği ——–tutarlı faturaların sözleşmeye uygun olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı, cevap süresininden sonra dosyaya sunduğu beyanında davacı tarafın müvekkilininden bir alacağının tespit edilmesi halinde müvekkilinin davacıdan olan alacağının takas/mahsup edilmesi talebinde bulunduğu,
Türk Borçlar Kanununun 143/1 (BK.122.mad.) maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılmasının gerekmediği, borçlunun kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas talebinde bulunabileceği ve böylesi bir talebin, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşıdığı, bilindiği üzere, ilk itirazlardan (HUMK Md.187, HMK 117. mad.) farklı olarak, defilerin esasa cevap süresi içinde bildirilmelerinin zorunlu olmadığı, dolayısıyla, takas definin, esasa cevap süresi geçtikten sonra dahi bildirilebileceği, ne var ki, bir definin esasa cevap süresi geçtikten sonra bildirilmesi savunmanın genişletilmesi anlamına geleceğinden, böylesi bir definin mahkemece dikkate alınabilmesi için, karşı tarafın buna muvafakat etmiş olmasının gerekeceği, HMK 141. maddesinde, savunmanın genişletilmesi yasağının istısnalarından biri olarak gösterilen muvafakatin, açık veya zımni olabileceği, bir davada, davalı tarafın savunmasını genişletmesi üzerine, davacı tarafın buna hemen itiraz etmemesi, başka bir ifadeyle, savunmanın genişletilmesine muvafakati bulunmadığını hemen bildirmemesi, özellikle de, genişletilen savunmaya yönelik cevaplar vermesi halinde savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılacağı, davacı tarafın, savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğine dair beyanını bildirmesi——— genişletmenin gerçekleştiği aşamaya göre, daima belirli bir zaman dilimine tabi olacağı, somut olaydaki gibi, savunmanın bir dilekçeyle genişletildiği hallerde, davacı taraf buna muvafakati olmadığını en geç, dilekçenin kendisine tebliğini izleyen oturumda bildirmek zorunda olduğu, aksi takdirde, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılacağı ———
Davalı taraf takas defini dilekçeler aşamasında ileri sürmemiş, cevap süresinin dolmasından ve ön incelemenin yapılacağı duruşma gününde duruşma saatinden önce verdiği dilekçe ile ileri sürdüğü, davacı ise davalı tarafın talebinden duruşmada haberdar olması üzerine—– tarihli dilekçesi ile açıkça davalının cevap süresinden sonra ileri sürdüğü takas mahsup talebine muvafakatinin olmadığını beyan ettiği, dolayısıyla davacının muvafakatinin olmaması nedeniyle davalının takas talebinin Mahkememizce uygun görülmediği, davacı şirketin davalı şirketten—- yılı sonu itibariyle cari hesaptan kaynaklı —– alacağının bulunduğunun tespit edildiği,
Sonuç olarak davacının davalıdan — alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, davalının ——— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak fatura alacağı olup likit olduğundan hükmedilen alacağın % 20 si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ——–Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 36.051,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 36.051,00 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.462,64 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 435,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.027,23 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 435,41 TL peşin harç olmak üzere toplam 494,71‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 94,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.694,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.407,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022