Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/20 E. 2021/973 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2021/20 Esas
KARAR NO : 2021/973

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —– dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durmasını talep ettiğini, bunun üzerine dosyanın yetkili —– İcra dairelerine gönderilmesini talep ettiklerini, dosyanın—– şirketin itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk kurumuna başvuru yapıldığını, ancak sürecin olumsuz sonuçlandığını, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilini şirket ile davalı borçlu şirket arasında 2018 yılından beri süren bir ilişki olduğunu, müvekkilinin davalıya farklı tarihlerde ürün satışı yaptığını, takip konusu faturanın icra dosyasında mevcut olduğunu, borçlu şirket hakkında farklı bir ticari alım satıma konu olan faturanın tahsili amacıyla —– sayılı dosyasıda takip başlatıldığını, borcun tahsil edildiğini, dosyanın kapandığını, müvekkili ile davalı şirket ile alım satım ilişkisi olduğunu iş bu dosyaya delil teşkil etmesini talep ettiklerini, takip konusu alacağın likit fatura alacağı olduğunu, likit alacağa haksız itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığı borçlunun borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, davanın kabulü ile öncelikle ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesini, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 2018 yılından beri ticari alım satım ilişkisinin doğru olduğunu, davacı tarafından düzenlenen icra takibine konu 17/11/2020 tarihli mal teslimine ilişkin olduğu iddia edilen faturanın gerçeğe aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete 17/11/2020 tarihli faturanın tebliğ edilmediğini, faturaya ilişkin bir malında teslim edilmediğini, bu nedenle davacı şirketin alacaklı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca—– tarihli faturanın ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğini,itirazın iptali davasının reddini, haksız takibin iptalini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun icra takibi nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 11/01/2021 tarihinde açılmakla, davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —- katıldığı, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına—- düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—–ile; Takip alacaklısı borcun 23.11.2019 tarihli fatura bakiyesinden kaynaklandığını ileri sürerek takip borçlusu aleyhine—- tahsili için takibe geçmiş, takip borçlusu vekilinin süresi içinde icra dairesinin yetkisine itirazı üzerine, yetki itirazı takip alacaklısı tarafından kabul edilmiş, dosya yetkili —— esasına kaydedilmiş, bu dosya üzerinden gönderilen ödeme emrine takip borçlusu vekilinin süresi içinde; takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi —- özetle: davacı—— envanter defterinin — gönderdiği, davalı tarafın 21.05.2021 inceleme günü hazır bulunmadığı, ticari defterlerini ibraz etmediği, takip ve dava konusu faturanın davacının ticari defterlerinde davalı borcuna kayıtlı olduğu, davacı tarafın mali müşaviri tarafından gönderilen davacının davalı ile olan cari dökümünde davacının bu faturadan önce davalı yandan 9.000,00 TL Sipariş Avansı aldığı, bu avansın düşülmesi sonrası davacının talep edebileceği alacağın 42.049,74 TL olduğu ve takip tarihi itibariyle 42.049,74 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın fatura alacağı ve cari hesaptan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, takip alacaklısı borcun 23.11.2019 tarihli fatura bakiyesinden kaynaklandığını ileri sürdüğü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılında başladığı, ancak —- devir olan bir bakiye bulunmadığı,—- ödeme emrinde borcun sebebi olarak hatalı bir şekilde —- fatura tarihi değil ilamsız ödeme emri düzenlenme tarihi olduğu, davaya konu fatura tarihi 23.11.2019 tarihli fatura olduğu, takip ve dava konusu faturanın davacının ticari defterlerinde davalı borcuna kayıtlı olduğu, davacı tarafın mali müşaviri tarafından gönderilen davacının davalı ile olan cari dökümünde davacının bu faturadan önce davalı yandan —-görüldüğü, takip ve dava konusu faturasının altında ‘irsaliye yerine geçer’ ibaresinin bulunduğu, mahkememizce davalı tarafın bağlı bulunduğu —– Formunun talep edildiği, davalının davacı şirketten ——satın aldığını beyan ettiği, dolayısıyla davacının davaya konu fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğini ispat etmiş sayıldığı, her ne kadar davacı vekili rapora beyan dilekçesinde davalı tarafından yapılan 9.000,00 TL’lik ödemenin davalının önceki borcuna ilişkin yapılan bir ödeme olduğunu ileri sürmüşse de davacının kendi sunduğu defterlerde söz konusu ödemenin sipariş avansı olarak görüldüğü ve davacı kendi defterlerine göre davalıdan davaya konu fatura bedeli olan —–kaldığı anlaşılmakla gerekçeli ve denetlenebilir bilirkişi raporunun hükme esas alınması sonucu davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, 42.049,74 TL lik alacak yönünden yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmakla takibin bu miktar üzerinden devamına ve alacak likit olmakla davacının icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Takip alacaklısı—– asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %21,25 oranında ticari faiz yürütülmesini talep etmiş,—– ise herhangi bir oran belirtilmemiştir. Taraflar arasında akdi faiz yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre uyuşmazlığın 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı Yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin —-‘ oranında hesaplanacağı belirtilmiş bulunmaktadır.— icra takip tarihinde avans faizi oranının yıllık %13,75 olduğu görüldüğünden davacının belirlenen 42.049,74 TL asıl alacağına yıllık % 13,75 oranında avans faizi yürütülmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruşmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının—– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 42.049,74 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 13,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 42.049,74 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.872,42 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 871,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.000,61 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 871,81 TL peşin/nispi harç olmak üzere toplam 931,11 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 53,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 653,25 TL’nin kabul-red oranları gözetilerek 538,08 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde—- göre belirlenen 6.266,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——- ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- tarafından karşılanan—- arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 232,71 TL’sinin davacı taraftan, 1.087,29 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.