Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/196 E. 2022/61 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/196 Esas
KARAR NO : 2022/61

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–plakalı araç ile müvekkili sevk ve idaresindeki motosikletin meydana getirdiği trafik kazasında müvekkili —— % 70 oranında malul kalacak derecede yaralandığını, İş bu kaza sonucu düzenlenen kaza tespit tutanağına göre —– plakalı aracın asli kusurlu kabul edildiğini, kazaya sebebiyet —– aracın davalı sigorta şirketince genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçede maddi ve manevi tazminat bedellerinin teminat altına alındığını, davalı sigorta şirketinin manevi tazminat bedelinden sorumluluğu bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin ——-taraflarına 25.000.00 TL manevi tazminat teklifi sunduklarını, iş bu teklif edilen bedelin düşük olması sebebiyle davalı ile anlaşma sağlayamadıklarını, müvekkilinin kısmi yatalak durumda olduğunu, kaza öncesi geçimini gündelik işlerde çalışarak sağlamakta iken artık geçimini —- işte çalışabilecek durumda olmadığını, trafik kazası sonucu —- yaralanması sebebiyle—- manevi tazminat ve şimdilik 1.00000 TL maddi tazminat (sürekli sakatlık) olmak üzere toplam 51.000.00 TL tazminat bedelinin kaza tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacı asile ödenilmesini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın soruşturma aşamasında şikayetçi olduğunu beyan ettiğinden tazminat davası açma hakkının ortadan kalkmış olduğunu, davanın reddi gerektiğini, davacının maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak —- tüketilmesi gerektiğini, davacının talepleri için dava öncesinde müvekkili şirkete yapılan ihbar üzerine, manevi tazminat talebi ödenmek istenmiş ise de ödeme teklifinin davacı tarafından kabul edilmediğini, davacı talebinin fahiş olduğunu, kusur oranlarının tespiti için dosyanın —- gönderilmesi gerektiğini, kusur ve davacının zararı konularında bilirkişi——- yapılması gerektiğini, başvuruyu kabul anlamında gelmemek üzere, bir tazminat hesaplaması yapılması halinde, bu hesapta— kullanılmasını, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesini, davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, —- kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
—– plakalı aracın davalıya sigortalı olduğu ve hususi araç olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin —-işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya —-bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında —– tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan —- tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un—– 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin davalıya —- sigortalı aracın tek taraflı kaza yapması nedeniyle maddi zararını —- uyarınca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ile davalı şirket arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı bu sözleşmedir. Davacının tacir olduğu yönünde iddia olmadığı gibi bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olup sigortalı araç ise hususi bir araç motosiklettir. Bu durumda uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca çözümlenecek olduğu ve davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.———-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin—— Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın —-Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.