Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/167 E. 2022/121 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/167 Esas
KARAR NO: 2022/121
DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/03/2020
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının —- sahibi olarak ortak olduklarını ve —değişikliğiyle şirketin adını —-değiştirmiş ve bu isim altında faaliyetlerine devam ettiklerini, davalı —- tarihli kira —-olarak gözüken —- başlandığını, —–müvekkilinin çalışmaları sonucunda —- —– olarak çıkartıldığını, şirketin halen faal durumda olup — ettiğini, gelişmeler doğrultusunda müvekkilinin, ——adresinde bulunan mekanda tadilat çalışmalarına başladığını, tadilat ve —- işleri ile ilgili yüklenici firmaya —ödendiğini, bununla ilgili protokolün mevcut olduğunu, bu gelişmelerin tamamlanmasına müteakiben davalı ile yapılan şifahi görüşmelerde o güne kadar müvekkiline gönderilmiş bulunan —-üzerindeki alacak ile birlikte ortaklıktan doğan ve o güne kadar ödenmemiş olan şirket ortaklığından doğan kâr payı ödenmesi talep edildiğinde davalı taraf —-ihtarnamesini keşide ederek, o güne kadar göndermiş oldukları —- ödünç para olarak gönderildiği iddiasıyla iade talebinde bulunduğunu, bu ihtarnameye —- cevabı ihtarnamesi ile ödemeleri yapılan tadilat işlemleri ile şirketten doğan kâr payının kısmi ödemeleri olduğu nedenle borçlu değil, aksine alacaklı olunduğu beyanıyla cevap verildiğini, açıklanan nedenlerle bugüne kadar yapılan tadilat harcamaları için, sonucunda ortaya çıkacak bedele göre, bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak bedele göre , artırma hususundaki hakları saklı kalmak kaydıyla–kadar birikmiş olan kâr payının davalıdan tahsiline, İcra dosyası üzerinden müvekkiliNin fazladan ödemek zorunda kalacağı bedele göre arttırma hususundaki hakları saklı kalmak kaydıyla —- davalıdan tahsiline, işbu ödemelerin ihtar tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek olan gecikme faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, kötü niyetli davalının mal kaçırma ihtimaline binaen malvarlığına 3. şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir uygulanmasına ve yargılama gideri ile avukatlık ücretlerinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf arabulucuya başvurma şartını yerine getirmediğinden açtığı bu davanın her hangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenini —— Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki bakımından da reddi gerektiğini, esas bakımından da itirazlarının bulunduğunu, açıklanan nedenlerle dava arabulucuya başvurulmadan açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, dava yetkili mahkemede açılmadığından yetki yönünden de reddine karar verilmesini, dava mahiyeti itibariyle yazılı mahkeme usulüne tabi dava olduğundan yargılamanın yazılı usul kurallarına göre yapılmasını talep ettiklerini, dava esas bakımından da haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan esas yönünden de davanın reddine, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalıdan talep edilen şirket için masraflar, kar payı alacağına ilişkin alacak davasıdır.
—– sonra gelmek üzere ihdas edilen 5/A maddesine göre TTK’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır. Aynı yasanın 26. maddesine göre ise iş bu maddenin yürürlük tarihi —–tarihi olup, bu tarihten sonra açılacak davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurulması dava şartıdır.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanun’a eklenen 18/A-2 maddesine göre ise arabuluculuk son tutanağı aslının veya onaylanmış örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olup, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmektedir.
7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile ihtas edilen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesinde ticari davalardan bahsedilmekle birlikte ticaret mahkemesinden bahsedilmemektedir. Yani zorunlu arabuluculuğa başvuru yapılması için davanın ticari dava olması ve konusunun bir miktar para ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olup, muhakkak ticaret mahkemesinden açılması gerekmemektedir. Bir ticari dava başka görevli mahkemelerde de açılabilir. Görevsiz mahkemede dava açılmış olması, arabuluculuğa başvuru yapılmasına engel teşkil etmediği gibi aksi uygulama halinde kanunun dolaşılması söz konusu olabilecektir.
Dosya kapsamından, davanın niteliğinin alacak davası olduğu, davanın önce — tarihinde açıldığı ve görevsizlik kararı üzerine tevzi edilerek —–gönderildiği ve ilgili mahkemenin yetkisizlik kararı üzerine dosyanın tevzi edilerek mahkememize gönderilmiş olup, davanın önce açıldığı —-dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olup ancak başvuru yapılmadan davanın açıldığı, —— tarihinde arabuluculuk sürecinin başlatılmış olup, 7155 sayılı yasanın 23. Maddesi gereğince arabuluculuğa başvuru dava şartı tamamlanabilir dava şartı olmadığından dava açıldıktan sonra başvurunun yapılması kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2 ve 115. Maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.757,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.676,35 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’ 7. maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2022