Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/158 E. 2023/719 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/158 Esas
KARAR NO: 2023/719
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/03/2021
KARAR TARİHİ: 10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ticari ilişkin sonucu davalının cari hesaptan kaynaklı müvekkile borcu bulunduğunu, borca istinaden ——– sayılı dosyası i le takip başlatı ldığını, itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu, arabuluculuğa gidildiğini, dönüş sağlanmadığını, faiz oranına yapılan itirazın yerinde olmadığını, alacak mal satımdan kaynaklı faturalara dayalı olduğunu, beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının en az %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine,” karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin, davacı şirkete borcunun bulunmadığını, davacı şirket tarafından müvekkil şirketten cari hesap alacağı olduğunu iddia ettiğini, ödeme emrinde cari hesap ekstresine yer verilmediğini, icra takibi öncesinde müvekkil şirket temerrüde düşürülmediğinden faiz işletilmesi mümkün olmayıp, davacı şirketin aksi yöndeki iddialarının yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddine, davacı şirketin icra inkâr tazminatı talebinin redd ine, alacak miktarının %20 sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır. Uyuşmazlık, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır. —– sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı —— tahsili için takibi başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ettiği akabinde takibin durduğu mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Tüm dosya kapsamının ve tarafların—- yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenerek davacının takip tarihi itibariyle alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespitine ilşikin rapor hazırlamak üzere dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi ile rapor alınmıştır.Bilirkişinin 10/05/2023 tarihli raporunda: Davacı ve davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine deli l niteliğinin bulunduğunu, Davacı ve davalı defterlerinde türk l ırası bazında tarafların mutabakatlarının olduğunu, İş bu davada ki uyuşmazlığın taraflar arasında ki hesabın—— cinsinden takip edilip edilkmediği hususunda olduğunu, Rapor içeriğinde yapılan inceleme ve açıklamalara göre davalının davacı tarafla olan ile ilişkisinde almış olduğu mal ve hizmetin karşıl ığında almış olduğu fatyralarda —-bazlı açıkalmaların yer aldığı ve davacı tarafa yapılan ödemelerin —–bazında olduğu ve yine yapılan son ödemenin de hem usd bazlı olması hem de oluşan TL bakiyesinden daha fazla tutarda olduğu nazara alındığında taraflar arasında ki hesap i lişkisinin usd bazlı olduğuna karşne teşkil ettiği ve taraflar arasında yerleşmiş bir uygulama olarak kabulünün gerekeceğini, Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında 10.12.2020 takip tarihi itibari ile davacının——- bazında —– karşıl ığı ası l alacaklı olduğunun ispatlandığını Davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere 10.12.2020 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığını, —– tarihli —– takip miktarı i le karşılaştırıldığında—– fazla talebin olduğu, Fazlalığın işlemiş faiz talebinden kaynaklandığını, Davacının iş bu itirazın iptali davasında takip öncesine i lişkin talep ettiği — işlemiş faiz talebinden vazgeçmiş olduğunu, Bu itibarla takibin —– üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 10.12.2020 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı 20.209,49 USD ’suna 3095 Sk. nun 4489 SK. nun ile değişik 4/a maddesi gereğince birer yıll ık dönemler itibariyle vadeli —– hesaplarına —– uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden kademeli olarak basit usulde (3095 SK. m.3) temerrüt faizi yürütülmesinin gerektiğini davacının defetrlerinde kayıtl ı olan 5.709,31 TL alacakla ilgili herhangi bir talep olmadığından yapılan hesaplamalarda dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki il işkinin TL bazlı olarak değerlendirilmesine kanaat getirilmesi halinde ise davacının davalı taraftan takip tarihi itibari ile herhangi bir alacağının olamayacağını, Davalı ve davacı tarafça %20 den az olmamak üzere İcra İnkâr ve Kötü Niyet Tazminatına Hükmedilmesini belirtmiştir.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilği, Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesini dosyaya sunduğu görülmüştür. dosyanın davalı tarafın rapora karşı itirazlarına yönelik olarak yalnızca ” itiraz ettikleri hususlarda” yeniden rapor aldırılmak üzere aynı bilirkişiye tevdi ile ek rapor alınmıştır.Bilirkişi 12/12/2022 tarihli ek raporunda özetle: Taraflarca rapora karşı yapılan itirazlar ve beyanların yapılan tespitler dışında hesabın dövizli olup olmadığına ilişkin olduğunu, Kök raporda taraflar arasında döviz ile i lgil i sözleşme olmadığının belirtildiğini, Davacı tarafça gönderilen mutabakatın davalı tarafça kabul edilmediğinin ifade edildiğini, Yine bunun yanında; “ Mal bedeli dövize endeksli olup, işbu fatura TL.tutarı ilgili irsaliye tarihindeki ——– döviz satış kuru üzerinden hesaplandığını, DÖVİZ ibareli faturalara TTK 23/2 gereğince 8 gün içinde fatura içeriğine itiraz edilmemesi halinde, bu hususun sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğuracağını, Yine davalının faturaların ödemelerini döviz cinsinden ödemesini yapmak sureti ile esasen taraflar arasında bu yönde daha evvel yerleşmiş uygulamanın varlığı şeklinde değerlendirilebileceği, ” Şeklinde ifadelerin yer aldığını, Tarafımızca iş bu tespitler doğrultusunda takdiri ve nihai değerlendirmesi Sayın mahkemeye ait olmak üzere; “İş bu davada ki uyuşmazlığın taraflar arasında ki hesabın — cinsinden takip edil ip edilkmediği hususunda olduğunu, Rapor içeriğinde yapılan. İnceleme ve açıklamalara göre davalının davacı tarafla olan ilişkisinde almış olduğu mal ve hizmetin karşılığında almış olduğunu fatyralarda —— bazlı açıkalmaların yer aldığı ve davacı tarafa yapılan ödemelerin ——bazında olduğu ve yine yapılan son ödemenin de hem usd bazlı olması hem de oluşan TL bakiyesinden daha fazla tutarda olduğunu, nazara alındığında taraflar arasında ki hesap i lişkisinin usd bazlı olduğuna karşne teşkil ettiği ve taraflar arasında yerleşmiş bir uygulama olarak kabulünün gerekeceği” İfadeleri i le taraflar arasında ki i l işkinin –bazlı olduğuna kanaat getirmek sureti ile kök raporda ki görüş ve kanaate ulaşıldığını, kök rapor sonrasında taraflarca verilen beyanlar çerçevesinde yeni bir kanaate ulaşılamadığını söz konusu ilişkinin —–bazlı olmadığına kanaat getirilmesi halinde ise davacı tarafın iş bu davaya dayanak olan icra takibi dolayısıyla davalı taraftan herhangi bir hak ve alacağının olamayacağını, belirtmiştir. Dosyanın incelenmesinde; yapılan ticari defter incelemesinde defterlerin HMK m.220 kapsamındaki şartlara uygun tutulup sahipleri lehine delil teşkil ettiği, defter incelemesine göre davacının davalıdan 20.209,49 USD alacaklı olduğunun ispatlandığı ve işbu davada yalnızca asıl alacağın talep edildiği, yasal mevzuat gereğince taraflar arasında yapılan ödemelerin —– cinsinden yapılması, faturaların —- cinsi dikkate alınarak düzenlenmesi ve faturalara itiraz edilmeyip ticari defterlere işlenerek fatura bedellerinin —- cinsinden ödenmesi gibi hususlar nazara alındığında —– cinsinden ödeme yapılmasının bu kapsamda ticari teamül haline geldiğinin kabulü gerektiği ve bu nedenle de davacı tarafın kur farkını talep etme hakkının yerinde olduğu, yapılan defter incelemesinde de anlaşıldığı üzere takip tarihi itibariyle 20.209,49 —— kur farkı alacağının bulunduğunun davacı tarafından ispatlandığı, alacak likit olmakla hüküm altına alınan 20.209,49 USD’nin takip tarihindeki USD kuru 1 USD= 7,87 TL olmak üzere 159.048,68 TL’nin %20 si olan 31.809,73 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği anlaşılmış, bu doğrultuda davalının —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak 20.209,49 USD üzerinden devamına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ——– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 20.209,49 USD’lik asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacak olan ——- üzerinden devamına, asıl alacak olan 20.209,49 USD’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4-A maddesi uyarınca faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan bedelin takip tarihindeki TL karşılığı olan 159.048,68 TL’nin % 20’si olan 31.809,73 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 105.885,13TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1832,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 104.052,88TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 1.832,25 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.891,55 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 108,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.108,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 24.801,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile ———- Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2023