Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2021/654 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/156 Esas
KARAR NO: 2021/654
DAVA: Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/03/2021
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı vekili tarafından—- sayalı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibi ödeme emrinin tarafına tebliğinin yapılmadığını, takibe konu olan borçla hiçbir şekilde bir ilgisinin olmadığını, alacaklıya —- dışında borcunun olmadığını, takibe konu senede ilişkin borcunun bulunmadığını, icra takibine konu olan borçla ilgili senedin çek karşılığında verilmiş boş, vadesiz, teminat senedi olduğunun tespitini, icra takibinin tedbiren durdurulmasını, senedin teminat senedi olduğuna dair menfi tespit talebi ile itirazlarının kabulünü, tarafından yapılan dava giderleri ve harç masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibini sürüncemede bırakmak için kötü niyetli olarak iş bu davanın açıldığını, davacı tarafça icra takibine konu senedin teminat senedi olduğu iddia edilmiş ise de senedin, davacının davalı şahsa olan para borcuna karşılık düzenlenmiş olduğunu, teminat senedi olmadığını, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, davacının senede dayanak teminat sözleşmesi bildirmediğini, yine davacının senet üzerindeki imzasını inkar etmediğini belirterek müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak nedeniyle açılan haksız ve kötü niyetli ve ispatlanamayan davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı/borçluya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
——- icra takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde, davalı alacaklı —- senetlerine özgü haciz yoluyla—- tahsili amacıyla takip başlatıldığı, takip dayanağının —- bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Takibe konu bononun incelenmesinde; bononun dosyamız davacısı — davalı lehine — olduğu, bononun — bedelli olduğu, senet bedelinin —–alındığının belirtildiği anlaşılmıştır.
—-bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, —maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır.
Bu çerçevede belirlilik —- kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. —– bir işlemdir—–kararında da benimsendiği üzere,——uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler. Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukukî ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmez.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi ticari senet —– alacağı da prensip olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren veya elindeki kambiyo senedini devreden ve bu senedi alan herkes, bütün bu hukukî işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Senedi alan şahsın, bu senede sahip olup olmayacağı, yani senette mündemiç hakkı iktisap edip etmeyeceği bu gayeye bakılarak tespit olunur. Dolayısıyla söz konusu gaye, bir kambiyo senedinde —–veya devri açısından hukukî sebebi teşkil eder. Senet bu gaye yönünden —- daha açık bir ifadesiyle —–verilmiş olabilir. Senedin teminat amacıyla veya başka bir maksatla verilmesi ——
Bir—– söz edilebilmesi için, ya bonoyu düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin —— doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile bonoyu vermiş olması gerekir.
Bir borç ilişkisi gereği taraflardan biri lehine bir para alacağı doğacağı kesin ise ve bu sözleşmede doğacak alacakların tahsili için bir kambiyo senedi verileceği öngörülmüş ise bu kambiyo senedinin teknik anlamda teminat gayesiyle değil, ifa uğruna —– verildiğinin kabulü gerekir. Çoğu hâlde, alacaklı, temel ilişkiden doğan alacağının ifası uğruna, kambiyo senedine dayalı alacağın takibi daha kolay olduğu için —- da senedi iskonto ettirerek vadeden önce alacağına kavuşmak olanağını elde etmek için borçludan bir kambiyo senedi vermesini ister. Bu senet ifa uğruna, temel borcun ifasını teminen düzenlenmiş olduğundan, alacaklı öncelikle bu senede dayanarak icra takibi yapmak isteyecektir. Teminat senedi verilmesi durumunda ise, ya temel ilişkide bir alacağın doğup doğmadığı kesin değildir, ya da senedi düzenleyen kişinin borcu, paradan başka bir edimdir —–
Senedin teminat senedi olup olmadığı yargılama sonucunda belli olacaktır; sonuçta bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz —–
—- kararlarında da benimsendiği üzere bonoda teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir.
——kararlarında da vurgulandığı üzere bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir———– olduğunun kanıtlanması gerekir.
Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan ve ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılan hâllerde bono kayıtsız—- içermediği için hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; düzenleyen tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Bu hâlde —— def’i vardır. Bu def’i mutlak def’i olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bu durumda kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin —– gereğince iptaline karar verilmesi gerekir.
Bononun teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılamadığı hâllerde borçlu bu iddiasını—- kapsamında borca itiraz olarak ileri sürebilir. Bononun sözleşmenin teminatı olarak verildiği iddiası kişisel def’i olup, —– bendinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı —– uyarınca kişisel def’iler temel ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Senedin üçüncü kişiye ciro veya teslim yolu ile devredilmesi hâlinde bu def’inin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi mümkün değildir.
Borçlunun takibe konu bononun teminat bonosu olduğu şeklindeki beyanı borca itiraz niteliğindedir —–
Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise—— kapsamında bononun sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. —- senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır. Senede açıkça atıf bulunan sözleşmede senedin teminat amacıyla verilmiş olduğu belirtilmiş olabilir. ———-
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, senedin kambiyo vasfında olduğu, davacı borçlu mahkememize başvurarak takip dayanağı senedin taraflar arasındaki alım satım ilişkisine istinaden ödeme amacıyla verilen müşteri çekinin karşılıksız çıkması üzerine bu senet yerine geçmek üzere davaya konu bononun teminat olarak ve boş bir şekilde verildiğini iddia ederek borca itiraz ettiği, alacaklı vekilinin ise cevap dilekçesinde bononun davacıdan olan alacağına karşılık verildiği, teminat senedi olmadığını savunduğu görülmektedir.
Takibe dayanak bononun üzerinde teminata ilişkin bir kayıt olmadığından borçluların başvurusu —- maddesi kapsamında borca itiraz olup, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. —- uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
Takibe dayanak senet —– uyarınca tüm unsurları içeren kambiyo senedi niteliğini haiz bono olup, senet üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi senedin teminat sözleşmesine istinaden verildiğine ilişkin her hangi bir sözleşme, yazılı delil de sunulmadığından davacı iddiasını ispat edememiş olup davanın reddine ve davaya konu somut olayda, davacı borçlunun itirazı ile durdurulmasına karar verilmiş bir icra takibi söz konusu olmadığından davalı vekilinin koşulları oluşmayan tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı —– harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’ deki esaslara göre belirlenen 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2021