Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/155 E. 2021/417 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/155
KARAR NO: 2021/417
DAVA : Ticari Şirket (AŞ Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 09/03/2021
KARAR TARİHİ: 09/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (AŞ Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirket içindeki pay oranının —– davalı şirketin——– değişimi ile şirket içindeki birlik ve beraberliğin bozulduğunu, müvekkillerinin şirketten ve işleyişten uzaklaştırılması için kasıtlı tasfiye operasyonu yapıldığını, bu nedenle ——- dosyası ile şirketin haklı nedenle feshi davası açıldığını, şirketteki çoğunluk hissedar grubunun azınlık olan müvekkillerine karşı ahlak ve iyi niyete aykırı tutumları olduğunu, şirketin —- tarihli– — ibrasına ve yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 maddesi kapsamında izin ve yetki verilmesine ilişkin maddelerin oy çokluğu ile kabul edildiğini, müvekkillerinin bu kararlara karşı ret oyu verip muhalefet şerhini tutanağa geçirdiklerini, yönetim kurulu üyeleri olan —- kendilerinin ibra edilmeleri yönünde oy kullandıklarını, TTK 436/2 maddesi ile şirket —- —-üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda oy kullanamayacağının sabit olduğunu, oy hakkından yoksun payların ibra kararının alınmasına etkili olduğunu, ibra için olumlu oy kullanan yönetim kurulu üyelerinin oyları çıkarıldığı taktirde kabul oyunun —- tekabül ettiğini, bu durumda gerekli nisabın sağlanmadığını, yönetim kurulu başkanı —- davalı şirketle aynı — bir şirketi daha olduğunu,—- davalı şirket ile haksız rekabete girdiğini, davalı şirketin ciro ve karlılığı düşerken—– ait diğer şirketin ise ticari hacmi ve karlılığının arttığını, davalı şirketin finans sorumlusu —— şirket içinde yolsuzluk yaptığını, bu nedenle — —–yapılmasına karar verildiğini ve denetçinin ibra edilmemesi kararı verildiğini, denetçilerin ibra edilmediği —– ibra edilmiş olmasının çelişkili olduğunu, —- üyelerine —- izin verilmesine ilişkin karar alındığını, ancak bu izin verilirken her bir —– bakımından ayrı ayrı oylama yapılması gerektiğini, ancak tüm — kül halinde yapılan oylamaların geçersiz olduğunu, bu oylama yapılırken —– davranıldığını, alınan bu kararın gerek örtülü kazanç aktarma gerekse de şirket sermayesini bozan niteliği hasebiyle iptali gerektiğini, şirkette işlem yapma yasağı kaldırıldığından şirketin malvarlığının kaçırılması, saklanması veya payların gerçek değerlerinin hesabında düşük gösterilmek amaçlı hilelere başvurulmasının önünde engel kalmadığını ileri sürerek öncelikle —- uyarınca dava konusu yapılan kararların yürütülmesinin tedbiren geri bırakılmasına, davalı şirketin — tarihli —- kararların yokluğunun tespitine, bu talep kabul edilmediği taktirde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin genel kurulunda oy hakkından yoksun kişilerin oy kullanmasının sonuca etkili olmadığını, davacının amacının haksız tedbir kararı ile müvekkilini zor durumda bırakmak olduğunu—- uyarınca davacılardan —– yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, genel kurula temsilci vasıtasıyla katılan davacıların vekaletnamelerinin noter tasdikli olmadığını ve oylamaya katılmalarının mümkün olmadığını, bu nedenle dava açma ehliyetlerinin de bulunmadığını, dava dilekçesinde yazılı olan her bir —– üyesi için ayrı ayrı oylama yapılması ve oylamaya yakınlarının katılamayacağının mevzuatta yer almadığı gibi şirket iç yönergesi yada şirket ana sözleşmesinde de yer almadığını, ihtiyati tedbir için HMK 389.maddesi şartlarının oluşması gerektiğini ancak iş bu davada bu şartların gerçekleşmediğini, davacı iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin karlı bir şirket olduğunu ve şirket organlarının tam ve görevinin başında olduğunu, davacıların asıl amaçlarının şirketteki hisselerini diğer hissedarlara devretmek olduğunu, alınan kararların —– olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;—- alınan kararların —- ve devamı maddelerince yoklukla malul olduğunun tespiti olmadığı taktirde iptali talebine ilişkindir. Davacı yan ortağı oldukları davalı şirketin —tarihli —– no.lu kararlar için dava açmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiştir.
——– maddesinde sayılan kişilerin kanun, ana sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olan —- aleyhine karar tarihinden itibaren —- ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açabileceklerini düzenlemiştir. Davalı şirketin —– getirtilmiş, davacıların şirket ortağı olmaları nedeniyle dava açma hakkına sahip oldukları, —- mahkememiz yargı çevresi içinde bulunduğu,— tarihli — alınan kararlar için—- tarihinde açılan davanın yasada düzenlenen —aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
—– incelendiğinde—– asaleten ve vekaleten olmak üzere %100 katılımla yürütüldüğü —– gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu, tutanakta yönetim kurulu üyeleri oy kullanmaksızın yapılan oylamada — vekilleri tarafından red oyu verildiği, ——– tarafından kabul oyu verilerek oy çokluğu ile yönetim kurulunun bir önceki dönem için ibra edildiği, red oyu veren üyelerin muhalefet şerhlerinin tutanağa eklendiği anlaşılmıştır.
TTK 446.maddesinde iptal davası açabilecek olanlar tek tek sayılmış olup, davacılar toplantıda asaleten/vekaleten temsil edilmek suretiyle hazır bulunup olumsuz oy kullanılarak muhalefetlerini tutanağa ekletmişlerdir. Bu nedenle dava açma hakkına sahip oldukları anlaşılmıştır.
Davacılar bu madde ile ilgili olarak — üyeleri oy kullanmasının yazıldığı halde oy sayımı yapılırken yönetim kurulu üyesi——- maddesine göre —- ibra oylamasında oy kullanamayacaklarını, oy hakkından yoksun paylar ibra kararının alınmasında etkili olmuş ise başka sebebe gerek kalmadan ibranın iptali için dava açılabileceğini, ibra için oy kullanan yönetim kurulu üyeleri çıkarıldığında olumlu oyun —— düştüğünü, bu durumda yeterli nisap sağlanamadığından ibra kararının iptali gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı yan ise oy hakkı bulunmayan —— olduğunu, diğer kabul oyu veren— oranları toplamının —olup, davacıların pay oranlarının ise — olduğunu, bu durumda —– kurulunun ibra edilmiş durumda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket ——müşterek imza ile şirketi temsile yetkili —- oldukları, ibra kararının bu yönetim kurulu üyelerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. —-maddenin oylamasında, davacılar yanısıra dava dışı ortak—- red oyu kullanmış olup, red oylarının karşılığı — paya tekabül etmektedir. Kabul oylarının toplamının ise —– paya tekabül ettiği anlaşılmıştır.
—- maddesinde oydan yoksunluk halleri düzenlenmiş olup —– şirket yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin —–üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları kabul edilmiştir. Bu düzenlemeye göre yönetim kurulu üyeleri gerek kendi ibralarında, gerekse diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanamayacak olup böyle bir durum var ise yönetim kurulu üyelerinin payları yokmuş gibi hesaplama yapılarak ibra oylamasının geçerli olup olmadığının denetlenmesi gerekecektir.
Bu durumda yönetim kurulu üyelerine ait olan —– tekabül eden oylar geçersiz olup, red ve kabul oylarından düştüğünde her bir —- bakımından —–adet paya denk gelen red oyuna karşılık —-paya denk gelen kabul oyu ile oy çokluğuyla ibranın gerçekleştiği mahkememizce kabul edilmiş, davacının bu maddeye ilişkin iptal talebi yerinde görülmemiştir.
Dava konusu olan genel kurulun —- nolu gündem maddesi ise ——- düzenlenen iş ve işlemlerin yapılabilmesi için —- yetki ve izin verilmesine ilişkindir. Bu maddenin oylamasında —-maddenin oylamasında olduğu şekilde kabul ve red oyları verilmiştir. —-tekabül eden red oyuna karşılık —–paya tekabül eden kabul oyuyla oy çokluğuyla kabul edilmiş olup muhalefetler tutanağa geçirilmiştir. Davacı yan bu madde uyarınca —— üyelerine izin verilirken her bir yönetim kurulu üyesi bakımından ayrı ayrı oylama yapılması gerektiğini, tüm üyeler için kül halinde yapılan oylamanın geçersiz olduğunu, anne ve kardeşlerin de oy kullanamayacağını, alınan kararın şirketin menfaatine ve sermayesine zarar verici nitelikte olduğunu ileri sürmüştür. Davalı yan ise oy hakkından yoksun kişilerin oy kullanmış olmasının sonuca etkili olmadığını, her bir ——— için ayrı oylama yapılması veya yakınlarının bu husustaki oylamaya katılmamalarının mevzuatta yer almadığını, buna dair iç yönerge yahut ana sözleşmede de hüküm bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
—– maddesine göre—– soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri yada hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu yada hakemdeki davaya ilişkin müzakerelerde oy kullanamaz. —- maddelerine ilişkin olarak alınan kararlarda —- gereği hakkında izin verilen yönetim kurulu üyesi oy kullanamayacağı gibi alınan kararlar ortak ile şirket arasındaki şahsi bir iş niteliğinde olduğundan —- sayılan yakınların da bu kararların alınmasında oy kullanmaları mümkün değildir. Bununla birlikte yönetim kurulu üyesi —–maddeleri uyarınca izin verilmesi hususunda kendi lehine oy kullanamaz iken diğer yönetim kurulu üyeleri için yapılan oylamada oy kullanabilir. Ayrıca her bir——– rekabet yasağının kaldırılması oylamasında yeterli nisabın sağlanıp sağlanmadığının da değerlendirilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönülüp bakıldığında hakkında karar verilen — —- olarak birbirleri hakkında normalde oy kullanabilir iseler de aynı zamanda kardeş oldukları için bu hakları bulunmamaktadır. Aynı şekilde ———- kurulu üyesinin kardeşi durumunda olup bu kişiler aynı zamanda maddenin oylamasında kabul oyu veren kişiler olduklarından oy hakkında yasaklı durumdadırlar. Bu halde —– lehine kullanılan tüm kabul oyları geçersiz duruma gelmektedir. Diğer bir yönetim kurulu üyesi olan — bakıldığında ise, red oyu kullanan—- kullananlar ise kardeşleridir. Dolayısıyla oy hakkından yoksunlardır. Bu durumda —- kullanma hakkına sahip olanların tümünün kabul oyu verdiği dikkate alındığında,—- alınan kararın yalnızca yönetim ——- yönünden iptali gerektiği sonucuna varılmış, davacı tarafın —- kapsamında genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulması yönündeki talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı şirketin — toplantısında alınan—- kararın iptaline yönelik olan davanın reddine,
Aynı genel kurulda alınan — nolu genel kurul kararının yönetim kurulu üyeleri — ile sınırlı olarak iptaline,
Fazla talebin reddine,
2- Davacı tarafın TTK 449 maddesi kapsamında genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulması yönündeki talebinin reddine,
3-Karar harcı 59,30 TL peşin olarak yatırıldığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 138,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 236,30 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre(%50) 103,15 TL.nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerine bırakılmasına,
6-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021