Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/148 E. 2021/890 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/148 Esas
KARAR NO : 2021/890

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/09/2016
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili; müvekilleri —– çocukları, diğer müvekkillerinin kardeşi olan —— tarihinde—- ile seyir halinde olduğu bir sırada davalı —– sevk ve idaresindeki davalı şirket nezdinde——- sigortalı olan aracın asli kusurlu olarak çarpması sonucu ağır yaralandığını—- tarihinde vefat ettiğini, davalı —– çağırmak yerine gerekli tedbir ve önlemleri almadan kendi aracıyla murisi hastaneye götürdüğünü, davalının ceza mahkemesinde yargılandığını ve kusurlu bulunarak cezalandırıldığını, müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca tedavi süresince müvekkiller—– çalışamadıklarını ve gelir kaybına uğradıklarını, yine müvekkillerinin tedavi süresince yol, barınma ve yeme içme masrafları olduğunu, olay nedeniyle büyük üzüntü yaşadıklarını, davalının olaydan sonra ilgilenmediğini, olaydan sonra davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulması üzerine 16.576,87 TL ödeme yapıldığını, ancak ödemenin zararı karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili ———- tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinde her bir davacı ve her bir talep yönünden maddi tazminat tutarlarının ayrı ayrı belirtilmediği görülmekle davacı vekilinden açıklamada bulunması talep edilmiş, davacılar vekili 18/05/2017 tarihli dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin destekten yoksun kalma, gelir kaybı, yol, barınma ve yeme içme masrafına yönelik olduğunu belirtmiş, 03/11/2017 tarihli dilekçesinde davacılar —– maddi tazminat talebinde bulunduklarını belirtmiştir.
Dava açıldığı tarihte davacı ———— doldurmuş olduğu ancak kendi adına asaleten düzenlenen vekaletname sunulmadığı görülmekle, davacılar vekilinden bu eksikliği tamamlaması talep edilmiş, eksiklik giderilmiştir.
SAVUNMA: Davalı sigorta vekili; dava öncesinde ödeme yapılmış olduğunu, müvekkilinin sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kusur durumunun ve gerçek zararın tespitinin gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı —– vekili yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde;kusur oranlarının ve gerçek zararın tespitinin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin olayın——– bekleyemeyerek —- insanlık duyguları ile yardım için hastaneye götürdüğünü, hem bu süreçte hem de vefattan sonra davacıların yanında olmaya çalıştığını, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin —- sayılı kararının —– ilamında ”Somut uyuşmazlıkta; —– kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 1 nolu bendinde, davacı —–davacı —— maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacılar ——- yönünden maddi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. —- kapsam ve şekline göre; davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan inceleme sonucu davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına,”kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş olmakla dosya ele alınarak incelendi.
Dosyaya celbedilen ceza dosyası incelendiğinde,——-bilirkişi raporunda davalı ——- asli kusurlu, müteveffanın tali kusurlu bulunduğu, —– raporunda ise terditli bir tespit yapıldığı, davalının yolu sağ şeridi üzerinde olduğunun kabulü halinde davalının tali kusurlu, sol şeridi üzerinde olduğunun kabulü ile asli kusurlu olarak kabulü gerektiğinin belirtildiği, mahkemenin sanık lehine yorum yaparak davalının yolun sağ şeridinde olduğunu ve dolayısıyla davalının tali kusurlu olduğunu kabul ederek para cezası ile cezalandırılmasına karar verdiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.
Olayda kusur durumunu gösteren kaza tespit tutanağı düzenlenmediği, sadece olay yeri krokisi düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Tarafların sosyo-ekonomik durumları kolluk vasıtasıyla tespit edilmiştir.
Kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
Davalı şirketten hasar dosyası celp edilerek incelenmiştir, davacı tarafın——— ile tazminat talepli dilekçe sunduğu, 25/07/2016 tarihinde 16.576,87 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Kusur durumunun tespiti ve talep edilebilecek maddi tazminat tutarının tespiti için uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış, raporda özetle, olayın yol sol şeridinde olmasının bu kazaya daha uygun düştüğü, buna göre davalının asli, mütevveffanın tali kusurlu olduğu, dava öncesi ödenen tutarın güncellenmiş hali de düşüldüğünde davacı —- talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 3.590,24 TL, ——– olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekili, kusur tespitine itiraz ettiklerini, ayrıca —- destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının tazminattan düşülmesinin de doğru olmadığını, mütevvefanın —yaşından sonra destek olmaya başlayacağının kabulünün doğru olmadığını, —- yaşın esas alınması gerektiğini, ayrıca diğer tazminat kalemlerinim de hesaplanması gerektiğini belirterek ek rapor alınmasını istemiştir.
Davalı sigorta vekili, kusur oranına itiraz ettiklerini belirterek yeniden tespitini istemiştir.
Davalı —- vekili, ceza mahkemesince müvekkilinin tali kusurlu olarak kabul edilerek karar verildiğini belirterek yeni bir heyetten rapor alınmasını istemiştir.
Davacılar—— gelir kaybı taleplerinin tespiti için kaza tarihi ve öncesindeki yaptıkları işe ve gelir durumarına ilişkin belgelerin ve ücret bordrolarının sunulması ve ayrıca işyeri adreslerinin bildirilmesi için davacılar vekiline kesin süre verilmiş, ayrıca davacı tarafın destekten yoksun kalma dışındaki diğer maddi taleplerinin değerlendirilmesi için uzman doktor bilirkişinin de ekleneceği heyetten ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ancak davacılar vekili 05/10/2017 tarihli beyan ve talep artırım dilekçesinde, doktor bilirkişi için takdir edilen ücretin karşılanamayacağını, yargılamanın uzamaması için rapordaki hesaba göre karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca kusur konusunda davalı tarafların itirazı kabul edilmeyecekse kendilerinin de kusura ilişkin itirazlarından vazgeçeceklerini, taleplerini davacı —- 3.590,24 TL, —– için 13.586,19 TL olarak artırdıklarını belirtmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafın talebi doğrultusunda Mahkememizin 16/10/2017 tarihli ara kararı ile davacı tarafın gelir kaybı talebi için araştırma yapılması ve diğer tüm maddi talepleri için doktor bilirkişinin de yer alacağı heyetten ek arpor alınması yönündeki ara kararlardan dönülmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyeti raporundaki kusur tespitine itirazlara ilişkin bir karar verilmemiş olduğu anlaşılmakla, Mahkememizin kesinleşen ceza davası kararındaki maddi olgu tespitiyle bağlı olduğu da dikkate alınarak takdiri Mahkememize ait olmak üzere, bilirkişi heyetinden, olay anında davalı ——– istikametine göre sağ şerit üzerinde olduğunun kabulü ile yeniden kusur oranlarının tespiti, ayrıca öncelikle dava öncesi ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak davacılara yapılan ödemenin yeterli olup olmadığının tespiti, yeterli değil ise rapor tarihindeki veriler ve ödenen tutarların güncellenmiş değeri dikkate alınarak talep edilebilecek tazminat tutarlarının tespiti yönünde ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ek raporda özetle; kazanın yolu sağ şeridinde olduğunun kabulü halinde davalının tali, müteveffanın asli kusurlu olacağı, buna göre öncelikle ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapıldığında yapılan ödemenin yetersiz olduğu, dolayısıyla ek rapor tarihindeki veriler dikkate alınarak yeniden hesaplama yapıldığı, buna göre davacı——- talep edebileceği tutarın ——- olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekili, kusur tespitine itiraz ettiklerini, —— için destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadığını, yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının tazminattan düşülmesinin de doğru olmadığını, mütevvefanın — yaşından sonra destek olmaya başlayacağının kabulünün doğru olmadığını,—— alınması gerektiğini, bakım ve yetiştirme giderinde esas alınan veriler yönünden ek ve kök rapor arasında çelişki olduğunu, ayrıca diğer tazminat kalemlerinin ve cenaze ve defin giderlerinin de hesaplanması gerektiğini belirterek ek rapor alınmasını istemiştir.
Davalı sigorta vekili yasal süreden sonra, raporda ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılmadığını belirterek itiraz etmiştir.
Dava, trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. —- tarihinde davalı şirket nezdinde — ile sigortalı olup davalı —- sevk ve idaresindeki aracın bir kısım davacıların müşterek çocuğu ve bir kısım davacıların ——- çarpması sonucu muris vefat etmiştir. Ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucu davalının yolun sağ şeridinde olduğu esnada kazanın gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkememizce alınan kök raporda davalının yolun sol şeridinde olduğu kabul edilerek asli kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de, Mahkememizin kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu tespitiyle bağlı olması nedeniyle davalının yolu sağ şeridinde olduğunun kabulü ile yeniden kusur tespiti yapılması talep edilmiş, ek raporda davalının yolun sağ şeridinde olduğunun kabulü halinde tali kusurlu sayılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkememizce ek rapor bu yönüyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Yine kök raporda ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılmadığından bilirkişi heyetinden bu yönde de hesaplama yapılması talep edilmiş, ek raporda ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacılara dava öncesinde yapılan ödemenin yeterli olmadığı tespit edilmiş, bu nedenle ek rapor tarihindeki veriler ve davalının tali kusurlu olduğu dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılmış ve buna göre davacı —-talep edebileceği destekten yoksun kalma tutarının 8.045,99 TL—- olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekilince ek rapordaki hesaplamaya yönelik bir kısım itirazlar ileri sürülmüş ise de, öncelikle kardeşler için destekten yoksun kalma tazminatı talebinin koşullarının bulunmadığı(müteveffanın bolluk içinde,——- zor durumda olmaları gibi bir durumun söz konusu olmaması nedeniyle) anlaşılmaktadır, dava öncesi ödeme tutarının rapor tarihindeki güncellenmiş halinin tenzilinde de bir isabetsizlik yoktur, müteveffanın —- yaşından sonra anne-babasına destek olacağının kabulü de Yargıtay içtihatlarına uygun bir kabuldür, kaldı ki davacılar vekili kök rapora da bu yönlerden itiraz etmiş ancak daha sonra sunduğu dilekçesinde kök rapordaki hesaplamaya göre karar verilmesini istemiştir, dolayısıyla yeniden aynı itirazları ileri sürmesi kabul edilemez. Aynı şekilde davacılar vekili ek rapora itirazında bir kısım taleplerinin hesaplanmadığını belirtmekte ise de mahkememizce kök raporun sunulmasından sonra davacı tarafın gelir kaybı talebine yönelik araştırma yapılmasına ve ek rapor alınmasına, yine yol, barınma ve —- masraflarına yönelik doktor bilirkişinin de yer alacağı heyetten ek rapor alınmasına karar verildiği halde davacılar vekili — dilekçesinde—– bilirkişi ücretinin yatırılmayacağını ve kök rapora göre karar verilmesini istediğinden Mahkememizce söz konusu ara kararlardan dönülmüştür. Dolayısıyla davacılar vekilinin ek rapordan sonra yeniden dile getirdiği bu talebi de dikkate alınmamıştır. Yine ek rapora itirazında cenaze ve defin giderlerinin hesaplanmadığını belirtmiş ise de,dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçelerinde bu yönde bir talebi olmadığından dikkate alınmamıştır. Ayrıca davacılar vekili —- yapılan bakım ve yetiştirme gideri yönüden kök ve ek rapordaki tutarlar arasında farklılık olduğunu ileri sürmüş ise de ek raporda ek rapor tarihindeki veriler esas alındığından bu itirazı da haklı görülmemiştir. Dolayısıyla ek rapor tazminat hesabı yönünden de hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davacı tarafça her iki davalı yönünden de olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talep edilmiş ise de dava öncesinde davalı şirkete 26/05/2016 tarihinde başvuru yapıldığı, buna göre davalı şirketin 08/06/2016 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş olduğu anlaşılmakla davalı sigorta şirketi yönünden bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.
Davacı tarafın manevi tazminat istemine gelince; manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesinin amaçlanması ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerekir. Somut olayda tarafların sosyo-ekonomik durumları,—- ve davalı ———– kusur oranları, kaza tarihi, davacıların murise yakınlıkları, davalı —– kaza sonrası müteveffayı kendi aracıyla hastaneye götürmesi gibi hususlar dikkate alınarak anne-baba olan davacılar —— yönünden —– —- olan diğer davacılar yönünden 5.000,00’er TL manevi tazminat tutarının ——–kurallarına uygun olduğu kanısına varılmış, fazla talep haklı bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle maddi tazminat davasının artırılan hali ile kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davası yönünden;
-Davacı —- ve davacı —– tarafından açılan maddi tazminat davasının artırılan hali ile KISMEN KABULÜ ile; davacı —– üzere toplam 10.932,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı —- olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, davalı—- tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar —– verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
– Davacı———-tarafından açılan maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; davacı—, davacı —-, davacı —- davacı —— olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı —- olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar harcı 2.796,12 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 379,13 TL ile tamamlama harcı 55,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.361,69 TL harcın davalılardan(davalı —-’—- sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 434,43 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 33,60 TL ilk masraf, 455,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.688,70 TL yargılama giderinin, kabul-red oranına göre 622,73 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, kalanın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Maddi tazminat davasına ilişkin olarak davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli olan– 13.maddesine göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
8-Maddi tazminat davasına ilişkin olarak davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli olan — 3/2.maddesine göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara ödenmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden, davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- 10.maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı ————-tahsili ile davacılara verilmesine,
10-Manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden, davalı ——- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli 10/2 maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı——- verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı —- vekilinin ve davalı —-yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.