Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/134 E. 2022/174 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/134 Esas
KARAR NO : 2022/174

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili—- bir firma olduğunu, ticari ilişki içinde olduğu —-bedelli faturalar düzenlenlendiğini, müvekkilinin, söz konusu firmadan satın aldığı ———olmak üzere toplam —– tutarında ödemeyi—— tarihinde —— tutarındaki ödeme, isim benzerliğinden dolayı sehven——-gönderildiğini, —– havale yapılmış olan—— kadar çalışmış olduğu —— ile müvekkilinin herhangi bir ticari ilişkisi söz konusu olmadığını ve ——hesap mutabakatı yapılmak suretiyle ticari ilişkinin sonlandırıldığını, müvekkili firmanın hatanın anlaşılması üzerine, —— iadesini talep ettiğinin, söz konusu —— müvekkili firmadan alacaklı olmadığından gönderilen tutarın müvekkili —— yönünde talimat vermişse de,——- yapılmadığının, olayda müvekkili şirketin yanılma sonucu iradesini isim benzerliği sebebiyle yanlış açıkladığını ve istemediği bir hukuki ilişki meydana geldiğini, ——”sebepsiz zenginleşme” olduğunu, müvekkilinin mal varlığından sebepsiz yere zenginleşen davalı bankanın, TBK 77. madde gereğince aldığını geri vermekle yükümlü olduğunu, paranın iade edilmemesi üzerine,—— sayılı dosyasından davalı banka aleyhine icra takibi başlatıldığını fakat haksız itiraz neticesinde takibin durduğunu, takibe itiraz edilmesi üzerine —–başvurusu yapıldığını ancak görüşmelerden netice alınamaması üzerine işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, davanın kabulü ile davalının—— dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptalini ve takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının açtığı icra takibinde ve huzurdaki davada müvekkili bankanın müşteriler arasında aracı — olduğunu, sehven gönderildiği iddia edilen paranın müvekkili —, aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın esasa girilmeden usulden reddinin gerektiğini, dava konusu tutarın alıcısı —-müvekkili bankanın yasal takipteki müşterisi olduğunu, yasal takipteki müşteri hesabına gelen tutarların öncelikle banka rehninden sonra gelmek kaydıyla 3. kişi alacakları için hacizli bulunduğunu, dolayısıyla yasal takipte bulunan borçluları hesabına gelen tutarın, öncelikle bankaların rehni bulunduğundan usul ve yasalara uygun olarak kredi borcuna mahsup edildiğini, Bankacılık Kanunu’nun 160. maddesi gereğince bankanın zimmetinde bulunan parayı, krediye mahsup etmek yerine başkasının zimmetine geçiremeyeceğini,—- üzerinden sürdürmeye başladığın——– —— sayılı dosyası alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığından, davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile takibin iptalini ve %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; davalı banka nezdindeki hesaptan —— yapılırken sehven alacaklı olmayan üçüncü kişi hesabına yapılan eft bedelinin davalı banka tarafından davacıya iade edilmeyerek üçüncü kişiden olan kendi alacağına mahsup edilmesi nedeniyle alacak isteğine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 01/03/2021 tarihinde açılmakla davacının—- koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının — başvurduğu, — tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—. sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine sebepsiz zenginleşmeye konu 40.000,00 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Havale işlemine ilişkin dekont fotokopisi dosya arasına alınmıştır.
Davacının davalı bankada hesap sahibi olduğu, davalı banka nezdinde bulunan hesabından —-dava dışı olan —-yapıldığından bahisle iadesi için davalı —-müracaat edildiği, ancak; davalı banka tarafından —- alacağı nedeniyle—- bedelinin iade edilmeyerek bloke edildiğinin bildirildiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtilaf; davalı bankaya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, bankanın söz konusu havale bedelini davacıya iade etmesi gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
Yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi ve yapılan havale işleminin bu sözleşme ilişkisine dayalı bulunması nedeniyle husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
—- “Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nın 555 vd. maddeleri ile özellikle havale edenin geri alma hakkının düzenlendiği 559. maddenin uygulanmasını gerektirmektedir. Anılan 559. maddenin ikinci fıkrasında, havale ödeyicisinin (davalı banka) havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale edenin ona verdiği yetkiyi geri alabileceği öngörülmüştür. Somut olayda, davalı banka, havaleyi kabul ile havale eden tarafından gönderilen parayı havale alıcısının hesabına geçirmiş olmakla, havale konusu para üzerinde tasarruf hakkı havale alıcısına geçmiş olup havale eden, TBK 559/1.maddesi uyarınca havale alıcısına vermiş olduğu yetkiyi geri alabilirse de, davalı havale ödeyicisi bankaya verdiği yetkiyi geri alamayacağından irade fesadına dayalı dahi olsa iade istemini davalı bankaya karşı ileri süremez. Davalı bankanın, TBK’nın 557/1. maddesi de gözetildiğinde, havale alıcısının hesabına aktardığı havale konusu para üzerine, havale alıcısı ile aralarındaki sözleşmeye dayanarak bloke koymuş olmasında da yasaya aykırı bir durum sözkonusu olmayıp davacının iadesi talebinin reddedilmesinde davalı banka açısından bir usulsüzlük bulunmamaktadır.” denilmektedir.
Dolayısıyla davalı bankanın yanlar arasındaki sözleşme ilişkisine ve özen borcuna aykırı bir davranışı bulunmadığı, davacının talimatına uygun hareket ederek dava konusu parayı dava dışı olan —-ettirdiği, artık bundan sonra — malvarlığına dahil olmuş paradan kendi alacağını bloke etme/tahsil etme hakkı bulunduğu, davacının zararını sebepsiz zenginleşen — tahsil etmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından davanın reddine, davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 483,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 402,40 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —tarafından karşılanan — arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.