Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/132 E. 2022/41 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/132 Esas
KARAR NO : 2022/41

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden müvekkilinin ekte sunulan cari hesap ekstresi kapsamında alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe itiraz üzerine takibin durduğunu, takibe devam edebilmek için huzurdaki davanın açıldığını, müvekkilinin davalıdan kağıt alıp ödemeler yaptığını, davalı tarafın teslim etmesi gereken mallardan bir kısmını teslim etmediğini, teslim ettiği malların bedellerini belirtirken de müvekkilinin ödeme yaptığı değil, malların teslim anındaki kuru esas aldığını, taraflar arasındaki alım satımı ilişkisinin—– kurulduğunu, konuya ilişkin olarak sunmuş oldukları faturaların altında kur karşılıklarının gösterildiğini, müvekkilinin kur farkına ilişkin fatura kestiğini dilekçe ekinde sunduklarını, bu sebeplerden dolayı davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine takip tutarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde bahsettiği gibi müvekkili arasında —– devam eden bir ticari ilişkinin bulunduğunu, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi veya alım sözleşmesinin bulunmadığını, davacının dava dilekçesinin—–belirttiği ödemelerin müvekkiline yapıldığını ve müvekkilinin cari hesabında kayıtlı olduğunu, davacının ödemeleri yaptıktan sonra ihtiyacı oldukça müvekkilinden mal talep ettiğini, müvekkilinin de mutabık kalınan fiyat ve miktarlarda davacıya mal satışı yaptığını, ayrıca müvekkilinin zaman zaman davacıya nakit olarak da para iadesi yaptığını, müvekkilinin ödemesini aldığı malların tamamını davacıya teslim ettiğini, davacıya teslim etmesi gereken herhangi bir mal bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında kurulan ticari ilişkinin —– birimi üzerinden yapılan bir ticari ilişki olmadığını, davacının kendisine kesilen faturalardaki —- yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadan kabul edip yasal defterlerine işlediğini, düzenlenen faturalarda itiraz ettiği fiyat farklarına ise fiyat farkı faturası düzenleyerek müvekkiline iade ettiğini, bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 21/05/2019 tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 20/10/2020 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 20/10/20 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—– dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; Takip alacaklısı davacı borcun 14.02.2020 tarihinde oluşan cari hesaptan kaynaklandığını ileri sürerek takip borçlusu aleyhine —- işlemiş faiz olmak üzere toplam 82.926,36 TL alacağı için takibe geçmiş, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını süresi içinde; ‘Müvekkil hakkında icra takibi yapılmıştır, müvekkilin alacaklıya herhangi bir borcu yoktur, bu sebeple borcun aslına ve ferilerine itiraz ediyoruz; gereğinin yapılmasını arz ederiz’ şeklinde itirazda bulunduğu, takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—– cevabında, mükellefleri ….—– göre defter tuttuğundan——- verme yükümlüğünü bulunmamaktadır, şeklinde bilgi vermiştir.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi ——— tarihinde alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının —– işletme defterlerini ibraz ettiği, bunların dışında herhangi bir dayanak belge sunmadığı, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafından dosyaya sunulmuş davalı ile olan ticari ilişkiyi gösterir bir hesap ekstresi bulunmadığı, inceleme günü— gönderileceği söylendiği, ancak gönderilmediği, davacı vekilinin — tarihinde tarafına gönderdiği ——— tarafın cari ekstresini sunduğu, davacı tarafından mail ortamında gönderilen, davalı tarafın davacı ile olan hesap ekstresinin raporda gösterildiği, davalı tarafından düzenlenen davacı ile olan hesap ekstresine göre, davalının davacı yana—- fatura kestiği ve davacı borcuna kaydettiği, —- tutarında fatura kestiği ve davacı borcuna kaydettiği görülmüştür. Davalı tarafından davacıya —– düzenlenen toplam fatura miktarının—– hesaplandığı, davacı taraf dava dilekçesinde davalı tarafa yapılan çekle yapılan ödemelerin;——— —- olduğunu beyan ettiği, ancak daha sonra dosyaya sunduğu 28.04.2021 tarihli dilekçesinde yukarıda 3’cü sırada bulunan —— ait —– tutarlı çeki liste dışı bıraktığını belirttiği, davacı tarafça dava dilekçesinde ödendiği ileri sürülen 8 adet toplam 150.270,00 TL bedelli çeklerin tamamının ödendiği hususunun banka yazılarından anlaşıldığı, davacı tarafından dosyaya sunulan davalı tarafın davacı ile olan hesap ekstresi incelendiğinde davalı tarafın ödendiği banka yazısı ile anlaşılan —- bedelli çekin davacının alacağına kayıtlı olmadığı, bu halde davalı tarafın davalı alacağına 7 adet çek karşılığı 139.650,00 TL kaydettiğinin anlaşıldığı, davalı tarafın davacıya düzenlenen toplam fatura miktarının —— olduğu, davalı tarafın, —- davacı borcuna ‘—‘ açıklaması ile —- toplamda 69.799,95 TL borç kaydettiği, banka hareketi ifadesinin ne olduğu herhangi bir dayanak belge olmadığından anlaşılamadığı, diğer yandan davalı taraf —– yılında davacı borcuna ‘—- açıklaması ile 55.200,00 TL borç kaydettiği, borç kaydedilen bu tutarlara ilişkin herhangi bir dayanak —– dosyaya sunulmadığı, davalının davacı yana —– yıllarında düzenlenen toplam fatura miktarının ———— kabul görmediği (— yapılan ödemelerden alınan fatura miktarı mahsup edildiğinden davacı alacağının —- sonucuna varılabileceği, davacı tarafın ısrarla kendisi tarafından tutulan bir hesap ekstresini dosyaya sunmadığından talep ettiği tutarın nasıl hesaplandığı hususunun anlaşılamadığı, davacı taraf dava dilekçesi ekinde cari hesap ekstresi, tahsilat makbuzları, faturalar, çek suretlerinin sunulduğu beyan ettiği, ancak dosya içeriğine davacı tarafından sadece tahsilat makbuzlarının sunulduğu davalı tarafın hesap özetinde davacı borcuna kaydedilmiş ‘Banka Hareketi’ ve ‘Ödeme’ açıklamalı tutarların bulunduğu, ancak bu kayıtlara ilişkin dayanak belgeler davalı tarafından dosyaya sunulmadığından bu kayıtlar bu aşamadaki hesaplamada dikkate alınmadığı, dosyadaki veri noksanlığından bu aşamada kesin net bir alacak bakiyesine ulaşılamadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna yönelik itiraz dilekçesinde; raporda kura ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığını, davalı tarafın süresinde defterlerini ibraz etmediğini, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili — celsedeki beyanında; defterleri ibraz etmediklerini, bilirkişinin kendilerince sunulan ve itiraz olmayan cari hesap ekstresini incelediğini, davacı tarafın da müvekkili tarafından tutulan— sunduğunu, eğer davacı tarafın müvekkili şirketin defterlerine dayanıyorsa defterleri sunmaya hazır olduklarını beyan ettiği, davacı vekilinden bu hususun sorulduğu, davacı vekilinin——- üzerinden sunduğu beyan dilekçesinde; kesin süre içerisinde defterlerini ibraz etmeyen davalı tarafın defterlerinin incelenmesine muvafakatleri olmadığını beyan ettiği, mahkememizce bu nedenle süresinde ibraz edilmeyen davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için yeniden ara karar kurulmamıştır.
Davalı vekili 05/11/2021 tarihli beyan dilekçesinde; cari———- ödeme olarak kaydedilen ödemelerin müvekkili tarafından elden yapılan ödemeler olup herhangi bir makbuz dekont bulunmadığını, müvekkilinin ticari defter ve cari hesaplarında 37.548,36 TL alacaklı gözüktüğünü, davacının müvekkiline ödeme olarak verdiğini iddia ettiği ———- edilmediğini, beyan etmiş ve dilekçesinin ekinde davalı tarafından davacı hesabına gönderilen —–bedelli dekontu sunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; davanın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalıya ödenen ancak karşılığında eksik mal aldığı iddiasına dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkin olduğu, mahkememizce davacı tarafın defterlerinin incelendiği, davalı tarafın muhtıraya rağmen defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca defterlerini ibraz etmekten kaçınmış sayılacağı, davacı tarafın kendileri tarafından tutulan bir cari —- etmediği, bilirkişiye davalı tarafından düzenlenen cari hesap ekstresini ibraz ettiği, bu nedenle mahkememizce davalı cari hesap kaydı ve davacı defterlerinin dikkate alındığı, bilirkişi raporunda davacı tarafça yapılan ödemeler ve davalı tarafça düzenlenen faturaların belirtildiği ancak sonuca varılamadığı, hesabın mahkememizce resen yapıldığı, aşağıda açıklaması yapılacak hesabın özetle şu şekilde yapıldığı, davacı tarafça davalıya toplamda ne kadar ödeme yapıldığı (çekle yapılmış), davalı tarafça davacıya düzenlenen faturalar toplamı ve varsa davacıya yapılan ödemeler toplamının davacı ödemesinden mahsubu sonucu davacının alacağının hesaplandığı (davacı ödemeleri – (davalı tarafından düzenlenen faturalar + davalı tarafından davacıya yapılan ödemeler)),
Davacı ödemeleri; raporda; davacı———— yapıldığı, davacı vekilinin bu çeke yönelik taleplerinin olmadığını belirttiği, dolayısıyla bu çek bedelinin davacı tarafça çekle yapılan toplam ödemeden düşülmesi gerektiği (—— —- olduğu,
Davalı faturaları; davalı tarafın cari hesap kaydına göre; davacıya—düzenlenen toplam fatura miktarının ————– alındığı,
Davalı ödemeleri; her ne kadar davalı — davalı tarafın, 2016 yılında davacı borcuna ‘banka hareketi’ açıklaması ile —– borç olmak üzere toplamda 69.799,95 TL borç kaydettiği görülmüşse de banka hareketi ifadesinin ne olduğu hususunun herhangi bir dayanak belge olmadığından anlaşılamadığı, davalı vekili bilirkişi raporundan sonra sunduğu beyan dilekçesinde davacıya elden birtakım ödemeler yapıldığı, buna ilişkin makbuz, dekont vb olmadığını beyan ettiği, bu hareketler yönünden herhangi bir belge ibraz edilmediğinden davalının cari —- kayıtlara itibar edilmediği, yine davalı tarafın —– borç kaydettiği, borç kaydedilen bu tutarlara ilişkin herhangi bir dayanak belge (banka dekontu, —— dosyaya sunulmaması nedeniyle mahkememizce dikkate alınmadığı, davalı vekilince —- bedelli dekontunun ibraz edildiği ve dekont incelendiğinde davalı tarafça davacıya—-görülmekle bu bedelin davacının bakiye alacağından mahsup edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı;
Sonuç olarak davacı tarafından çeklerle davalıya 146.900,00 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafından düzenlenen faturalar toplamının —- davalı tarafından davacıya 18.200,00 TL ödeme yapıldığı, faturalar toplamının ve davalı ödemesinin davacı ödemesinden mahsubu sonucu davacının davalıya fazladan yaptığı ödemeye ulaşılacağı, yapılan bu hesap sonucu davacının davalıya—– fazladan ödeme yaptığı, davalının bu bedele karşılık davacıya mal vermediği ve fatura düzenlemediği anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle 75.200,00 TL alacağının bulunduğu, mahkememizce yapılan bu hesap sonucu anlaşıldığından ek rapor alınmasına gerek duyulmadığı, her ne kadar dava dilekçesinde davacı tarafından ödeme yapıldığı zamanki değil malların teslim anındaki kurdan hesaplandığından bahsedilmişse de davacı tarafça cari hesap kaydı ve taraflarca fatura vs ibraz edilmediğinden buna ilişkin bir kayda incelenen kayıtlarda rastlanılmadığı, mahkememizce yalnızca sunulan deliller dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı, sonuç olarak davacının takip tarihinde 75.200,00 TL asıl alacağı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının —– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 75.902,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takipten önce davalı tarafın temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından işlemiş faize yönelik talebin ve bakiye talebin reddine karar vermek gerektiği, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi yıllık % 9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, alacak cari hesap alacağı olup likit olduğundan takdiren hüküm altına alınan 75.902,00 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 75.902,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 75.902,00 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 5.184,87 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.001,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.183,32 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma ve 1.001,55 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 1.060,85 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 82,55 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 882,55 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 807,79 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- göre belirlenen 10.667,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan ———–tarafından karşılanan ——– gözetilerek 111,81 TL’sinin davacı taraftan, 1.208,19 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.