Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/13 E. 2021/387 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/13 Esas
KARAR NO : 2021/387

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağı tahsili amacıyla tarafımızca ——- üzerinden davalı .—– hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız, icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu, borçlu olmadığı iddia ederek borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itiraz sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olduğunu, haksız ve mesnetsiz olduğunu, —- 7155 sayılı kanun ile Türk Ticarct Kanunu’na 5/A maddesi eklendiğini, ticari davalarda, konusu belli bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartı haline getirildiğini, cari hesaptan doğan alacak için icra takibine karşı itirazın iptali amacıyla —– numarası aldığını, anlaşma sağlanamadığını, davaya ve icra takibine konu alacak likit olduğunu, davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, davanın kabulünü, fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme haklarının saklı kalmak kaydıyla davalının haksız ve mesnetsiz itirazının kalan anapara alacağı olan 2.453,55 TL üzerinden devamını, takibin takip tarihi itibariyle 6.953,55 TL üzerinden işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamını, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu ödeme emrinde ve dava dilekçesinde belirtilen adresin müvekkili şirketin adresi olduğunu, icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde açılmadığını, yapılan icra takibine itirazlarını sunduklarını, davacı taraf ile yapılan görüşmeler sonucunda davacı ve müvekkili şirket sözlü olarak anlaştığını, söz konusu fatura borcunun ödendiğini, dava sebebi olan icra dosyasında, takibin ve alacağın mesnedi olarak cari hesap alacağı açıklaması yapıldığını, müvekkili şirkete —– başka hiçbir belge tebliğ edilmediğini, İ.İ.K.m.58 ve devamı hükümlerinde, başlatılan ilamsız icra takibinde, icra takibine mesnet belgelerin onaylı bir suretlerinin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliği gereği belirtildiğini, İ.İ.K.m.61″ ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır. …” hükmünü içerdiğini, müvekkile — emrinden başka bir belge tebliğ edilmediğini, icra takibindeki ödeme emri usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emri yasal unsurları taşımadığını geçerli olmadığını, bundan sonra yapılacak olan işlemlere dayanak teşkil edemediğini, itirazın iptali davasına konu olabilecek yasal düzenlemelere uygun geçerli bir icra takibi olmadığını, itirazın iptali davasının görülmesi hukuken olanaklı olmadığını, davanın reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde öne sürülen iddiaları kabul etmediklerini, açıklanan nedenlerden dolayı, müvekkili şirketin davacıya borcunun kalmadığını, haksız, mesnetsiz hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, tüm yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
——- takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağının tahsili amacıyla 7.453,55 TL asıl alacak, 47,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.501,28 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe, icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davalı taraf icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, ancak yetkili olduğu ileri sürülen icra dairesinin bildirmediği, usulüne uygun yetki itirazı için yetkili olduğu düşünülen icra dairesinin de bildirilmesi gerektiğinden, dolayısıyla yapılan yetki itirazı usulsüz olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdek—- davacının dava —- koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 20/10/2020 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 20/10/2020 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından, davanın cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin iptali talebine ilişkin olduğu, takibin ——- başlatıldığı, davacı vekili ön inceleme duruşmasında; takip tarihinde alacaklarının takip miktarı kadar olduğunu, davalı tarafın takip tarihinden sonra kısmi ödemeler yaptığını, davalı tarafından yapılan tüm ödemelerin asıl alacaktan düşüldüğünü ve bu miktarlar düşüldükten sonra dava tarihinde müvekkilinin 2.453,55 TL alacağı kalması nedeniyle davayı bu bedel üzerinden açtıklarını, davada işlemiş faiz taleplerinin olmadığını beyan ettiği, davalı vekili de dava tarihinden sonra —– ödeme daha yaptıklarını, davanın konusuz kaldığını beyan ettiği, davacı vekilinin de bir sonraki celse davanın konusuz kaldığını beyan ettiği, sonuç olarak taraf beyanlarına göre; davacının takip miktarı kadar davalıdan alacaklı olduğu, her ne kadar davalı taraf icra takibine itirazda bulunmuş olsa da takip tarihinden ve davadan önce bir miktar ödeme yaptığı, davacı tarafın bu ödemeler düşüldükten sonra kalan bedel üzerinden dava açtığı, yine davalı tarafından dava tarihinden sonra ödemeler de yapılmak suretiyle borcun ödendiği, davacının davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığı ve davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar vermek gerekmiştir. Takip toplam 7.501,28 TL üzerinden başlatılmış olsa da davalının kısmi ödemeleri sonucu davanın 2.453,55 TL üzerinden açıldığı, bu bedelin fatura ve cari hesap alacağından kaynaklanmış olup likit olması nedeniyle 2.453,55 TL’nin takdiren % 20 si oranında davalı aleyhine inkar tazminatına hükmetmek gerektiği, davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş olsa da davacı taraf takip başlatmakta haklı olduğundan davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği, her ne kadar davacı taraf davanın konusuz kalması nedeniyle yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektini beyan etmiş olsa da davanın borcun ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığı, davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunduğu, bu durumda tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davacının alacağı olmakla davayı açmakta haklı olduğu, dava değerinin 2.453,55 TL olması nedeniyle dava değerini geçmemek üzere davacı lehine vekalet ücretine hükmetmek gerektiği, yine yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alacak likit olmakla, 2.453,55 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli harç başlangıçta alındığından bu hususta karar evrilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 50,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 2.453,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — tarafından karşılanan — arabuluculuk ücretinin taktiren tamamının davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.