Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/129 E. 2022/900 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/129 Esas
KARAR NO : 2022/900

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 17.11.2017 tarihinde —– bulvarında sürücü ——‘ sevk ve idaresindeki —–plakalı otomobil ile seyir halinde iken yaya konumunda olan müvekkili——- çarpması neticesinde çift taraflı, yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada yaya konumunda olan müvekkilinin ağır şekilde yaralanmış olduğunu, işbu kaza neticesinde müvekkilinin geçici ve sürekli olarak iş göremez hale geldiğini, —–plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı —— ait Zorunlu Karayolu Motorlu——- poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin geçici iş göremezlik zararının tazmininden sorumlu olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin geçirdiği trafik kazası sonucu yaralanması sebebiyle maddi zararlarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik asgari 200,00-TL (HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davasındaki geçici talebimizdir) maddi tazminat bedelinin diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:davacının “geçici iş göremezlik , bakıcı ve tedavi zararları poliçe teminat kapsamında olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri trafik sigortası genel şartları ve karayolları trafik kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu ve —–tarafından ödenmesi gerektiğini, tedavi giderine yönelik teminat limiti bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusur oranı —— dairesince belirlenmesinin gerektiğini beyan ederek davanın reddine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, 17/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik ile bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 14/12/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 12/02/2021 tarihinde yapılan toplantıya tarafların telekonferans yolu ile katıldığı ve yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.Yargılama sırasında Davacı vekili tarafından sunulan 07/12/2022 tarihli dilekçe ile; Taraflar arasında anlaşma sağlandığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacının maddi zararları giderilmiş ve tazminat ödemesi yapıldığını, davacının zararının giderilmesi ile maddi alacak hakları kalmadığından tarafların birbirinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 315. maddesinde sulhun davayı sona erdireceği, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiş olup, yine aynı maddede “Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü yer almaktadır.Sulh ise kanunun 313. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargılaması devam eden bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapılmış olan sözleşme sulh olarak tanımlanabilir. Sulh sadece davacı ve davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalar açısından söz konusudur. Feragat ve kabulden farklı olarak sulh şarta bağlı olarak da yapılabilir. Dava konusu dışında kalan hususların da sulhun kapsamına dahil edilmesi mümkündür. Sulh aynı zamanda davayı sona erdiren ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran bir taraf işlemidir. Hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Mahkeme tarafların talebi doğrultusunda sulh sözleşmesine göre karar verebileceği gibi taraflar sulhe göre karar verilmesini istemezler ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verir. Zira sulh, davaya son veren bir sözleşme olduğundan, şarta bağlı sulh ile dava kendiliğinden sona erecek ve mahkeme de sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığını tespit ile yargılamayı sona erdirecektir.Somut olayda, davacı tarafın sunmuş olduğu dilekçeden, davalı sigorta şirketi tarafından zararın giderilmesi ile maddi alacak haklarının kalmadığı ve yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı belirtilmiş ve böylece sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmamıştır.Ancak —– tarafından karşılanan arabuluculuk ücreti hususunda taraf beyanları incelendiğinde bu hususta davalı tarafından davacı tarafa bir ödeme yapılmadığı, tazminat ödeyen davalı tarafın arabuluculuk giderinden de sorumlu olduğu kanaatine varılarak arabuluculuk gideri davalı üzerinde bırakılmıştır.492 sayılı Harçlar Kanununun “Davadan feragat, davayı kabul veya sulh” başlıklı 22. Maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereği eldeki davada ilk celsenin yapıldığı ve daha sonra feragat edildiği anlaşıldığından alınması gerekli harcın 2/3’ünün alınmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK md 315 gereği; konusuz kaldığı anlaşıldığından, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 22. Maddesine göre davada ilk celse sonrası sulh olma durumu bulunması nedeniyle, davanın reddi halinde alınması gerekli maktu harcın (80,70 TL) üçte ikisi (2/3) olduğu anlaşılmakla; alınması gerekli 53,80 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 5,5 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin, yargılama gideri talebi olmadığı anlaşıldığından yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların talepleri doğrultusunda vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca tarafların yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.