Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/121 E. 2022/13 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/121 Esas
KARAR NO : 2022/13

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile davalı —— imzalandığını, borçluya işbu sözleşmelere istinaden ticari krediler kullandırıldığını,—- — kefalet sözleşmelerini imzaladığını, borçlu tarafından sözleşmelerde belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini ve bu sebeple—– yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve borçların ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnameye itiraz etmeyen ve borçlarını da ödemeyen borçlu hakkında —-Esas sayılı icra dosyasından taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, ancak davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının —— sayılı dosyası ile açılan takibe ve ferilerine ilişkin itirazının iptalini, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından açılmış olan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve davanın reddini talep ettiklerini, davacının alacağı muaccel hale getirerek müvekkili temerrüde düşürmek maksadıyla ihtarname gönderdiğini, bu bakımdan davacı tarafından haksız ve kötü niyetli takip yapıldığını, davacının sunmuş olduğu Genel Kredi Sözleşmesinin ilk sayfasında bulunan yazının müvekkile ait olmadığını ve karşı tarafça tek taraflı olarak boşlukların doldurulduğu kanaatinde olduklarını, müvekkilin ticari anlamda davacı tarafa karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekil ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davanın banka alacağından kaynaklı alacağın tahsili amacıyla taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu,
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 23/02/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, — tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 11/01/2021 yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—–dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı alacaklı banka tarafından, davalı —— tarihinde menkul rehnin paraya çevrilmesi yolu ile —— geçmiş gün faizi, —- olmak üzere toplam 364.769,01 TL üzerinden takip başlatıldığı, asıl alacak tutarına yıllık % 68,25 oranından temerrüt faizi talep edildiği, ödeme emrinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresinde icra müdürlüğüne hitaben düzenlenen —- dilekçe ile takibe, borca, ödeme emrine, faize, oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce —- defterleri bizzat banka şubesinde incelenmek suretiyle davacı bankanın kredi sözleşmesinden bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, hesap kat ihtarlarının incelenmek suretiyle davalının bakiye alacaktan sorumlu olup olmadığı, faiz oranının kanunlara uygun olup olmadığı, icra takibinde işletilen faiz oranının sözleşmedeki ve kanuni faiz oranına uygun olup olmadığı, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacak miktarının hesaplanması, ayrıca rehin sözleşmesinin değerlendirilmesi hususunda bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi —– tarafından hazırlanan raporda özetle:Davanın yalnızca 19.01.2018 tarihinde nakde dönüştürülen 350.000,00 TL’lık teminat mektubu borcundan kaynaklandığından, kat ihtarında yer alan diğer gayriankdi krediler incelememiz dışında tutulduğu, banka kayıtları incelendiğinde, tazmin edilen teminat mektubu tutarının 21,94 TL’lık kısmının davalı asıl borçlu şirkete ait mevduat hesabından, kalan ———– kısmının ise banka kaynağından ödendiği tespit edilmiştir. davalı asıl borçlu 30.01.2018 tarihinde temerrüde düştüğü, icra takibinin 12.02.2018 tarihinde açıldığı, dava konusu tazmin olan teminat mektubuna, davacı bankaca —- yürürlük tarihinden itibaren geçerli olan % 45,00 faiz oranının uygulandığı anlaşılmaktadır (Ek.3). Bu durumda, sözleşmenin söz konusu hükmü uyarınca, yıllık 67,50 (= % 45,00 x 1,50) oranından temerrüt faizi talep edilebileceği değerlendirilmektedir. Davalı asıl borçlu 30.01.2018 tarihinde temerrüde düşmüş olmakla birlikte, davacı banka kayıtları ve takip talebi incelendiğinde, dava konusu alacak tutarının takip hesabına alındığı 31.01.2018 tarihine kadar aslı alacak tutarına akdi faiz oranından, 31.01.2018 tarihinden itibaren ise temerrüt faizi işletildiği anlaşılmaktadır. Tarafımızca da taleple bağlı kalınarak 31.01.2018 tarihine kadar akdi faiz oranı, söz konusu tarihten 12.02.2018 takip tarihine kadar ise genel kredi sözleşmesinin 9.02. maddesi uyarınca, yıllık % 67,50 oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplanmıştır. Bu durumda, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı asıl borçludan 263.758,45 TL talep edilebilir alacak tutarının bulunduğu hesaplanmıştır. Davanın temelini teşkil eden takip talebi incelendiğinde, menkul rehnine konu aracın, taraflar arasında imzalanan 13.09.2010 tarihli Taşıt Aracı Rehin Sözleşmesi ile davacı bankaya 55.000,00 TL tutar üzerinden rehinli olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmamış, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde; genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasında bulunan yazının müvekkiline ait olmadığını, boşlukların banka tarafından tek taraflı doldurulduğunu, ticari olarak karşı tarafa borçlu olmadıklarını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; dava konusu alacak tutarının, davacı —– Sözleşmelerine ve 55.000,00 TL tutarlı Taşıt Aracı Rehin Sözleşmesi’ne istinaden, davalıya kullandırılan ve 19.01.2018 tarihinde nakde dönüşen 350.000,00 TL tutarlı ——— mektubu borcundan kaynaklandığı,
Davacı—- tarihinde —- tarihinde, —–Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında ayrıca, —- Aracı Rehin Sözleşmesi imzalandığı ve rehine konu taşıtın —-, söz konusu sözleşmelere istinaden davalı asıl borçluya —– davalı asıl borçlu lehine muhatap—- tutarlı —- tarihinde muhatap tarafından nakde dönüştürüldüğü ve davacı banka tarafından, aynı gün kredi hesabının kat edildiği,
Davacı —-ile davalı —- tarihi itibariyle kredi hesabının kat edildiği ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde toplam 349.978,06 TL kredi borcunun, fiili ödeme tarihine kadar hesap edilecek faizi ile birlikte ödenmesi, aksi takdirde mevcut bulunan —çek karnesi kredilerinin de kat edilerek muaccel hale geleceği ve kanuni yollara başvurulacağı hususlarının ihtar edildiği, davalı asıl borçluya gönderilen kat ihtarnamesi, muhatabın adresten ayrılmış olduğu gerekçesi ile 26.01.2018 tarihinde iade olduğu,
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 10.02. İhtar ve İhbarlar Maddesine göre davalı borçluya gönderilen ihtarnamede yazılı olan adres ile sözleşmede yer alan adres aynı olduğundan, davalıya geçerli bir tebligatın yapılmış olduğu, zira davalı tarafından sözleşmenin 10.02 maddesine göre, adres değişikliğini —- davacı bankaya ihbar ettiğine dair bir ihtar/ihbar dosya içeriğinde bulunmadığı, bu sebeple, sözleşmenin 10.02 maddesi uyarınca, banka yönünden sözleşmede yazılı adresin geçerli olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, ihtarnamede verilen 3 günlük sürenin bitimini izleyen 30.01.2018 tarihinde davalının temerrüde düşürülmüş sayılacağı,
Davaya konu alacağın yalnızca muhatap ———— tarihinde nakde dönüştürülmesinden kaynaklanması nedeniyle bilirkişi tarafından yalnızca bu hususun değerlendirildiği, tazmine konu teminat mektubu için banka kaynağından—— ödeme yapıldığı, alınan bilirkişi raporunda bu esaslar gözetilerek yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir olduğu, bu nedenle raporun hükme esas alındığı, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda, davacı bankanın —- alacağının bulunduğu anlaşılmakla takibe yönelik itirazların bu miktarlar üzerinden iptaline karar verilmesi gerektiği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 9.02 maddesi uyarınca, dava konusu krediye uygulanan % 45,00 akdi faiz oranına, bu oranın % 50’sinin ilavesi suretiyle bulunan % 67,50 (= % 45,00 + % 22,50) oran üzerinden temerrüt faizi talep edilebileceği, davacı banka tarafından ise % 68,25 temerrüt faizi talep edildiği, bu durumda tespitimizi aşan faiz oranı talebinin yerinde olmadığı, alacak banka alacağı olup likit olduğundan hükmedilen tutarın takdiren % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına, davacı takip başlatmakta haklı olduğundan davalı şirketin kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin;
-349.978,06 TL asıl alacak,
7.874,51 TL faiz,
5.512,15 TL geçmiş gün faizi,
+ —— olmak üzere toplam
363.758,45 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 67,50 oranında temerrüt faizi ve bunun %5’i oranında—- işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 363.758,45 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 24.848,35 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.405,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.442,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 4.405,50 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.464,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 73,85 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 873,85 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 871,43 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde — göre belirlenen 33.913,09 TL TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — göre belirlenen reddedilen miktarı geçmemek üzere 1.010,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — tarafından karşılanan —– arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 3,66 TL’sinin davacı taraftan, 1.316,34 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.