Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/103 E. 2021/952 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/103
KARAR NO : 2021/952

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin —- tarihinde kurulduğunu, hali hazırda şirket yönetim kurulu başkanı ve münferit imza yetkilisinin ….— yönetim kurulu başkanlığından itibaren şirketin sürekli borçlanıp zarar ettiğini, kendisinden bilgi talep edildiğini ancak hiçbir bilgi verilmediği gibi …—- toplantılarına da iştirak etmediğini, görüşme taleplerini reddettiğini, şirket borçları nedeniyle icra takibi yapılmaya başlandığını, şirketin kira borçlarını ödeyemediğini, şirket personelinin istifa ettiğini, şirketin yönetim kurulu toplantıları yapılamadığı gibi hiçbir genel kurulunun da yapılmadığını, bu noktada şirketin kuruluş amacının gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, 04/02/2020 tarihinde müvekkillerinden —–şirketin merkez ofisine gittiğini ve kilitlerin değiştirildiğini öğrendiğini,—- kimseye haber vermeden kira sözleşmesini sonlandırıp eşyaları bilinmeyen bir yere taşıdığının tespit edildiğini, müvekkillerinin ….—– kullanma suçlarından suç duyurusunda bulunduklarını, ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığını, genel kurulların yapılmaması azlık haklarının ihlali, bilgi alma inceleme hakkının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kar payının azalması gibi hususların haklı sebep teşkil ettiğini belirterek davalı şirketin feshine, bu talepleri yerinde görülmezse müvekkillerinin paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin tespit ve ödenerek müvekkillerinin şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
ASLİ MÜDAHELE DAVASI :Asli müdahil vekili talep dilekçesinde özetle; davacıların —- tarihinde davalı şirket ile aynı iştigal konusunda bir şirket kurarak TTK 396.maddesine aykırı davrandıklarını, davacıların kötü niyetli hareket edip mevcut şirketi gayrı faal göstererek şirketin—–yeni şirkete taşımak istediklerini, bu durumun fiilen de gerçekleştiğini, şirket kayıtlarının incelenmesiyle müvekkilinin yanısıra davacı ..——— şirketi münferiden temsile yetkili kişi olduğunun görüleceğini, davacıların dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacı ….—- aynı zamanda şirketin —–yönettiğini,— banka hesaplarından yürüttüğünü, diğer davacı .—- işlemler ile davalı şirketin içinin boşaltıldığını, —-başarısızlığa uğrattıktan sonra şirketin feshinin talep edilmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, dosyaya gelen cevaplar ve davacı beyanlarıyla şirketin borçlarının bulunduğu, icra takiplerinin başlatıldığının anlaşıldığını, bu durumda şirket merkezinin kira ve aidatları ödenmediğinden başlatılan icra takipleri de göz önünde bulundurularak fuzuli masraf olmaması için kira sözleşmesinin feshedildiğini, bu durumun şirket ortaklarına bildirilerek ofis mobilyalarının satılıp mali müşavire olan borcun kısmen ödendiğini, vergi, —- ve işçi ödemeleri dahi yapılamazken pandemi nedeniyle kapalı olan —– bulunan——–kira sözleşmesinin sonlandırılması hususunun fesih sebebi olarak kullanılmak istenmesinin hukukça himaye edilemeyeceğini,—- tarihli faturadan da anlaşılacağı üzere şirketin elektronik imzasının dahi davacı—- olduğunu, bunun şirketi kimin yönettiğinin önemli bir yazılı kanıtı olduğunu,——— bulunmadığını, onun kefaleti ile kira sözleşmesi düzenlendiğini, davacıların müvekkilini şirket ortaklığından çıkarmaya çalıştıklarını, davacılardan .——- davalı şirket tarafından havale yapıldığını, sözde —- olarak gönderilen bu paranın davacıların kendi aralarında ve şirket dışında yaptıkları para alışverişi olup şirket kayıtlarına yansıtılmadığını, şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağına aykırı davrandıklarını, şirketin toplanma ve karar alma sürecinde bir sorun olmadığını, TTK 392 maddesi karşısında davacı iddialarının soyut kaldığını, davacı …—–münferit imza yetkilisi olması nedeniyle bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabileceğini belirterek şirketin borçlarından diğer ortaklar sorumlu kılınmak suretiyle şirketin haklı sebeple feshine, bu talep kabul görmediği takdirde müvekkilinin payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değeri belirlenerek şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; davalı—-.—– haklı sebeple feshi, bu talep kabul edilmezse davacıların payları ödenmek suretiyle şirketten çıkarılmaları istemine ilişkindir. Dosyaya asli müdahale talepli dilekçe —– şirketin haklı sebeple feshi, bu talep kabul görmediği taktirde kendisinin payının karar tarihine en yakın tarihteki değerinin ödenip şirketten çıkarılmasını talep etmiştir.
HMK 65 maddesine uygun olarak düzenlenen 25/04/2021 tarihli dilekçe ve talep uyarınca … asli müdahil olarak yargılamaya katılmıştır.
Gerek asıl dava, gererse asli müdahale davası——feshi istemine ilişkindir. TTK 531 maddesinde haklı sebeplerin varlığı halinde yasada öngörülen paya sahip ortakların haklı sebeple fesih için dava açabilecekleri, mahkemenin fesih yerine davacılara paylarının gerçek değerinin ödenmesi suretiyle şirketten çıkarılmaları yahut duruma uygun düşen kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceği kabul edilmiştir.
Feshi talep edilen davalı— ——– kayıtlarının incelenmesinden davacılar ve asli müdahilin şirket ortakları oldukları, şirketin ——- seçildikleri aynı tarihli ——- kurulu kararı ile de her ikisinin şirketi münferiden temsile yetkili kılındıkları —– asil müdahil .—– davacı sıfatıyla dosyada yer almaları nedeniyle davalı şirketin dava ve asli müdahale davasında temsilinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin davada temsilini sağlamak üzere temsil kayyımı atanmasına karar verilmiş ancak atanan temsil kayyımı için öngörülen ücret verilen kesin süre içinde davacı tarafça yatırılmamıştır. Aynı kesin süre asli müdahale davacısına da verilmiş ancak onun tarafından da ücret yatırılmadığından kayyım görevine başlayamamış, şirketin davada temsili sağlanamamıştır. Davalı şirkete kayım atanması şirkette organ boşluğu olması nedeniyle değil şirketi temsile yetkili olan her iki şahsın şirkete karşı fesih davası açması nedeniyle olup, şirket yetkilisi olan davacıların aynı zamanda davalı şirket için savunma yapmaları beklenemeyeceğinden çıkar çatışması nedeniyle mahkememizde görülen dava ile sınırlı olmak üzere temsil kayyımı atanması gerektiğinden ve verilen kesin süre içinde ara karar gereği yerine getirilip taraf teşkili sağlanamadığından davanın ve asli müdahale davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ( Emsal nitelikte —— Sayılı kararı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava ve asli müdahale davasının reddine,
2-Asıl davada ve asli müdahele davasında karar harcı peşin alındığındanayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve asli müdahil tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4- Asli müdahele davasında davalılar …—— kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —— göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin asli müdahilden alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Davacı ve asli müdahil tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve asli müdahil tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar – asli müdahale davasında davalılar vekili ile asli müdahil vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.