Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/100 E. 2022/496 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/100 Esas
KARAR NO : 2022/496

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile —-yapılmış olduğu,— —- ise taşıma işini —- yüklenen ürünlerin alıcısına teslim edilmediğini, yağların akıbetinin belli olmadığı, taşıyıcıya ihtarname keşide edildiği ancak ——- bulunamadığına dair — bulunduğunu, somut olayda sigortalı şirketin taşıyıcı, davalının ise fiili taşıyıcı olduğunu, söz konusu emtianın gece vakti şehir merkezine uzak bir yerde karanlıkta bırakılmış olması nedeni ile çalınmış olduğunu, davalı taşıyıcının TTK Madde 785 kapsamında sorumlu olduğunu, bu nedenle ödenen—–davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, dava dışı —davacı arasında taşıyıcı sorumluluk sigortası kapsamında dava dışı —dava dışı—- taşınması konusunda —– ile anlaştığı, — taşıma işini fiili taşıyıcı olan davalıya verdiği, davalının taşıma işini eksiksiz gerçekleştirmediği ve malı karşı tarafa teslim etmediği bu nedenle davacı sigorta şirketi tarafından—– ödeme yaptığı ve bu ödemeden davalının sorumlu olduğu iddiasına dayalı rucüen tazminat talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —– tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dosya muhteviyatında çıkış yeri—- sahibi —— arasında tarihsiz ———- tanzim edilmiş olduğu,
————Taşıma İrsaliyesi bulunduğu, — tarafından tanzim edilmiş olan — nakliye faturası tanzim edilmiş olduğu, —- sayılı —– tarih aralığını kapsamaktadır.), dava konusu emteanın ———- olduğu,
——- göre; dava konusu olaya yönelik —– zarar tespiti yapılmış olduğu,
—– dahil ——–bedelli fatura —- fatura ile KDV dahil —– bedelli fatura ——-düzenlenmiş olduğu,
—– tanzim edilmiş olan —- tarihleri arasında geçerli —– bulunduğu,
Bilirkişi —- tarafından hazırlanan kök raporda özetle: dava konusu emteaların — bölgede park edilmiş olduğu esnada çalınmış olduğu ve bu kapsamda araç sürücüsünün dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirilmemiş olması nedeni ile meydana gelmiş olduğu, bu nedenle—–dava dışı ——- müteselsilen % 85 kusur oranında asli kusurlu ——- % 70 ,—–. % 15) olduğu, söz konusu hasarlı ürünlerin——- olduğu, emteanın çalınmış olduğunun tespit edildiği —- olarak belirlenmiş olup —— hesaplandığı, bu— sorumluluğunun üst sınırı olduğu, bu kapsamda yapılan değerlendirmede Eksper Raporunda belirtilen (Muafiyet tenzili dahil) gerçek zararın — olduğu değerlendirilmesi ile gerçek zararın —- altında kalmış olması nedeni ile gerçek zarar olarak kabul edilmesi gerektiği, asıl taşıyıcı dava dışı— % 15 kusur oranı ile tali kusurlu olduğu, davalının sorumluluğunun — olduğu, dava dışı —–sorumluluğunun ——- % 15 = 24.388,80 TL, dava dışı —sorumluluğunun —– olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili eşya davalı tarafça hiç teslim edilmediğinden kusur oranını kabul etmediklerini, tam değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporunda davalının kusur oranının %70 olarak belirlendiği, diğer taşıyıcaların ise ayrı ayrı %15 kusur oranlarının tespit edildiği ancak tarafların hangi nedenden dolayı kusurlu olduklarına ilişkin raporda herhangi bir gerekçe ve açıklama bulunmadığı, tarafların kusur oranlarının gerekçelendirilmesi, eşyanın alıcısına hiç teslim edilmediği itirazının ve davacı vekilinin itirazlarının da değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle; emteaların gece vakti şehir dışında bir bölgede park edilmiş olduğu esnada çalınmış olduğu ve bu kapsamda araç sürücüsünün dikkaf ve özen yükümlülüğünü yerine getirilmemiş olduğu, söz konusu aracın güvenlik konusunda zafiyet yaratmayacak bir yere çekilmesi ve burada istirahat edilmesi vb. beklenmesi gerektiği, bu kapsamda taşıma sektöründe profesyonel olarak faaliyet gösteren— dava dışı——– müteselsilen % 85 kusur oranında asli kusurlu — %70, —-. % 15) olduğu, çünkü bu zafiyetin asıl taşıyıcı tarafından araç soförlerine öğretilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması hususunda uyarılmaları gerektiği belirtilmiştir.
TTK’nın 882. Maddesine göre; taşıyanın sorumluluk sınırları belirlenmiş ve gönderinin bir kısmı değerini kaybetmiş ise değerini kaybeden kısmının net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 özel çekme hakkı—) ile sorumlu tutmuştur.
TTK’nın 873. Maddesine göre; Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle yükümlüdür.
TTK’nın 886. Maddesine göre; Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.
TTK’nın 887. Maddesine göre; (1) Taşıyıcının yardımcılarından birine karşı, eşyanın zıyaı, hasarı veya geç teslimi sebebiyle, sözleşme dışı sorumluluktan doğan istemler ileri sürülmüşse, o kişi bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma sebeplerine ve sorumluluk sınırlamalarına dayanabilir. Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiille veya ihmalle sebebiyet verilmişse birinci cümle hükmü uygulanmaz.
TTK’nın 888. Maddesine göre; (1) Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. Asıl taşıyıcının gönderen veya gönderilen ile, sorumluluğun genişletilmesi için yaptığı sözleşmeler, fiilî taşıyıcıya karşı, bunları yazılı olarak kabul etmesi şartıyla geçerlidir. (2) Fiilî taşıyıcı, taşıma sözleşmesinden doğan asıl taşıyıcıya ait bütün defileri ileri sürebilir. (3) Asıl taşıyıcı ve fiilî taşıyıcı müteselsilen sorumludurlar. (4) Fiilî taşıyıcının yardımcılarına başvurulursa 887 nci madde hükmü uygulanır.(5) Fiilî taşıyıcı taşıma senedinde veya diğer bir belgede kendisine teslim olunan eşyanın ne hâlde bulunduğunu tespit ettirebilir. Bu hükme uyulmadığı takdirde 858 inci maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.
Tüm dosya kapsamından; davanın, karayolu taşımasına konu yükün alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle sigortalısının uğradığı zararı tazmin eden sigorta şirketinin, ödediği zarar tutarını taşıyıcıdan rücuen tazmini talebine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın—- sırasında emtiada meydana gelen hasardan hangi — kusuruyla oluştuğu, dava konusu taşımanın ——-çözümünde TTK’nın uygulanması gerektiği, dava konusu taşımayı fiili olarak davalı ——– yaptığı hususunda ihtilaf olmayıp, TTK kapsamında davalı fiili taşıyıcı ve dava dışı —-davada muhatap olup, davalının husumetinin bulunduğu, taşımaya konu emteaların gece —— bölgede park edilmiş olduğu esnada çalınmış olduğu ve bu kapsamda araç sürücüsünün dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirilmemiş olması nedeni ile meydana geldiği, dava konusu emteanın— olduğu, yükün taşınması işini fiili taşıyıcı olarak davalının üstlendiği, taşıma işinin tamamlanamadığı, hırsızlık olayının meydana gelmiş olduğu, sigortalı ile davalı — arasında doğrudan taşıma sözleşmesi bulunmasa da TBK 49 maddesi uyarınca taşıma sırasında TTK 876 maddesi uyarınca göstermesi gereken yüksek özeni göstermediğinden meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda oluşan bu zarardan davalı— karşı sorumlu olduğu, söz konusu zarardan fiili taşıyıcı ve akdi taşıyıcı müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğundan kusur oranlarının davacı açısından herhangi bir öneminin olmadığı, davalı fiili taşıyıcının zararın tamamından sorumlu olduğu, bu kapsamda bilirkişi kusur oranlamasına yönelik tespitine itibar edilmediği, davalı sürücünün zararının tamamından sorumlu olduğu zarar bedelinin toplamda—— anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerektiği, davacı taraf ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmişse de davadan önce davalıya gönderilen herhangi bir ihtarname olmadığı, dolayısıyla davalının temerrüte düşürülmediği anlaşıldığından, söz konusu alacağa dava tarihi olan — tarihinden itibaren faiz işletmek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.——– Karar sayılı kararı)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
— dava tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 11.106,66 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.776,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.329,99 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 2.776,67 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.835,97 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 110,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 810,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte —— arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.